resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 437
    ''işte onun takım'' dedirtememiştir henüz.kendisi dahil bütün transferler olabileceğin neredeyse en iyisi fakat hala ayağa pas yapan,rakibi topun peşinde koşmaktan yoran bir takıma kavuşturamamıştır bizi. beklentilerimizi karşılayacağından şüphem yok.ama o mükemmel takımı en kısa zamanda görmek istiyor,sabırsızlanıyor insan.o da galatasaray sevgimizden.
  • 439
    teknik direktörlüğünün yanında aynı zamanda bir eğitimcidir kendisi. geleceğin galatasaray'ını oluşturmak için gelmiştir umarım. bu takım için daha iyisi olamazdı. onunla uzun seneler çalışmak isteriz. arda, baroş, kewell, nonda gibi yıldızlarla istediklerine ulaşabileceğini umuyorum. takımı aşağıdan yukarıya doğru inşa ediyor gibi geliyor bana.
  • 441
    maçın son dakikalarında puan kaybı söz konusu iken defanstan adam çıkarıp forvet almadığı sürece ağzına futbol kelimesini alan her adam tarafından eleştirilecektir. eskişehir maçı bitmiş, 2 puan kaybetmişiz, takım genel olarak iyi ama enerji düşük gibi, bir şeyler yolunda gitmemiş ve berabere kalmışız. captano'dan alıntı olsun: (bkz: olur öyle top bu)
    ama o da ne, taksiye binmişim radyoda adamın biri "hayır anlamıyorum takım berabere ve siz nonda'yı çıkarıp başka bir forveti oyuna sokuyorsunuz" diye eleştiriyor, sinirleniyorum, kapattırıyorum radyoyu. eve geliyorum rıdvan'cımın keyfi yerinde galatasaray'ın sisteminin patladığından söz ediyor, rijkaard'ın aynı pozisyona oyuncu sokmasına laf ediyor. teknik direktörlük bu kadar basit bir şey olsaydı ben galatasaray için bedava da yapardım bu işi, rijkaard'a o kadar para vermemize gerek yoktu. baktık berabere, 10 dakika kalmış, çıkarırım orta sahadan bir adam, hücumu desteklerim, orta sahada adam eksilsin ne fark eder, doldur boşalt ne güne duruyor, arada birileri pas yapmasa da olur! he baktık bu organizasyon bozukluğundan gol mü yedik? hemen "battı balık yan gider" deyip alırım hakan balta'yı oyundan, sabri'yi de alabilirim ama sabri iyi koşuyor, deli gibi vuruyor topa, uzaktan deneme yapıyor, kısa pasla oynayan adamı bu saatten sonra ne yapayım, evet sabri kalsın, hakan çıktı. heh ne oldu şimdi? diyelim ki bir gol daha yedik, amanin sol taraftan geldiler ve adamlar gol attı, neyse canım futbol risk almaktır, atabilirdik de, kısfmet! gol atarsak zaten benden iyisi yok, yaptığım değişiklikler süper olarak basında yer bulur.
    eveeet, sanırım anladınız, biz bu rijkaard'a bu kadar parayı boşa veriyoruz. futbolcuların bireysel yeteneklerini keşfetsin, kulubeyi tasarlarken alternatif değişiklikliklerde bir adamı alırken önünde/arkasında/sağında/solunda oynayan adamı hesap etsin ve ona göre taktik geliştirsin, ne bileyim nonda kapalı savunma yapan takımlarda daha başarılı, onunla ilk 11'de başlasın, sonra savunma arkasına sarkmak gerekirse forvet değiştirsin. efendim maçın son iki dakikasına girerken hala tek forvet mi olurmuş? tüm bunlar boş işler, ben gidip teknik direktör olacağım bu takıma.
    türkiye'ye çok fazla bu adam, sistem kuracakmış, taviz vermeyecekmiş, bu yolda elbette sekmeler de olacakmış! boş işler bunlar, önemli olan günü kurtarmak diyoruz bu adama, hala anlamıyor bizi. içeride oynayan futbolcular "şimdi bir forvet alır da gol atarız" diye hayal kurup sistemi bozsa da olur, puan kaybı olmak üzere, ne sistemi allah aşkına? hele bir de total futbol diye bir şeyden bahsediyorlar, eski köye yeni adet gibi bir şey bu da.

    bu adam ne yazık ki fazla bu ülkeye! şimdilik taraftar arkasında, umarım bu işler üst üste kötü gidince de böyle olur. umarım taraftar farkında bazı şeylerin öyle birkaç ayda oturmayacağının. bu sene şampiyon olmayabiliriz, uefa'da şanssızlık da yaşayabiliriz, elbette olmamasını dileyerek. ama tüm bunlar rijkaard'ın başarısızlığını göstermez, hatta işler süper ötesi gider, farklı şampiyonluk alırsak, uefa'da coşarsak da kurulan sistemin etkisi %50, motivasyon/şans faktörü %50 olacak diye düşünüyorum. seneye ise bu sistemin oturmuşluğu %70, diğer sene %90 olur. yeter ki sabretmeyi bilelim, bizler anlamaya çalışsak yeter, rıdvan'cım anlamasa da olur.
  • 442
    helal olsun dediğimdir. olması gerektiği gibi davranmıştır. eskişehir maçında ki başladığı ilk onbir, yaptığı oyuncu değişiklikleri, ve sonrasında da 'burada patron benim kimi istersem onu oynatırım' tarzındaki yaklaşımı büyük kaptan yapmış ve söylemiş olsaydı ego tatmini der, bu nasıl teknik direktörlük der yerden yere vururduk... lincoln'de zaten bu ego tatmini yüzünden oyundan düşmüş harcanmıştı değil mi? peki rijkard'ın bu söyledikleri yanlış mı? sonuna kadar doğru. skibbe de patrondu, kaptanımızda patrondu. rijkard da patron. oyundan çıkarttıkları futbolcular hiçbir şekilde teknik direktöre surat asamaz. takımda huzursuzluk çıkaramaz. bu barosda da böyledir kewelde de böyledir. lincolnde de böyle oldu. ama rijkard haklı büyük kaptan egocu oldu. ee nedir arada ki fark. rijkard elinde çok güzel bir kadroyla güzel işler yapıyor. dahada güzel işler yapacağız. ama kaptan bir enkaz almıştı skibbeden. neden bu kadar güvenemedik kendisine? teknik direktör yönünden bir başarısı olmadığı için mi? bu nasıl bir handikap nasıl bir bakış açısı nasıl bir taraftarlık ben çözemedim. çözen varsa lütfen biri anlatsın. bu iki yüzlülüğün var mı bir açıklaması? yoksa da yok diyin. kafamı şeyetmim boşuna...
  • 443
    barcelona'da yaptığı yanlışları yapmayan, her an kapris katsayısı tavan yapabilecek futbolcu milletine tatlı-sert muamele yapmayı öğrenmiş teknik adamdır. bazı istisnalar hariç futbolcu dediğin çakalın önde gidenidir. asıl değerlendirmeye alınan performansı kendilerinin gösterdiğini bilirler. ve herhangi bir teknik direktörün sahada onların oynadığı oyunla değerlendirildiğini bilirler. dolayısıyla öyle görünmese bile teknik direktörlerin en büyük rakibi kendi futbolcularıdır. şimdi burdan nereye geleceğim, rijkaard barcelona gibi bir takımda oyuncularına tolerans göstermek zorundaydı. zira barcelona yönetimi kendisine kontrol edilebilecek değil ancak yönlendirilebilecek bir kadro sunmuştu. doğal olarak kontrolsüz güç güç olmadığı için bir süre sonra kadro kendini içten kemirmeye başladı, dışarıdan bir müdahaleye kapalı oldukları için sorunları gittikçe büyüdü. mesela eto'o'nun çıkardığı sorunlar daha önceden kendisine "akıllı ol, kendini ne zannediyorsun" denilmediği içindir. şimdi bugüne gelelim. galatasaray yönetimi rijkaard için türk futbol tarihinin en iyi ikinci kadrosunu kurdu. ancak şöyle bir farkla, "rijkaard yönetimin boyunduruğu altında, yönetim futbolcuların boyunduruğu altında" sistemiyle değil, "yönetim rijkaard'ın arkasında, rijkaard futbolcuların arkasında" sistemiyle. yani rijkaard'ı karşısına alacak oyuncu rijkaard için bir tehdit değil artık. tam aksine oyuncunun gidiş biletine yavaştan imzayı koyması demek. benim sezon başında rijkaard'ın gelişinde en çekindiğim faktör kendisinin futbolcuların etkisi altında kalan bir hoca olmasıydı. bazılarınız bunu anlamadı. neyse zaten onu anlamayanın bu yazıyı da anlayabileceğinden şüpheliyim. sadede geleyim, rijkaard, neeskens ve bütün ekip, takıma bir sistem getirdi. bu sistemden kastım taktik diziliş değil. ve bu sistem yürüyor, puan kayıpları da sahada bu sisteme aykırı davranıldığında geliyor. son sözüm şudur; frank rijkaard, yıllardır alıştığımızın aksine, bir puan kaybı veya başarısızlıkta son suçlanabilecek, eleştirilebilecek insandır. artık top futbolcularda, her hatada her başarısızlıkta benim gözüm onların üstünde olacak. zira bu teknik kadro ve sistem onlar için kuruldu. kimse diyemez onlar da insan elbet hataları olacak diye. hata başka şey sisteme aykırı davranmak başka şey. mehmet topal bir topu uzaklaştırmak isterken ıskalasa ve gol yesek, savunma oyuncularının sıkıştığında topu şişirmesi kadar sinirlenmem. bilmem anlatabildim mi.
  • 444
    27 eylul 2009 galatasaray eskisehirspor macinda sadece maçı okuyamamayı bırak, takımı kurup sahaya sürememiş, değişiklikleri ise eksik ve yanlış yapmış teknik direktördür. altı haftadır bizlere 60-70 dakika doğum sancıları yaşatıp nondayı sonradan oyuna alarak futbolcularının bireysel yeteneklerine güvenip takımın maç almasını sağlıyor. takımı altı hafta sonra ilk onbirde nonda ile sürdünmü sahaya hangi değişikliği yapsan yanlış olur zaten. hele 3.değişikliği yapmaması bir facia. elano dururken aydın ı alması ayrı bir facia. elindeki kadroya bak yaptığı şeye bak. hele o havadan oynayıp uzun boylu defansa geriden top şişirme olayı adamı deli eder. bülent korkmaz a takım 16 futbolcuyu bir araya getiremezken ve daha takımın başında maça çıkmadan "teknik direktörlük kapasitesi eksik" diye sallayanların zizonkovac yazdımı ayar üzerine ayar vermeye çalışması ise paha biçilmez.

    hiç kimsenin hesap etmediği şey konusunda uyarıyorum sözlüğü. evet kadro derinliği ve yetenekli futbolcularımız açısından üstümüze takım yok ve evet rejkaard ancak böyle bir takımla başarılı olabilir. hatta uefa kupasını da alabiliriz. ama adil koşullarda.. bokludere kurbağalıspor ve onun kamuoyu olduğu sürece masabaşı ve hakem oyunlarının sürmesi, geçmişte olduğu gibi anadolu takımlarında oynayan hayvanlarca futbolcularımızın sakatlanarak yetenekli futbolculardan mahrum bırakılmamız neticesinde tüm bu güzelliklerden uzak kalmamız sürpriz olmamalı.

    üzerine kapasitesiz bir teknik direktör ise tuz biber olur. haberiniz ola..
  • 446
    cok değil 6 7 ay önce arkadaşlarla yönetim iyi kadro kurdu ama o kadroyu idare edebilecek bir hocayı getirmedi diye konusurken alsınlar rijkaardı adam boşta diye espri yapardık. espri diyorum çünkü o kadar uzak görünüyordu hatta birimiz alsınlar rijkaardı deyince birisi mutlaka yok daha neler mealinde cevaplar verirdi. ama oldu işte rijkaard bizimle! hala yüzümde bi tebessüm beliriyo onun tünelden sami yenin çimlerine çıkışını gördüğümde, galatasaray kulübesinde neskeensle analiz yapışını gördüğümde.. yıllar sonra sayesinde kafam çok rahat çünkü bu kadroyu idare edebilecek bir hocamız var.. ayrıca gerek yönetimde gerekse de taraftarda kredisi o kadar fazla ki leo franco yu çıkarıp yerine barış özbeği soksa dahi vardır bi bildiği denilir eminim.. umarım uzun yıllar bizle olurlar neskeensle beraber..
  • 447
    27 eylul 2009 galatasaray eskisehirspor maci'nda günü kurtarmaya çalışmayıp takımda oturtmaya çalıştığı sistemin* üzerine gidendir ama öncelikle ilk yarı yavaş da olsa barcelona gibi oynayıp pas yapan net pozisyonlar yakalayan ,2.yarı golü yedikten sonra ise günü kurtarmaya çalışıp topu ileri şişiren futbolcularının kurbanı ve kaçınılmaz olarak futboldan zerre kadar anlayaman, reyting kaygıları karakterlerinin önüne geçmiş hatta kendilerinde karakter falan bırakmamış olan türk skor medyasının ve günlük başarılar bekleyen futbolseverlerin hedefindeki isim olmuştur.

    edit:imla
  • 450
    duruşuyla konuşmasıyla beyefendiliği ile çok iyi. ancak eskişehir maçının kadrosun sakatlıklar nedeniyle diyeceksiniz belki ama hatalıydı. sol kanada transferin son günü alınan caner yerine uğu uçar konuyor uğur solda yapamıyor bir şey değil uğurun kariyeri de silinecek sol tarafta halbuki sağ kanatta çok daha etkili oynayan bir futbolcu. oyuncu değişiklikleri de yanlıştı eses maçında takım dizilişi sistem anlayışından taviz vermemek adına çift forvete dönüp kazanılabilecek berabere kalındı. yinede herkesin beklediği ezeli rakibimiz fb nin 7 de 7 rekorunu egale bile edemedik belki ama hiç bir resmi maçta yenilmedik. bu da bizim artımız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın