• 400
    günden gune ismini duyurmaya calismak icin kulup baskanligina soyunan, kuluplerin gelecegini satan insanlara dur diyebilen uygulamadir. adaletle uygulandigi takdirde cok yararli olacaktir.
    uzun vadede seve seve olmasa da sipa sipa uyacagiz bu kurala ve bu kural sayesinde kulup yavas yavas borcsuzlanacak.
    yonetime de para, şan, şöhret pesinde kosmayan gercek takim sevdalilari talip olacaktir.
  • 560
    galatasaray'ın 2018'den beri kadro istikrarı tutturmasının önünde engel olmuş kurallar çerçevesi.

    yanlış hatırlamıyorsam galatasaray anlaşmanın ilk 3 sezonuna sadık kalırsa 2021-22 sezonunda kısıtlamalar kaldırılıyordu. tabi yanlış hatırlamıyorsam. bu durumda haziran'dan itibaren şampiyonlar ligi için güzel bir kadro kurabiliriz diye düşünüyorum.
  • 611
    galatasaray için yabancı oyuncu sayısının kısıtlandığı sezon bitmiştir. ilginç tesadüflerle doluyuz. geçen yıl bir yıl uzatmışlardı, bu yıl baktılar ffp de yok galatsaray'a bu sene uzatma yok demişler. bu konuda türk kalecisi olan takımlar oldukça rahatlar. çünkü bir kontenjanı burada sabit olarak kullanabilecekler. sahada 3 yerli oyuncu bulunması zorunluluğu elimizi kolumuzu bağlayacak. taylan, emre kılınç ve kerem dışında ilk 11'e koyabiliriz dediğimiz oyuncu yok. ffp olmasa bile yerli genç transferi zorunluluğu ve ülkemizde bize oyuncu satmak konusunda takımların ayak diremesi biraz sıkıntı olacak gibi. ffp'nin hakkını tam veremeyeceğiz. tek temennim ffp sebebiyle kaçırdığımız iddia edilen ve izlenen bir kaç tane genç oyuncuyu takımımıza katabilmek. ancak medyada dolaşan isimlere bakılırsa yine 29 yaşüstüne yöneliyoruz gibi.
  • 401
    hala daha kendisine istinaden alınan transfer gelir - gider dengesi cezasının transfer dönemleri arasında paylaştırılabileceğini zannedenlerin bulunduğu uygulama. paylaştırılamıyor arkadaşlar. her transfer dönemi kendi içinde değerlendiriliyor. yani 18/19 transfer dönemindeki dengenizdeki artıyı 19/20 transfer dönemine aktaramazsınız. eğer yönetim bunu bilmiyorsa zaten kalkıp gitsinler o koltuktan. ama bilmiyor değiller.
  • 562
    ffp bitse bile sanki varmış gibi kısıtlamalara uyularak hareket edilmesi gerektiğini düşünen binlerce taraftardan biri olarak işimize çok yaradığını, kulübü batmaktan kurtardığını ve en azından gelen başkanların kişisel reklamlarını yapmak için bol keseden savurup ondan sonra ortadan toz olmalarını engellemiştir. sırf bu yüzden bile dursun özbek den sonra güçlü profilde birileri aday olmamış ve çok sevgili mustafa cengiz başkanımız görevi devralmış ve bu kısıtlamalar doğrultusunda sevabıyla günahıyla kulübü düzlüğe çıkarmaya çalışmıştır.

    evet ffp anlaşması biterse ve sanki varmış gibi yönetilirse eminim çok daha iyi kadrolara kurulacak ve başarılar gelecektir. sırf bu kısıtlamalar yüzünden alamadığımız gençler gibilerini umarım alacağız ya da sırf bu kısıtlamalar yüzünden ederinden düşük fiyata oyuncu satmak zorunda kalmayacağız. ancak tam ffp biterken seçim olması ve hiç güven vermeyen birilerinin adaylığa hazırlanması beni derin endişelere sevk etmektedir. yine gelecekler şovlar yapacaklar, sidik yarıştırıp, ceplerini doldurup gidecekler düşüncesi maalesef yabana atılır bir düşünce değildir. hele de ozan korkut gibi birilerinin yanında maaşlı çalışan bir profilin başkan olabilme ihtimali daha da düşündürücüdür.
  • 104
    bu kural çerçevesinde 2016-2017 sezonunda avrupa kupalarından men edileceğimiz söyleniyor. borcun 100 milyon euroyu aştığı söyleniyor.*

    madem ki böyle bir borç var*, neden biz hala galatasaray paf takımında bile oynayamayacak oyunculara milyon eurolar döküyoruz.

    neden sanki suçu birilerinin üstüne yıkmak ister gibi her gün basına demeçler veriyoruz, ki demeç verilen basın galatasaray'ın borcu olmasa bile en çok borcu olan takım diye gösterebilecek olan basın.

    (bkz: ibne basın)

    bu arada bu oyun anlayışında ve formayı hakedenlere verilmemesi konusunda** ısrar edilirse 2016-2017 sezonu avrupa kupaları pek de yakın gözükmüyor.
  • 53
    görünüşe bakılırsa bir bize kaçan kurallar silsilesi.

    benim finansal fair play'la ilgili merak ettiğim bir durum var sözlük. genel olarak dünya çapında merak ettiğim. bilgisi olan arkadaşlar yeşillendirirse sevinirim.

    ben x kulübünün çok zengin bir başkanıyım. bu finansal fair play kuralları da bana gelirimle yüksek orantısız harcamayı yasaklıyor. ben de elimi rahatlatmak, kulübe esneklik kazandırmak adına, zengin iş adamlarından birisiyle hatır ilişkisi sonucu, el altından veya herhangi bir şekilde kulübe fahiş yüksek kazanç sağlayacak şekilde sponsor olmasını sağlıyorum. uefa'ya da bakın benim gelirim bu, bana karışamazsınız o yüzden diyorum.

    saçma gelebilir bu merakım farkındayım ama, böyle bir duruma mani olan kural nedir?

    yanılmıyorsam en son bayern münih-adidas sponsorluk anlaşmasında ayyuka çıkmıştı benzer muhabbetler.

    edit: djorkaeff, efsane kaleci zapata, aslan nihatin calimlari bilgilendirdiler sağolsunlar. aşağı yukarı ortak beyanat bu ya da benzer bir durumun ffp kurallarının boşluğu kıvamında olduğu. gücü yeten illaki bir yolunu buluyor anlaşılan.
  • 2
    gelirler meselesinde büyük kulüpleri bir kenara bırakalım asıl gençlerbirliği, kasımpaşa gibi kulüpler ne yapsın. tamam herkes harcamalarını arttırmak için gelirlerini arttırma yoluna gidecek ama ya bu çeşit kulüplerin tabanından onların merchandise ürünlerine vb. türden gelir kalemlerine doğrudan bir talep oluşmuyorsa ne olacak?

    süper lig kulüplerinin* başlıca gelirleri aşağıdakiler değil mi?
    -naklen yayın gelirleri,
    -iddaa'dan elde ettikleri isim hakkı gelirleri ve ek gelirler(oynanma payı vs.),
    -sponsorluklar,
    -forma vb. gibi taraftar ürünleri ...
    -sezonluk bonservis bazlı transfer gelirleri

    eee sonra? nasıl olacak bu iş?

    bana sorarsanız büyük balığa bak "sen asıl sofrandan vazgeç, gel az ileride beraber plankton yiyelim biz." diyemezsiniz. yani onlar büyük bir yolunu bulur gene ibreyi döndürürler lehlerine. sonuçta gençlerbirliği'nin barcelona gibi bir bakkalda markette cipsi satılmıyor, ya da galatasaray gibi bir şekeri yok, ya da bayern münih gibi enerji şekeri satılmıyor piyasada.

    nba'deki salary cap benzeri bir şeyin hayalini kuran platini artık zurnanın zırt dediği yerdedir.
    soruyorum platini'ye sözünü ettiği futbolun satın alma tavrı ne kendince? yani onun prensipte kabul gören arz-talep fikri nedir? men cezası vermek nedir peki? nasıl bir futbol piyasası istiyor? bunu yapmak yerine oyuncular açısından kariyer istatistikleri ve rekorları kayıtlı bonservis sistemi yaratmak daha kolay değil mi peki?

    soruyorum ona gelir-harcama parametresinde cazibe merkezi olmayan, sana neden destek olayım sorusuna yanıt veremeyen kulüpleri kim ne yapsın?

    bu duruma avrupa'da da var örnekler. milano'da 60 kişi ile yürüyen atalanta bergamasca calciolular ne yapsın? kasımpaşa ne yapsın? altay ne yapsın? her yer bir premier league, bir bundesliga, bir ligue 1 değil!

