resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 251
    böylesine bir futbol adamının bile daha ilk maçta eleştirildiğini görüyorum. çok seyrek bile olsa kendi taraftarlarımız tarafındanda eleştirildiğini okudum. bakınız basın her ne yazarsa yazsın bu umrumuzda olmamalıdır. onların görüşleriyle hareket edersek durum ciddi vahimdir. frank rijkaard geldiğinden beri birçok galatasaraylının birçok platformda bahsettiği gibi "sabırlı olmamız" gerekliliği kesinlikle ama kesinlikle unutulmamalıdır. kötü sonuçlar alınacaktır, hatta kötü futbol olacaktır ancak bizim illaki ama illaki basının gazına gelmeyip sabretmemiz gerektiği kesindir. eğer bu sabır sınavını geçemezsek durumumuz son derece vahim olacaktır.
  • 252
    sanki rijkaard'ı biraz fazla ilahlaştırdık gibi. kimsenin sezon içerisinde hayalindeki futbolu izleyemeyeceğini burdan ilan ediyorum. 4-3-3 falan da hikaye. sistemi dünyada en iyi uygulayan takım barcelonadır. o takımdan da messi'yi çıkarın sezon sonu puanları real madrid ile kafa kafaya olurdu(messi'nin mucizevi bir şekilde çevirdiği maçları hatırlayın). demek istediğim arkadaşlar iyi futbol klasik olarak iyi futbolcuyla xavi'yle, messi'yle ve özellikle ama özellikle iniesta'yla oynanır. teknik direktör ancak biraz renk verir, o da verirse. yeni yıldızlar yetiştirme konusuna birşey demiyorum. o konuda rijkaard'a inancım var. ama oynatacağı oyun geçen seneden çok farklı olmayacaktır. eğer herhangi bir teknik direktöre 3 sene inatla görev verirseniz 3.senenin sonunda mükemmele yakın futbolu görürsünüz. takımın başındaki teknik direktörün kim olduğunun da zerre kadar önemi yoktur. aslolan dişlilerin iyice birbirine alışarak daha hızlı, daha hızlı ve daha hızlı dönmesini sağlamaktır, o kadar. yine bunu yapan hocanın rijkaard gibi karizmatik, reklam potansiyeli yüksek ve herkesin sevdiği biri olması tabi ki ilk tercih olurdu. uzatmıyorum. sallayın sistemi, total futbolu falan. şu adamın sözleşmesi ne yapılıp edilip en az 4 yıla çıkarılmalı. kendimize bir arsen wenger, bir alex ferguson arıyorsak,rijkaard'dan daha iyi bir ismi 100 yıl daha bulamayız. bu arada mart nisan gibi kovulabilir tahmini de üzülerek şuraya sıkıştıriim.
  • 253
    illa ki eleştirilecektir ancak daha bismillah ilk maçında adamı asmak ayıp oluyor sıradan bir insandan değil rijkaard dan bahsediyoruz, medya zaten dünden hazır, ben hocamıza güveniyorum, tobol maçı kadrosuna da saygı duyuyorum ikinci maçında gerekli kadroyu sürecektir sahaya, hocamızın da zamana ihtiyacı var takımımızın da, güzel günler yakında.
  • 255
    rijkaard büyük isim. kalitesi tartışılmaz. buna kesinlikle katılıyorum. ayrıca kendisini eleştirmekten ziyade sistemini kavramaya çalışıyorum. belli ki sistem herkesin dilinde olan 4-3-3. evet artık bu konuda hemfikiriz. peki sezon içerisinde kaç kere daha aydın'ı, yaser'i ve erhan'ı ilk 11 oynatabilecektir? hazırlık maçları oynandı ve bir takım gözlemler muhakkak yapıldı. bunun üzerine benim de rahatlıkla söyleyebileceğim cümlelerim var. mesela erhan için imkanı yok ki forvet hattında barınabilsin. işi çok zor. o'nun gibi birisi ancak maradona olmalı ki gollerini sıralasın. aydın'a değinmek istesem de birşey farketmeyecek. var ya da yok gibi. sanki ben oldum demiş. sebebi 17 yaşında şampiyonluğu getiren gol müdür? açıkcası kafamı biraz buna da yordum.
    yaser'i düşünüyorum da o da aynı. çok bilinçsiz oynuyor. bir denge problemi olduğu da aşikar. hani desem ki bu gençler zamanla vizyon sahibi olacaklar, gelişmeleri olacak vs. bu gerçekten düşünülmesi güzel lakin böyle olur mu bilemeyeceğim. bence çok zor.

    tek korkum küçümsemek. rakip hiçbir zaman alaya alınmamalı. rakibi hafife almaya çalışınca bu sefer olaylar ters gelişebiliyor. mesela tromsö 4 sene önce bizleri küçümsemeyi geçtim, bir güzel küçülttü. bunlar futbolda olağan şeyler demek pek sağlıklı değil. yani küçük balığın büyük balığı yutması gibi.
    böyle düşününce bir anda neden diyorum. neden tobol karşısında 11 kişi oynamak varken 8 kişi ile yetindik? bu bir hazırlık maçı değil nitekim. arada bir yaşadığımız aksilikler gayet net değil mi? tamam biz bir markayız ve büyük kulüplerin sahip olduğu isim gücüne biz de sahibiz. bunun örneği tobol karşısında yaşandı. oyuncularımız maçı kazanamadı maalesef. maçı kurtaran sadece marka değerimizdi. yani galatasaray adı idi.

    şunu da söylemek lazım. rijkaard hakikaten gençlere emek veriyor. onlardan son derece yüksek verim almak için elinden geleni de ardına koymuyor. kısacası gelecek yıllar için onları umuyor, güveniyor. fakat bazı şeyleri iyi yönde umabilmemiz için umduğumuz şey her ne ise bize güven vermeli. kişeye bu hissi verebilmesi çok önemli. yani sana güveniyorum demekten öte, acaba bu çocukta gün yüzüne çıkabilecek yetenekler var mı diye sorgulamak lazım. örneğin messi, bojan ve hatta 17-18 yaşlarında at.madrid forvetinin değişilmezi olan torres gibi. ki o torres'e ölesiye güvenen kişiler o'na o yaşta kaptanlığı bile vermişti. aynı şekilde içimizdeki arda turan örneğinde olduğu gibi. aradaki endeksleme budur bence. güvenmenin dışında başka bir hüviyet lazım. o da mecburi kılınmış yetenektir. tabii ki daha da önemlisi yeteneği de kullanabilme yetisidir. eğer rijkaard buna inanmış ise hakikaten çok iyi yolda ilerlemekteyiz. işte bu durumda acaba rijkaard'ın gençlere karşı olan umudu nelerdir? bu oyuncular sezon sonuna kadar mı bu sistemin bir parçası olacaklar, yoksa sadece fortis türkiye kupası'nda yarımşar devre oynayarak sezonu mu tamamlayacaklar?

    sonra bir kez daha düşünüyorum. diyorum ki, eğer rijkaard, sami yen'deki rövanş maçında aydın, erhan ve yaser üçlüsünü oynatmayacak ise amaç ne olabilir? gelecek adına gençler mi? yoksa maçı kazanmak adına tecrübeli oyuncular mı? bunu önümüzdeki maç sayesinde biraz daha anlama şansına sahip olacağım. kesin konuşamıyorum bu sebeple. olur da hocamız yine gençler ile kurulu bir kadro yapısı ile rövanş maçına çıkarsa bütün samimiyetim ve sevincim ile kocaman bir helal olsun diyeceğim. teşekkürlerimi sonuna kadar sunacağım. ama olur da bu gençlerin önü bir anda kesilir ve şevkleri kırılır ise öğrenmek adına tek soruluk bir ricam olacak; neden kazakistan'da 8 kişi oynadık?

    kesinlikle rijkaard'ı topa tutmuyorum. içimden geldiği gibi analizler yaparak bilgilenmek için öğrenmek istiyorum. çünkü rijkaard yerine galatasaray'ı yıllardır takip eden bir vatandaşımız o gün çıkıp baros, kewell, arda üçlüsü ile başlasa muhakkak 5 farklı üstünlük ile ülkeye dönerdi. tabii bu durum sadece günü kurtarmak adına yapılmış olurdu. ben ise geleceğimizi kurtarmak adına var ol rijkaard! diyorum. güvenim sonsuz ama öğrenmek istediğim çok şey cevapsız.

    ayrıca bu konu üzerinde daha önce istişare yaptığımız s3th'ye sevgilerimi gönderiyorum. o'nun sözlüğe aktardığı güzel analizden sonra bu konu hakkında uzun zamandır kafa yorduğum bu durumu dile getirebilme şansım oldu.
  • 259
    bülent korkmaz'ın ipini ilk maçta çekenlerin karşısında kozalarından çıkıp sevgi kelebeğine dönüştüğü teknik direktör. pıtırcıklarım; o hareket herkes tarafından takdir görmüş bir harekkettir. elde onlarca defans elemanı var da kullanılmıyor mu kardeşim. delirtmeyin adamı. bir maç öncesi kırmızı kart ve sakatlıklar vardı. kewel defansa geçtiğinde neler olmuştu ve o hareket nasıl doğru bir hareketti bu sölükte yüzlerce entry ile anlatılmıştır. yazarı olduğunuz sözlüğün önce okuru olmayı deneyiniz..bak adres te veriyorum belki yolu bulamazsınız diye. bu kıyağımı unutmayın.

    http://www.galatasaraysozluk.com/
  • 260
    yaptığı kadro seçimlerini cehaletle değil mantıklı açıklamalarla anlatan teknik adam.
    a milli oyuncularını 90 dakika maça çıkarmanın riskli olacağını, sakatlıklar doğuracağını maçtan önceki röpörtajından hatırlarsınız. ve bilirsiniz ki bu takım kronik sakatlıklar veriyorsa bu tür ihmal ve günü kurtarma çabalarından kaynaklanıyordu. yaptığı kadro seçimlerini daha önceki hocaların kadro seçimleriyle kıyaslamak hakısızlık olur. eğer bir kıyaslama gerekecekse kariyerini incelemeniz söz konusu olabilir.

    tabelacı medya kurbanı olmayın, geleceği parlak bu takım ve teknik ekibe desteğinizi çekmeyin derim...
  • 261
    sonuna kadar desteklesek te başarılı olma ihtimali 0 (sıfır) olan teknik direktör. kendi çocuğunuza saygı ve sevgi göstermeyip sürekli komşunun çocuğuna gıpta ile bakarsanız aile kültürünüz yerle bir olmuş demektir. bu durumda ailenizin ekonomik veya sosyal olarak ilerlemesi mümkün değildir. karınız tüpçüye verir, kızınız davulcuya kaçar, oğlunuz da allah esirgesin ipne olur.

    (bkz: sözlükte hayat dersleri)
  • 262
    eğer kendi çocuğumuz aile bireylerini ayırt edip, birini diğerinden üstün tutarsa, dengesizlik yaratıp emekleri boşa sayarsa bir aile psikologuna ihtiyaç duymak kaçınılmazdır. zaten psikolojik olarak yıpranmış aile bireyleri ile ne kültür düzeyi korunur ne de ekonomik birlik sağlanır. aileye yararlı olacak kararlar almak, ailenin hayatını devam ettirebilmesi gibi meziyetler eğer komşunun oğlunda var ise ya da var olduğuna inanılıyorsa tutup kolundan getirilip sabır gösterilir. bu olağan ve doğaldır.

    edit: galatasarayın yaralarına ilaç olacak teknik direktördür.
  • 264
    galatasaray futbol takımı'nın başarısızlıklarını dört gözle bekleyenlerin, kendisi üzerinden saldırıya geçmek için pusuda beklediklerini görmek üzücüdür. lakin ilk olarak başarı inanmak ile gelir. inanmak ise sevgi ve bağlılıktan doğar. bu gibi erdemlerden bihaber olanlar ise pusularında felaket tellallığı yapmaktadırlar. bu tiplerin gazeteci olanları, tv yorumcusu olanları ve essahtan galatasaraylıların bulunduğu sözlüklerde yazar olanları mevcuttur.
  • 267
    mircea lucescu isimli romen takımı çeyrek finallere taşımıştır ama kimse beğenmemiş, terim'in takımını çıkardı denilmiştir. ertesi sene 0'dan galatasaray tarihinin en toplama takımıyla 3. yıldızı takıp çeyrek final kapısından dönülmüştür. komşu çocuğu diye yollanıp, süper insan, yüce teknik diektör, kendi evladımız fatih terim ile dibe vurmuştuk yanlış hatırlamıyosam. vay anasını sayın seyrciler. ah şu komşu çocukları yok mu?...
  • 268
    lan 2 dakika sabır gösterin şu adama...

