resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 10251
    hocanın elestirilecek binlerce yanı vardır benim de eleştirdiğim sevmediğim bi bu kadar vardır ama sneijder 3. 4.tercih lafı üzerinden dalga geçmeye çalışanlar ya az büyüsün oyunu öğrensin de gelsin ya da yol yakınken snookera yatay geçişe uğraşsın. onlarca kişi yazmış uğraşmış anlatmış nedenlerini çıkıp bir de biz yazmayalım bunlar okunduğu halde hala ısrarla bu laf üzerine istifra esprileri yapmaya çalışmak kadar aşağılık bi hareket nadir bulunur.
  • 10252
    *kendisine amrabat transferi üzerinden vurmaya çalışanlar bi zahmet kustukları nefreti içlerine kussunlar. amrabat transferi olduğundaki gelişmeleri azıcık düşünürlerse ne kadar samimiyet yoksunu olduklarını anlayacaklar, ya da açıp okuyup ne kadar balık hafızalı olduklarının farkına varabilirler. amrabat transferi bütçe yüzünden gerçekleşmeyecekken, sizin bi türlü kabullenemediğiniz ünal aysal egosu yüzünden gerçekleşmiştir. ünal aysal basmıştır parayı, almıştır amrabat'ı. aynı transfer döneminde sneijder de alınmış, ama her ne hikmetse sneijder aysal'ın transfer başarısıyken amrabat fatih terim'in başarısızlığı olarak addedilmekte. tabii amk, işimize geleni işimize geldiği gibi yorumlamakta üstümüze yok.

    *sneijder dördüncü tercihmiş de o yüzden taşak geçiliyor kendisiyle. ulan nerden biliyorsun hocanın birinci tercihi alınsa sneijder'den daha başarılı olamayacağını? sneijder tutmasaydı, oynamasaydı gelip burda fatih terim çok iyi teknik adam mı yazacaktın amk? bugün mesela gidip ibrahimovic'i getirebilir dursun özbek, getirdiğinde efsane başkan, eğer ibra başarısız olursa kestane başkan mı olacak? dünyanın en iyi futbolcusu olsa sistemine uymadığı için sonraki tercihleri arasına koymuş olabilir mi mesela tatlım? sizin ben yorumladığınız futbolu yani.

    *bruma rererröekrsfdö diyenler var bi de. geldiğinde hepinizin nasıl sevindiğini de biliyoruz amk. üstelik bruma geldiğinde takımda sonradan ünal aysal'ın yaptıkları yüzünden oluşmuş sorunlar da yoktu. ne mi bu sorunlar;

    -takım zaten oturmuştu, artık yapması gereken genç, geleceği olan futbolcular almaktı. şu an sevgili ünal aysal sayesinde kaybettik bunu.
    -takımda şu anki gibi bi şişkinlik yoktu, a2 takımımız yıldızlardan oluşmuyordu, haliyle bu kadar gelecek görülen bi adam denemeye değerdi.
    -takım şampiyonlar ligi'nde başarılı oluyor, para kazanıyordu. futbolcuların astronomik maaşları yoktu. drogba gibi 36 yaşındaki adam bi sene oynasın diye 10 milyon euro verebiliyodun mesela. bu durumda 18 yaşında gelecek görülen bi futbolcuya verilen 10 milyon çok değildi.

    sonra ne mi oldu, ünal aysal fatih terim'i egosu uğruna hiç ettikten sonra takımın başına takımı hiç tanımayan sikko italyanlar getirdi. bu herifler yüzünden hajroviç, ontivero gibi adamlara servet döküldü. üstelik takımdan kimse gönderilmeden. a2 takımındaki sağ beke (eboue) milyon eurolar dökülüyordu. sonra bu maaşlarla haliyle takım maddi çıkmaza girdi ve şu anki halimize düştük.

    olayları hiç yorumlamadan, düşünmeden gelip dostunuzu övmek düşmanınıza çakmak şiarınız olmuş. biraz aklınızı izanınızı kullanın.
  • 10254
    https://twitter.com/...s/618099491368009728 böyle bir şeyde rol oynadığı haberi yapılmış. üstüne bir de bunu yazanı kovdurtmuş deniliyor. şu ana kadar kazandırdıkları ve yaptığı sıkıntılı şeyleri bir yerde toplayınca nefret ediyorum diyemezdim. ortada bir yerdeydim ama hassas noktam olan hayvan eziyeti'nde rol oynadıysa ağır nefret duyacağım bundan sonra.
  • 10255
    bu basında çıkan sokak köpeği haberini yapan gazeteci kovulmuş yada kovdurulmuş ! şaşırmadım gayet normal karşıladım terim'in olduğu yerde adalet olur, güç olur, dönem adamlığı olur !!! galatasaray'a her geldiğinde onlarca futbolcu aldırır sonra aralarından 1-2 tanesi iş yapar gerisi fiyasko olup külübe borç ve enkaz olur kalır. terim benim için eskiden idol hatta efsaneydi ta ki büyüdüm.. ne olduğunu gördüm, isterse 20 tane şampiyonluk kazandırsın karakter olmadıktan sonra hiç biri 10 para etmez.
  • 10257
    kendisine ağzında salyalarla saldıran insanlar varken gidip sokak köpekleriyle uğraşmakta olan hocam. yahu yalan haber yapana değil de hocaya kızılıyor. yalan haber de değil, resmen hedef gösterilmiş adam yalan yanlış bilgilerle. kovdurduğu da ne kadar doğru bilinmez. kim olsa o gazeteyi arar ağzına geleni söyler. o gazetenin alacağı karar kendisini bağlamaz. muhtemelen yine mahkemeye taşır olayı.

    hocam, seni sevmeyenler neyse de, senden nefret eden tipleri gördükçe daha çok seviyorum.

    (bkz: köpekler havladı diye imparator ölmez)
  • 10258
    bugün bir televizyon programında yine bir şeyler demiş ama sesini duyduğum an kanalı değiştirmeme sebep olan eski imparator, şimdilerde yıldırım demirören'in yanında adalet arıyor. adalet parayla aranıyor herhalde. hiç bir şey yapmayarak, ülke futboluna gram katkı sağlamayarak yılda bilmem kaç trilyonu götürmek büyük başarı.
    ahımız var hoca, hep başarısız ol... adın, sanın kalmasın bu alemde.
  • 10259
    hadi imkansız deyin.

    ------buradan sonrası teori içerir---------

    hamza hocanın galatasaray ile sözleşme imzalamasından bir ay sonra yabancı serbestliği açıklandı. bu serbestlik açıklanırken milli takım için bir emniyet sübabı lazımdı, olur da türk oyuncular hiç şans bulamazsa diye. o sübab da ustasının sözünden çıkmayan hamzaoğlu'nun çalıştırdığı galatasaray olacaktı şüphesiz. şimdi sezon sonu transferlere bakarsak, bilal ve jem karacan alındı. sabri ile sözleşme yenilendi. yedek kaleci adayı gökhan değirmenci iken bir anda, fatih terim'in son maç aday kadroya çağırdığı hayrullah oluverdi. hala güray falan konuşuluyor. umut desen hala takımda. burak yerine değil onunla "tatlı rekabete" girecek forvet arayışları cabası. olcan için en ufak bir girişim yok.

    ustanın emri ile milli takımda olması beklenen veye düşünülen adamlar galatasaray çatısı altında korunmaya alınmıştır. usta ve çırak galatasarayı pilot kulüp gibi kullanmaktadır.

    -------teori sonu------------

    insanı garip düşüncelere sevk eden, eski galatasaray teknik direktörü.
  • 10262
    dur siz yazmadan ben yazayım da biraz mutlu olun. ohomoz var hocam ohomoz var. töpçönön kader orkodoşo. beş kuruşa sattın bizi. yazıklar olsun sana nasıl kazandırırsın onca başarıyı bu takıma? ne hakla türk futbol tarihini değiştirirsin? utanmıyor musun şimdi övündüğümüz onca başarının mimarı olmaya? antrenmanda kovulduğunda ne hakla direnmezsin? gitmiyorum diyecektin. kovuldum ama yerim galatasaray'ı da başkanını da yönetimini de diyecektin. ahlaksız adam seni. nasıl güzel entry değil mi arkadaşlar? istediğiniz her şeyi söyledim ohh.
  • 10264
    fatih terim ismi bir çok galatasaraylı için özeldir, özel olması ise gayet normaldir. fakat iki farklı fatih terim olduğu gerçeği de göz ardı edilmemelidir. fatih terim uefa kupasını türkiye'ye getirdiğinde hırslı, çalışkan, azimli bir fatih terim vardı. 2002'de tekrar gelen terim ise sadece kibirden oluşuyordu. 2011'de gelen terim ise son şahlanışını yaşamaya, bitik bir fenerbahçe'nin karşısına ve güçlü bir yönetimle geldi. başlangıçta bir sıkıntı yoktu, sonraki dönemde ünal aysal ile girdiği tek adamlık hırsı ve kibiri onu galatasaray'dan ayrılmaya, yıldırım demirören ile kader birliği yapmaya kadar götürdü.