    bu söylediklerimin ne demek olduğunun farkında mısın sen platini?
  • 547
    başına bela olduğu her kulübün pahalı satıp ucuz almasına vesile olurken bizi tam tersine zorladığı iddia edilen bir dizi yapılandırma. galatasaray'ın sattığın kadar al cezası var çok para isteyelim diyorlarmış. oyuncuyu satmak istemiyorlardır eyvallah da öbür türlüsü ticaretin doğasına aykırı. yada galatasaray'da sattığın kadar al var düşük para teklif edleim. ulan sattığın kadar al var yerini nasıl dolduracağız o zaman adamın bu da aykırı. tamamen beceriksizlik aklamak için kullanılan bir argüman bence.
  • 437
    bu sabah iş arkadaşımın anlattığına göre ingiltere ikinci ligi kabul edilen championship liginde kulüp sahibi tutup stadyumu satın alıyormuş, bu sayede kallavi parayı cart diye kulübün kasasına gelir olarak enjekte ediyormuş. sonra da kulübe aylığı 1 pound üzerinden stadın kullanım hakkını kiralıyormuş.

    tanım: etrafından dolaşmak istedikten ve dolaşmaya niyetli adamda para olduktan sonra pek de bir önemi kalmayan ama teoride bütün kulüpleri dikkatli harcama yapmaya yönlendiren uygulama.

    inşallah ilerleyen yıllarda açıkları doğru dürüst sıvanarak daha etkili hale getirilir.
  • 473
    2019-20 sezonunda belimizi son derece büktü. bunda diagne'ye yapılan yanlış yatırımın payı tartışılmaz. yine de merak ediyorum: takımın yaşlandığı, taze kanlara şiddetle ihtiyaç duyulduğu apaçık ortadayken başka futbolcuları elden çıkarıp daha dinamik ve başarıya aç bir takım kuramaz mıydık diye? ben fatih hoca'nın kadroyu bu tip durağan ve yaşlı oyunculardan kurmak istediğini hiç sanmıyorum. tekrar soruyorum: başka bir çözüm bulamaz mıydık? illâ tüm planları diagne'nin satışı üzerine mi yapmamız gerekiyordu?
  • 106
    sen klüpte kriz yokmuş gibi demeç verip kriz yokmuş gibi yerlilere para saçarsan, taraftar da para varmış gibi transfer ister gelmeyince de para varmış gibi tepki verir. madem paramız yok niye selçuk-burak gibi astronomik sözleşmesi olan adamları takımda tutuyoruz? yönetim dürüst ve kararlı davranmassa bu işin altından kalkamayız. olcan-selçuk-burak-umut gibi çok para alıp az iş yapan adamlar direkt yollanmalı yerlerine jose, carole gibi düşük profil gençler ve grosskreutz gibi görev adamları oynamalı.

    benim gördüğüm kadarıyla yönetim şöyle bir strateji izliyor;yerlilere imtiyaz ve gaz veririz onları bizi ligde götürür avrupada da allah kerim. arada poldi transferi gibi hamlelerle taraftarın gazını alırız, ibra gibi sahte gündemlerle de günü kurtarırız. bu anlayış galatasarayı bitirecek.
  • 274
    abiler cezayı bekletin. seçimleri bekleyin. eğer dursun gelirse, basın meni, transfer cezasını, hatta küme düşürmeyi. hiçbir şey dursun'un tekrar seçilmesi kadar üzemez bizi.

    böylelikle manayla belki de liseden kurtuluruz, fena mı?

    bütün cezalara razıyım. ama yok mustafa cengiz seçilirse, o zaman adalet için elinizi alıştırın. zira bu takım, bu emeklerle men almayı hak etmiyor.
  • 332
    31-05-2018 dönemi faaliyet raporundan;

    --- alıntı ---

    a. uefa yapılandırma anlaşması

    uefa kulüp finansal kontrol komitesi tarafından şirket hakkında yürütülen uefa mali fair play kriterleri; başabaş hesap durumu soruşturma süreci sona ermiş olup, şirket ile uefa kulüp finansal kontrol komitesi arasında yapılandırma anlaşması imzalanmıştır.

    yapılan anlaşmanın detayları şu şekildedir:

    • yapılandırma anlaşması, 2018/19, 2019/20, 2020/21 ve 2021/22 sezonlarını kapsamaktadır.

    • şirket, 2021/22 izleme periyodunda (2017/18, 2018/19, 2019/20 ve 2020/21 sezonları) uefa başabaş hesap kriterlerine uymayı taahhüt etmektedir.

    • şirket, 2017/18 sezonu için azami 50 milyon avro ve yapılandırma sezonlarını içeren 2018/19 sezonu için azami 20 milyon avro, 2019/20 sezonu için azami 10 milyon avro başabaş hesap açığı vermeyi taahhüt etmektedir.

    • şirket anlaşma süresi boyunca personel giderleri/toplam gelirler oranında, futbolcu haklarına ait amortisman giderlerinde ve net banka borç seviyesine getirilen sınırlandırmalara uymayı taahhüt etmektedir.

    • şirket, sözkonusu sezonların her birinde anlaşmada yer alan operasyonel ve mali kriterlere uyum gösterilmesi durumunda, 25 kişilik uefa a listesine 2018/19 sezonunda 21 oyuncu, 2019/20 sezonunda 22 ve 2020/21 sezonunda 23 oyuncu dahil edebilecektir. 2021/22 sezonundan itibaren ise bu sınırlandırma sona erecektir.
    şirket, bu anlaşma süresince, uefa a listesine dahil edilebilecek yeni oyuncu transferlerinde belirli bir sınırlandırmayı kabul etmektedir. bu sınırlama, sezon bazında net transfer gelirlerinin (transfer gelirleri-transfer harcamaları) pozitif olması şartını içermektedir. bu sınırlama, önümüzdeki sezonlarda bu anlaşmada yer alan operasyonel ve mali kriterlere uyum gösterilmesi durumunda 2021/22 sezonunda kaldırılacaktır. halihazırda uefa 2017/18 a listesinde yer alan oyuncular ile, sözleşmesi bitmiş ve serbest oyuncular ile imzalanacak sözleşmeler bu sınırlama kapsamında değildir.

    • şirket toplam 6 milyon avro tutarındaki uefa katılım gelirlerine tedbir konulmasını kabul etmekte olup ilgili tutar 2017/18, 2018/19 ve 2019/20 sezonlarında 3 eşit taksit halinde uefa gelirlerinden mahsup edilecektir.

    --- alıntı ---
  • 188
    kulübümüzün bir kez daha ceza almasına sebep olabilecek uygulama.

    bize 65 milyonluk maaş+prim sınırı verildi. maaşlar şu an 55 milyon civarında, yani 10 milyonluk prim verirsek ceza yiyoruz. bu basit hatayı yapmamalıyız, gerekirse devre arasında birkaç oyuncu daha yollamalıyız ve sınırı geçmemeliyiz.

    böyle bi takım kurulmuşken ceza almak çok kötü olur. bu yüzden gerekirse futbolcularla görüşüp %3-5 arası onlar için küçük, sınır için büyük anlamlar ifade edecek indirimler istemeliyiz.

    edit: yaklaşımım yanlışmış ama rakamlar hemen hemen doğru.

    şurada çok güvenilir bi kaynak var; http://gamaspor.com/haber?id=1610
  • 30
    efendim malumunuz şu an itibariyle 2 takım önemli cezalar aldı, psg ve manchester city. ikisinin ortak özelliği de arap sermayesi ile ihya olmuş olmaları. şimdi avrupa'da araplar dışında ruslar, amerikalılar hatta yeni yeni endonezyalılar futbola orantısız para aktarırken bu büyük cezaların araplara gelmesi ilginç yani uefa bir bakıma kemal sunal'ın gerzek şaban filmindeki ünlü repliği tekrarladı. ^^gülenler de içmesin^^ diye kastettiği de biziz galiba:(

    hatırlamayanlar için ilgili video: http://www.youtube.com/watch?v=RBtgkjNAAbY
  • 412
    besiktas spor klubunun , anlasmayi basariyla tamamlamasi haberi uzerine bir kisim arastirma yaptim . sonucta sadece bu donem itibariyle 9 ayda 200 milyon zarar eden klup nasi bu anlasmayi sagladi diye.

    uefa, finansal fair play kapsaminda, gelir ve giderleri futbol faliyeti ici gelir ve gider olarak iki basliga ayirmis durumda.
    yayin geliri, uefa katki payi, urun satisi , mac gunu gelirleri, futbolcu satisi gibi kalemleri gelir kalemi degerlendirirken, futbolcu ve teknik heyet maasi, kiralama bedelleri, menejer ucretlerini, futbolcu amortisman bedellerini de gider kapsaminda degerlendiriyor. bu kalemler icinde, genc akademisi yatirimlari, stadyum gelistirmeleri gibi harcamalari da bu kapsam disinda tutuyor.

    bu noktada , yuksek borc miktarina sahip kluplerimizin en buyuk gideri olan borcun finansmani kalemi bizde gider olarak kaydedilmedigi gibi, para kazanan kluplerin de mali operasyonlarindan kazandigini da gelir olarak degerlendirmiyor. bu sekilde olmasa zaten, herhangi 4 buyuk takim finansman gideri yuzunden avrupa yuzu goremez.

    bu sartlar altinda, besiktas son iki sene ozellikle sampiyonlar ligi gelirleriyle kurtarmis kendini aslinda. bu sezon icinde de , sampiyonlar ligi geliri olmadigi icin, elindeki yuksek maliyetli oyunculardan kurtulup, sozlesmesinin son senesinde anlasmayi tamamlamis.

    bu noktadan sonra gelecek sene sinirlama olmamasina ragmen eli siki davranmak zorundalar. sportif gelir gider konusunda bu sene ucu ucuna yakalayacaklar gibi. seneye isteseler bile simdikinin uzerinde maas butcesine cikamazlar. gidecek oyunculardan actiklari kadar belki biraz daha fazlasi kadar izinleri var.bonservis yukunde olay biraz daha farkli. toplam odenen bonservis, yapilan anlasma suresine bulunup ilerki yillara da bolunuyo hesaplamada. soyle ornekleyim, 4 milyon euro bonservis, 1 milyon euro maas alacak yeni bi oyuncu, gelecek 4 sene boyunca butceye 2 milyon euro gider olusturuyo.amortisman hesabi.

    bir diger nokta da , bundan sonra senelik maksimum 10 milyon avro zarar edebilir. bundan fazlasini ettigi sezonun arkasinda , yeniden anlasma yoluna mi gidilir, yoksa direk men cezasi mi o kismi bilmiyorum.

    bizim cikaracagimiz ders ise, ozellikle kadro maliyetlerinin azaltilabilmesi. maas konusunda daha tutarli davranmak. onune gelene 3 ,4 milyon avro maas vermemek. alt yapidan satilabilecek oyuncu yetistirmek. yabanci para cinsinsinden sponsorluklari arttirmak. bonservis odedigin topcudan , en kotu ihtimalle o kadar bonservisle vedalasmak. sampiyonlar ligi geliri olmadigi sezon, yangindan mal kacirir oyuncularla vedalasiriz yoksa.

    edit: fenerbahce fenerol kampanyasini nasil kabul ettirecek bi muamma su sartlar altinda. atilan sms , yapilan bagis gelir kabul edilmiyo. ama sattiklari formayi gayet gelir diye gosterebiliyolar. bekleyelim gorelim
  • 422
    aslında bir cezadan daha fazlasıdır.

    hadi diyelim ki uefa güya takım satın alan zengin iş adamlarının birden deli para harcayıp kupalar almasını engellemek istemiyor da sadece kulüpler adam akıllı yönetilsin diye onlar ile ekonomik anlaşmalar yapıyor. bu sattığın kadar al kuralı yine de kulübü finansal açıdan daha da dibe götürecek bir anlaşma.

    birincisi; bu kural kulüplerden yatırım yapmadan kar etmelerini istiyor. onyekuru, emre mor, seri gibi futbolcuları satın almana izin vermiyor, yalnızca deneyimli scout ekibin sayesinde marcao'yu alabiliyorsun. kural 33'ünden sonra bonservisi elinde olan ama bir daha satması çok zor futbolculara yönlendiriyor kulüpleri.

    ikincisi; bu konuda kimsenin değinmediği bir şey var. sezon sonunda kulübün çok sayıda futbolcu ile sözleşmesi bitiyor ve kulüp bu futbolcuların bazılarıyla sözleşme yenileme gereği hissetmiyor. bu durumda 28 kişilik kadro 20-22 kişiye kadar düşebiliyor yani elindeki sermaye her sene azalıyor ama uefa yine de satacaksın para kazanacaksın diye diretiyor.

    yani bu finansal fair play ne finansal ne de adil. sadece oyun. nereden tutsan elinde kalıyor. benim aklım almıyor bu şahsen.
  • 146
    bu kural dolayısıyla 1 sezon men cezası yemişiz. belki bir musibet bin nasihatten daha iyidir. sürecin iyi yönetileceğinden pek ümidim yok da zaten şampiyonlar ligi'ne gidemeyeceğimiz bir sezonda gelmesi şansımıza olmuştur. bir şekilde 3.olmamız veya kupayı alıp uefaya gitmeye hak kazanmalıyız ne olursa olsun. işler 2. seneye uzamamalı. doğru adamların satılması ve doğru hamlelerle fırsata dönüştürülebilir. tabi eldeki muslera, sneijder ve podolski'nin nasıl tutulacağı soru işareti.
App Store'dan indirin Google Play'den alın