    çıkmış küçük hakan diyor ki: "artık rijkaard'ın öğrenme safhası bitmeli". peki küçük hakan senin laftan anlamayı öğrenme safhan ne zaman bitecek?

    tobol maçında çıkarttığı kadrodan rakibi hafife aldığı anlaşılıyormuş mış... !!!

    aydın gayret göstermiyorsa, yaser'in teknik kapasitesi bu kadarına yetiyorsa, ayhan gerekli sorumluluğu üzerine almamışsa, sabri sarıoğlu'ndan başka hazır sağ bek yoksa, bu durumda adamın ne kabahati var?

    lig başlayınca kesin 5 haftada adamı yerin dibine sokup çıkartırlar. bizim adnanlarda umarım gaza gelip 25. haftanın sonunda sözleşmesini fesh etme cahilliğini göstermez...

    evet zaten rijkaard'ın elinde sihirli değnek var. havada iki kere salladı mı barcelona bile bizimkileri gördükleri anda camp nou'da kaçacak delik arayacak. cristiano ronaldo'lu, kaka'lı, raul'lu, casillas'lı real tırstıklarından dolayı sahaya çıkmayacak. manchester uefa'ya itirazda bulunacak "galatasaray ile eşleşme olmasın!" diye...

    tövbe yarabbi, adamın asabını bozuyorlar şu vakitte...
  • 271
    basında yapılan eleştiriler laf ola beri gele, çok da tın benim için. daha diğer takımların hazırlık maçı yaparak geçtiği zamanda ilk resmi maçına çıkmıştır. kendisine 3-5 sallayıp ego tatmini yapacak skor yazarları da umurumda değil.
    sözlükte polemik olması da -daha önce belirtilmiş kendisi tarafından- kişisel değil anladığım kadarıyla. sadece tutarsızlıkla ilgili. yine de başka bir şekilde belirtilseydi daha iyi olurdu. amin.
  • 272
    gençlere ne kadar önem verdiği , sistemine ne kadar bağlı olduğu zamanla ortaya çıkacaktır. tobol maçı iki ayaklı bir maç olduğundan ve rakip aman aman olmadığından hazırlık maçlarındakine yakın 11 le çıkıldığını düşünüyorum. ikinci maç iç saha ve sakatlıkları düzelen isimler olacak. perşembe günkü kadro az çok fikir verecek sezon için benim açımdan.

    dizilişe gelince herkesin bildiği gibi kendi inandığı şekilde başladı ve buna alıştırmaya çalışıyor takımı. basit bir maçta değişikliğe gitmemesi demek eğer hiçbir maçta değişiklik yapmayacak demekse burada sorun var bence. maç içinde dizilişi değiştirmedi diye benim için çok iyi hoca, süper hoca olmayacak.
    aksine eğer diziliş bir maçta bize sorun çıkartıyorsa müdahele etmesini , oyuncuların yerini ( sağdakini sola mesela), gerekirse dizilişini değiştirmesini beklerim. yok eğer değiştirmiyorsa bu prensip sahibi, dizlişine güvenen hoca değildir. bir sorun var demektir. böyle bir durumda oyuncuları da gazetelere yem yapma durumu ortaya çıkabilir . gazeteler önce oyuncuya sonra dizilişe en son da kendisine saracaktır. bu durumda bizlerin ne kadar destek vereceği önemli olacak ki destek verileceği ismi açıklandığından beri söyleniyor doğruluğu zor zamanda belli olacak.
  • 274
    gençlere ne ölçüde önem verdiği gençlere bağlı olacak teknik adamdır. gençler ağzına emzik sürülecek insan evlatları değildir. gençse iyi oyuncu olduğunu düşünüyorsa yırta yırta gelecek, başka yolu yok bunun. o zaman her durumda diğerine genç olan eleman gelip öncekinin yerini alsın oynasın; olmaz. genç dediğin yakaladığı fırsatları sonuca dönüştüren adamdır. genç öyle yaser yıldız gibi ortalıklarda şuursuzca dolaşmaz, aydın yılmaz gibi manken gibi salınmaz. genç hayvan gibi çalışır, belli bir konum edinir yerini bulur. bundan vazgeçelim arkadaşlar. wayne rooney dediğin adam daha 17 yaşındayken bir boğa kadar güçlüydü ve o yaşında milli takım forması giymeye başlamıştı. keza tüm diğer kaliteli elemanlar da öyle. irfan başaran'ın nerelerde olduğu belli değil. mehmet düz mersin idman yurdu'na gitmiş. hani o herif romario'suydu türkiye'nin. feldkamp'ın ilginç sözleri var bu konuda:

    http://webaslanlari.blogcu.com/...liyorum_3592505.html

    ya da daum'un durumu. genç bir futbolcusunun eften püften bir alman takımına gol atıp abartılı sevinmesi daum'un tepkisini çekiyor. aramızda bazıları ribery'nin türkiye'de kalsaydı galatasaray'dan başka bir takıma transferinde takımımızın kazanabileceği paralar üzerine birtakım uçuk kelamlar ediyorlar. kusura bakmayın ama ribery iki sezon kalsa avrupa'nın vasat futbolcularından biri olmanın ötesine ulaşamazdı. bizim durumumuz bu. kaç yıl önce ortaya yetenek olarak lanse edilen futbolcuların durumu açıkken daha fazlasını beklemek anlamsız olurdu. iddia ediyorum ribery türkiye'de kalsaydı en fazla beş milyon euro'ya transfer olabilirdi. zira bobo, carrusca, bratu, fabio pinto örnekleri ortada. appiah'ın galatasaray'dan yetersiz diye gönderildikten sonra basamakları teker teker tırmanıp juventus'a transfer olması ve akabinde fenerbahçe'ye geldiğinde düşüşe geçmesi manidardır.

    genç futbolcu sahada hayalet gibi dolaşıyor, aydın yılmaz iki yıldır ha yıldızdı yıldız olacak diye şans sağanağına uğruyor. ne var ortada? koskocaman bir sıfır. genç futbolcu eğer öne çıkacaksa tıpkı arda gibi kendisine verilen ilk şansları hayvani bir sonuçla değerlendirecek, yoksa olmaz. karıyla kızla, gece hayatıyla bu işler olmaz gençler. sonra yıllar geçince alper gibi ağlamanın kimseye faydası olmaz. yaşını başını almış koskocaman adam ağlıyor yahu, madalyasını falan satışa çıkarıyor. olacak iş mi bu? ulan taşı sıksan suyunu çıkarırsın hala dırdır ediyorsun. gözleri görmeyen sağır dilsizler napsın arkadaş? böyle zoraki ittirmelerle dürtmelerle genç futbolcular kazanılmaz. genç futbolcu yırta yırta gelecek, gelmeye niyeti yok mu göndereceksin; yenisini deneyeceksin. bu düştümüydü hemen kaldırma huyunu bırakıp herkesin kendi başına ayağa kalkmasını sağlamamız ya da bu yönde tutum değişikliğine gitmemiz lazım. pışpışlama kültürünün, adile naşit dramatizasyonunun hepimizi getirdiği nokta otada.
  • 275
    galatasaray taraftarının tanrı sandığını düşünmeye başladığım teknik direktör.

    rijkaard'ın sabri'yi adam etmesini bekliyor herkes. ya da, emre çolak' paf takıma geri gönderileceği söylentilerine rijkaard yaptıysa vardır bir bildiği diye karşılık veriliyor. bu örnekler sayısız şekilde çoğaltılabilir. sanki rijkaard futbolun tanrısı imiş de, yaptıığı her eylemi geleceği görerek, sonuçlarının bilincinde olarak yapıyormuş gibi bir hava var sözlükte.

    tamam, adamın kariyeri az çok belli. tamam, daha gelir gelmez adamı eleştirecek değiliz*. ama adam en nihayetinde bir teknik direktör. üst düzey bir teknik direktör belki, ama en nihayetinde bir teknik direktör. üstüne üstlük başarılı olacağının da henüz hiç bir garantisi yok. beyler, yarın pılını pırtısını toplayıp türkiye'yi terkettiğinde * arkasından sövecek olan da bizleriz. şimdi biraz yavaş gidin de, yarın dönmeye yüzünüz olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın