• 3983
    medya gücü arkanda olduğu sürece özellikle de bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinde kimsenin sana dokunamayacağına en büyük ispat fenerbahçe'dir.

    fenerium para sıçıyor, fenerbahçeliler kulübe para yağdırıyor diye saçma sapan haberlerle adamları öyle bir ruh haline soktular ki ne desen inanmazlar. tıpkı malum partinin seçmeni gibi. adama güzelce anlatıyorsun bak diyorsun mağaza kirası, çalışan maaşı, ekstra masraflar... yani öyle medyada yazdığı gibi devasa karlar mümkün değil. yok abi adam biz alışveriş yapıyoruz diyor başka da bir şey demiyor. bilmiyor çünkü işin gerçeğini. fanatik bir yandan, hürriyet öbür taraftan beynini yıkıyor adamların. ama bazen bizim taraftar da buna inanıyor bana en çok koyan da bu zaten. düşünsene rakip takım taraftarı bile feneriumlar para basıyor abi diye goygoy yapıyor oradan buradan duyduklarıyla. hafta sonu avm'lere gidiyorum ve fenerium gayet boş durumda müşteri bekliyor. ee hani nerede iğne atsan yere düşmüyor diye goygoy yapılan feneriumlar?

    bir diğer durum ise vergi muhabbeti. bunu ilk yayanlar ise aziz'in 2000'lerin başına medyaya yerleştirdiği genç kuşak gazeteciler. fanatik'te, hürriyet'te, sabah'ta saçma sapan galatasaray vergi kaçırıyor muhabbetleriyle bir algı oluşturdular 15 yıldır çekiyoruz. olayın aslı ise hükümetlerin belli dönemlerde yaptığı vergi afları yahut vergi anlaşmaları. vergi borcunun çözümü için beşiktaş da, fenerbahçe de hatta anadolu kulüpleri de devletle anlaşma yapıyor ama kabak bizim başımıza patlıyor. peki neden? medya gücümüz yok.

    ffp yani uefa kurallarındaki tutumları ise en boktanı çünkü borsacısından, akademisyenine kadar tüm fenerliler birden mala bağlıyor. ne cezasıymış gider maaşımı fenerium'a bırakırım diyor adamlar. git ekşi'yi aç bak böyle milyon tane entry var. uefa sattığın kadar adam alırsın demiş, sponsorluk falan gelir kalemi sayılmıyor demiş kime ne. çünkü adam o sabah hürriyet yahut diğer fenerli medyadan haber okuyup güne başlamış.

    daha bunun amatör branşları var. voleyboldan o çok dalga geçtiğimiz masa tenisine kadar fenerbahçe gırtlağına kadar batık durumda. hani bir dönem konuşup duruyorlardı ya biz spor kulübü siz futbol kulübüsünüz diye. işte bu gerizekalı propaganda yine fener medyasının eseri. kürekte, teniste, badmintonda, boksta, atletizmde yani aklınıza gelebilecek tüm kıl yün işlerde sanıyor musunuz ki bu adamlar kendi sporcusunu yetiştiriyor. hepsini aziz babaları satın alıyor kulübün parasıyla. bir ara bizim kürek takımını komple transfer etmişti 5-6 misli paralarla. amaç galatasaray'ın altında ezilmemek. tüm bunlar birikti birikti işte bugünkü duruma geldi. adamlar tamamen batık durumda.
  • 3985
    anadolu'da bir söz vardır:

    "avşarın atı ölünce çerkez ağlarmış."

    avşarlar alınmasın. ben de avşarım zaten.

    ya bu adamlara kesilen vergi cezası beni geriyor. başlarındaki kkz, bize 73'se gidin galatasray'a en az 74 kesin derse kendisine itaat edecek bürokrasi mevcut. ister ödesinler ister ödemesinler. bizi kendi çukurlarına daha fazla çekmesinler de ne yapıyorlarsa yapsınlar.

    en iyisi cezadan haberimiz yokmuş gibi davranmaya devam edelim derim.
  • 3986
    beşiktaş şampiyon olursa fenerbahçe çöker yoksa 5 sene lige ambargo koyar dediğimizde ''siz nasıl galatasaraylısınız 'gerçek' galatasaraylı takımının yenilmesini istemez diyenler fenerbahçe'nin şu an içinde bulunduğu durumu görüp ne düşünüyorlar acaba.

    beylik laflarla 1 maç kurtarılır ama mantıklı düşünürek belki de 3-4 seneyi kurtarıyorsun. ayrıca bu sene ligde ilk 5'e girmediğimizde iyi oldu yoksa o finalde o kadar mücadele edilmez fenerbahçe'den bir kupa daha alınamazdı.

    lafın özü daha da rezil olacaklar.
  • 3987
    caner erkin, gökhan gönül, bruno alves gibi 3 tane ilk 11 oyuncusuyla yollarını ayırmış takımdır. mehmet topal ile de muhtemelen yollarını ayıracaktır. rotasyon oyuncularından ise kadlec gitmiştir, yerlerine oyuncu transfer edecek bütçeleri ise şuan için yoktur. ama sow transferi gibi bir illüzyon yaratıp bu sene de transfere deli para gömebilirler. olmaz demeyin bu kirli ve azizbahçe'ye ait dönemde her şey mümkün.
  • 3989
    uefa'dan sattığın kadar alabilirsin yaptırımı almış kulüptür. ama bakıyorum giden oyuncular hep bedava gitti. fabiano, ba, markovic*, serdar, kadlec, alves, caner ve büyük ihtimalle gökhan. meireles'le de sözleşme yenilemeyeceklermiş.

    e nasıl transfer yapacak bunlar. elde para edecek 2 tane adam var.* ki o da çin piyasasında ve çin'de transfer dönemi kasımda açılıyor. onları satsan anca onların yerini dolduracak kadar alısın. var ya çok fena dip yaptılar. aatıf falan hep bu yüzden. iyi ki şampiyon olmamışlar.
  • 3996
    batışlarını izleyen arkadaşlara hatırlatma yapma ihtiyacı hissettim:

    aloooo!! bizim gemi de batıyor. aynı durumdayız. belki daha kötü. onlar aziz'den kurtulduklarında bir şekilde limana varırlar. bizim kurtulmamız gereken bir kişi değil, bir zihniyet etrafında birleşmiş topluluk.

    olur da beraber batarsak, denizin dibinde hangimiz daha güzel battık diye kavga ederiz. ne saçma iki camia olduk? önce aziz ve şürekası, sonra liseli ve şakşakçıları. sağduyumuzu ve idrak kabiliyetimizi sömürüp bitirdiler. fark eden bir şey yok. bu dünya düzeninde iki adet köhnemiş zihniyetin kaptan köşkünü işgal ettiği gemilerin bir limandan diğerine sağ salim ulaşması tesadüf olur. gemiler büyük ve sağlam ama bu kadar tahribata ve fırtınaya dayanamayıp bir gün gerçekten batarsak veya onlar batarsa o geminin içinde yıllarca güneşli denizlere çıkmanın hayalini kuran taraftarlara, kendimize ağlarız.

    harcadığımız paralar geminin tamirine değil kaptan köşkündeki lüks yiyeceklerin tazelenmesine gidiyor. çok acayip bir çarkın içindeyiz. kaptan köşkündekilerin rahatını kaçırmadan kurtuluş gözükmüyor.

    not: entry'e başlarken böyle bir şey yazmayı düşünmemiştim. çok saçma olmuş olabilir. mazur görün.*
  • 3997
    şu an dursun ve avenelerinden dolayı dibi görmüş bir galatasaraylı olarak batışlarını zevkle izliyorum.

    ortalama bir galatasaylı galatasaray'ın en dipten en yükseğe çıkma süresinin en fazla 1 yılı aldığını bilir ve sülalesi raad şekilde takılır ama fenerbahçe'de durumlar hiiiiç öyle değil. onlarda galatasaray takımında olan büyük camia refleksi olduğunu hiç sanmıyorum. fenerbahçe'nin bir aziz yıldırım'ı var şimdi o dibi gördü ve doğal olarak fenerbahçe'de serbest düşüşte.

    bir galatasaraylı olarak takımın karman çorman, maç kazanmanın hayal olduğu, başkanın ayrı teknik direktörün ayrı havalardan çaldığı, sonunda 8. olduğumuz sezondan real madrid karşısında 5 5 5 diye tezahürat yapar hale gelme süresinin 1 yıldan daha az olduğunu gördüğüm için başta söylediğim gibi sülalem raad. fener batsın da biz de dibe vuralım hiç sorun değil. çok değil bundan 2 sene sonra yine şampiyonlar liginde gruptan çıkma planları yaparken buluruz kendimizi hiç merak etmeyin.

    hıı ben istemez miyim iniş çıkışlar yaşamadan istikrarlı bir camia olalım ama olmuyor işte burası türkiye burada düzen bu kadar. hiçbir zaman bir porto olmayacağız belki ama merak etmeyin hiçbir zaman bir fenerbahçe de olmayız.

    biz 6. oluruz sonra 8 oluruz sonra arka arka şampiyon olup avrupa da yeni unutulmaz maçlar oynarız. fenerbahçe sürekli 2. olur sürekli başa oynar ama bizim gibi 8 olup tekrar 1, 2 olması bayağı zaman alır.
  • 3998
    para içinde banyo yaparken bile başarılarımız altında ezilen kuluptu. parasızken, batıştayken, ffp'yle uğraşırken nal toplatırız eminim.

    açlıkten nefesimizin koktuğu zamanlarsa defalarca koyup koyup kupa aldığımız takım bunlar. şimdi şartlar eşit gibi. iddia ediyorum önümüzdeki 4-5 sene arkamızdan gelecekler sürekli. bu yazı burada dursun.
  • 3999
    tıpkı galatasaray gibi türkiye'de batmasına müsaade edilemeyecek klüptür.
    türkiye'deki futbol ekonomisindeki etkisinden, kitleleleri uyutma gücüne;
    yerleşik köklü kurum ve toplumsal popüler hacminden insanların tutkusu olmasına kadar birçok sebepten
    dolayı batmaz, hatta ikinci lige falan düşmesine bile müsaade edilmez, nitekim şikede bile etmediler.
    onun için ''batma'' fiilini kullanmak doğru değil. (ama bin beter olsunlar çok yerinde bir temennidir).

    olayın temelinde klüp üye yapısını elinde tutan aziz yıldırımın kalma inadı ile iktidarda dahil olmak üzere onu devirmek üzere
    olan klüp içi muhalefetin devirme mücadelesinin kızışmasıdır. daha önceleri aziz yıldırımdan yana olan taraftar desteği artık azalmış durumdadır.
    aziz yıldırım da , bu yıl gidiyorum, sezon sonu gidiyorum diye fenerbahçeli muktedirleri yıllardır uyutmaktadır. bu yıl hesapta son yılıydı,
    ama gene çamura yatıp gitmeyeceği belli oldu. işte bu mücadele, özellikle bu mali yapıyla , çok çatışmalı ve gürültülü geçecektir. devirmeye çalışan güçler eğer gene ffp prensiplerinin arkasında dolanmak için bir düzmece, katara/rusya'ya falan şişirilmiş fiyattan oyuncu satıp transfere kaynak yaratma yardımını esirgerlerse, bilin ki fenerbahçeyi bir yıl rezil ederek aziz yıldırım yollama oyunu başlamıştır. ( çerezimizi aldık, çayımızı/kahvemizi aldık, zevkle bu dramı seyredelim anlamına gelir bu bizim için ..)

    aziz yıldırımın ne pahasına olursa olsun, futbol takımını, bütün rekabet etiği dışı (yani ahlaksız)faktörleri kullanarak ve sürekli takımda gerilimi yükselterek ilk iki yarışında tutma çabası kısa vadede kendisinin başta kalması ve taraftarın anlık tatmini için olumlu, fakat uzun vadede toplam başarı (o devasa bütçe ve olanaklara kıyasla) ve klüp yapılanması için son derece olumsuzdur. bu yapının tek doğru oturttuğu şey, kondüsyon ekibinin doğru yapılandırılmış olmasıdır, gerçi orada da yıl sonu düşen performanstan aynı zamanda bir klüp doping merkezi de olma durumu ihtimali olası, ama bilemeyiz. ama genel olarak azizi yıldırımın allem kallem edip ikincilikten aşağısına müsaade etmemesi, takımın ,esasında yenilenmesini, bağırsaklarını temizlemesini , kalıcı sürdürülebilir bir yapıya oturmasını engellemektedir. başka bir sorunda klübün tüketici/taraftar yapısına uygun çoşkun hücum futbolu anlayışı yerine kısır, sağlamcı antrenörleri/oyun yapılarını öne çıkarmaktadır. ersun yanal dönemi dışında bu güdük futbol (kocaman, daum, pereira..) garanticidir, şike/masa başıoyun/stadda gerilim desteğiyle hep ilk ikide tutar belki ama mayıs ayında ve finallerde gereken ivmeyi sağlamaz, sağlamadı da. ilk yıl sağlasa bile yıpranmışlıktan ikinci yıl çuvallar. gene de hücum ve baskılı futbol , aziz yıldırım için istenmeyen birşeydir, çünkü kendi gücünü ve egemenliğini gölgeleyecek karizmatik/heyecanlı/dominant bir antrenörün olması sebebiyle, hem sağlanan efordan ötürü bir sonraki yıl çöküş yaşanacağından, hemde zaman zaman farklı mağlubiyetlere de yol açacağından ( futbol sezonu içinde içinde taraftarı hep gütmek, kandırmak, gözünü boyamak temel politikadır) onun iktidarını sarsar. (alın size daimi şerefsiz ikinci ve mayıslar bizimdir'in bilimsel açıklaması . beter olsunlar diye yazmış mıydım?).

    katar'dan/rusya'dan gene bir kaynak geldiğini varsaysak bile (kıyamadılar gene kuşumuza, arka çıktılar diyelim) durum kolay değil. bir kere mali durum bütün klüplerden çok kötü. kendi başkan adayları hulusi belgün'ün yıllardır yaptığı çok profesyonel mali uyarıları ve bilgileri inceleyin. problemi daha da kötü yapan şey, sürekli bu mali yapının denetimden ve şeffaflıktan uzak olmasından ötürü, hiçbir iyileştirme ihtiyacı olmadan günümüze kadar katlanarak , çığ gibi gelmesidir. finansal hataların ve zararların galatasaray'ın veya beşiktaşın yapması durumunda kıyametler koparılırken, fenerbahçenin çok çok vahim mali rezilliklerinin üstü örtülerek bu günlere gelinmiştir. belki bu zamana kadar zenginlerin bazen gönüllü bazen metazorik olarak yaptıkları mali katkılarla ve bankalardan alınan kredilerle gemi yüzdürülüyordu, artık o iş zor. hem (zengine parayı koymasına müsaade etmiyor) ffp var, hem rakamlar kişisel sadakaların karşılayacağından fazla oldu, hem de bankaların kredi verme limitleri doldu. azizin de inşaat rantı ile para kazanmasına (ancak pansuman olabilir bu gelir o da ayrı bir konu ya neyse) engel oldukları için durum zorlaştı. şu an itibariyle aziz yıldırım bıraksa bile, mali yapının düzelmesi en az bir iki yıl sürer. ( yardıma gelecek itfaiye hortumlarını kesinlikle tasvip etmiyoruz. ) .

    sportif açıdan da durum iyi değil. aziz'e en büyük darbe obrodovic'ten geliyor yani murat ülker'den. fenerbahçe en az kırk-elli senedir,her işin işinde olan ve müdahaleci, hep güçlü başkan takımı olmuştur. galatasaray ise antrenör ve ekol takımıdır. fenerbahçe seyircisi de sever güçlü başkanı. fakat şimdi obrodovic'e verilen tam yetkilerle gelen başarı, herşeyden önemlisi sahada gördükleri olumlu tablo ve mücadele '' acaba ?'' dedirtiyor. kafalar karışık. ülker size truva atı olur, içinize almayın diye camianın eskileri uyarmıştı yıllar önce. şimdi sınırsız başkan gücü tartışılıyor, hatta istenmiyor. aziz yıldırım gittikten sonra bile bu sıkıntı devam edecek, dnalarını ve klüp geleneklerini sorgulayacaklar, ikilemde kalacaklar. (hurmalar/tırmalar sebep sonuç ilişkisi).

    ayrıca fb futbol takımının başarısının temeli güçlü yerli oyuncu portföyü iken (genelde de zamanında ümit milli takımını oluşturanlardan) şimdi bunun yerinde yeller esiyor. bırak toplam kalite olarak, sayı olarak bile eksik. böyle bir toplu alım yapmaları ise imkansız. ayrıca önümüzdeki yıl kendini toplamış bir galatasaray ve de stadı ve şenol güneş'i olan beşiktaş ile rekabet edecekler. bedava puan ve destek aldıkları, teşvikçi/şikeci dostları sivasspor ve eskişehir de küme düştü.
    zor kanaryam çok zor..
    (beter olun temennisi ile tamamlayalım yazıyı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın