resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 3204
    2 mayıs 2012 galatasaray trabzonspor maçından sonra yaptığı açıklamalarda "geldiğimden pişman değilim ama burnumdan getirdiler" minvalinde cümleler sarfetmiştir.
    bu laflardan bence biraz alınması gerekende galatasaray yönetimidir. 2011-2012 sezonunda teknik direktörünün belkide en rahat edebileceği bir sezonda ona yine rahat bir çalışma ortamı sunamamış, istediği transferlerin öneli bir kısmını gerçekleştirememiş, gerçekleştirdiklerinde de hocanın yine burnundan getirmiştir.
    geçen cehennem gibi yıllardan sonra bizi yeniden kimliğimize kavuşturan imparatorun gidişine sebep olurlarsa işte o zaman bu taraftar onları hiç bir zaman affetmeyecektir.
    yürüyedur sen hocam bu taraftar imparatorunun her zaman arkasında.
  • 3205
    her zaman ne olursa olsun arkasında durulması gereken teknik direktördür kendisi.

    *taktik zekası yokmuş, sadece 4-4-2 oynatıyormuş. türkiye'ye frank rijkaard gelip size 4-3-3 yada 4-2-3-1'i öğretmeden önce siz ne oynuyordunuz?
    *futbolculara sadece gaz veriyormuş.lan bu ülke toprakları sadece gazla, hadi yavrum hadi aslanım, ataların böyleydi hadi sende, diyerek kazanıldı sen neyin kafasındasın? türk futbolu o kadar profesyonel olsa şike davası 10 ay uzamaz.
    *çirkefmiş. hadi oradan. bu ülke ne teknik direktörler, ne futbolcular gördü.***

    salın bu adamın yakasını. salın ki bırakın türkiye'ye yeni başarılar getirsin.*
  • 3206
    hangi şampiyonluk daha büyük senin yüreğinden be hocam ?

    hangi şampiyonluk daha değerli aşağıya düşmüş gstv mikrofonunu düzeltirken ''galatasaray adı yerde kalmaz'' dediğin andan be hocam ?

    hangi şampiyonluk daha önemli ''galatasaray'ın ihtiyacı vardı görevi kabul ettik burnumuzdan geldi ama burası benim yuvam pişman değilim'' dediğin basın toplantısından be hocam ?

    şampiyon olalım olmayalım dört gözle isim vererek kişilere ve kurumlara vereceğin cevapları sabırla bekliyoruz...

    tanım : imparator
  • 3208
    2 mayıs 2012 galatasaray trabzonspor maçı sonrası basın toplantısındaki söylemleri ve tavrı nedeniyle bok atılmaya çalışılıyor kendisine bazı karakter ve beyin yoksunu mallar tarafından. işler iyi giderken güleç, sakinmiş, şimdi olası şampiyonluğu kaptırma olayına zemin hazırlıyormuş. yemin ederim bu fenerbahçe beyinlileri yıllardır tanırız, defalarca şampiyonluk yarışına girdik, ama ben bu sezon alçaldıkları kadar alçaldıklarını hiç görmemiştim, ilk defa bu kadar iğreniyorum, ana bacı sövmek istiyorum. be kafasına soktuğumun malları, senin hödük teknik direktörün sene başından beri basın toplantılarında saçma saçma konuşmuyor mu, daha geçen hafta abartıp resmen trabzon galatasaraya yattı demedi mi? bunu söylemesinde, ortamı germesinde sakınca yok, fatih terim puan kaybından sonra sinirlenince yanlış var. 'trabzon yatmadığı için sinirlendi' diyor bir de götünü başını ayrı sevdiklerim.

    13 mayıs günü kadıköyün ortasına bayrağı dikecek ya da hasan şaş'a diktirecek adamdır.
  • 3209
    öncelikle 2 mayıs 2012 galatasaray trabzonspor maçında oyuncu değişikliklerinde kullandığı tercihler ile -haddim olmayarak- kendisini eleştirmek istiyorum:*

    sahaya sürülen ilk 11'e kimsenin itirazı olamaz, sakatlık veya ceza olmadığı müddetçe ideal kadromuz zaten bu oyunculardan kuruludur. lakin yedek kulübesine baktığımızda "aykut, gökhan, sabri, aydın, riera, yekta, baros" isimlerini görüyoruz ve oyun içinde muhtemel kötü gidişte, bir şeyleri değiştirmek, fark yaratmak için sahaya sürebileceğin 3 isim var burada: aydın - baros - riera.

