• 6276
    başarı başaramayanlarda kıskançlık oluşturur. meyve veren ağaç taşlanır. galatasaray başardıkça fb ve bjk taraftarları uyuyamıyor. kendileri yapamadıkları için üzülüyorlar ve sonra bu durum öfkeye dönüşüyor. bize saldırmaları ve birbirlerine şirinlik yapmaları bu yüzden. en büyük kulüp olmak, rakibe üstünlük kurmak ve onları çaresiz bırakmak gerçekten zor bir durum. hadi fenerbahçe futbol dışı branşlar konusunda bizimle konuşabiliyor da allah aşkına mesela beşiktaş galatasaray’la neyi tartışabilir ya da neyi iddia edebilir. yönetimlerinin ve taraftarlarının öfke duyma sebeplerinden biri de ikisinin ekonomik olarak iflas etmesi ve kontrollerini kaybetmeleri. biz onların çok içinde olmadığımız için farkında değiliz ama hem fb hem bjk batmış durumda. biz de çok iyi değiliz ama onlar kadar kötü durumda da değiliz çok şükür. şu an iki takım taraftarının tek derdi sıcak bir temmuz akşamında arabaların korna çalıp sokakların sarı-kırmızı bayraklarla donatıldığı o gecenin gerçekleşme ihtimali. evet, evet şaka değil. corona falan hikaye. tek dertleri onlara ızdırap gibi gelen o geceyi yine yeniden yaşamamak. bunun için ligler oynansa kazanacakları yayın gelirlerinden bile vazgeçtiler. o kadar gözleri dönmüş durumda. hallerine acımaktan başka bir şey demek gelmiyor içimden.
  • 6277
    gözbebeğimizdir. nefret olayına gelirsek bu her zaman vardı arkadaşlar. çünkü sürekli başarılı olan, dünyada ismi ve ağırlığı olan bir kulübüz. ve bu da rakipleri ve taraftarlarını kudurtuyor. bu yüzden her fırsatta bizim başarılarımıza kulp takıyorlar. uefa kupasına tesadüf mü demediler, şampiyonluk çaldığımızı mı iddia etmediler, avrupa’da hakem ayarladığımızı mı söylemediler. önce fransız dediler, sonra mason, sonra monşer, sonra ergenekon, renklerimizden veya eski futbolcularımızdan dolayı aşağılık terör örgütleriyle aynı cümlede kullandılar, hocamıza mafya dediler vs. vs. vs. hiçbirinin doğruluk payı yok elbette. ama bu, bizim bu alçakça iddiaları cezalandırmamamız, onları kendi hâline bırakmamız anlamına gelmiyor.

    galatasaray’a saldıran her kim olursa olsun hukuk birimimiz dava açmalı. hep iddia ettim yine edeceğim: alacağımız tazminat davalarından güzel paralar kazanırız. borsaya bağlı bir şirket hakkında kimse manipülasyon yapamaz. hele aşağılık imalarda bulunmak kimsenin haddine değil. ver mahkemeye sana laf edeni. ister kulüp başkanı olsun, ister şarkıcı, ister sıradan biri olsun. bu davalar oldukça caydırıcı olur. ya bu davalardan üç beş kuruş bize ne kazandıracak da diyebilirsiniz. para kazandırmasa bile aşağılık insanların sicillerinde bir leke olarak kalır. böylece galatasaray demeden önce bismillah derler.
  • 6279
    sosyal medya özellikle de ekşi sözlük ortamında hukuk birimi son derece zayıf kalıyor. yaratılan algı öyle bir hale geldi ki sanki liglerin oynanma kararını verecek olan mecra galatasaray gibi düşünülüyor.
    kulüp içerisinden birisinin çıkıp şu açıklamayı yapması lazım acil:
    “kulübümüz corona virus yüzünden yaşanan olumsuz süreçten etkilenen super lig’in akibeti konusunda tff’yi desteklemekte ve tff’nin vereceği herhangi bir karara saygı duyacaktır”
    tff bir halt beceremediği için kulübümüzü ateşe atıyor. ben ekşi sözlük’te yobaz faşistlere laf sokmaktan yoruldum usandım. ama bugün 100 kere de olsa oturup yazacağım nihai kararın tff tarafından verileceğini, galatasaray’ın sadece fikir beyan etme şansı ve hakkı olduğunu.cidden artık yeter bu acizler ortamında varolmamız yani.
  • 6282
    gençlik marşı'nı parken'de, 2. louis'de, salonlarda, stadlarda, avrupa'nın dört bir yanında söyleten kulüp.

    https://youtu.be/lpc4HOQfAcE
    https://youtu.be/7HrpSm-nFgo
    https://youtu.be/bjdtgPU5r0A
    https://youtu.be/MMzzk5lR96M
    https://youtu.be/-slUJMw3bpo
    https://youtu.be/ze-GFp-vkIk
    https://youtu.be/2N5lBtGFjLo

    biz işimize bakıp, avrupa'da bayrağımızı en doğru en başarılı şekilde dalgalandırmaya bakalım, gerisi mühim değil. kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın. su akar yolunu bulur; ilahi adalet de muhakkak tecelli eder.
  • 6284
    40 yıllık yaşamımda bana 1 uefa kupası şampiyonluğu, 1 süper kupa şampiyonluğu, 1 avrupa şampiyonlar kulüpler kupası yarı finali, 2 uefa şampiyonlar ligi çeyrek finali, 1 kupa galipleri kupası çeyrek finali, 10 türkiye kupası şampiyonluğu ve 16 türkiye ligi şampiyonluğu sevinci yaşatmış takımım.galatasarayımın 23 benimse 17. şampiyonluğum için geri sayım başladı.
    hadi cimbomum şu hem kendinde hem bende eksik kalan şampiyonluk için daha nice şampiyonluklar lazım bize unutma sen galatasaraysın yaparsın...
  • 6285
    ülkemizin, en büyük, en başarılı ve dünyada en tanınmış spor kulübü. rakiplerinin toplamından daha fazla başarı getirmesi rakiplerince hala hazmedilememiştir.

    son günlerde yaşanılan kutuplaşmada tek başına bırakılma çabaları sonuç versin ya da vermesin ali sami yen beyin çizdiği yoldan yürümeye devam edeceğiz. kulübümüz, hiçbir şekilde yüzünü döndüğü yerden geri çevirmeyecek, toparlanıp avrupa başarılarının da devamını getirecektir.

    yapılacak doğru bir planlama ile en azından 2. bir uefa kupası zor bir hedef değildir.
  • 6286
    1905 senesinde ali sami yen ve arkadaşları tarafından öğrencisi oldukları galatasaray lisesi'nde kurulan spor klübüdür. renkleri vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı ve turuncudan iz taşıyan tok bir sarıdır. kurucusu ali sami yen galatasaray'ın kuruluş amacını şu sözlerle açıklanmaktadır. "maksadımız ingilizler gibi toplu bir hâlde oynamak, bir renge ve bir isme mâlik olmak ve türk olmayan takımları yenmek." futbol branşında 22 kez süper lig, 18 kez türkiye kupası ve 16 kez de süper kupa'yı kazanan galatasaray 2000 yılında ise uefa kupası ve uefa süper kupası'nı kazanarak ilklerin ve enlerin takımı olduğunu göstermiştir. 115 yıldır başarılarına her geçen gün bir yenisini daha ekleyen türkiye' nin en büyük markası sonsuza kadar var olmaya ve türk sporunun lokomotifi olmaya devam edecektir.
  • 6287
    istikrar problemi devam eden sanılan aksine de hoca ve yönetimden bağımsız olarak kur yükselişi ve dursun özbek kontratları yüzünden daha da derinleşecek takımım. şöyle gelecek sezonki tahmini kadromuza göz atarak başlayalım.
    https://www.sporx.com/...-takimi-ilk11-617441

    önümüzdeki sene lemina, seri, andone, şener, mariano ve nagatomo bizimle olamayacak, dedikodulara da kulak verirsek selçuk, babel, belhanda, düşük ihtimalle feghouli ile de vedalaşma planlarımız var. bu çerçevede yeni oluşacak iskeleti incelersek önlibero mevkimizde as kadroya doğrudan yazılacak oyuncumuz yok. sağ bek ve sağ açık da ısrarla transfer isteyen mevkiler. emre kılınç ile sol kanadı mert hakan ile amc pozisyonunu dolduracağız gibi gözüküyor.

    fakat ne dersek diyelim her sene bu şekilde sil baştan kadro yazmak ardından form tutmasını beklediğimiz oyuncular yüzünden şampiyonlar liginde de süper ligde de istenilen oyundan çok uzakta başlıyor, tutmayan transferler yüzünden ara transferi bekliyoruz ikinci devre kan ter içinde şampiyonluk mücadelesi verip sezon sonu tekrar aynı hikayeye dönüyoruz. değişen iskeletler hocayı sürekli olarak yeni düzen ve sistem değişikliğine zorluyor istenilen galatasaray'ın çok gerisinde kalıyoruz. bu sezon başı stresini aşmak için de falcao, diagne, babel örneğinde olduğu gibi bütçe olarak boyumuzu aşan transferler yapıyoruz.

    muhakkak kiralık aşk ve yüksek maaş sevdamızı azaltarak en azından istikrarlı kadrosu olup; senelik 3 oyuncu değişikliği yapan takım modeline dönmek zorundayız. slavia prag`ın şampiyonlar liginde 70 milyon bandında bütçesi ile barcelonaya karşı oynadığı futbol türk takımlarına model olmak zorunda olduğu açık bir gerçek. artık dengimiz hollanda, portekiz takımları değil slavia prag gibi bütçe fakiri takımlar olmuştur maalesef. önceden acaba yener miyiz dediğimiz takımların stadına giderken şimdilerde fazla gol yemeyelim yeter diyorsak yukarıda bahsi geçen hataları tekrar etmemeliyiz. türk lirası üzerinden, 22-26 yaş aralığında hızlıca kadroya girecek yerli oyuncular ve her sene alttan gelebilecek bir oyuncu süper lig için ve güncel ekonomik gerçekler için fazlasıyla yeterli olur.
  • 6288
    son 25 yıla baktığımızda, türkiye ligini tam 12 kez kazanarak ciddi bir dominantlık kurmuş takımımız. bu süre içerisinde fenerbahçe 7, beşiktaş ise 5 şampiyonluk yaşayabilmiş. yani, çeyrek asırda en yakın rakibe tam bir yıldızlık fark! ya da 2 ezeli rakibin toplamı kadar şampiyonluk... ciddi bir övünç kaynağı.

    yine, bu 25 yılda 8 kez gol kralı çıkartarak bu konuda da en önde giden takımız. 12 şampiyonluğun 7'sinde gol kralı galatasaray'dan çıkmış. bu 7 sezon harici 1 sezon da (bkz: turkcell süper lig 2008-2009 sezonu) gol kralı milan baros olmasına rağmen beşiktaş şampiyon olmuş. gol krallığı ünvanı daha fazla takıma dağıldığı için, bu konuda en yakın takipçi fenerbahçe'nin sadece 4 gol krallığı var.

    diğer taraftan enteresan bir istatistik, şampiyon olamadığımız 13 sezonun sadece 3 tanesini lig 2.'si olarak tamamlamışız (yani toplam 15 sezonu ilk 2'de tamamlamışız). diğer 10 sezonda sıralamamız 3.'lük ile 8.'lik arasında değişmiş. 83 puanla zirve yaptığımız da olmuş, 46 puanla dibi gördüğümüz de.
    boğazın karşı yakası ise bu dönemde şampiyon olamadığı 18 sezonun 10'unda 2. sırada yer almış (toplam 17 sezonu ilk 2'de tamamlamışlar).

    buradan görüleceği üzere, galatasaray türkiye'de (avrupa kupalarını saymıyorum bile) son 25 yılın net bir şekilde "winner" takımıdır. eğer aslan avına yakınsa, avlanmak kaçınılmaz olur.
  • 6289
    her daim geçmişle bağı kuvvetli, armasının, formasının, renklerinin hikayesi olan, kurucusu net, dolu dolu tarihi olan, geçmişi milyonlar tarafından bilinen, yüksek bir kültürün, bir birikimin adıdır galatasaray. lise gibi çok değerli, oldukça iyi bir eğitim kurumuna dayanan kökleri sayesinde entelektüel seviyesi yüksek bir topluluğun sağlam temellere dayandırdığı bir kültür simgesidir.

    burada mücadele eden sporcular, yöneten yöneticiler, kulüp çalışanları, gönül veren milyonlar galatasaray tarihine ve adına yaraşır şekilde saygıda kusur etmemelidir. her türlü ahval ve şerait içinde saldırılara maruz kalınsa dahi bu yüksek kültür her daim akılcı, heyecanına yenik düşmeyen, terbiyesizleşmeyen, spor ruhuna aykırı davranmayan, centilmen neferlerin kesişim kümesi kalmalıdır.

    hiçbir kulübün haiz olamadığı bu kültür birikimi türkiye'nin aydınlık yüzü olmaya devam edecektir. halel gelmesin.

    asalet.
  • 6292
    hayat, aşk, tutku, sevda, asalet..

    amacı doğrultusunda emin adımlarla ilerlemiş ve bu doğrultuda uefa kupası ve uefa süper kupa'yı alarak türkiye'de hedeflere ulaşabilmiş tek spor kulübü. tüm zorluklara göğüs gerenlerin, asla vazgeçmeyenlerin buluştuğu nokta.

    her ne kadar dünyanın bir çok ülkesinden taraftara sahip olsa da, çıkış noktası olduğu için türkiye cumhuriyeti devletinin sahip olduğu en önemli markadır galatasaray. bu da aslında galatasaray taraftarlarına büyük bir sorumluluk yüklemektedir. bu sorumluluk asaletinin sürekli olmasını ve tüm dünyaya yayılmasını sağlamaktır.

    başarılı veya başarısız olup olmamasına bakmadan sadece aşk-hayat-tutku üçgenini ifade etme yoludur galatasaray.
  • 6293
    ülkede galatasaray haricinde şampiyonluk sayısı, kupaları ve tarihi belli takım yok.

    biri daha beş yıl önce "19. şampiyonluğumuzu kutluyoruz, el ele 4. yıldıza" gibi söylemlerde bulunurken şampiyonluk yarışında ezeli rakiplerinin gerisine düşünce 8 takımın oynadığı bölgesel kupaları lig şampiyonluklarına eklemeyi düşünecek kadar küçülmüş sözde ezeli rakip

    diğeri ağlaya zırlaya iki şampiyonluğu oynamadan kazanmış oda yetmemiş bir tanesini daha kazanmak için şu günlerde tekrar ağlamaya başlamış, aldığı kupayı iade edip, at kullanarak şike yapmaya çalışan ve bize şikeci diyen küçük şikeci

    öteki 10 yıldır aynı davanın peşinde kendini mundar etmiş, bu süreçlerde kendisine en büyük desteği veren ve kendisini adam yerine koyan galatasaray camiasını karşısına almış kendisinden başka her takımın şikeye bulaştığını düşünen, kendisinin ak kaşık olduğunu iddia eden ne olduğu belirsiz bir takım.

    dış düşmanlar yetmiyor bir de içimizde şu günlerde arda turan gibi eli silahlı bir magandanın savunucuları karşısında yönetimi hedef alınıyor. sanki biz kendi düşmanlarımızla mücadele ediyormuşuz gibi bir de bunlarla uğraşıyoruz.

    gel de bu büyük takımların (!) arasında galatasaraylı olma.
  • 6294
    julius caesar'a benzettiğim takımım. kuşgiller brütüs-cassius ikilisi, diğer kulüpler de öbür yardakçı senatörler. aşağılık kompleksinden kırılırken - yolsuzluk yüzünden takvimi bile saptırıp halkı aç bırakan da bu "cumhuriyet timsali" senatörlerdi - sahada kazanmaya doymayan ve halka mal olanı masa başında indirmek, meyve veren ağacı taşlamak için aynen brütüs gibi onur kisvesine sığınmak, eşitlikten dem vurup kendi paspal hallerini halkın gözünde manipülasyonla aklamak (bkz: cumhuriyet takımı, halkın takımı, vs.), şikeyle adam ayartmak dışında bir halt yapmıyorlar. umuyorum ki sezar'ın ismi nasıl hala yaşıyorsa bizimki de payidar kalacaktır.
  • 6296
    gurur duyduğum takımım. futbolda ülke içindeki rakiplerinin son dönemde artık azmış bir halde kötü olan her şeyi galatasaray'a iftiralar atarak yükleme çabası, her konuda olumsuz algı oluşturmaları, alnının teriyle sahada kazandığı başarılarına "çamur at izi kalsın" mantığıyla yaptıkları rezillikler vs.

    bunların hepsinin tek elden yönetildiği ve diğer eziklerin organize şekilde destek verdiği o kadar bariz ki. fatih terim'in bahsettiği organize kötülük işte tam da bu. her yerdeler. sosyal medyayı trol ordusuyla çöplüğe çevirdiler. kendi başarısızlıklarını bu şekilde örtmek istiyorlar ve ne yazık ki kendi taraftarları da bunlara alet oluyor. ne yazık ki diyorum çünkü adam gibi muhabbet edebileceğimiz rakip taraftar kalmadı etrafımızda. futbol veya herhangi bir spor dalını konuşamaz hale geldik. yemin ederim onları dinlerken ben utanıyorum.

    olur da 2019-2020 sezonu tamamlanır ve biz şampiyon olursak düşünemiyorum olacakları. şuna da adım gibi eminim ki bu organize kötülük bizim şampiyon olmamamız için her türlü pisliği yapar ve yapacaklar da. işte bu noktada tek güvencemiz her zaman olduğu gibi fatih terim. allah yardımcımız olsun.
  • 6297
    40 sene sonra kulübün götünü kurtarıp ezeli rakiplere karşı 2-3 boy öne geçirecek olan riva arazisine hem onay verip hem de araziyi kulübe kazandıran başkanı genel kurulda "galatasaray'ı kandırıyor mu" diye suçlayarak indiren bir manyak camia. böyle bir birikim ve dinamizm oldukça içten yanmalı bir motor gibi sürekli ayağa kalkacaktır bir şekilde.

    kendine has yapısıyla bir şekilde doğru yolu bulmayı başarmaktadır galatasaray. liseciler, alaylılar, gerçek aydınlar, kendince monşercilik oynayanlar... üyeliği aile whatsapp grubuna girer umursamazlığında alanlar ya da törende kalp krizi geçirecek kadar heyecanlananlar...

    tüm bunların sentezi aslında galatasaray dediğimiz şey. kısa vadede bu yapısının zararlarını en çok çeken kulüp gibi görünse de uzun vadede hep kazanmayı başarıyor. bunun içinde entellektüel birikim var, liseden gelen kültürel altyapı var, liyakat var, fikir teatisi var, öncekilerin açtığı yol ve bıraktığı gelenek var. bazı antika huyları, kendine has saçmalıklarına rağmen türkiye'deki kulüplere kıyasla bambaşka bir konumdadır galatasaray. ki muhtemelen dünyada da sayılı kulüplerdendir arkasında böylesine bir kollektif akıla sahip olan...

    derin galatasaray, fetösaray, mehmet ağar, uefa lobisi gibi bir sürü söylem atılıyor ortaya hep ezeli rakipler tarafından. eksik, spekülatif ve çaresizce görüyorum bunları. çoğu zaman tuzağa düşüyoruz, bunlara cevap vererek onların çektiği çamura düşüyoruz. aslında çok büyük bir çaresizlik ve aciziyetin ürünü bu sataşmalar...

    derin galatasaray dediğimiz hadise aslında bu yazının da çıkış noktası olan yapı. öyle hakikaten bir izbe binaya toplanıp karar verecek merciyi çağırıp gözdağı veren maskeli bir topluluk değil... burdaki kelime oyunu, mehmet ağar'ın galatasaraylı olmasıyla da bağdaştırılmaya başlandı bazı sivrizekalı kanaat önderleri tarafından. kenan evren de fenerbahçeliydi, fenerbahçe darbeci faşist mi oluyor yani?

    gerçi atatürk'ün fenerbahçe'li olması hikayesine çapa atmış bir camia, uefa kupasına bile zamanında olsun biz atatürk'ün takımıyız diye cevap vermişlikleri var. o mantıktan beklenecek bir çözümleme...

    keza fetösaray muhabbeti de aynı. neymiş uefa kupası bile fetö'nün nefesiyle gelmiş. insanın gerçekten sinirden kendini sikesi geliyor böyle gerizekalılık karşısında. hakan şükür dediğimiz adam, lisede sakaryaspor ile birinci ligde oynarken yeni açığa pankart yaptırıp asan bir adam. bu adamın galatasaray taraftarı olup ilerde taraftarı olduğu takımda oynaması kadar doğal ne olabilir? hakan şükür'ü sakaryaspor'dan kim niye transfer etsinmiş... tuncay şanlı fenerbahçe'ye gelmeden önce nerede ne yapıyordu acaba?

    hadi onu da geçtik, bir sürü forvetin hakkını yemiş, önünü kesmiş. 500 lig maçında 250 gol atan, literatüre hakan şükür tipi santrafor tanımını sokan bir forvete forma şansı verilmesi başkalarının hakkının yenmesi, önünün kesilmesi oluyorsa doğrudur hakan şükür'e yol açmak için birilerinin önü kesilmiştir.

    hey allahım yarabbim...

    neymiş efendim futbolcuları sohbete götürmüş. emre belözoğlu, bekir irtegün, zafer biryol da sohbete katıldılar, himmet parası verdiler. üstelik fetö sonrası tüm mahkemeler de bu eylemlerin yapıldığı hükmüne vardı. ancak nasıl oluyorsa oluyor onlar bugün suçlu olmuyor, fetöcü galatasaray oluyor...

    daha ihsan kalkavan'a falan girmedik bile...

    uefa'da lobi konusu var bir de... bu da tamamen bir cahillik ürünü. galatasaray'ın uefa'da lobisi varmış, galatasaray ceza almıyormuş ama rakibi kim varsa bir şekilde ceza veriliyormuş. lobi dedikleri de yönetimin uefa ile ilişkilerde görevlendirdiği profesyoneller. ligi komple satın alabilecek dolar milyarderi arap şeyhlerinin lobisi yoktu ama galatasaray'ın var. şampiyonlar ligine eş dost vasıtasıyla sponsorluk vererek cezadan yırtma planları yapacak kadar paranın gücüne inanıyorlar ama paranın içinde yüzden arap şeyhlerinde olmayan lobinin galatasaray'da olduğunu söylemekten çekinmiyorlar. allah kurtarsın orospu çocukları diye pankart açıldığında eleştirilmişti ama az bile söylenmiş...

    galatasaray bir sene men cezası aldı diye iktidarla ilişkileri iyi olan, lisecilerin mutlak destek verdiği dursun özbek'i indirebildiği için az ceza alıyor. bir müteahit 20 sene kulübü çiftlik gibi yönetip batıramadığı için, zengin bebesinin biri kulübü borç karşılığı(!) üzerine geçiremediği için bugün bu halde. galatasaray 2000'lerin başında tam gaza basacakken geleceği görüp uefa kriterlerine yapabildiğince uyum sağlamaya çalıştığı için bugün bu halde. o günlerde cefa çeken galatasaray taraftarı bugünlerde sefa sürüyor. o günlerde yapılan yardım kampanyalarına gerinerek gülenler de eninde sonunda yardım kampanyaları yaptılar, hem de defalarca...

    14 sene şampiyonluk hasreti biter bitmez tribüne yetmez bize bir kupa hedef artık avrupa pankartı asabilen bir camia. kimileri türkiye'de transfer şampiyonluğu kovalarken şampiyonlar liginde statü değiştiren bir camia... 10 sene şampiyonluk göremezken avrupa şampiyonu takımın hocasını ikna edebilen, 1996'da hagi'yi havaalanından çevirebilen, drogba gibi bir adamı yıllar sonra bile kulüple iletişim halinde tutabilen bir vizyon. bu lobiden ziyade bir ilişki yönetimi. ünal aysal'ın dediği gibi arzu edilmesi gereken seksi bir kulüp olma hali. bunu işte parayla dönemle isimlerle açıklamak imkansız...

    galatasaray hep bir adım önde. bazı rakiplerinden birkaç adım önde. bunu sağlayan da bu kendine has yapısı. bunu parayla satın almak imkansız. belki iyi bir planlama ve yatırımla iyi çalışacak organizasyonlar kurmak, dönemsel başarılara ulaşmak mümkün. ancak galatasaray'ın sahip olduğu kollektif akıl ve onun devamlılığına sahip olmak imkansız...

    bunu kabullenip buna göre plan program yapmaktansa türlü masallara, hayali düşmanlara inanıp gündelik çözümlere yönelmek ezeli rakiplerimizi bir kısır döngüde debelenmeye mahkum ediyor...
  • 6298
    türkiye'nin en büyüğüdür, aşkımızdır, sevdamızdır galatasaray. diğerlerine inat, stad peşkeşine bağlı fanatik politikacılardan almaz adını. büyük mazisi, şanlı stadının adında yatar. ruhu vardır, kağıttan camialara inat. kupaların, ilklerin, başarıların öznesidir. taçsız kralı vardır herkes tarafından saygı duyulan. imparatoru vardır, adı rakiplerinin tarihinden büyük olan.commandate'si vardır alayına kıskançlıklar yaşatan. gerçekleri vardır, sonra başkalarının hayallerinin bittiği yerde başlayan. aydır, yıldızdır kalplerde gönüllerde parlayan. saşktır, sevdadır işte bizde, nasıl anlatalım şimdi size...
  • 6299
    2020-2021 sezonunda, futbol harici branşlarda dibi görmeye kararlı kulüp. her sene zaten kadro kurmakta geç kalıyoruz. yine her sene bütçe düşürüyoruz. ama artık kadroda tutabileceğimiz isimleri bile tutamıyoruz ve düşüre düşüre bütçe mütçe kalmadı elimizde.

    erkek basketbolda iki senedir rakiplere oranla iyi bir kadromuz yoktu. buna rağmen yabancı oyuncularımız iyi maçlar çıkardı ve biz de fena olmayan bir görüntü sergiledik. ama sonuca baktığımızda; 2 senede de eurocup'ta felakettik. ve türkiye'de de kupa almaya yaklaşamadık.

    seneye ise tam bir belirsizlik hakim. muhtemelen hiçbir yabancı oyuncumuz takımda kalmayacak. zaten elde tutmamız zordu. bir de covid-19'dan sonra oyunculardan yüzde 30'a varan indirim talebi geldiği söylendi. hal böyle olunca ve oyuncuların bizden daha iyi talipleri olunca sonuç böyle oluyor.

    yerli oyunculardan ise zaten çok da iyi verim alamıyorduk. göksenin köksal'ın kontratı biraz yüklü. indirir mi indirmez mi, yola devam eder miyiz etmez miyiz bilmiyorum. can korkmaz elimizden kaçtı. diğer oyunculardan elle tutulur bir yiğit arslan kalıyor. onun bile bugün gitme ihtimali olabileceğini duydum.

    bahçeşehir ve telekom seneye bizim önümüzde olacak. karşıyaka, efes ve fener zaten bizden iyiydi. daçka ve tofaş da var. herkes yeni sezon için çalışırken biz daha koç ile devam edecek miyiz onu bilmiyoruz. işler hiç iyi gözükmüyor.

    kadın basketbolda bu seneyi şampiyon tamamlayabilirdik. takım gerçekten iyi oynuyordu. daha doğrusu 4+1 oyuncu. maalesef lig tamamlanamadı. eurocup'ta ilk turda elenirken hiçbir şey yapmayan yönetim yeni sezon için de hiçbir şey yapmıyor.

    burada en büyük rakibimiz fenerbahçe. iki sezondur bütçemizi yüzde 30-40 düşürdük diyorlar ama yine 2020-2021 sezonu için çok iyi takım kurdular. izmit belediye yine seneye iyi bir takım ile başlayacak. covid-19'dan dolayı iyi yabancılar uygun fiyata geliyor ülkemize. ama biz sadece bekliyoruz.

    yabancı oyuncular ile ne olacak bilmiyorum. çok da önemli değil aslında kalıp kalmamaları. sadece bria hartley önemli bizim için ama henüz konuştuğumuzu sanmıyorum.

    yerli oyunculardan tilbe şenyürek ve ışıl alben'in bile durumu belli değil. zaten koç daha başlamadık, şu an sadece oyuncu izliyoruz diyordu. izlesinler bakalım. ama yine en son kim boşta kalırsa onlara yöneleceğiz gibi duruyor. bu arada seneye euroleague'de olacağız. tam bir euroleague takımı gibi hareket ediyoruz.

    kadın voleybolda zaten hep 4. oluyorduk. birkaç kere cev kupasında iyi sonuçlar aldık ama 2019-2020 sezonunda iyi değildik. 2020-2021 sezonunda ise küme düşmemiz bile şaşırtmaz.

    voleybolda kadroda yabancı oyuncumuzun olmayacağı söylendi. yerli kalitemiz zaten iyi değildi. bir de aslı kalaç gitti. elde bir şey kalmadı. hazal selin arifoğlu ve ergül avcı geldi ama ikisi de yeterli oyuncular değil. başka da bir hareket olmadı. olacak gibi de durmuyor. genç oyuncularla yola devam edebiliriz ama çoğu güven vermiyor. bizden daha kötü durumda bir takım olur umarım. yoksa rezalet bir sezon geçirme ihtimalimiz yüksek.

    erkek voleybol ise en iyi durumda olan branşımız. 2019-2020 sezonunda 3 kupa alabilecek bir kadromuz vardı aslında. ama kupalar tamamlanmadı. sezon içi bir hamle yapmamız gerekiyordu ama yapmadılar. sezon tamamlanmadığı için de bir şey kaybetmedik. çok iyi yerli oyuncular getirmiştik ve kontratları devam ediyor. batuhan avcı ve murat yenipazar hamleleri de fena değil. ama keşke yabancı bir pasör çaprazı da alsak. eğer alırsak yine iyi bir sezon geçiririz. ama almazsak ziraat bankası ağır favori olur. en azından bu branşta şampiyonluk kovalayalım.

    tekerlekli sandalye basketbolunda ise ne olacak merak konusu. dünyanın en iyi takımıyken, 2 yıllık fenerbahçe ligde şampiyon olmuştu. 2019-2020 sezonunda da fenerbahçe ile yarışacaktık muhtemelen. diğer branşları düşününce, en az ilgilenilen bu branşımız için çok iyi düşünemiyorum. en azından kadromuzu koruruz umarım.

    sonuç olarak futbol sezonunun bitmesini bekliyoruz anladığım kadarıyla. yine her sene olduğu gibi bütçelerin düşmesi de kaçınılmaz. eskiden avrupa'da başarılı olduğumuz branşlarda da artık ilk turdan elenir olduk. mustafa cengiz yönetimi finansal açıdan sınıfı geçse de, futbol dışı branşlarda son yönetimler içinde en kötüsü olmayı başardı. burada mustafa cengiz direk suçlu demiyorum. ama bu branşlarla, özellikle basketbolla ilgilenen yöneticiler hala koltuklarında oturuyorsa ve sponsor bulma konusunda bütün rakiplerin gerisinde kalıyorsak, kendisi de büyük oranda suçlu oluyor. her sene umarım seneye böyle olmaz demekten de bıktım açıkçası. bu branşlarda başarılı olmak istenilmiyor resmen. bu da kabul edilebilir bir şey değil. fenerbahçe ile sürekli dalga geçiyoruz. bizi kıskandıklarını düşünüyoruz. ama ben de fenerbahçe'yi çok kıskanıyorum. tamam, erkek basketbolda ülker ile birleştiler ama diğer branşlarda nasıl böyle olabiliyorlar? onlar da bütçe düşürüyor ama her sene kafaya oynayabiliyorlar. hem de bunu ali koç olmasına rağmen bile yapabiliyorlar. ben de futbol dışı branşlar için rahat düşünmek istiyorum, keyifle maçlarını izlemek istiyorum, başarılı olsunlar istiyorum, en azından bir düzene sahip olsunlar istiyorum. ama olmuyor ve olmayacak da. maalesef.
  • 6300
    asaletin, gücün, kültürün, beraberliğin, kardeşliğin simgesidir. marşı bile diğer takımlardan farklıdır. ezeli rakibi yaşa fenerbahçe derken kendisi kültür simgesi der. iki takım arasındaki en büyük farklardan biridir bu. kültürdür galatasaray. 1481 yılından gelen bir tarihi vardır. içinde bulunduğu okul sadece türkiye’ye değil osmanlıya bile insan yetiştirmiştir. türkiye’nin en aydın, en donanımlı, en bürokratik insanlarını yetiştirmiştir yüzyıllarca. rakibi daha halen üniversitesini açmak için devletten izin bekliyor. farka bakar mısın?

    sembolü aslandır bir kere. boşuna demiyorlar “aslan intikam almaz, bedel ötedir” diye. galatasaray da öyle. son 30 yılda öyle bir domine etmiştir ki ligi, şu an yakınında bile bir rakibi yoktur. doğadan örnek vereyim. aslan en dominant hayvandır toprak üzerinde. en güçlü olduğundan değil bu, kaplan ondan daha güçlü bir kedi türü mesela. ya da zürafa daha uzun. bufalo daha ağır ama ormanlar kralı derler çünkü gücün sembolüdür. kardeşlik bağı çok güçlüdür. sürünün egemenliğini alan erkek aslanı yeryüzünde indirebilecek bir hayvan yoktur ama buna rağmen çok kavga etmez gerekmediği sürece. ne zaman sürüsünü tehdit edenler çıkar ya da dişi aslanlar avlarını yakalayamazlar, o zaman devreye girer. gider avını yakalar. yakalamakla kalmaz parçalar. internette meşhur bir video var timsahla aslan vs timsah. mutlaka izlemişsinizdir.. izlemeyenler için aşağıya linkini bırakacağım. başından kuyruğuna kadar kasla dolu timsah suda avlanan aslanlara atar yapıp yiyeceklerini çalmaya çalışıyor, dişi ve yavru aslanlar korkuyor timsahtan karşılık verseler de belli, ama sürü lideri erkek aslan timsaha öyle bir kükrüyor ki timsah far görmüş tavşan gibi kalıveriyor. sonra geri vitese takıyor. ha güçsüz olduğu zamanlar olmuyor mu, tabi ki oluyor. sırtlanlar bile öldürebiliyor bazen ama dediğim gibi sürü liderliğini eline alan yetişkin bir aslan yenilmez. doğuştan savaşçıdır. boşuna kral demiyorlar...

    galatasaray da öyle. itin, çakalın, sırtlanın diline düştüğü zamanlar az değildir ama o seviyeden öyle bir kalkmıştır ki hemen ertesi yıl bütün rakiplerini sinirden kudurtmuştur. ahmet çakarın serengeti örneği verirken o kadar doğru noktalara değiniyor ki, kelimesi kelimesine doğru. hedefine odaklanmış, birlik beraberliği sağlamış bir galatasarayın önünü kesemezsiniz. yıllardır böyle oldu. bunu o kadar içselleştirdiler ki rakipleri, resmen 20 puan geride olsak bile en büyük tehdit olarak bizi görüyorlar çünkü biliyorlar biraz bile çıkış ışığı varsa çıkarız. o kupayı döve döve alırız. bu sene ilk yarı kötüyken rakip taraftarlara diyordum, açabildiğiniz kadar puan farkı açın sonra ikinci yarı dönüp koyuyoruz ve ağlıyorsunuz diye. öyle de oldu. o sıralar tırı vırı yapanların şu sıra sesi bile çıkmıyor. halen gerideyiz üstelik. önümüzdeki en zorlu fikstür bizim ama şampiyon olmuşuz modunda hepsi. bu psikolojik üstünlüktür. öyle 20 senelik kadıköy yenilmezliği gibi değildir. o yenilmezlik serisinde evinden kupayla dönmüş bir takım bu. 20 seneyle falan ölçülebilecek bir üstünlük değil bu. rakip taraftarların torunlarına bile sirayet edecek bir üstünlük bu ve bunu yavaş yavaş öğreniyorlar...

    iyi ki varsın ve iyi ki galatasaraylıyım...

    bahsettiğim aslan vs timsah videosu;

    https://youtu.be/dbm-P7jaa_c

    bu da ahmet çakar’ın serengeti videosu (fener maçı daha oynanmamıştı bu video çekilirken)

    https://youtu.be/v7AximzqwdI
App Store'dan indirin Google Play'den alın