441
maçın son dakikalarında puan kaybı söz konusu iken defanstan adam çıkarıp forvet almadığı sürece ağzına futbol kelimesini alan her adam tarafından eleştirilecektir. eskişehir maçı bitmiş, 2 puan kaybetmişiz, takım genel olarak iyi ama enerji düşük gibi, bir şeyler yolunda gitmemiş ve berabere kalmışız. captano'dan alıntı olsun: (bkz: olur öyle top bu)
ama o da ne, taksiye binmişim radyoda adamın biri "hayır anlamıyorum takım berabere ve siz nonda'yı çıkarıp başka bir forveti oyuna sokuyorsunuz" diye eleştiriyor, sinirleniyorum, kapattırıyorum radyoyu. eve geliyorum rıdvan'cımın keyfi yerinde galatasaray'ın sisteminin patladığından söz ediyor, rijkaard'ın aynı pozisyona oyuncu sokmasına laf ediyor. teknik direktörlük bu kadar basit bir şey olsaydı ben galatasaray için bedava da yapardım bu işi, rijkaard'a o kadar para vermemize gerek yoktu. baktık berabere, 10 dakika kalmış, çıkarırım orta sahadan bir adam, hücumu desteklerim, orta sahada adam eksilsin ne fark eder, doldur boşalt ne güne duruyor, arada birileri pas yapmasa da olur! he baktık bu organizasyon bozukluğundan gol mü yedik? hemen "battı balık yan gider" deyip alırım hakan balta'yı oyundan, sabri'yi de alabilirim ama sabri iyi koşuyor, deli gibi vuruyor topa, uzaktan deneme yapıyor, kısa pasla oynayan adamı bu saatten sonra ne yapayım, evet sabri kalsın, hakan çıktı. heh ne oldu şimdi? diyelim ki bir gol daha yedik, amanin sol taraftan geldiler ve adamlar gol attı, neyse canım futbol risk almaktır, atabilirdik de, kısfmet! gol atarsak zaten benden iyisi yok, yaptığım değişiklikler süper olarak basında yer bulur.
eveeet, sanırım anladınız, biz bu rijkaard'a bu kadar parayı boşa veriyoruz. futbolcuların bireysel yeteneklerini keşfetsin, kulubeyi tasarlarken alternatif değişiklikliklerde bir adamı alırken önünde/arkasında/sağında/solunda oynayan adamı hesap etsin ve ona göre taktik geliştirsin, ne bileyim nonda kapalı savunma yapan takımlarda daha başarılı, onunla ilk 11'de başlasın, sonra savunma arkasına sarkmak gerekirse forvet değiştirsin. efendim maçın son iki dakikasına girerken hala tek forvet mi olurmuş? tüm bunlar boş işler, ben gidip teknik direktör olacağım bu takıma.
türkiye'ye çok fazla bu adam, sistem kuracakmış, taviz vermeyecekmiş, bu yolda elbette sekmeler de olacakmış! boş işler bunlar, önemli olan günü kurtarmak diyoruz bu adama, hala anlamıyor bizi. içeride oynayan futbolcular "şimdi bir forvet alır da gol atarız" diye hayal kurup sistemi bozsa da olur, puan kaybı olmak üzere, ne sistemi allah aşkına? hele bir de total futbol diye bir şeyden bahsediyorlar, eski köye yeni adet gibi bir şey bu da.
bu adam ne yazık ki fazla bu ülkeye! şimdilik taraftar arkasında, umarım bu işler üst üste kötü gidince de böyle olur. umarım taraftar farkında bazı şeylerin öyle birkaç ayda oturmayacağının. bu sene şampiyon olmayabiliriz, uefa'da şanssızlık da yaşayabiliriz, elbette olmamasını dileyerek. ama tüm bunlar rijkaard'ın başarısızlığını göstermez, hatta işler süper ötesi gider, farklı şampiyonluk alırsak, uefa'da coşarsak da kurulan sistemin etkisi %50, motivasyon/şans faktörü %50 olacak diye düşünüyorum. seneye ise bu sistemin oturmuşluğu %70, diğer sene %90 olur. yeter ki sabretmeyi bilelim, bizler anlamaya çalışsak yeter, rıdvan'cım anlamasa da olur.
