resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 17351
    maalesef takım gibi kendisi de formsuz bir dönemden geçiyor.

    gördüğüm kadarıyla sözlükte bazı arkadaşlar fatih hocaya bir çeşit dokunulmazlık bahşetmişler ama bu sadece kendimizi kandırmak olur. herkesin güzel yaptığı işler kadar kötü yaptığı işleri konuşmalıyız ki hep beraber daha iyisini ortaya çıkarabilelim.

    hocanın elinde sınırlı bir kadro var, sakatlık sorunları ile boğuşuyor ve takım as oyuncuların bir bölümü de ciddi formsuz bir dönemden geçiyor. bunları inkar etmiyoruz, hocanın rotasyonunu bozduğu da biliyoruz.

    ancak;

    takımın oyun planlarında ciddi bazı bozukluklar var ve haftalardır bu sıkıntılar gözle görülür boyutta. rakip takım antrenörleri bile bu bozukluklara göre oyun planlarını değiştirerek bize karşı avantajlı hale gelebilirken, hoca neden bu sıkıntılara çözümler üretmiyor. bazılarımız "üretmediğini nereden biliyorsun?" diyecek, ama haftalardır aynı sorunlar var arkadaşlar ve gözle görülür hiç bir ilerleme kaydetmedik:

    deplasman fobisi konusu haftalardır tartışıldı, bir kısmımız analizler yaptı, bir kısmımız "yok öyle birşey, bakın diğer takımlar da aynı durumda" dediler. ama ne yazık ki deplasmanda maç kazanma konusunda ciddi sorunlarımız var arkadaşlar. son 5 deplasman maçında 1 galibiyet, 4 mağlubiyetimiz var, attığımız 1 gole karşılık kalemizde gördüğümüz 10 gol var. ortada böyle bir tablo varken bu konuyu inkar etmemiz imkansız arkadaşlar. üstelik yenildiğimiz takımlardan trabzonspor'un ve akhisar'ın mevcut form durumları düşünüldüğünde takımın "kötü futbol" oynadığını kabul etmemek ve fatih hocanın bu konuda hiç suçu olmadığına inanmak biraz hayalperest bir yaklaşım olacak.

    deplasmanda bu kadar kötüyken iç sahada çok mu iyiyiz? skor bazında belki öyle, ama futbol bazında bakıldığında bence öyle değil. katılanlar olacaktır, katılmayanlar da ama şampiyonlar liginde oynadığımız her iki maçta da, son erzurum ve bursaspor maçlarında da biz iyi futbol oynamadık, oynadığımızı söyleyebilecek var mı? maçta kırılma anlarında şans yanımızda oldu, deplasmana göre seyircimizin de verdiği motivasyonla biraz daha iyi oynadık ve skorları alabildik.

    1-) topa hükmetmiyoruz, çok kolay top kayıpları yapıyoruz ve kaptırdığımız her top kalemizde tehlike olarak dönüyor.

    2-) takım koşmuyor, koşamıyor. eyvallah, ciddi bir maç trafiği söz konusu ve sakatlık sorunumuz var, bazı oyuncularımız bir haftada 3 maça çıkmak zorunda kalıyor, ama ne olursa olsun bu kadar az koşarak skor elde etme şansın yok.

    3-) yine kondisyon problemin yol açtığı sıkıntılardan biri, pres yaparak rakibi boğamıyoruz. oysa ki fatih hocanın başarılı olduğu her dönemde hem hücum hattı ve orta saha ciddi pres gücüne sahip oyunculardan kuruluydu, hem de bunu hemen hemen her vakit bu presi rahatlıkla yapabiliyorlardı. şu anda bunu yapabilecek oyuncumuz belki sadece n'diaye var.

    4-) takım savunmasında ciddi zaaflarımız var, ileri uçtaki oyuncular savunmada geriye gelip topun arkasına geçmeye çalışmıyorlar, pres de yapmıyorlar. bu durumda rakip hem çok daha rahat top çevirebiliyor ve topu saklayabiliyorlar hem de daha rahat hücum edebiliyorlar.

    5-) savunmada yerleşim konusunda zaaflarımız var, basit ikiye birler sonrası rakip hemen hemen her zaman kalemizde şut tehditi yaratıyor. akhisar maçında yediğimiz golün aynısını bugün yedik ve görüyoruz ki bu konuda arpa boyu yol alamamışız.

    6-) takımın eni ve boyu çok uzun. takımın forveti ile stoperleri arasında 70 metre mesafe olursa topa sahip olma ve maçın temposunu dikte etme şansınız kalmaz. orta sahadakiler de oyunu kurmak için geriden top almaya gelmez, stoperler ile orta sahanız arasında 30 metre olursa pozitif futbol oynayamayız. tüm bunlar gereksiz top kayıplarına neden oluyor ve hücumdaki üretkenliğimiz azalıyor. schalke gibi kondisyonu yüksek ve prese dayalı futbol oynayan takımlarla karşılaştığımızda da kendi yarı sahamıza hapsoluyoruz.

    7-) hücüm varyasyonlarımız gayet sınırlı. ne yazık ki rakibinin savunmasını zorlayabileceğimiz ya da maç zora girdiğinde kilidi açabilecek planlarımız yok. kimisi forvet olmadığından, kimisi sakatlardan yakınacak ama haftalardır deplasmanda porto maçı haricinde ne yaptığımızı bilerek hücum yaptığımızı hatırlamıyorum. rakip geriye gömüldüğünde gol atmamız çok çok zor ve kaleye şut atmama gibi kötü bir özellik kazandık.

    8-) duran top savunmasında sürekli zaafiyetler gösteriyoruz. porto maçında 1 puan alabilecekken kornerden yediğimiz golle puanı bıraktık, bugün rakip çok net bir pozisyondan faydalanmadı.

    ben bir çırpıda bunları sayabiliyorsam eğer, eminim başkaları da farklı şeyler söyleyebilirler.

    kabul ediyoruz, hocanın elinde santrafor yok, hocanın çok sakatı var. ama bu nedenler takımdaki aksaklıkları çözmek için bir engel değil ki. bu sorunlar takımda sakatlık sorunu ortaya çıkmadan önce de vardı, haftalardır sebat ediyor ve düzeltmek için bir çaba gösterilmiyor.

    birilerinin hocayı bu gerçeklerle yüzleştirmesi lazım.

    yoksa kolay dediğimiz şampiyonluk, başka baharlara kalacak.
  • 17353
    eli kolu bağlıdır.
    bu kadar güçlü bir teknik adama istediği kadroyu verememek ayıptır.

    18 yaşında yunus ile ozan ile, forvette donk ve muğdat ile malatya deplasmanında gol arıyor.
    bu adam peygamber değil.

    yapıp yapabileceği en iyi iş bu.
    bıkıp, çıkıp gitmediğine şükredin.

    bu kadroyu okan buruk'un ellerinde mi düşünmek istiyorsunuz bir de? hadi deneyelim?
  • 17354
    gömülmesini anlamadığım hocamız.

    daha önceki hocalar için de söyledim * bir takım iyi de oynasa kötü de oynasa hocanın katkısı buna sınırlıdır. nasıl iyi yemek iyi malzemeyle yapılırsa, iyi futbol da iyi oyuncularla oynanır.

    siz adamın eline stoper vermemişsiniz, forvet vermemişsiniz iyi oyna diyorsunuz. bir kanatta da sinan gümüş gibi bir oyuncumsu var. 10 numara denen arkadaşın oyun aklı ancak kendine yetiyor vs. kusura bakmayın ama adam ne yapacak?

    hataları var mıdır, tabii ki vardır; her insan gibi. ancak terim olmayıp a kişisi b kişisi olsa hatta abartıyorum şu an dünyada hangi teknik direktör en formdaysa onu takımın başına getirsek yine terim'den daha iyi yönetemez şu takımı.
  • 17356
    kendisine maalesef çok üzülüyorum. belliki parçalının p’sini göstermek istemediği oyuncular azımsanmayacak kadar fazla. örneğin lafın tamamı ahmağa anlatılır misali; eren’den nefret ettiğini (futbol anlamında) maç sonu açıklamalarından anlamamak için ahmak olmak lazım, ama eli mecbur, oynatmak zorunda. ve bu durum bence otoritesini de sarsıyor. her hafta berbat oynayan sinan da eren de biliyorki, sağlıklılarsa haftaya sahadalar. bu cendereden umarım çıkarabilir bizi.
  • 17358
    28 ekim 2018 yeni malatyaspor galatasaray maçı sonrası basın toplantısında kendisini ilk defa bu kadar hayalkırıklığına uğramış, sinirli ve üzgün gördüm. hem yönetime, hem de takımın kapasitesiz, yeteneksiz, karaktersiz isimlerine geçirdi, bunu anlamamak için embesil olmak lazım.

    hoca'nın eren, sinan gibi adamlardan zerre haz etmediğini, ancak mecburiyetten oynatmak durumunda kaldığı bariz. hoca'yı da bu durum fazlası ile rahatsız etmekte.her an götü çıkacakmış gibi oynayan bu adamların galatasaray formasını haketmediğinin o da farkında.

    feghouli, ahmet çalık gibi sağlıklı yaşam için spor yapan adamlardan da tiksinti duyduğuna eminim. ancak adamın eli kolu bağlı, bugün isyanı bunaydı işte. gerçekten içim parçalandı.

    devre arası gelsin, bu herifleri bir saniye tutma hocam. bu beceriksiz yönetim ile gerekirse kavga et , dediklerini yapmak zorunlar, bu işin başka çaresi yok.
  • 17359
    ne maça başladığı kadro, ne sonraki değişiklikler hakkında kendisini eleştirmeyeceğim bu kadar sakatlığın peşpeşe yaşandığı bir dönemde. tek bir değişiklik hariç. belhanda rahatsızlanıp çıkmak zorunda kaldığında benim 25 yıldır tanıdığım fatih terim'in yapacağı değişiklik ahmet çalık değil de celil yahut atalay'ı oyuna almak olmalıydı. bu hamlesi beni gerçekten üzdü.
  • 17360
    öyle bir kutuplaşmışız ki; grimiz kalmamış, ya siyah olacağız ya beyaz...

    hata yapana hata yaptı demeyeceksek biz bu takımı neden destekliyoruz? fatih terim değil, mezarından ali sami yen çıkıp gelse, yaptığı yanlışı söyleyeceğiz, biz galatasaraylıyız. fatih terim son günlerde hatalar yapıyor, hem de kör göze parmak hatalar ve biz bunu söylediğimizde ne akbaba olacağız ne de fatih terim düşmanı.

    malesef hoşuna gitmeyen şeyler söyleyen herkesi yaftalayan, hoşuna gitmeyen kişiyi hain ilan eden bir garip zihniyet yeşerdi ülke genelinde ve git gide de mide bulandırıyor bu güruh. aman kendinize gelin.

    biz eleştirdiğimiz için, gerekene gerektiği cevabı verebildiğimiz için diğer kulüplerden ayrılıyoruz bu ülkede. gelip de eleştirenlere laf atacağınıza bir çözüme odaklanalım hep birlikte. önemli olan bu.
  • 17361
    takım olamadık, oyuncular birbirleri için koşmuyorlar dedi ve üstü kapalı şekilde gruplaşma imasında bulundu. sakatlıklar ve dar kadro nedeniyle neşter vuramadığını da açık açık belirtti. transfer döneminde gereğini yapacağını belirterek oyunculara gözdağı verdi ama kapı gibi sözleşmeleri varken bu oyuncuları gönderebileceğini de pek anmıyorum. hocamızın işi gerçekten çok zor.

    (bkz: 28 ekim 2018 yeni malatyaspor galatasaray maçı)
  • 17362
    hala daha ruhtan, hırstan, birbiri için oynamaktan bahseden teknik direktörümüz. sorun bu mu gerçekten hocam? bu durumu gördükçe daha da üzülüyorum. eğer gerçekten düşüncesi buysa işimiz daha da zor demektir.

    dönüp kendisine de bakmalıdır. bu vasat takıma ne kattım diye? "takım kötü, kadro yetersiz, diğerlerine gıpta ediyorum" demek yerine "ben bu takıma sahada ne kattım?" diye düşünmesi gerekmiyor mu? ne katmıştır? yani bu takım tam kadroyken ne oynuyordu? bu takım tam kadroyken nasıl bir oyun oynuyordu ki şu an bu kadar eksik olması nedeniyle, as oyuncuların yerine oynayanlar bunu yapamıyor?

    ben söyleyeyim: hiçbir şey. fatih terim'in futbol budur. "gazlıyor yeaa, sırf motivasoyn yeaa, taktik maktik yok bam bam bam yeaa" denmesinin nedeni de budur. terim oyunculara yüklenebileceklerinden fazla sorumluluk ve insiyatif alma hakkı veriyor. bu, ancak ve ancak oyuncular gerçekten çok kaliteli ve yeterli ise geçerli olabilecek bir şey. büyük oyuncuların yapabileceği bir şey. takımda 6-7 tane böyle oyuncu olursa ancak bu düşünce sahada gerekeni yapabilir. bu takım yapamaz. as kadrosuyla da yapamaz.

    bu takımın başarılı olabilmesinin tek yolu çok disiplinli, her oyuncunun görevlerinin keskin köşelerle belirlendiği, hücum planı ve sisteminin çok net şekilde uygulandığı ve sürekli tekrarla çalışıldığı bir sistemle mümkündür. çünkü bu takımda, zaten görevini bilen ve bunu iyi yapan, bunun yanı sıra insiyatif de alabilecek oyuncu yok. en iyi oyuncularımız bile böyle. geri kalanı zaten vasat ve vasat altında.

    bu takımın "çıkın oynayın" demek gibi bir lüksü yok. terim burada inat ediyor. ne yazık ki bu oyuncular bunu yapamaz. yapamayacak. terim'in istediği oyun 1-2 futbolcu transferiyle de oynanmaz. bu düşünceyle genç oyuncular da oynayamaz.

    terim bunu yapamayacak bir teknik direktör mü? zannetmiyorum. ama yapmıyor. inat ediyor çünkü. bu gereksiz inadı da kendisine kaybettiriyor.
  • 17363
    takımdaki sorun konsantrasyon veya sakatlıklar değil ana sorun takımın herhangi bir taktik anlayışının olmaması. malesef aylardır forvetsiz oynamak zorunda kalacağımız belli bunla ilgili değil çözüm mantıklı bir deneme bile yok. tek aksiyon koy uzun boylu birini elbet bir seyler olur.
    her maçta muslera önündeki oyunculara bir şeyler anlatma derdinde topla ilerleyin kanatlara doğru açılın gibiçaresizce. takımın topla çıkamama topu rakip sahaya götürememe sorunu ayyuka çıkmış ama yine ne çözüm var ne de herhangi bir çaba. sürekli sabit durağan orta saha yavaş top alışverişi yapan oyuncular aynen devam. bu soruna da birilerinin kafa yorduğunu düşünmek iyimserlikten öte.
    kanat aksiyonlarını ele alsak yine ayni elde hiçbir şey yok. her maç özellikle ilk yari ruhsuz rastgele dağılmış hiç bir bağı olmayan şekilde oynayan bir takım.
    teknik ekip teknik konularla ilgili ne yapıyor açıklasınlar da bilelim. bu sene fatih terim dahil tüm teknik kadro minimum eforla devam ediyor ve bence fatura onların.
    yazık bizler zaman ayırıyoruz dert ediyoruz onlar profosyonel olarak işin içindeler ama sadece izliyorlar .
  • 17366
    geçtiğimiz hafta 19 ekim 2018 galatasaray bursaspor maçı oynandı ve ben bu maçta minik oğlumla birlikte tribünde yerimi aldım. bulunduğum tribün doğu 415 sahaya ve tüm tribünlere tamamı ile hakim bir konumda idi. maç bittikten sonra eve döndüğümde gerek sosyal medyadaki twitlerden, gerekse videolardan sevgili fatih terim ' in maç sonundaki açıklamalarının sözlüğe taşındığını fark ettim. bu açıklamalarda genç oyuncuların protesto edildiği, ıslıklandığı ve tüm tribünlerce yuhalandığı vs yazıyordu. ben ilk başta saçma sapan sosyal medya sallamasıdır diye düşündüm, ama sonra videoyu izlediğimde gördüm ki bu açıklamalar gerçekmiş ve ne yazık ki fatih terim böyle bir beyanatta bulunmuş. ben maçta olan birisi olmama rağmen sözlükteki fan boylarına böyle bir olayın yaşanmadığına ikna edemedim. ve o dakikadan sonra anladım ki sözlükte kendisini ne olursa olsun savunurum diyenlerin tamamına yakını klavye taraftarıdır.

    bu ne demek oluyor ?

    hayatında maça gitmemiştir, deplasmana gitmemiştir, tribün nedir destek nedir, tribün ortamı nasıl oluyor vs. bilmeyen kişi veya kişiler oluyor.

    söz konusu 19 ekim 2018 galatasaray bursaspor maçında münferit her zaman her maçta olan standart homurdanmaların aksine başka bir toplu protesto, ıslık veyahut yuhalama gibi bir şey asla olmamıştır. ama sevgili fatih terim ne yazık ki bunu bu şekilde lanse etmiş ve bir bakıma kötü oyunun sonucunu taraftara atmıştır.

    ben bu olayın ardından (bkz: #2527269) şöyle bir yazı paylaştım ve düşüncelerimi aktardım. tabi paylaşır paylaşmaz sevgili klavye taraftarları tarafından en ofsayt girdilerde baş köşedeki yerini aldı. hepinizin canı sağolsun.

