resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 17358
    çok severim ve çok takdir ederim kendisini ama maalesef 28 ekim 2018 yeni malatyaspor galatasaray maçı direk hocaya yazar. gerçekten çok kötü bir takım yönetimi sergiledi. belki maçı yine kaybederdik ama böyle saçma sapan değişiklikleri izlemek zorunda kalmazdık. galatasaray’ın tarihine büyüklüğüne hiç yakışmayacak hatta hakaret olarak görülebilecek bir takım futbolcu görünümlü yaratıkların sahada görünmesine sebebiyet vermiştir.
  • 17362
    sene başından beri zerre top oynamayan takımın hocasıdır. yok sakatlık varmışta falan filan. sakatlıktan önce muazzam top mu oynuyordu bu takım? saçma sapan şeylerle gerçekleri makyajlamayın artık! anladık, biliyoruz seviyorsunuz terim'i, tapma derecesinde seviyorsunuz ancak bu takımın bir şey oynadığı anlamına gelmiyor. bir başka hoca olsa burayı yakacak ilk kişiler olan siz, hocaya "çöp", verin tazminatı yollayın diyecek olan sizler şu an ama sakat var, ama şu var, ama bu var diye binbir türlü makyaj çabasındasınız. oyuncu ne kadar kötü olursa olsun, takımın ilk 11i dahi sakat olsun. çık yedeklerle oyna ama bir şey oyna. yedek oyuncular senin oyuncun değil mi? antrenman yaparken, taktik çalışırken yedekler sahadan mı kovuluyor? bu takım niye oyun oynamıyor ya? yenilmeye itirazım yok benim, rezalet oyuna itirazım var.
  • 17365
    an itibariyle elindeki kadro riekerink'li dönemden kötüdür. teknik direktör çıkar 1-2 maç alır ama gidişat bu 11'le hiçbir şekilde iyi olamaz. verim bir yere kadar. sakatlar dönecek, devre arası 2-3 oyuncu alınacak, sonra önceliğe kendisini koyarım. yoksa oyuna ahmeti alıp gol yedirmesi, linnes'i çıkarıp kontradan gol yedirmesi falan hikaye. takım her maç sanki 900dk oynasa gol atamayacak bir hal çiziyor. takımın 11'i tribündeyken bu işin faturasını sormak abes.

    (bkz: 28 ekim 2018 yeni malatyaspor galatasaray maçı)
  • 17366
    keşke yazın bir tane forvet de transfer etseydik. o da eren gibi, onyekuru gibi, rodrigues gibi, fernando gibi sakatlanıp 4-5 hafta olmasaydı. biz de "tüh ya, bu da sakatlanan 9. oyuncumuz oldu, bu ne şanssızlık :(" deyip üzülseydik.

    belki o zaman bazı arkadaşlarımızın fatih terim'in yanlış kondisyonerle çalıştığını görmesi adına bir fırsat doğardı. belki de doğmazdı, "peşpeşe 9 sakatlık yaşamamızda hocanın ne kusuru var beyler, allah bizim takımı lanetlemişse fatih hoca ne yapsın" diyen de çıkardı muhtemelen.
  • 17370
    maalesef takım gibi kendisi de formsuz bir dönemden geçiyor.

    gördüğüm kadarıyla sözlükte bazı arkadaşlar fatih hocaya bir çeşit dokunulmazlık bahşetmişler ama bu sadece kendimizi kandırmak olur. herkesin güzel yaptığı işler kadar kötü yaptığı işleri konuşmalıyız ki hep beraber daha iyisini ortaya çıkarabilelim.

    hocanın elinde sınırlı bir kadro var, sakatlık sorunları ile boğuşuyor ve takım as oyuncuların bir bölümü de ciddi formsuz bir dönemden geçiyor. bunları inkar etmiyoruz, hocanın rotasyonunu bozduğu da biliyoruz.