ama o da ne, taksiye binmişim radyoda adamın biri "hayır anlamıyorum takım berabere ve siz nonda'yı çıkarıp başka bir forveti oyuna sokuyorsunuz" diye eleştiriyor, sinirleniyorum, kapattırıyorum radyoyu. eve geliyorum rıdvan'cımın keyfi yerinde galatasaray'ın sisteminin patladığından söz ediyor, rijkaard'ın aynı pozisyona oyuncu sokmasına laf ediyor. teknik direktörlük bu kadar basit bir şey olsaydı ben galatasaray için bedava da yapardım bu işi, rijkaard'a o kadar para vermemize gerek yoktu. baktık berabere, 10 dakika kalmış, çıkarırım orta sahadan bir adam, hücumu desteklerim, orta sahada adam eksilsin ne fark eder, doldur boşalt ne güne duruyor, arada birileri pas yapmasa da olur! he baktık bu organizasyon bozukluğundan gol mü yedik? hemen "battı balık yan gider" deyip alırım hakan balta'yı oyundan, sabri'yi de alabilirim ama sabri iyi koşuyor, deli gibi vuruyor topa, uzaktan deneme yapıyor, kısa pasla oynayan adamı bu saatten sonra ne yapayım, evet sabri kalsın, hakan çıktı. heh ne oldu şimdi? diyelim ki bir gol daha yedik, amanin sol taraftan geldiler ve adamlar gol attı, neyse canım futbol risk almaktır, atabilirdik de, kısfmet! gol atarsak zaten benden iyisi yok, yaptığım değişiklikler süper olarak basında yer bulur.
eveeet, sanırım anladınız, biz bu rijkaard'a bu kadar parayı boşa veriyoruz. futbolcuların bireysel yeteneklerini keşfetsin, kulubeyi tasarlarken alternatif değişiklikliklerde bir adamı alırken önünde/arkasında/sağında/solunda oynayan adamı hesap etsin ve ona göre taktik geliştirsin, ne bileyim nonda kapalı savunma yapan takımlarda daha başarılı, onunla ilk 11'de başlasın, sonra savunma arkasına sarkmak gerekirse forvet değiştirsin. efendim maçın son iki dakikasına girerken hala tek forvet mi olurmuş? tüm bunlar boş işler, ben gidip teknik direktör olacağım bu takıma.
türkiye'ye çok fazla bu adam, sistem kuracakmış, taviz vermeyecekmiş, bu yolda elbette sekmeler de olacakmış! boş işler bunlar, önemli olan günü kurtarmak diyoruz bu adama, hala anlamıyor bizi. içeride oynayan futbolcular "şimdi bir forvet alır da gol atarız" diye hayal kurup sistemi bozsa da olur, puan kaybı olmak üzere, ne sistemi allah aşkına? hele bir de total futbol diye bir şeyden bahsediyorlar, eski köye yeni adet gibi bir şey bu da.
bu adam ne yazık ki fazla bu ülkeye! şimdilik taraftar arkasında, umarım bu işler üst üste kötü gidince de böyle olur. umarım taraftar farkında bazı şeylerin öyle birkaç ayda oturmayacağının. bu sene şampiyon olmayabiliriz, uefa'da şanssızlık da yaşayabiliriz, elbette olmamasını dileyerek. ama tüm bunlar rijkaard'ın başarısızlığını göstermez, hatta işler süper ötesi gider, farklı şampiyonluk alırsak, uefa'da coşarsak da kurulan sistemin etkisi %50, motivasyon/şans faktörü %50 olacak diye düşünüyorum. seneye ise bu sistemin oturmuşluğu %70, diğer sene %90 olur. yeter ki sabretmeyi bilelim, bizler anlamaya çalışsak yeter, rıdvan'cım anlamasa da olur.