• 202
    nepotizmin en çok döndüğü şubedir su sporları şubesiyle birlikte. basketbol'da çalışan sayısı şişik; mavi-beyaz yakalı toplamı totalde sporcular ve outsourcing hariç 64. ne gerek var atomumu parçalıyorlar?

    benim önerim şube genel menajerliği, takım menajerliği, idari menajerlik, medya sorumluluğu makamları lağvedilsin. istatistikçi ve dış ilişkiler sorumluluğu da diğer çalışanlar arasında pay edilmeli. ayrıca 3 yardımcı hoca da fazla resmen fenerli nevriye için oluşturulmuş bir koltuk daha.

    bence 1 şube menajeri-1 hoca-2 antrenör-1 fizyoterapist/osteopat-1 masör-1 malzemeci-1 şube sekreteri yeterli. ulaşım-temizlik gibi kalemler diğer şubelerimizde outsource edildiği gibi burada da edilebilir. böylece 3 sene önce bu çalışanlarımıza verdiğimiz 1.5 trilyon yerine sayı 40'lardan 8-10'a düşünce ister istemez kafadan 1 trilyondan fazla tasarruf sağlanır.

    böylece hem kalan çalışanlar maaşlarını zamanında alır hem de bu tasarruf edilen meblağlarla dünyaca ünlü yıldızlar alınır...

    genel döküme bakınca da;

    basketbol şubesi (64)

    genel şube çalışanı = 3

    erkek basket takım çalışanı = 12

    kadın basket takım çalışanı = 8

    kız altyapı çalışanı = 5

    erkek altyapı çalışanı = 6

    basketbol okulu çalışanı = 26

    tekerlekli sandalye basketbol çalışanı = 4
  • 203
    podolski'nin derbiyle ilgili twitter paylaşımından sonra hakkında birkaç kelam edeceğim şube.

    malum, fb kendi şubesini birleştirdi ülker ile. ilk günden beri içine düşülen kompleksten dolayı adamların başarısı ve akıllıca yaptığı işi küçümseme furyası aldı başını gidiyor. avrupa basketbolu hiç tat vermez bana ama madem burada turnuvalara katılıyoruz, amatör şubelerin zararını hem azaltıp hem de başarılı bir takım ortaya çıkarmak için böyle bir yol izlemiyor olması bizim kulübün asıl eleştirilmesi gereken noktası bence. tüm branşlar için geçerli bu, hepsinde yapılması gerek. futbol hariç. ortaya çok başarılı takımlar çıkmasa da olur, o ayrı bir konu ama ettiğin zarardan kurtulursun.

    takımın ismi cismi değişmiyor zaten, senin her yıl maaş ve bonservis olarak bu şubeye harcayacağın -seni zarar ettiren miktar kadarını en azından- miktarı karşılayacak ve sadece basketbola bütçe ayıran bir organizasyonla birleşmek en mantıklı yol. basketbol şubesinin yönetimini de ortak bir şekilde onlarla yönetirsin. taraftar ve sinerji senden, para onlardan ki kulübe zarar ettirmeyecek miktarda para takviyesi de yapılır ekstra. kar edilirse, karın daha büyük kısmını da birleştiğin şirket alsın, sorun değil. zaten avrupa baskebolu dünyada bu sporun 1 numaralı adresi değil, öyle uçuk aidiyetler atfedilmesi gereksiz bir şey buradaki organizasyonlara. yıllardır bahsi geçer bu konunun ama hala bir gelişme yok ve beceriksizliği dünden bugüne nam salmış, gelip geçen kulüp yönetimlerimizin de bir girişimde bulunacağı da yok.
  • 204
    fenerbahçe, ülkerspor ile birleştirmiştir çünkü murat ülker büyük fenerlidir. fenerbahçe'ye doğuş sponsor olmuştur çünkü ferit şahenk büyük fenerlidir. fenerbahçe'nin şu an her branşının sponsoru koçtur çünkü ali koç fenerbahçe'yi resmen şirketinden fazla seviyor. galatasaray'lı zengin iş adamlarının ise icraat yapmak gibi bir derdi yok.
  • 205
    dünyanın en prezentabl çiftliği.