    galatasaray ile sayısız kupa almış bir adamın başarısını ben yorumlayamam bu taraftar olarak haddime de değil, fakat fatih terim'in tff- demirören- fenerbahçe üçgeninde yaptığı açıklamalar sonrası, kader birliği yapabilecek duruma gelmesine yorum yaparım. galatasaray'ın transferlerine müdahale ettiği iddiasına yorum yaparım. sayısız taraftarı yüz üstü bırakmasına yorum yaparım. ben fatih terim fiorentina'ya gittiği gün hüngür hüngür ağlamış bir çocuktum, düşünün uefa kupasında fatih terim'e biçtiğim payı. sonrasında döndüğünde en fazla sevinen insanlardan biriydim, ilk kırgınlığım 2002'deki sergio almaguer, christian, sarr, felipe, hakan ünsal, ümit davala, mehmet polat, cihan haspolatlı, fábio pinto, elvir baljić, abel xavier, suat usta, volkan arslan, haim revivo, ali lukunku, aykut erçetin ve klodian duro transferleri ile başladı. mehmet polat'ı aldığımızda bize sakat gelmişti ev bir süre oynayamadı. almaguer son günün rezalet transferiydi. christian'ı hatırlayacak galatasaray taraftarı oldukça azdır, ona dair hatırladığım tek şey uzun boyu ve evlilik yüzüğü üzerine geçirdiği bandıydı. sarr moskova maçında attığı gol dışında 0 katkı vermişti. transferleri tek tek incelemeye de gerek yok aslında o dönemi hatırlayanlar hayal meyal hatırlarlar durumu. ertesi sene yeni yapılanma adı altında gabriel tamaș, abdullah ercan, frank de boer, hakan şükür, ömer erdoğan, orhan ak, césar prates, ovidiu petre, florin bratu, murat erdoğan, dániel tőzsér ve necati ateş gibi transferler yapılmıştır.
    sonrasında ünal aysal yönetimi adnan polat yönetiminin arkasından geldiğinde bizim için daha kötüsü olamazdı. ünal aysal fatih terim'le anlaşarak oldukça doğru br iş yaptı, o dönemde camiayı toplayabilecek bir isimdi, takımın iskeletini kuracak güce yönetim sahipti, fatih terim için müthiş bir fırsattı, işe oldukça yabancı olan ünal aysal için de müthiş bir fırsattı. mutualizmin dorukları yaşanıyordu yani. bu dönemde ise fatih terim'in transfer istekleri ya da öncelikleri değil transfer komitesinin(veyahut menajerlerin) istekleri yapıldı. ünal aysal yönetimini yerden yere vurmak için az sonra hajrovic- ontiverocular damlarlar fakat burada konu o değil maalesef, konu galatasaray'ın bizim gibi galatasaraylıların bu denli saçma politikalardan mağdur olması. başlık fatih terim başlığı için uzaklaşmadan devam edeyim.

    şimdi hamza hamzaoğlu, fatih terim'in bir diğer kader arkadaşı takımın başında, geçen sene şans- yıldızlar yardımıya(muslera- sneijder- melo- hamit 4'lüsünün yarattığı fark ile, ve yeniçeri ordusunun hamza(terim) gazıyla) şampiyonluğu elde ettik. bu senede yıllardır istediğimiz yabancı sayısı serbest kaldı ve şuana kadar aldığımız adamlara baktığımız zaman, nedense 2002- 2003 yıllarındaki transferler çağrışıyor gözümde. umarım ben yanılırım, ve umarım bu adamların hepsi çok faydalı olurlar.

    bu kadar dağınıklığın ardından okuyacaklardan özür dileyerek kapanışa geçeyim; fatih terim galatasaray efsanesidir, bunun üzerine kimse bir şey söyleyemez fakat 2002 sonrası terim sıkıntılı bir efsane olmuştur ve umarım galatasaray'a daha fazla sıkıntı çıkaramaz.
  • 10266
    bekir coşkun un 10.07.2015 tarihinde hakkında yazdığı yazı.
    sert mi? sert.haklı mı? bence haklı;[biçim]

    [/biçim]

    imparatorun huzurunu bozan sokak köpekleri...
    fatih terim’i tanımadığım halde sevmedim...
    niye sevmediğimi bilmeden...
    ama şimdi anlıyorum, o his var ya; köpeklerde olan...
    daha uzaktan, havayı koklayarak, bilinmeyen titreşimleri hissederek, o acımasızlığı ve sevgisizliği sezen his...
    bende de var...
    hani sorar kimisi:
    “bana niye hırladı?..”
    o his işte...

    *

    yazlıklarının çevresindeki köpekleri fatih terim’in istememesi haberini okuyunca hiç şaşırmadım bu bakımdan...
    sebebini aşağıda açıklayacağım, sadece “hav” demek geldi içimden...
    imparator, yıllardır mahallelinin baktığı, aşılı ve bebekleri olan köpeklerin varlığından rahatsız oldu demek ki...
    e tamam...

    *

    bin senedir “imparator” izleriz...
    arada bir “efsane döndü” diyorlar, sonra “efsane kovuldu” diye yazıyorlar...
    ben futboldan çok anlamam ama; bunca pahalı oyuncuyu alıp bisiklet turnuvalarına soksan... futbolda bir iki kez uluslararası şampiyonluk denk gelir nasılsa 28 senede...
    denk gelmedi demek...
    ama ne hikmetse; yıllık 3.5 milyon euro ücret...
    niye “euro” anlayamazsın...
    (günlük 29 bin türk lirası’na geliyor...)
    ulan insan hiçbir iş yapmasa bile, bu parayı alan başlı başına “im-parator”dur...

    *

    sonunda alaçatı’da köpekler gece havladılar...
    imparator rahatsız olmuş olabilir, bunu dile getirme hakkı da vardır...
    “geceleri sesleri geliyor” demiş zaten...
    ama yazar arkadaşımız öncel öziçer de bunu köşesinde yazıp kamuoyu ile paylaşınca... ertesi sabah fatih terim gazete yönetimini arayarak meslektaşımızı kovdurdu...

    *

    sokak köpeği falan diyeceğim ama, insana da saygın yok birader...

    *

    o köpeklerdeki histir bendeki...
    sevgisizliğin kokusu vardır...
    nefretin, kibrin, hoşgörüsüzlüğün, saygısızlığın kokusunu alırım...
    sorarlar kimi zaman:
    “niye hırladı?..”
  • 10267
    fatih terimi sevmeyen birisi olarak yazının haksız olduğunu düşünüyorum.

    tek taraflı, hiç bir söz konusu taraf dinlenmeden, suçlanan kişiye söz hakkı verilmeden ve sormak zahmetine katlanılmadan yazılmış bir haber. üstelik yalan veya araştırılmadığı için yanlış bilgiler içeriyor (terimin yazlığı çeşmede değil, bodrumdadır. çeşmede kızının yazlığı var, bu en basit bilgi bile yanlış ise devamına neden güvenelim?). hangisi daha kötü bilemedim, yalan yazmak mı, yanlış yazmak mı?

    ben o köpeklerin birinin canını terimin tüm villalarına değişmem, ama bir insan aleyhine acitasyon yapacaksan bunu basın ve etik kuralları içerisinde, dersini iyi çalışarak yapacaksın, yoksa sonra ağlamayacaksın, imparator beni kovdurdu yeaaa diye.
  • 10268
    ikinci gelişi;

    basın toplantısı, başkan, ali dürüst vs. açıklamaları ve haberler

    https://www.youtube.com/watch?v=OwG9QBaSFTI

    galatasaray tarihine olumsuz olarak damga vuran bir kilometre taşıdır. şampiyon hocayla yolların ayrılmayacağı yine kanıtlanmıştır. lucescu'nun yenen hakkı da cabası. rahmetli özhan canaydın'ın seçim kozuydu, fatih terim'i getireceğim diyerek başkan seçilmişti. tabi bir de 10 senede 7 şampiyonluk ve cl finali vardı.

    2011'e kadar ki sadece iki şampiyonlukla geçen kötü dönemin sonunda tekrar yollarımız kesişecekti.
  • 10270
    herkes bu başlığa kendince bişeyler yazmış. ben de kendisi ile alakalı kendimce şeyler yazmak istedim.

    ben 1991 doğumlu birisiyim. yani kendisiyle tanışmam 90lı yılların sonuna denk gelir. galatasaray aşkım evlere sığmaz olup kahvelere taşmıştı. babamı da zorlayarak artık galatasaray maçlarını izlemeye kahveye gitmeye başlamıştım.

    o beyaz sigara bulutu arasından birisini görüyordum sürekli. sık sık kamera durup onu çekiyordu. bağırıyordu, ceket atıyordu. yumrukluyordu. önce dedim.
    -baba bu kim kamera neden sürekli onu çekiyor?
    +o fatih terim teknik direktörümüz
    -neden bu kadar bağırıyor
    +bizim topçulara bağırıyor daha güzel oynasınlar diye işte.
    -başka maçlarda izliyoruz onlar hiç bağırmıyor.
    +o da senin benim gibi galatasaraylı onun için biz nasıl burada pozisyon olunca bağırıyoruz heyecanlanıyoruz gol atınca seviniyor gol yiyince üzülüyoruz o da öyle o da galatasaraylı onun için. galatasaraylı eski futbolcu eski kaptan.

    ne yalan söyleyeyim o çocuk aklımla ona ilk ısındığım an oydu. beni en çok etkileyen yer ise senin benim gibi galatasaraylı olmasıydı. beni tanıyanlar galatasaray sevgimi bilir gözyaşımı da öfkemi de nasıl maç seyrettiğimi de. onun orada şov yapmadığını gerçekten galatasaray için bişeyler yaptığını kendimden anlamıştım. bir kaç yaş ilerleyince ekran başında bağırmalarım sağa sola laf anlatmaya çalışmalarım küfürlerim gözyaşlarım geldi. bilmiyorum belki de sen beni bu hale getirdin ufaktan. belki de galatasaray taraftarının bu tutkusu bu hırsı bu isteği senden geçti bize. sen her müfit erkasap'a geçirdiğinde ben de babama veya yanımda kim varsa ona vurmaya başladım. bilemiyorum işte belki küçükten bilinç altıma yerleşti. ilerledik çok ilerledik. en yukarıya çıktık seninle. yıllar önce söylediğin gün gelecek en arka masada oturmayacaktık ve o gün gelmişti ama sen gittin. milyonların yüreğinde bir hüzün kal bizimle çığlıkları arasında gittin.

    dedik ki fiorentina'ya gidiyordun. büyük çok büyük kulüp bizi temsil edecektin. kırdın zincirlerimizi bizi temsil edecektin. o yaştaki aklımla okulda herkese forentina'yı milan'ı bir galatasaraylı çalıştırıyor diye hava atıyordum. sonra geldin. eskisi gibi değildin olmaya çalışıyordun ama olamıyordun. biz de eskisi gibi değildik. mehmet cansun döneminden özhan canaydın ile küçülmüştük. bir de tam senin döneminde sahip som skandalı yaşandı. soyulmuştuk. kulüp çok iyi durumda değildi istediğin seviyede adamlar pek alamadık. sonra gitmek zorunda kaldın. dedik ki suç sende değil, yönetimde. biliyorduk yine gelecektin. geldin yine geldin. bu sefer biz de değişmiştik. durumumuz iyi değildi ama potansiyelimiz ve kabiliyetli bir yönetim vardı.

    sen yokken biz hep seni aradık. herkes galatasaray'ı değerlendirip konuşurken fatih terim döneminden beri gelen kültür diyordu. tribünler baskı yiyip zor bela kazanılan maçtan sonra bile mutlu olmuyordu. baskı pres istiyordu kenarda takımı için çırpınan bir hoca tribünlerle bütünleşmiş rakibinin üzerine kabus gibi çöken bir galatasaray istiyordu. senin o hırçın ruhunu istiyorduk takımın her saniyesinde.