    şimdi bu deplasman maçının ardından yani 28 ekim 2018 yeni malatyaspor galatasaray maçının ardından soruyorum size. galatasaray bu hafta ile birlikte geride kalan haftalarda ne oynamıştır, ne oynamaya çalışmıştır ? veyahut futbolcular sahada nasıl reaksiyon göstermiştir ?

    senin futbolcuna orta sahada olmayan saçma sapan bir faulden ötürü sarı kart veriliyor futbolcu cezalı duruma düşüyor, takım arkadaşlarından en ufak bir reaksiyon yok.

    senin futbolcuna aynı noktada çok net kasti faul yapılıyor % bir milyonluk sarı kart ve rakip futbolcu ikinci kartı görüp oyun dışı kalacak. ama gel gelelim ne faule maruz kalan oyuncun nede diğer oyuncuların en ufak bir tepki göstermiyor hakemi baskı altına almıyor ve hakemde pek ala bundan yararlanarak rakip futbolcuya kart çıkarmıyor.

    aynı müsabaka yani 28 ekim 2018 yeni malatyaspor galatasaray maçının 86 dakikasında aynı pozisyon içerisinde iki defa % 100 lük gol kaçırıyoruz ikisinde de farklı oyuncular pozisyon içerisinde birisi ndiaye diğeri sinan gümüş ve bu iki futbolcu da kaçan pozisyonların ardından bir gram ya bir salise dahi bir üzüntü duymuyor, yani afedersin ipimle kuşağım sikimle taşağım modundalar.

    belki bu yazdığım size saçma gelebilir renkdaşlar ama benim zoruma gidiyor. ben ekran başında sinirden, kaçan pozisyonun ardından ortalığı darma duman ederken orada olayın bizzat içinde olan ruhsuzların halini görünce kahroluyorum. babamla ilk maça gittiğim günün üzerinden 30 yıl geçmiş koskoca 30 yıl ve ben şimdi galatasaray aşkını 3,5 yaşındaki oğluma aşılamak istiyorum. ben 3,5 yaşında tribündeki oğlumun heyecanını gördükten sonra bu sahadaki ruhsuzlara nasıl kayıtsız şartsız kalayım. bu sahada oynanan daha doğrusu oynanmayan futbola nasıl sessiz kalayım. insanı en çok yaralayan en yakınındakilerdir hocam. yabancı bir teknik adam yapsa gram umrumuzda olmaz kulağından tutar siker atarız hocam ama sen yapma bunu bize, ve lütfen her maçtan önce 11 kişi ise sorun yok deyip maçtan sonra saçma sapan argümanları bizlere anlatma.

    ayrıca o klavye galatasaraylılarına sesleniyorum, emin olun galatasaraya' da fatih terim ' e de sevgimiz sizden bin kat fazladır. o yüzdendir ki canımız yanar ve canımız yandığı için her defasında gerçekleri konuşur, ne pahasına olursa olsun gerçekleri dile getirmeye çalışırız, varın siz polyanacılık oynamaya devam edin.
  • 17368
    sacma sapan bir taraftar turedi, fatih terim ne diyorsa dogrudur diye. degildir kardesim, kimse ne diyorsa dogru degildir. 2011-2012 sezonunda hocanin ujfa'yi sag bek, eboue'yi sol kanat, sabri'yi orta saha, takimi tek forvet oynattigini unutmayin. herkes hata yapar, dogru zannedersin dusundugun gibi cikmaz. ulan kotu bir sey degil bu insan olmak. yanlisin neyini savunuyorsunuz? ben fatih terim'e hatalisin diyorum diye senden daha mi az seviyorum? hocanin son donemlerde buyuk hatalari var, ben bunu kendisinin de cozecegine inaniyorum. inkar asamasini gecip bir an once sorun oldugunun farkina varip kendi hatalarindan baslayarak bu hatalari duzeltmeli. benim imparatordan beklentim budur.
  • 17369
    28 ekim 2018 yeni malatyaspor galatasaray maçı performansı ise cidden kötüydü. ahmet çalık oyuna girdi, sinan ve muğdat'a top şişirdik, garry'nin yaptığı aptallıklara göz yumdu durum fecaatti yani.

    diğer yandan doğruyu elbette bulacaktır. buna inancım tam ve tarih bunu yaptığı örneklerle dolu. mesela euro 2016 grup elemelerinde hollanda ile oynadığımız her iki maçta da bunu mükemmel yapmıştı. dersini çalıştığında cidden dünyanın en iyilerinden biridir. yeter ki sakinliğini korusun.
  • 17371
    2018-2019 türkiye ligi futbol sezonu için;
    - ffp illeti yüzünden istediği futbolcular alınmadı.
    - takımda dişe dokunur, tek as forveti satıldı ve yedek forvetin eline kaldı.
    - eldeki futbolcular arasında geçen sezonki şampiyonluğa rağmen; yeterliliği sorgulanan çoğu futbolcuya muhtaç kaldı.
    - takımı oturtmaya çalıştıkça, ilk 11 oyuncularını (yeni transferlerde dahil) sakatlıklardan dolayı kaybetti.
    - muhtaç kaldığı futbolcular geçen sezonki yetersiz performanslarını aratır oldular.
    - başa oynayan tüm takımlar arasında (fenerbahçe de dahil) kadro derinliği en yetersiz takıma sahip oldu.
    - sakatlıklar yüzünden önce yedek kadrodan, şu aralar ise altyapıdan isimlerle ilk 11 kurmak zorunda kaldı.
    - elinde bulunan santrafor, orta saha, defans, bek... kaleci hariç her mevkiden futbolcu sakatlandı. takımı sadece son 3 maçta 7 futbolcu fire verdi.

    yukarıda belirttiğim nedenler sadece bizim görebildiklerimiz. bir de göremediğimiz futbolcuların isteksizlikleri, vurdumduymazlıkları, en ufak şeyde sakatlanma bahanesine sığınmaları ve son maçlarda galatasaray arayı açmasın diye yapılan dış baskılar sonucundaki hakem hataları...
    elbette bunların hepsi tesadüf olamaz! diğer yönetimlerden bu yana yapılan borçlar, yanlış transfer politikaları, altyapı yetersizliği, adam kayırmalar, dursun aydın özbek dönemindeki ciddi enkazın hemen ardından takımın başına geçmesi, ülkede dövizin yükselmesi ve transferlere yansıması...
    tüm bunlara rağmen bu takım ligde lider başakşehir'in hemen 2 puan ardında, şampiyonlar liginde 1. sıradaki portodan 3 puan geride ve maçı porto ile içeride oynayacak...

    bunca yazdıklarıma rağmen, fatih terim'in bu sezon form düşüklüğü olduğu ve hatalar yaptığı göz ardı edilemez. ama bir gerçek var ki; hepimizin kötü dönemi olabileceği gibi fatih terim'in de olabilir. fatih terim gibi bir adamın bu durumun farkında olmamasının imkanı yok. an itibarı ile takım dibi gördü. ama bu halimizle bile yine önlerdeyiz. önümüzde -her ne kadar bizden berbat halde olsalarda- bir fenerbahçe maçı var. bu süreçte, fatih hocaya da, takıma da sahip çıkmamız ve köstek yerine destek olmamız gerekiyor. zaten futbolcuların dönmesiyle, ara transfer dönemiyle birlikte fatih terim'in de eli güçlenirse yeniden yükselişe mutlaka geçeceğiz.
  • 17372
    alternatifsizlikle sınanması sakıncalı, üst düzey teknik adam.

    böyle insanlar zor günlerde radikal çözümler üretip iki adım geriye giderek eserlerini incelemeyi severler. fatih hocanın sürekli ekstra ve ilginç denemelerde bulunan bir çizgiye gelmesinde alternatifsizliğin, dolayısıyla bu durumu yaratan yönetimin sorumluluğu hocanın kendisinden daha fazladır. idarecilik dediğimiz şey zaten budur.
  • 17373
    genelde sezonlari dogru takim dizilisi ve kadro tercihini arayarak gecirir fatih hoca. bu durum 5-10 mac surer sonra yolunu bulurdu. 2018-2019 sezonunda ise bir turlu oturtamadi. tam oturttu dedik, takim patir patir sakat vermeye basladi. italya’da bile dogru duzgun sakatlanmayan samurayin cigeri söndu dusun. hoca ne yapsin?

    yalniz takimin surekli sakat vermesi pek normal degil. benzer bir olayi euro 2008’de de yasamisti ama turnuva oldugu ve nispeten genis kadrosu oldugu icin idare etmisti. su an ciddi sekilde zorlaniyor ve haliyle moral motivasyonu da dusuyor. devre arasi gelse en azindan sakatlarin buyuk kismi iyilesir 1-2 takviye yapariz diyecegim ama daha 2 ay var. :/
App Store'dan indirin Google Play'den alın