    kuvvetle muhtemel bir yada birkaç yönetici abimizin indireceği cukka uğruna, ezeli rakibimizin euroleague final four vitoria-gasteiz 2019'de oynayacağı maçlarının yayınlanacağı dubai menşeyli bir fimanın alışveriş merkezine takım kaptanı ve iki oyuncusunu maskot olarak gönderme cürretini göstermiştir.
  • 207
    başkanlar ve yönetimler değişse de devamlılığı olan adam gibi bir sponsor bulunmayan şubemizdir.

    erkek takımına 6-7 milyon euro
    kadın takımına 3-4 milyon euro
    engelsiz aslanlara da 1-1.5 milyon euro bulamıyoruz. fener sadece erkek takımına her sene 25-30 milyon euro yatırıyor. hakikaten imrenmemek elde değil.

    her biri avrupa şampiyonu olmus 3 takimina tas çatlasa senelik 10-12 milyon euro bulamıyor mu koskoca galatasaray?
  • 209
    erkek, kadın ve tekerlekli sandalye olmak üzere 3 branşının gelir/gider tablosu açıklanmış şubemiz.

    galatasaray erkek basketbol takımı

    basketbolumuzun ana şubesinde 8.1 milyon tl gelir beklerken (bütçelenen tutar), 7 milyon tl gelir elde etmişiz.

    8.5 milyon tl gider beklentisi ise 7.7 milyon tl olarak bütçeye yansımış.

    buna göre erkek basketbol takımımızın mevcut dönem için zararı 700 bin tl.

    galatasaray kadın basketbol takımı

    2.9 milyon tl gelir beklediğimiz şubemizde, 2.6 milyon tl gelir elde etmişiz.

    4.1 milyon tl gider beklentisi ise 3.5 milyon tl olarak karşılık bulmuş.

    kadın basketbol takımımızın zararı 900 bin tl.

    galatasaray tekerlekli sandalye basketbol takımı

    diğer 2 branşa göre daha mütevazi bir bütçe ile yarışan engelsiz aslanlarımız 481 bin tl gelir beklentisi ile girilen dönemde 433 bin tl gelir elde etmiş.

    gider ise 802 bin tl olarak bütçelenmesine rağmen 883 bin tl olmuş.

    bu branşımızın zararı 450 bin tl.

    şubenin toplam zararı : 2 milyon tl (güncel kur ile 300 bin euro)

    öncelikle şunu belirtmek lazım, bu zarar kulübü zor durumda bırakacak, borcu arttıracak bir zarar değil.

    özellikle erkek basketbol takımımızın fiyat/performans dengesi gayet makul.

    ancak şu resim de gayet açık : olabildiğince minimize etmeye çalıştığımız dönemde dahi bu şube az-çok fark etmeden dönemi zarar ile kapatıyor.

    çok değil, yılda 1 milyon € (6.6 milyon tl) verebilecek ekstra bir sponsor bile branşın çehresini değiştirir.

    en azından spor salonumuz bitene kadar, mevcut ekonomik anlayışla devam etmek ve düşük bütçeler ile rekabet edebilecek takım kurmak lazım.

    sonuç olarak kadın basketbol takımımız şampiyonluğu talihsiz bir şekilde kaçırdı.

    erkek basketbol takımımız son 4'e kaldı ve elendiğimiz takım şu an için rekabet edebileceğimiz bir takım değil.

    iki branşın da verdiği emek ve mücadele sonuna kadar saygıyı hak ediyor. aynı iş ahlakına sahip oyunculardan takım oluşturulmalı ve bizlerin en azından "helal olsun" diyeceği takımlar oluşturulmaya devam edilmelidir.
  • 211
    (bkz: mustafa cengiz yönetimi/#2762723)

    yönetimin şubenin cezalarını azalatması beni çok mutlu etti. basketbol şubesine arzu ettiğimiz kadar kaynak ayıramazken hem yarışmacı olmak hem de bütçeyi çevirmek oldukça güç. üstüne gelen geçmiş kaynaklı cezalar cabası. bu cezaları azaltmak ve transfer piyasasındaki negatif tanınırlığımızı temizlemek çok önemli. geçmişte transfer etmek istediğimiz oyuncuların menajerleri paralarını alamayacaklarını düşünerek oyuncularını bize getirmiyordu. artık bunları geride bırakmak adına güzel bir adım. umarım en yakın zamanda cezaları sıfırlar basketbol şubemiz için tertemiz bir sayfa açarız.
  • 212
    kadın ve erkek takımları 4 avrupa kupası kazanmış, bu branşın en başarılısı olmasına rağmen ligin bile sponsorlu oldugu bu statükoda sponsor olmadan yoluna devam ettirilen şube.

    erkek takımı 3 yıldır sokak basketbolu formatıyla sahaya çıkıyor. kadın basketbol takımı bir yabancısı sakatlanıp sezonu kapatınca 50 bin dolar para bulamadığı için yerine transfer yapamayıp sahaya 11 kişi çıkıyor. bu haliyle liderlik kovalayınca da utanmadan başarıyı sahiplenenler, konuşanlar oluyor.

    bugün ligin kendi sponsoru var. erkeklerde osuruktan sayılabilecek bir sponsorluk var. kadınlarda sponsor yok ki ligde bizden başka bu durumda takım yok.

    mustafa cengiz çıkıp 35-40 milyon eurolardan bahsederek ya yalan söyleyip hedef şaşırtıyor. ya da kandırılmış ve henüz haberi bile yok...

    bugün türkiye'yi geçtim avrupa'da tüm basketbol takımları sponsorlarla yaşamını sürdürüyor. hatta sponsorların takımlarına kulüpler ismini ve tesisini veriyor.

    tüm avrupa'da bunu yapmayan tek takım galatasaray.

    çünkü galatasaray basketbolu galatasaraylı büyüklerimizin, onların ahbaplarının, yeğenlerinin, dayılarının, amcalarının rant kapısı olmuş durumda. seçim baskısıyla kimse de dokunamıyor bu şubelere...

    tipine göre yabancı oyuncu transferi yaptıran menejerlerin, komisyoncu ahbaplarını üzmeyen idarecilerin, oyuncu izliyorum ayağına yaz tatilini amerika'da kulübün sırtından geçiren asalakların yuvası oldu galatasaray basketbolu.

    hal böyle olunca alnının çatında enayi yazmadığı sürece hiçbir firma bu takıma sponsorluk verip bunlara para yedirmeye yanaşmıyor.

    bu ayıba kongre baskısıyla kimse müdahale edemiyor. bu kangrenli yapı değişip bu leş kargaları dağılmadan sppnsorluk vermek kerizlikten başka birşey olmayacaktır.

    nitekim de öyle oluyor ve kimse sponsor olmuyor.

    bu rezilliği örtmek için de finansal fair play ortaya altılıyor, gelirimiz yok lafı ortaya çıkıyor, yalandan bilançolarla kamuoyu kışkırtılıyor...

    oysa bugün şubenin beş parasız olması bir tasarruf ya da zaruriyet değil, galatasaray fakirleşirken zenginleşenlerin sebep olduğu bu rezilliktir.

    galatasaray yönetimleri futboldan gelen parayı baskete aktaramayız bahanesini bir kenara bırakıp gerçekleri anlatsın kamuoyuna.

    2 sene önce kurulan takımlar 3 ana sponsor alırken 3 avrupa kupalı takıma neden kimse sponsorluk vermiyor ondan bahsetsinler biraz...
  • 213
    muhtemelen bu sezon için galatasaray basketboluyla alakalı yazacağım/yazdığım son entry bu. içimdeki irini akıtayım da rahatlayayım.

    sevgili başkanımız geçtiğimiz günlerde konuk olduğu bein sports yayınında şöyle bir şey söyledi: "basketbolun gelirleri yetmiyor. real madrid başkanı florentino perez'e de sordum, o da futboldan alıp basketbola aktardıklarını söyledi. real madrid 1 milyar euro kazanıyor ve 30-40 milyon euro basketbola aktarmaları onları etkilemiyor. biz bunu yapamayız. basketbola 35-40 milyon euro bütçe ayıramayız.". mustafa cengiz zeki bir adam. söylediği şey teoride doğru; ancak amatör şubeleri de takip eden galatasaray taraftarının bu şubelerle alakalı gerçek beklentilerinin de bilincinde. dolayısıyla beklentinin basketbola her sezon 35-40 milyon euro bütçe ayrılması olmadığının da farkında. apaçık ajitasyon yapıyor. niye? çünkü basketbolu son derece kötü idare ettiklerinden, gerekenleri yap(a)madıklarından adı gibi emin. bu yüzden de demagoji sosuyla şenlendirdiği duygu sömürüsü menüsünü masaya servis etmekten çekinmiyor. taraftarı kandırıyor.

    peki taraftar aslında ne istiyor?

    1. oyunculara ve şube çalışanlarına ödemelerin zamanında yapılması; liseci sevici tayfaya malzeme verilmesin diye birçok insan sesini çıkarmıyor, bahsetmiyor fakat dönem dönem geciken maaş ödemelerini, kıyısından dönülen idmana çıkmama kararlarını konuya hakim olan insanlar biliyor. sırf dursun aydın özbek ve şürekası birtakım şeylerden nemalanmasın diye ağzını açmıyor taraftarın bir kısmı olana bitene...

    2. standart bir bütçe; en can alıcı nokta bu çünkü en büyük goygoy bunun üzerinden dönüyor. bahsettiğim goygoy da şu; amatör şubeleri doğru dürüst takip etmeyen (tercih meselesi, hiçbir sakıncası yok), galatasaray'ı yalnızca futbol olarak gören bir kısım taraftarda tuhaf bir reaksiyon mekanizması oluşmuş durumda. amatör şubelerin a'sını veya basketbolun b'sini dillendirdiğiniz anda, "ya argadaş siz de tutturmuşsunuz sepettopu da sepettopu, borç çok görmüyon mu"ya benzer bir tepki alıyorsunuz. baştan aşağı cehalet kokan, içi son derece boş ve bir o kadar bayık bir söylem bu. neden? her şeyden önce, basketbolu takip eden galatasaray taraftarı şube ekonomisiyle alakalı birçok şeye hakim, o konuda içiniz rahat olsun canım kardeşlerim. asıl olana gelirsek; basketbolu takip eden galatasaray taraftarı da biliyor ki bu takım (erkek basketbol takımı) güçlü bir müessese ile birleşmediği sürece hiçbir zaman 2,5-3 milyon euro'ların üstünde bir bütçeye sahip ol(a)mayacak. hele hele mevcut kurlarla bu imkansız. hemen araya bir şey sıkıştırayım; diyoruz ya "fenerbahçe de ülker'in mirasına kondu, sonra da doğuş'la beko'ya yanladı ehiehi" diye, on numara iş yaptı adamlar zamanında. ayağa gelen fırsatı geri çevirmediler ve son 1,5 sezon hariç hem avrupa basketboluna hem de ülke basketboluna damga vurdular uzunca bir süre boyunca. ha maddi açıdan kantarın topuzunu kaçırdılar mı? kaçırdılar elbette. kulüplerin amiral gemisi olan futbolda düzenli olarak çuvallayınca sürekli basketbola sarıldılar, sürekli basketbola yapmamaları gereken miktarda yatırım yaptılar ve battılar... konuya dönersem; her sezon basketbola ayrılacak bir 15 milyon türk lirası (dolar ya da euro değil, lira) kadarlık bütçe kulübü batırmaz. sponsor katkısıyla bu miktar 20+'yı görürse misler gibi olur. yani neymiş? taraftar 35-40 milyon euro'luk bütçe falan istemiyormuş.

    3. doğru zamanda doğru hamleler ve doğru yöneticilik; benim bu entry'i yazma sebebim bu aslında, diğer bir deyişle bu sezon bir daha galatasaray basketboluyla alakalı herhangi bir şey yazmayacak olmamın nedeni de. john roberson transferi yapıldı dün. oyuncu 16 şubat'tan sonra takımımıza dahil olacakmış.

    https://gss.gs/Mwi.jpg

    takımınızın böyle bir hamleye olan ihtiyacı yaklaşık 2,5 aydır var. diyelim para sıkıntısı yaşandı ve bu yüzden gecikildi (ki bizim sorunumuz biraz da bu oldu), eyvallah. anadolu efes ve fenerbahçe beko gibi iki ağır favorinin olduğu lokal ligde şampiyonluk hedefi çok ütopik bir hedef, dolayısıyla esas odak noktası eurocup-türkiye kupası ikilisi. şimdi siz öyle bir zamanda öyle bir oyuncuya gidiyorsunuz ki, bu oyuncu ne eurocup'ta oynayabilecek (%90+ elendik zaten), ne de türkiye kupası serüveninde forma giyebilecek. o halde soruyorum, biz bu transferi neden yaptık? hemen cevaplayayım, taraftarı aptal yerine koyup sözüm ona susturmak için. biz embesiliz, biz kafasızız ya, anlamıyoruz tabii. roberson transferi, galatasaray yöneticilerinin galatasaray taraftarını salak yerine koyma hamlesinden başka bir şey değildir. doğru yöneticilik de tam olarak böyle zamanlarda devreye girer, ortaya çıkar. doğru yöneticilik neydi peki? faydalanamayacağımız oyuncuya para gömmemekti, bunu taraftara izah etmekti, mert olmaktı, gerekirse özür dilemekti. hiçbirini yapmadılar elbette.

    müthiş ayar olduğum bir kitle var, iyi arkadaşlarımdan bazıları da bu kitlenin içinde. bu kitle, "yea basketbol ne amuğagoyim ya" kitlesi. yahu ne var bunda? bir insan basketbolu, voleybolu, yüzmeyi vs. futboldan daha çok benimseyemez mi, önemseyemez mi usta? bunda ne gibi bir tuhaflık var anasını satayım? niye öcü muamelesi yapılıyor güzelim salon sporlarına? ooof dağların anası fadime of!

    açık konuşayım, "galatasaray yalnızca futboldan ibaret olacak, amatör şubelerin tamamı kapanacak" dense üzülmem hatta bir noktada desteklerim. bakın bunu bir basketbolsever olarak ifade ediyorum. böyle düşünmemin sebebi tamamen galatasaray armasının bu atıllığı, bu niteliksizliği hak etmediğine inanmamdan ötürüdür. aynı zamanda bu benim için bir eksiklik de yaratmaz. efes pilsen altyapısı sayesinde daldım ben basketbola, anadolu efes'in maçlarını açarım, bakarım keyfime. şu cümlemden sonra "sen de nasıl galatasaraylısın arkadaş" diyen(ler) olabilir, ziyanı yok, alıştım. söz konusu futbol olduğunda 365 gün boyunca kavgaya varım mücadelem el verdiğince çünkü o zaman galatasaray taraftarının tamamı gerek lisecilere, gerek siyasete, gerekse de türkiye futbol federasyonu'na karşı hep bir ağızdan bağırıyor; ancak böyle olunca iş kendi kendine debelenmekten ileri gitmiyor, gidemiyor maalesef. bu yazdıklarım sadece erkek basketboluyla ilgili bir de, erkek basketbolundan daha kötü bir biçimde adam yerine konmayan, iplenmeyen, sallanmayan şubelerimiz mevcut. yazık...

    mustafa cengiz başta olmak üzere galatasaray yönetimine gecikmiş ödemelerden kaynaklı birçok transfer yasağı dosyasını kapattıkları için teşekkür ederim. 1 yıl kadar önce galatasaray yönetiminin "galatasaray basketbolunu a.ş. yapalım" teklifini reddeden genel kurula da sonsuz nefretlerimi sunuyorum. alın şubenizi başınıza çalın. yediniz yediniz de doymadınız hala lan, yazıklar olsun.
  • 214
    a.ş olamamasının sebebi ( 2018 eylül ayında yapılan olağanüstü mali kongrede) yönetimin, bu hususta yeteri kadar bilgi sahibi olmamasından ve dolayısı ile genel kurulu bilgilendirememesinden kaynaklıdır.

    konudan o kadar bir haber idi ki yönetim, eğer a.ş olsaydık devletin henüz o sıralar yeni çıkarmış olduğu amatör sporlara verdiği stopaj vergisi katkısını kaybedeceğimizden, bazılarının nefret ettiği genel kurul üyeleri sayesinde bilgi sahibi oldular. sonrasında da zaten a.ş nasıl ve neden olacağız, neler yapacağız, aksiyon planımız nedir, bütçe, gelir-giderler nasıl olacak gibi onlarca soruyu cevaplamadan (çünkü bu cevaplar onlarda da yoktu) kendilerinin sunduğu tasarıya kendilerinin bile(bir kısmının) red verdiği şekilde konu kapandı.
  • 215
    büyük ve yarışmacı kulüplerde, sistem oturtmak, altyapılara önem vermek her zaman zordur. taraftar sabırsızdır. medya her gün yeni haberlerle ve yorumlarla sizi yıpratır. hele bir de mali anlamda sıkıntı yaşıyorsanız başarı, altyapı, genç oyunculara yatırım ve mali disiplin paradoksu da giderek büyür.

    yarışmacı kimliğini görece çoktan kaybetmiş, taraftar beklentilerini minimum düzeye indirmiş, bir yandan da ülke sınırları içinde en büyük spor markası olan bir yapının nasıl hala altyapıya yatırım yapamadığını, bir sistem oturtabilmek için futbol branşının sahip olmadığı zaman kredisi varken yıllara yayılmış bir plan oluşturamamasını anlayamıyorum.
  • 216
    kulüp genel borcunun ve devasa eurolig bütçelerinin kıskacındaki branş..

    müessese ile birleşme geçmişte de istendi, temaslar oldu, fakat zorlukları var. birleşecek kurum hem çok para yatıracak, hem fbjk nefretine hedef olacak, hem galatasaray markasının gölgesinde kalacak, hemde galatasaray genel kurulundan her şey için onay bekleyecek. efes, türk telekom, enka makul olasılıklardı ama olmuyor işte.

    bütçe 2-3 milyon dolar civarı ki ayrıca geçmişten gelen borçları temizleye temizleye geliyorlar. 20-25 milyon lira bütçe bile şu an zor türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumda.

    salonumuz yok daha. tahminim bir atılım için stadın yanındaki salonun yapılıp geçmiş borçların temizlenmesi bekleniyor. bu zaman zarfında şube başaltı seviyesinde ayakta tutulacak.

    alınan roberson’un kariyeri çok acayip. amerkalı ama amerika dışında dünyanın her tarafında oynamış . basketbolcu değil, travel blogger mübarek.
  • 217
    kulüp yönetimleriyle, federasyonuyla, yayıncısıyla midemi bulandıran, uzun süre yerinde takip ettiğim, bitmek bilmeyen skandallardan ötürü takibi bıraktığım şubedir.

    ekonomiyi düzelttiği söylenen yönetim, kadın basket takımına sponsor bulamıyor. ligde sadece galatasaray'ın sponsoru yok, ligin bile sponsoru var. bir başka durum ise ligde sadece 3 yabancı kullanan biziz. çünkü bir oyuncumuz uzun süre sakatlandı ve yerine 50-100bin dolara oyuncu alamıyoruz.

    bugün çok eleştirilen tff, tbf'nin yanında tertemiz kalır. tbf ve tüm kurulları sadece bir kulübün çıkarına hizmet veriyor. kendi yaptıkları lisans yanlışından ötürü, bir fener galibiyetimizi masada çalmışlıkları var, o kadar diyeyim.

    hemen hemen basket yayını yapan tüm kanallar, yorumcuları ve spikerleri de aynı şekilde bir takım aleyhine çığırtkanlık yapıyor. yıllarca beinsports'un basket yayınlarını alex, hagi'den iyi diyen bir holigan yönetti. gfb tişörtüyle deplasman yapmış bir başka holigan ise bu yayınlara devam ediyor.

    ülkeye galatasaray tarafından getirilmiş bir sporda figüran olmuş durumdayız. böyle olmaktansa kapatın gitsin, daha iyi.
  • 220
    --- alıntı ---

    çarşamba günü br araya gelen yöneticilerden erol özmandıracı, başkan yardımcıları yusuf günay ve kaan kançal’a basketbol şubesiyle ilgili önerileri sunmuş, basketbol genel menajeri ömer yalçınkaya’nın da görevden almasını isteyince tartışma yaşanmış ve erol özmandıracı ve ömer cansever görevlerinden istifa etmişti. peki yusuf günay’ın, ömer yalçınkaya’yı korumasının altında ne yatıyordu? işte şok edici gerçek: çünkü ömer yalçınkaya, yusuf günay’ın yeğenine sözleşme yaptı ve bu sırrı koruyan kişiydi.

    yusuf günay’ın 2001 doğumlu yeğeni tarık günay gelecek vaadeden bir basketbolcu görüldü ve 1 ekim 2019 tarihinde başkan yardımcısının yeğeni, galatasaray’a getirildi. ancak 19 yaşına gelen yani basketbol için küçük bir yaşta olmayan oyuncu a takım ile antrenmana dahi çıkmıyor. ayrıca basketbol şubesini takip edenler şu an oyuncunun a takım seviyesinde olmadığını ve gelecek görmediklerini belirtiyor. ve ne hikmettir ki bu oyuncuya iyi bir sözleşme yapılıyor.

    a takım’la antrenmana dahi çıkmayan tarık günay’ın bu sezon kazandığı para 48 bin lira. ancak bununla da bitmiyor. gelecek sezonki sözleşmesi de hazır. genç tarık’ın 2020-21 sözleşmesi 60 bin lira. ve sözleşme 2024’e kadar devam ediyor. efsane kaptanı işıl alben’in sözleşmesini haftalar boyu bekleten galatasaray yönetimi ve basketbol genel menajeri, başkan yardımcısının yeğenine ise sözleşme yaparken hiç düşünmediğini belgeler kanıtlıyor.

    (ajansspor : burhan can terzi)

    --- alıntı ---
  • 222
    https://twitter.com/...964510747561984?s=20

    --- alıntı ---

    erol özmandıracı: ömer yalçınkaya arka kapılardan iş çeviriyor. işıl'ı istemedi, efe güven'i de istemiyor. ertuğrul erdoğan'a mobbing uyguluyor.

    --- alıntı ---

    anlaşılan basketbol şubesi ömer yalçınkaya' nın arka bahçesi olmuş. mustafa cengiz yönetiminin de bu kadar göz yummasını anlayabilmek mümkün değil.
  • 225
    ülkenin en kötü yönetilen basketbol şubesi olabilir. beşiktaş'ın bile belli bir plan çerçevesinde yeni sezona -hatta geleceğe- hazırlandığı ortamda bu kadar pasif kalmak, pes.

    (bkz: beşiktaş erkek basketbol takımı/#2916209)

    bu şubenin erkek tarafı birkaç hafta önce aleni sıkıntılı para işlerinden ötürü puan silme cezası yedi, daha ötesi var mı.

    (bkz: galatasaray erkek basketbol takımı/#2920066)

    o günden beri konuyla alakalı ne bir bilgiye denk geldim ne de mevzuyla ilgili bir açıklama işittim, okudum. tık yok lan. söz konusu puan silme cezasının sebebi (açıklanamayan, vergilendirilemeyen para hareketi) kara bir lekedir yahu galatasaray için, yönetimden* bir kişi de çıksın "şu şöyle oldu, bu böyle oldu" desin, yok. yazıklar olsun.

    fiba şampiyonlar ligi'ne katılırken fiba'ya "rekabetçi bir takım kurma sözü" verdik. fşl'deki birçok takım yapılanmalarını tamamladı, bir kısmı da yarıladı; ancak galatasaray'da henüz yaprak kımıldamıyor. fiba olsam galatasaray'a "hayırdır aslanım, böyle konuşmamıştık" der(d)im.

    çağlar torun'un istihbaratına göre ertuğrul erdoğan'la kontratı imzalamışız lakin ne bir bilgilendirme var ne de bir paylaşım. koçla sözleşme yapmış olsak bile zalgiris kaunas'a gitme durumu olabilirmiş koçun. kulübün izin vermesi halinde zalgiris işi tamamdır. öte yandan, insan takımdan ayrılan yabancılar hakkında galatasaray taraftarına minnacık da olsa özet mözet geçer yahu, çok mu zor.

    mustafa cengiz yönetiminin amatör branşlardaki iletişim bilmezliği türünün en kötü örneklerinden biri.

    aaamaaan, anadolu efes de chris singleton'la yeni sözleşme yaptı işte misler gibi... <3
App Store'dan indirin Google Play'den alın