    geldin şüphe ile bakıyordum sana ikinci dönemin gibi olur mu diyordum ama yürek işte seviyorum ya çok seviyorum ya seni fatih hoca yapar bu sefer hem bak yeni stad daha büyük bir bütçe ile iyi transferler yapılırsa yürür gider bu takım yeniden diyordum. ilk sezon açık söyleyeyim korkumdan kombine alamadım. gaziantep maçına gittim önce selçuk'un golüne de yetişemedim zaten. sonra ortalık karıştı derken ben de gerildim tabi ama hepimiz gibi ben de takımdaki o hırsı ve isteği gördüm. kaybetmiştik ama eve mutlu dönüyordum işte bizim takım böyle olmalı diyordum. fatih hocamın takımı böyle olur diyordum. başkası olsa kırılma maçımız olabilir denilen maçtan daha da güçlenerek çıkacağımıza o kadar emindim ki sen vardın nasıl olsa. soyunma odasında bana nutuk atsan çıkıp ölünceye kadar koşabilirdim senin için. bir samsunpor maçı vardı ki işte tam fatih terim maçıydı. çok daha fazla dökeceğim gözyaşlarımın ilki o maçta gelmişti. eski günlerdeki gibi görüyordum seni. istiyordun o kupayı bağırıyordun kızıyordun.

    sonra şampiyon olduk. çok özlemiştik. `tanrım ne olur kesilmesin devam etsin` diyorduk hepimiz. kesilmemişti de kombinemi aldım. harçlıklarımdan artırdığım param ile her maça koşarak gidiyordum. takım tıkırında transferler on numara başımızda sen yürüyüp gidiyoruz. durdursanıza hadi galatasaray'ı diye bağırıyordum. malesef durdurdular. önce mesnetsiz dedikodular çıktı o bülent tulun denen mahlukat yüzünden. başkanını polise şikayet eip teknik direktörünün kuyusunu kazan birisi. yok dedim fatih hocam gelmez bu oyunlara bizi bırakıp da gitmez dedim. derken federasyon da başladı bir yandan eften püften sebeplere seni atıyorlardı oyundan. hepimiz öfkeliydik kimin ne mal olduğunu zaten biliyorduk. sonra o meşhur mersin maçı konuşman geldi. yolda eve dönerken dayanamadım. ağladım yine sen var ya çok yaşa diyordum. sen hep bizimle ol diyordum sen bizimleyken bizi kimse yıkamaz diyordum. yıktılar... tabi ki sen varken yıkamadılar... daha kötüsünü yaptılar... ama tek başına değillerdi....

    gittin.

    gittin bu sefer avrupa'ya da gitmedin.

    gittin bu toprakların yüz karası adamlarının yanına gittin.

    gittin 20 milyon insanı, güya çok sevdiğin galatasaray'ını bırakıp gittin.

    gittin 4 ay önce küfür ettiğin adamların yanına gittin.

    gittin hırsız'ın katilin yalancı bir halk düşmanının yanına gittin.

    gittin galatasaray düşmanlarının koynuna gittin.

    gittin yine gittin. hiç kalmadın ki sen bizimle, biz hep sevdik seni ama biz ne zaman alıp başımızı gidiyoruz dedik ne zaman ali sami yen'in vasiyetini yerine getireceğiz artık dedik sen hep gittin.

    gittin ondan sonra anladım ki senin asıl sevdiğin galatasaray değilmiş. sen de onlardan farklı değilmişsin sen de makam istiyormuşsun sen de gücün peşindeymişsin. senin de asıl amacın farklıymış.

    ben seni çok sevmiştim. ben seni babamın dediği gibi ''senin benim gibi galatasaraylı'' olarak bilmek isterdim. ama sen galatasaraylı değil terimsporluymuşsun.

    sen benim kahramanımdın lan. seni o kadar seviyordum ki nefretim de işte bir o kadar büyük. senin önderliğinde ligin tozunu atacağımızı avrupa'da kupa üstüne kupa kaldıracağımızı da bilsem istemem artık seni. çünkü sen en güzel hayallerimin en güzel anılarımın en güzel kahramanımın katilisin.

    bize uzak ol yeter. başka bir isteğim yok senden.
App Store'dan indirin Google Play'den alın