443
barcelona'da yaptığı yanlışları yapmayan, her an kapris katsayısı tavan yapabilecek futbolcu milletine tatlı-sert muamele yapmayı öğrenmiş teknik adamdır. bazı istisnalar hariç futbolcu dediğin çakalın önde gidenidir. asıl değerlendirmeye alınan performansı kendilerinin gösterdiğini bilirler. ve herhangi bir teknik direktörün sahada onların oynadığı oyunla değerlendirildiğini bilirler. dolayısıyla öyle görünmese bile teknik direktörlerin en büyük rakibi kendi futbolcularıdır. şimdi burdan nereye geleceğim, rijkaard barcelona gibi bir takımda oyuncularına tolerans göstermek zorundaydı. zira barcelona yönetimi kendisine kontrol edilebilecek değil ancak yönlendirilebilecek bir kadro sunmuştu. doğal olarak kontrolsüz güç güç olmadığı için bir süre sonra kadro kendini içten kemirmeye başladı, dışarıdan bir müdahaleye kapalı oldukları için sorunları gittikçe büyüdü. mesela eto'o'nun çıkardığı sorunlar daha önceden kendisine "akıllı ol, kendini ne zannediyorsun" denilmediği içindir. şimdi bugüne gelelim. galatasaray yönetimi rijkaard için türk futbol tarihinin en iyi ikinci kadrosunu kurdu. ancak şöyle bir farkla, "rijkaard yönetimin boyunduruğu altında, yönetim futbolcuların boyunduruğu altında" sistemiyle değil, "yönetim rijkaard'ın arkasında, rijkaard futbolcuların arkasında" sistemiyle. yani rijkaard'ı karşısına alacak oyuncu rijkaard için bir tehdit değil artık. tam aksine oyuncunun gidiş biletine yavaştan imzayı koyması demek. benim sezon başında rijkaard'ın gelişinde en çekindiğim faktör kendisinin futbolcuların etkisi altında kalan bir hoca olmasıydı. bazılarınız bunu anlamadı. neyse zaten onu anlamayanın bu yazıyı da anlayabileceğinden şüpheliyim. sadede geleyim, rijkaard, neeskens ve bütün ekip, takıma bir sistem getirdi. bu sistemden kastım taktik diziliş değil. ve bu sistem yürüyor, puan kayıpları da sahada bu sisteme aykırı davranıldığında geliyor. son sözüm şudur; frank rijkaard, yıllardır alıştığımızın aksine, bir puan kaybı veya başarısızlıkta son suçlanabilecek, eleştirilebilecek insandır. artık top futbolcularda, her hatada her başarısızlıkta benim gözüm onların üstünde olacak. zira bu teknik kadro ve sistem onlar için kuruldu. kimse diyemez onlar da insan elbet hataları olacak diye. hata başka şey sisteme aykırı davranmak başka şey. mehmet topal bir topu uzaklaştırmak isterken ıskalasa ve gol yesek, savunma oyuncularının sıkıştığında topu şişirmesi kadar sinirlenmem. bilmem anlatabildim mi.