    ancak;

    takımın oyun planlarında ciddi bazı bozukluklar var ve haftalardır bu sıkıntılar gözle görülür boyutta. rakip takım antrenörleri bile bu bozukluklara göre oyun planlarını değiştirerek bize karşı avantajlı hale gelebilirken, hoca neden bu sıkıntılara çözümler üretmiyor. bazılarımız "üretmediğini nereden biliyorsun?" diyecek, ama haftalardır aynı sorunlar var arkadaşlar ve gözle görülür hiç bir ilerleme kaydetmedik:

    deplasman fobisi konusu haftalardır tartışıldı, bir kısmımız analizler yaptı, bir kısmımız "yok öyle birşey, bakın diğer takımlar da aynı durumda" dediler. ama ne yazık ki deplasmanda maç kazanma konusunda ciddi sorunlarımız var arkadaşlar. son 5 deplasman maçında 1 galibiyet, 4 mağlubiyetimiz var, attığımız 1 gole karşılık kalemizde gördüğümüz 10 gol var. ortada böyle bir tablo varken bu konuyu inkar etmemiz imkansız arkadaşlar. üstelik yenildiğimiz takımlardan trabzonspor'un ve akhisar'ın mevcut form durumları düşünüldüğünde takımın "kötü futbol" oynadığını kabul etmemek ve fatih hocanın bu konuda hiç suçu olmadığına inanmak biraz hayalperest bir yaklaşım olacak.

    deplasmanda bu kadar kötüyken iç sahada çok mu iyiyiz? skor bazında belki öyle, ama futbol bazında bakıldığında bence öyle değil. katılanlar olacaktır, katılmayanlar da ama şampiyonlar liginde oynadığımız her iki maçta da, son erzurum ve bursaspor maçlarında da biz iyi futbol oynamadık, oynadığımızı söyleyebilecek var mı? maçta kırılma anlarında şans yanımızda oldu, deplasmana göre seyircimizin de verdiği motivasyonla biraz daha iyi oynadık ve skorları alabildik.

    1-) topa hükmetmiyoruz, çok kolay top kayıpları yapıyoruz ve kaptırdığımız her top kalemizde tehlike olarak dönüyor.

    2-) takım koşmuyor, koşamıyor. eyvallah, ciddi bir maç trafiği söz konusu ve sakatlık sorunumuz var, bazı oyuncularımız bir haftada 3 maça çıkmak zorunda kalıyor, ama ne olursa olsun bu kadar az koşarak skor elde etme şansın yok.

    3-) yine kondisyon problemin yol açtığı sıkıntılardan biri, pres yaparak rakibi boğamıyoruz. oysa ki fatih hocanın başarılı olduğu her dönemde hem hücum hattı ve orta saha ciddi pres gücüne sahip oyunculardan kuruluydu, hem de bunu hemen hemen her vakit bu presi rahatlıkla yapabiliyorlardı. şu anda bunu yapabilecek oyuncumuz belki sadece n'diaye var.

    4-) takım savunmasında ciddi zaaflarımız var, ileri uçtaki oyuncular savunmada geriye gelip topun arkasına geçmeye çalışmıyorlar, pres de yapmıyorlar. bu durumda rakip hem çok daha rahat top çevirebiliyor ve topu saklayabiliyorlar hem de daha rahat hücum edebiliyorlar.

    5-) savunmada yerleşim konusunda zaaflarımız var, basit ikiye birler sonrası rakip hemen hemen her zaman kalemizde şut tehditi yaratıyor. akhisar maçında yediğimiz golün aynısını bugün yedik ve görüyoruz ki bu konuda arpa boyu yol alamamışız.

    6-) takımın eni ve boyu çok uzun. takımın forveti ile stoperleri arasında 70 metre mesafe olursa topa sahip olma ve maçın temposunu dikte etme şansınız kalmaz. orta sahadakiler de oyunu kurmak için geriden top almaya gelmez, stoperler ile orta sahanız arasında 30 metre olursa pozitif futbol oynayamayız. tüm bunlar gereksiz top kayıplarına neden oluyor ve hücumdaki üretkenliğimiz azalıyor. schalke gibi kondisyonu yüksek ve prese dayalı futbol oynayan takımlarla karşılaştığımızda da kendi yarı sahamıza hapsoluyoruz.

    7-) hücüm varyasyonlarımız gayet sınırlı. ne yazık ki rakibinin savunmasını zorlayabileceğimiz ya da maç zora girdiğinde kilidi açabilecek planlarımız yok. kimisi forvet olmadığından, kimisi sakatlardan yakınacak ama haftalardır deplasmanda porto maçı haricinde ne yaptığımızı bilerek hücum yaptığımızı hatırlamıyorum. rakip geriye gömüldüğünde gol atmamız çok çok zor ve kaleye şut atmama gibi kötü bir özellik kazandık.

    8-) duran top savunmasında sürekli zaafiyetler gösteriyoruz. porto maçında 1 puan alabilecekken kornerden yediğimiz golle puanı bıraktık, bugün rakip çok net bir pozisyondan faydalanmadı.

    ben bir çırpıda bunları sayabiliyorsam eğer, eminim başkaları da farklı şeyler söyleyebilirler.

    kabul ediyoruz, hocanın elinde santrafor yok, hocanın çok sakatı var. ama bu nedenler takımdaki aksaklıkları çözmek için bir engel değil ki. bu sorunlar takımda sakatlık sorunu ortaya çıkmadan önce de vardı, haftalardır sebat ediyor ve düzeltmek için bir çaba gösterilmiyor.

    birilerinin hocayı bu gerçeklerle yüzleştirmesi lazım.

    yoksa kolay dediğimiz şampiyonluk, başka baharlara kalacak.
  • 17372
    eli kolu bağlıdır.
    bu kadar güçlü bir teknik adama istediği kadroyu verememek ayıptır.

    18 yaşında yunus ile ozan ile, forvette donk ve muğdat ile malatya deplasmanında gol arıyor.
    bu adam peygamber değil.

    yapıp yapabileceği en iyi iş bu.
    bıkıp, çıkıp gitmediğine şükredin.

    bu kadroyu okan buruk'un ellerinde mi düşünmek istiyorsunuz bir de? hadi deneyelim?
  • 17373
    gömülmesini anlamadığım hocamız.

    daha önceki hocalar için de söyledim * bir takım iyi de oynasa kötü de oynasa hocanın katkısı buna sınırlıdır. nasıl iyi yemek iyi malzemeyle yapılırsa, iyi futbol da iyi oyuncularla oynanır.

    siz adamın eline stoper vermemişsiniz, forvet vermemişsiniz iyi oyna diyorsunuz. bir kanatta da sinan gümüş gibi bir oyuncumsu var. 10 numara denen arkadaşın oyun aklı ancak kendine yetiyor vs. kusura bakmayın ama adam ne yapacak?

    hataları var mıdır, tabii ki vardır; her insan gibi. ancak terim olmayıp a kişisi b kişisi olsa hatta abartıyorum şu an dünyada hangi teknik direktör en formdaysa onu takımın başına getirsek yine terim'den daha iyi yönetemez şu takımı.
  • 17375
    kendisine maalesef çok üzülüyorum. belliki parçalının p’sini göstermek istemediği oyuncular azımsanmayacak kadar fazla. örneğin lafın tamamı ahmağa anlatılır misali; eren’den nefret ettiğini (futbol anlamında) maç sonu açıklamalarından anlamamak için ahmak olmak lazım, ama eli mecbur, oynatmak zorunda. ve bu durum bence otoritesini de sarsıyor. her hafta berbat oynayan sinan da eren de biliyorki, sağlıklılarsa haftaya sahadalar. bu cendereden umarım çıkarabilir bizi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın