muhtemelen uyanıp yarın okula gittiklerinde arkadaşları tarafından yapılacak olan "1461 de nası koydu nihaha" espirileri sonucu kendisini taşağa alınmış hissiyatında gören kanı hızlı akan kardeşlerimizin
11 aralık 2012 galatasaray 1461 trabzon maçı sonrası klavyeye "binicem üstüne vurcam kırbacı :( " edasıyla saldırarak sözlükte entry israfına yol açarken hedef aldıkları
adam. tabi, muhtemelen klavyeden sallarken nöronlarını kullanmadığın için şimdi cümlenin başını da unuttun yeniden okuyorsun :(
11 aralık 2012 galatasaray 1461 trabzon maçı başlığını okuyayım dedim, tabi sonrasında
fatih terim başlığına göz attım. neler neler var. random gülerken beynini tuvalette bırakanından tut, fenerbahçelilerin türkiye kupasını kaç yıldır kazanamıyor olmamıza yapacakları vurgudan korkup hoca'ya sallayanına kadar, hatta o da yetmez; hoca'nın oynattığı oyuncuları ti'ye alıp oh olsun sana :( diyenine kadar ne ararsan var. daha bitmedi; adamın çektiği tesbihe karışıyorlar lan eleştirmek için. e bi de sıçmak için izin isteseydi senden pampa, nası fikir ama?
allah'tan sağduyulu bazı yazarlar bunun futbol olduğunu, futbolun içinde bu tip sonuçların olabileceğinden bahsetmiş. kendilerine selam ederim. hoca'ya giydirenlere gelince, o direkten dönen 2 şut gol olsa muhtemelen "çıkış" diyip bir sonraki mağlubiyeti bekleyecektiniz. üzgünüm, öyle bir dünya yok arkadaşım. geçen yıl enkaz alan ve o enkazdan en iyi verimi alıp ligi 9 puan önde kapatan takımın hocasıdır fatih terim. öyle 3-5 mağlubiyette harcayamazsın, hayal gücün yetmez. aksine, durup düşün de şükret haline. seni beni mutlu eden adama teşekkür et, ardından da eleştirmek için mantıklı argümanlar kullan rica ediyorum.
bak mesela fatih terim'in gitmesini istiyorsan kimin gelmesini istediğini söyle. ben söyleyeyim güzel kardeşim kimseyi getiremezsin, senin istemenle de fatih terim gitmez zaten. ya da hocayı eleştirmek adına "geçen yıl gurur duyacağımız bir galatasaray izliyorken bu yıl neden aynı arzu ve istek yok takımda" diye sor. ya da futbol olarak neden geçen yılın gerisindeyizin eleştirisini yap. bu takım her maç mı konsantrasyon eksikliği yaşıyor, durum böyleyse oyuncunun hiç mi suçu yok bunu sor. rotasyonu eleştir, ama eleştirirken de haftaya oynayacağın fenerbahçe derbisini getir aklına. rotasyon olmayıp da 11'den bir oyuncu sakatlansa bu defa da neden rotasyon yapmadın diyecektin değil mi? mesela aydın neden oynuyor, emre neden oynuyor diyip önyargının kralını sergilemek yerine bekle. bakarsın yanılırsın da entry silmek zorunda kalmazsın. futbol filozofu ya herkes, aydın girince emre çolak oynayınca salla hoca'ya, nasıl olsa bedava. ha aydın'ın emre'nin oynamasından memnun mu değilsin? kim girsin de oynasın bunu yaz bana. ufkumu aç bir şeyler koy ortaya. ama yok, aydın girmesin emre'nin amk, ufuk'tan bi bok olmaz zaten. eee kim kaldı? ha bunları emre'nin futbolundan zerre zevk almayan birisi olarak söylüyorum. ev arkadaşım bu satırları okusa muhtemelen "lan senin hesabı kuzenin ele geçirmiş" espirisini yapardı. ama sallamadan önce öneriyle gel. yoksa senin yazdıklarını 2008'den beri okuyoruz güzel kardeşim, vaktini harcama boşuna.
neyse, konuyu çok dağıttım. konu falan da yok aslında. hocaya giydirmeyi kendine vazife edinmiş, galatasaray'dan ziyade kendilerinin taşşak malzemesi olma ihtimalini önemseyen adamlara bir tepki yazısıydı bu. yarın bir gün bu takım neden pozisyon sıkıntısı çekiyor, fatih hoca neden milletin eline koluna çarpıp yediğimiz gollere çözüm üretmek yerine "1 kere geliyorlar o da çarpıp gol oluyor" bahanesini öne sürüyor onu da konuşuruz. ama şimdi sırası değil. ha olur da
16 aralık 2012 galatasaray fenerbahçe maçı'nı kaybedersek o zaman da yazmayacağım bunları. lig uzun maraton, devre arasında kim gelir kim kalır, takımın futbol anlayışında ne gibi değişiklikler olur onu beklemek lazım. yani
sabretmek lazım. hamit'i 3 5 maç kötü oynuyor diye ıslıklamak yerine daha iyi olması için onu alkışlamak, destek çıkmak lazım. yoksa iyi günde herkes destekliyor takımı. bir de kötü günde görelim adam asmaca oynayanları.