• 1954
    bu sene obradovic mobradovic dinlemeden sampiyon olacagina emin oldugum takimdir.

    baslarinda ergin ataman gibi bir kurt var. bu adam türkiye ligi uzmani. turkiye ligi fatihi. play offlarda vitesi iyice arttirip onune geleni devirecegine yurekten inaniyorum.
    takim kalitesi olarak zaten fbu'den asagi degiliz. ruhumuzla da her zaman bir adim ondeyiz.

    sezon sonu buyuk makara var.
  • 1958
    panathinakos da gruba dahil olursa ölüm grubu olacak gruptadır...
    bu takımların güçlü olmasından daha ziyade ekipte yaşanan sakatlıklar...
    gordon-jawai-dudley-marco gibi oyuncuların olmaması handikap yaratabilir...
    evimizde oynayacağımız her maçı kazanacağımıza eminim...
    taraftar baskısı deyin..motivasyon deyin...
    ama hepsini kazanabiliriz...kazanacağız...
    deplasman faktörü ve diğer takımlarının birbirine üstünlüğü sıralamadaki yerimiz netleştirir...
    yalnız ne demişti jupp baba''galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır son topa kadar''
  • 1961
    (bkz: #1369199)

    zalgiris, partizan ve münich ile yapacağımız 6 maçtan 5 ini alırız/almalıyız diye düşünüyorum. diğer zor 3 lü ve d grubu 3.sü ile yapacağımız toplam 8 maçtan 3 galibiyet dahi çıkarsak toplam 8 galibiyetin bizi en kötü ihtimalle grup 4.sü yapacağını düşünmekteyim. önermemin 2. kısmından 8 de 4 galibiyet çıkartırsak işimiz daha da kolaylaşır tabii ki. ama bence en kritik nokta nispeten kolay 3 lü ile yapacağımız maçlarda içeride dışarıda çok fire vermemek. takımımıza ve hocamıza sonuna dek güveniyorum ve son 8'e kalacaklarına yürekten inanıyorum.
  • 1965
    birbirinden zorlu 7 takım ile yaklaşık 4 aylık bir mücadele içerisine gireceğiz, seyircimizin takımımıza bu yol boyunca destek verdiği sonunda çeyrek finale kaldığımız bir süreçten geçmemizi temenni ederek yazıma başlayayım.

    ocak ayının ilk haftası maccabi karşılaşması ile yeni tur gruplara giriş yapacağız. rakibin geçtiğimiz birkaç seneye göre kadrosunda çok abartılacak değişiklikler yaptıklarını söylemek güç. evleri olan nokia arena euroleague' in en zor atmosferlerinden biri ki, oyun içinde geri düşseler dahi bir şekilde dönüş yolunu buluyorlar. bu sezon sadece caja laboral' e yenildiler bunu da artık pek sürprizden saymıyorum. dengesiz kadrolarıyla geçtiğimiz sezon o salondan yine bir şekilde galip ayrılmayı başarıp bahis dünyasını hüzne boğmuşlardı. uzun rotasyonunda süreler shawn james ve sofoklis ile paylaşılıyor. ilginç gelebilir ama ikisinin toplam ribaund ortalaması sadece 7. forvet ingles, devin smith ve david blu uzun oyuncularına göre daha aktifler. sayı katkıları takım halinde dengeli dağılıyor öne çıkan bir oyuncuyu söylemek güç. maç içlerinde ani patlamaları minimuma indirgeyebilirsek avantajlı konuma geçebileceğimizi düşünmekteyim.

    real madrid grubun en dominant takımı. gönül son hafta, ilk tur gruplarda efes' in başına gelmiş olduğu gibi turu garantilemiş bir takımla son maçta evimizde oynamayı isterdi ama maalesef gerçekleşmedi. bu sezon ayakta alkışlanacak bir performans gösteriyorlar değil. acb' de bu hafta bitti diye düşünülen maçta valencia' yı deplasmanda 15 sayı geriden gelerek mağlup ettiler. euroleague ilk tur grup maçlarında mağlubiyet almadılar, grubumuzun liderlik için en büyük favorisi. sergio rodriguez kariyer sezonunu geçiriyor, tam %55 ile 3 sayı kullanıyor ve asist ortalaması 5,5 civarında. almış olduğu ortalama süre ise sadece 20 dakika. nikola mirotic her sezon üzerine katarak oynamaya devam ediyor rodriguez gibi üç sayı atış yüzdesi oldukça yukarılarda (28 atışta %64) ve ribaund katkısı 5 dolaylarında. takım halinde maç başına 89 sayı buluyorlar, ilk tur grubunun çerezliğinden de kaynaklanıyor olabilir ama arroyo savunmada takıma katkı veremez ise zorlanabileceğimiz 2 karşılaşma bizleri bekliyor.

    kuban ismini görünce aklıma 2012-2013 sezonunda yaşadığımız kötü yolculuk gelse dahi, bu sezon işleri lehimize çevirebileceğimize inanıyorum. eğer çeyrek final için mücadele halinde olacak isek 4.lük koltuğu için en büyük rakibimiz konumundalar. derrick brown ve marcus williams takıma liderlik eden isimler. jasaitis ve kalnietis takımın litvanyalı dış atıcıları. iç ve dış saha performansları dengesiz bir ekip, deplasmanda bir galibiyet çalmamız durumunda üst tur için büyük bir avantaj elde edebiliriz. 2012-2013 sezonunun eurocup şampiyonu olduklarını da hatırlatmak gerek.

    zalgris kaunas takımında litvanyalı ve slav kökenli oyuncuları görmeye alışkandık fakat bu sene kıta dışı oyuncu sayısı takımda sadece 1(justin dentmon). koçları oyuncu iken türk takımlarına karşı efsane performanslar sergilemiş saulius stombergas. ilk tur gruplarına durağan bir giriş yaptıktan sonra son 4 maçta 3 galibiyet elde ederek gruptan çıkmayı başardılar. brose deplasmanında aldıkları son galibiyet(tek deplasman galibiyetleri) ile efese de büyük bir kıyak yaptılar. bu sene için görevlerini yerine getirdiklerini düşünüyorum, ellerinde jasikivecius, javtokas, lavrinovic gibi tecrübeli oyuncular olsa dahi maç içlerinde istikrarsız bir performans gösteriyorlar buna deplasman fobileri de eklenince gruptan çıkmaları oldukça güç.

    cska moskova son 2 sezonda yaşanan hayal kırıklıklarından ders çıkarttı mı bilinmez ilk tur gruplarının beklenmedik performanlarından birine imza attılar, maçların genelinde düşük viteste oynadılar. şüphesiz ki bunun en büyük sebeplerinden biri transfer döneminde arkasından tencere çalıp yollanmaya çalışan ve son anda elde patlayan milos teodosic. yaz döneminde yaşadığı sakatlığa motivasyon problemi de eklenince istatistikleri beklenenin çok altında kalmış durumda. %22 gibi korkunç bir yüzdeyle 3 sayı atışı(takım halinde de pek parlak sayılmaz %31) kullanıyor. takımdan ayrılan kirilenko ' nun yerine kyle hines' ı transfer ettiler, ondan beklenen verimi elde etmiş olmalarına rağmen khryapa ve krstic' ten beklenen hücum efektifliği gelmemesi sebebiyle takım 2 sezon önceki korkutuculuğunu yitirmiş durumda. ama yine de üst tur gruplarda vites arttırıp real madrid ile çekişmeye girmeleri muhtemel.

    bayern münih son 2 sezonda basketbola yapmış olduğu yatırımın meyvesini aldı ve bu sezon grubumuzdan 4. olarak bu tura yükselmiş durumda. alman basketbolunun nowitzki' den sonra bir tane elle tutulur yıldız adayı yetiştirememiş olması, o'nun da kariyerinin sonuna yaklaşmış olması takımları muhtemelen yatırım yapmaya zorluyormuş gibi görünüyor. münih' in yıldız adaylarından benzing bir türlü beklenen patlamayı yapamamış durumda. john bryant ulm günlerinden beri iyi oynamaya devam ediyor, malcolm delaney açık alanda iyi bir guard fakat yanına eklenen isimler takımı üst kalibreye taşıyabilecek cinste oyuncular değiller. heiko schaffartzik ve nihad djedovic ve bekledikleri katkıyı alamadıkları amerikalı guard bryce taylor ile euroleague kalibresindeki vasat oyuncular. bu sene beklenen başarıyı elde ettikleri kanaatindeyim. bu başarıda koçları svetislav pesic' in payı oldukça büyük.

    partizan, seyirci baskısının grubumuzda bizimle beraber maccabi' yi de saydığımız takdirde ne kadar önemli olacağını kanıtlar nitelikte bir takım. son 3 sezondur bütçelerinde bir düşüş söz konusu, fakat euroleague' de bir şekilde üst tura çıkmayı başarıyorlar. benzer yolu izleyen montepaschi siena bu sene ilk tur sonunda saf dışı kalmış durumda. belgrad' da oynayacağımız maçta her zaman olduğu gibi muhteşem bir atmosfer oluşturacaklardır fakat bu sene üst tur aday takımlarının o atmosferden pek etkilenmediğini söylemek gerek. cska-barcelona ve fenerbahçe ülker bu sezon partizan' ı deplasmanda +10' ar sayı farkla geçmeyi başardılar. grubun en zayıf takımı konumundalar.

    ilk tur grup maçlarında olympiakos maçı dışında tribünlerin tamamını doldurabildiğimiz bir karşılaşma maalesef olmadı, bunda tabii ki euroleague formatının etkisi de var. bu turda saygı duymamız gereken, kadro kaliteleri bizden daha iyi olan ekiplerle oynama fırsatı bulacağız. gönül elbet her zaman kazanmayı istiyor ve bunun için mücadele edeceğiz ama olası bir mağlubiyette takıma sırt çevirmemek önümüzdeki yıllarda almak istediğimiz euroleague lisansı için oldukça önemli. grubumuzda yer alan real madrid ve cska moskova şüphesiz ki her senenin final four adayları. unutmamamız gereken nokta 2 sezon önce cska' nın yenilmezlik serisini bozduğumuz karşılaşmada ki sıcak ve gergin ortamı her maçta sahaya yansıtabilmek.

    evimizde oynadığımız 5 maça favori konumunda çıkacağız bunları kayıpsız atlatmamız, real madrid-cska moskova ikilisinden bir galibiyet çıkarabilmemiz durumunda çeyrek final ışığını tünelin ucunda bir şekilde görebileceğimize inanıyorum. efes' in ölü haliyle son ana kadar zorladığı zalgris, gora' nın deplasmanda yendiği bayern münih, evinde beş maçın ikisini kazanabilmiş partizan yenilmeyecek takımlar değiller.

    ilk 2' ye girmek çeyrek final için avantaj yaratacağından bu turda tüm ekipler rakiplerine tırnaklarını göstereceklerdir, takımımızında bu bilinçle ergin ataman yönetiminde seyirci desteğini arkasına alarak son topa kadar savaşacaktır. yenilmez armada' ya can-ı gönülden başarılar.
  • 1966
    takımımızın euroleague top 16 grubundaki maç programı şu şekildedir.

    2 ocak 2014 saat 19.45
    galatasaray - maccabi tel aviv

    10 ocak 2014 saat 21.45
    real madrid - galatasaray

    16 ocak 2014 saat 21.45
    galatasaray - lokomotiv kuban

    23 ocak 2014 saat 21.15
    bayern münih - galatasaray

    31 ocak 2014 saat 20.00
    galatasaray - zalgiris kaunas

    14 şubat 2014 saat 20.30
    galatasaray - cska moskova

    20 şubat 2014 saat 21.45
    partizan belgrad - galatasaray

    27 şubat 2014 saat 21.45
    maccabi tel aviv - galatasaray

    7 mart 2014 saat 20.30
    galatasaray - real madrid

    14 mart 2014 saat 18.00
    lokomotiv kuban - galatasaray

    21 mart 2014 saat 20.00
    galatasaray - bayern münih

    27 mart 2014 saat 19.45
    zalgiris kaunas - galatasaray

    4 nisan 2014 saat 19.00
    cska moskova - galatasaray

    14. hafta | 10-11 nisan 2014 *
    galatasaray - partizan belgrad
  • 1967
    maç programı elinde bulunsun isteyen sözlükçüler için buyrun: https://pbs.twimg.com/media/BcPkblRCYAAhi_o.jpg

    şahsen ben kaydettim masaüstüne, ingilizce bilmeyenler için local yazan kısım, maçın başlangıç zamanlarını gösterir, söz gelimi evimizdeki maccabi ile oynayacağımız ilk maç 19:45'te başlayacak, deplasmandaki maccabi maçı ise 21:45'ten itibaren izlemeye başlayacağız*. yani kısaca siz cet yazan kısmı boşverin.

    bunun dışında olur da içerdeki maçlara bilet bulamazsam diye yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkür ediyorum.
  • 1969
    son zamanlardaki sakatlık konularıyla ilgili bir iki kelam etmek istediğim takımımızdır. şimdi öncelikle şunu söylemek istiyorum. ben ergin ataman'ın coaching tercihlerinii ve tarzını sevmiyorum ve doğru bulmuyorum ama saygı duyuyorum. öncelikle böyle başlayalım ki sonradan abi sen ergin ataman'ı sevmiyorsun diyenler olmasın. söylüyorum iste. senelerdir kendisini efes yıllarından beri takip eden beşiktaş'taki sürecini seyreden biri olarak öncelikle söylemek istediğim ergin ataman asla esnek bir koç olmadı. yani oynatmak istediği oyun tarzı oyunculara uygun olmadığında asla oyun mantalitesini değiştiren bir koç olmadı. tabii bu kendi tarzı olduğunu gösterir ama çalıştırdığı onca takımda oynatmak istediği belli bir takım şablonu olmadığından bu da kendi açısından eksilerini gösteriyor benim görüşümde. bir diğer kendi açısından benim gözümde eksisi beklentiler arttığında iyi performans verememesi ve yanlış tercih ve kadro mühendisliği. efes'in tarihinin en pahalı ve görkemli rakoçevic'li kadrosunda yaptıkları gibi.

    neyse devam edelim şimdi son zamanlarda sakatlık belası malum. sakatlanan oyuncuların yerine de aldığımız oyuncular da sakatlanmaya başladı. şimdi bir takım düşünelim. şanssız sakatlıklar ardı ardına gelsin. ama bir yerden sonra herkes sorar arkadaş peki bu kadar tesadüfün nedeni ne? bazı oyuncular idmanda sezonu kapatırken bunun nedeni acaba coaching, yanlış idman temposu veya sakat sakat oynatma olamaz mı? bu da coaching ekibimizin ve ergin ataman'ın birazda düşünmeleri gereken.

    bu kadar sakatlığın bir diğer sebebi ise bana göre yanlış oyuncu seçimleri. mesela domercant alınırken kendisi o sene çok iyi bir oyun çıkarmıştı ama bizim gibi avrupa'nın orta bütçeli takımları açısından risk transferiydi. hem yaşının ilerlemiş olmasından hem de sakatlık geçmişinden dolayı korkuyordum maalesef korkularım doğru çıktı geldiği gibi sakatlandı henry. domercant transferini avrupa'nın büyük bütçeli takımları yapabilir çünkü herhangi bir olumsuzluk durumunda kompanse edebilirler ama maalesef bizim öyle bir şansımız yok ve 2 senedir domercant'a haketmediği paraları ödüyoruz. aynı şekilde bonsu, gordon ve hatta arroyo'da aynı şekilde.

    demek istediğim bunlar kötü oyuncular mı? hayır değil şahsen arroyo'nun nba'den beri kişisel hayranıyım fakat böyle oyuncular her zaman yanında riskler getirir ve sen bu riskleri orta bütçeli takımsan düşünmek zorundasın. sonra sakatlık oldu şansızlık bahanelerinin arkasına saklanmamak için.

    biraz karışık oldu ama umarım anlaşılmıştır anlatmak istediğim. kadro mühendisliği ve oyuncu seçimleri basketbol için futboldan da kritiktir çünkü aldığınız oyuncuya bütçeniz oranında fazla paralar ödüyorsunuzdur.
  • 1971
    bir takım düşünün ilk senesinde domercant ve hawkins üzerine oyunlar ve sistem belirlerken ikisinin de takımdan uzaklaşmasından dolayı yeni pick and roll ve uzun rotasyonu(ndong, macvan,furkan,dudley) devreye girerek yeni sistem oluştursun ve 23 yıl aradan sonra şampiyon olsun.

    ikinci senesinde jawai ve gordon üzerine kurulu penetre ve ikili oyun üzerine kurulan sistem yine oyuncuların sakatlanması ile yok olmuştur. bunların yanında sezona müthiş başlamış dudley sakatlanınca her şey alt üst oldu. bütün yük arroyo üzerine bindi. furkanın bitmek bilmeyen bel ağrıları ve hastalıkları yanında ender, cenk, hariston ve markonun sakatlıkları hiç bir sistemi takıma oturtma izni vermemiştir. neredeyse 2 hafta üst üste aynı takımla sahaya çıkamayan takımı "dış şutlar üzerine kurulu sistemi var" diye eleştirmek kör cahillikle eşdeğerdir.

    koç gerekeni yapıyor ve ligde zaten yakaladığımız güzel hava, şansızlıklıkların kırılması ile euroleaguede de 8 galibiyeti getirecektir. kimse merak etmesin. çok eleştirmek istiyorsanız sağlık ekibini eleştirin. bu kadar profesyonel yönetilen bir takımın oyuncusu nasıl enfeksiyondan 2 maç kaçırır?
  • 1973
    euroleague top 16 grubundaki en ciddi rakibi lokomotiv kuban olan takımdır. maccabi'yi içerde yensek üçüncülük için iddialı olabilirdik ama artık bu çok zor. birinci real madrid ve ikinci cska olur diye düşünüyorum. dördüncülük için rakibimiz olan kuban şimdiye kadar içerde cska'ya, dışarda maccabi'ye yenildi. yani biz maccabi'ye yenilirken onlar cska'ya yenildi. fazla bir şey kaybettiğimiz söylenemez. yapacağımız şey içerde real madrid maçı dışında kayıp vermemek, dışarıda ise bayern münih, zalgiris ve partizan maçlarından galibiyet çıkarmak. tam 8 galibiyet ediyor ve ergin ataman da grup maçlarından önce 8 galibiyetin bizi gruptan çıkaracağını düşündüğünü söylemişti.
App Store'dan indirin Google Play'den alın