    sahada ise 65-70. dakikaya kadar pozisyona giremeyen bir takım var, oyundan alındığı 61. dakikaya kadar tel tel dökülen emre çolak var, gerek fizik gerekse kafa olarak bu maça hazırlanamamış necati var; yanında da son haftalarda form tutmuş bir aydın, form durumu her ne olursa olsun oyunun kaderini değiştirme potansiyeline sahip riera ve baros var. aslında yapılacak hamleler basitti, imparator'un 3 forvete dönmesi takdire şayan lakin necati, sahada kalmayı bana göre hak eden bir oyun oynamıyordu. ayrıca ne olursa olsun puan maçı ve orta sahanın yükünü çeken selçuk - melo ikilisini bozup selçuk'u tek bırakmak da bana göre yanlış bir tercihti. melo'nun gününde olmaması, sarı kartının olması gözardı edilebilir sebepler, kaldı ki melo'nun kırmızı görüp önümüzdeki beşiktaş maçında oynayamama ihtimali -eğer sarı karttan alındıysa- riske edilebilirdi. melo'nun bu takımda dikine oynayan ender oyunculardan biri olduğu gün gibi ortada; ayrıca mevcut kadroda şut atan tek adam. her ne olursa olsun sahada kalması bizim işimize yarayabilirdi.

    melo'nun çıkması ile riera'nın oyuna gireceğini düşünmüştüm, çünkü eğer melo sahada kalsaydı necati-riera ya da engin-riera değişiklikleri ile sahada 7 yabancı olacaktı. fakat riera'yı oyuna almayı düşünmediyse melo'nun çıkması yine yanlış bir tercih oldu. sabri - engin değişikliğinin ise maalesef mantıklı bir açıklaması yok; en kötü gününde de olsa atacağı bir pas, bir çalım, bir orta ile oyunun kaderini her an değiştirme potansiyeline sahip bir engin varken, engin'i alıp sabri'yi oyuna sürmek, aydın'ı sola çekmenin biraz maceraperest bir hamle olduğunu söyleyebilirim.

    tüm bu nacizane eleştirilerimi, sahaya galatasaray'a top oynatmamak amacı ile çıkmış orta hakemi ve onun yardımcılarını bir kenara bırakarak yapıyorum. trabzonspor beraberliği, bu sezon kaybettiğimiz ilk puan ya da kazanamadığımız ilk maç değil. bugüne kadar oynayıp da sahadan galibiyetle ayrılamadığımız hemen her maçta gerek takımın gerekse imparator fatih terim'in performansı alkışı hak ediyordu. 2 mayıs 2012 akşamı ise bu tablonun tersine tanıklık ettik.

    ayrıca grande'nin maç sonrası söyledikleri çerçeveletip duvara asılacak cinsten. açık açık federasyona ve ülke futbolunu bu hale getirenlere, bu kadar laf edebilecek taşşağa sahip başka bir teknik direktör ya da teknik sorumlu bizim ülkemizde yok. söylediklerinin her biri ayrı ayrı öneme sahip ve gerek ülke futbolunu uçurumdan aşağı götüren federasyona, gerekse aldığımız beraberlik sonrası umutsuzluğa düşen taraftara çok sağlam mesajlar yollamıştır. fatih terim gibi bir insana, babaya sahip olduğumuz için yatıp kalkıp dua edelim, başımızdan eksik olmasın.

    satır başları;
    *"bir insan kendi emekleri için saygı istiyorsa, önce bu saygıyı diğer insanların emeklerine göstermelidir. büyük camialarda böyle çalkantılar kolay olmuyor ama sonuç itibariyle, hem hoşgörüyü hem saygıyı göstermeyi bilmek lazım”
    *"bakalım, allah nasip ederse şimdilik iki maç kaldı. bu bizim tahminimiz. sonra üç maç daha konulup, hatır kupası eklenebilir”
    *"trabzonspor ile berabere kaldık diye dünyanın sonu değil. galatasaray takımı bunu telafi edecek güçtedir, şampiyonluğun en güçlü adayıdır ve gerektiği yerde istediğini alacak güce sahiptir."

    http://www.youtube.com/...ed&v=YZGLyJTZB3g
  • 3211
    iki mac kaldi hocam. rakibimiz istedigi yolu kullansin. ekonomik, psikolojik ne savas acarsa acsin. 2 mac tikayip kulagimizi cikip kazanalim. su tarihin akisini degistirelim. seref haysiyet yoksunu planlari sahada bozup sampiyonluklarin sadece saha disinda kazanilacagina inanan bunun icin futbolun anasini aglatan, foseptik cukuruna benzeten o insanlara cevabimizi boyle verelim.

    allah yardimcimiz olsun.
  • 3216
    yazar olduktan sonra ki ilk entryimi kendisi için yazıyorum.

    süper finalin ikinci haftasında yenildiğimiz fener maçı* ve bu hafta berabere kaldığımız trabzoonspor maçı*ndan sonra bütün can sıkıntısı ve moral bozukluğuyla birlikte maç sonu röportajını beklediğim insandır. ne söyleyeceğini bilmeden ama iyi gelecek birşeyler söyleyeceğini bilerek bekledim iki seferde de. ve beni yanıltmadı. fener mağlubiyetinden sonra -ki bir çok galatasaray taraftarı gibi benim de hiç beklemediğim şekilde sonuçlandı maç- haliyle çok büyük hayal kırıklığına uğradık taraftar olarak.. hoca ne yaptı? çıktı ve "olsun.. problem yok.. finale heyecan geldi" dedi.* hemen arkasından florya'daki idmanı taraftara açtı dosta düşmana "sıkıntı yok" mesajını verdi. biz bile ufak ufak söylenecektik belki mağlubiyet sonrası ona da müsaade etmeden tek vücut olduğumuzu hatırlattı.

    hani bi ara çok konuşuluyordu "fatih terim'in bişey bildiği yok anca gaz veriyo" diye..

    evet hoca bu takımı, taraftarı gazla tutuyor bir arada. ama bunu öyle iyi yapıyor ki..*

    fatih terim yalnız saha içinde değil saha dışında da harika bir stratejist.

    yeri geliyor bi tv programına bağlanıyor herkesin ağzına tıkıyor lafları. "bana her şeyi söyleyebilirsiniz ama galatasaray'a tek laf edemezsiniz" diyor.

    yeri geliyor; hepimizi endişelendiren, her şey yolunda giderken - o kadar ki yabancı futbolcular bile "aile gibiyiz" diye demeç verirken- bizi aniden paniğe düşüren, medyanın da ekmeğine yağ sürecek kavga meselesinde delikanlı gibi çıkıyor "evet, oldu" diyor. "yalandan burda onları barıştırabilirdim. ama açık açık söylüyorum" diyor. bu sözüyle medyaya veriyor ayarı. arkasından bizim için " endişelenemeyin" diyor. "burdayım ve galatasaray bu olaydan yara almadan çıkacak."

    bi galatasaraylı olarak ben rahat uyuyabiliyorum fatih terim'in takımın başında olduğunu bildiğimden. bi geçen seneyi düşünüyorum bi de bu seneyi.. diyorum ki takım sahipsiz değil. nasıl güvendik biz bu takıma bu kadar? fatih terim sayesinde..

    biliyorum ki hocanın söyledikleri öyle boş laf değil. benimle aynı şeyleri hissettiğine inanıyorum boru mu? o inandırdı beni. takımın başına geldiğinden beri futbolcularına, yönetimine, basına bize olan tavırlarıyla yaptı bunu.

    hoca harika bir stratejist olmasaydı bunu yapamazdı. ama eğer duyguları da bu işin içinde olmasaydı, gerçekten hissettiği şeylerle hareket etmeseydi bu kadar kısa sürede kimseyi bu kadar güçlü bir şekilde inandıramazdı kendine.

    söyleyeceğim; stratejilerin soğuk bi tarafı vardır her zaman. ama fatih terim'inkiler o kadar içten ki.. şahsen ben kendisini televizyonda her gördüğümde bi akrabamı görmüş gibi hissediyorum. hatta itiraf etmeliyim ki bir çok akrabamı kendisini dinlediğim gibi heyecanla ve şevkle dinlemiyorum :)
    o da her seferinde bana bi çok kişinin veremediği bir şey veriyor: güç..

    boşuna grande demiyoruz tabi..

    iyi ki varsın hocam..

    hep var olsan..
  • 3217
    bu alemin en taşaklı adamıdır. sene sonu ne olursa olsun, taraftar kendisinin ve ekibinin arkasında olmalıdır. fatih terim belki başka bir kulüpte başarı, şampiyonluk endeksinde değerlendirilebilir. fakat galatasaray için bundan fazlasıdır. metin oktay neyse, hagi neyse, prekazi neyse, baba gündüz neyse; fatih terim de öyle bir şeydir.

    bayraktır, armadır, parçalıdır fatih terim.
  • 3225
    dünkü maçta* elindeki kadroya bakın, sol açık emre çolak, sağ açık engin baytar, stoperlerden birisi semih kaya. 2011/12 sezonu öncesi sözlük dahil kimse bu oyuncuları ideal onbir oyuncuları olarak görmüyordu. üçünü de ideal kadroya yerleştirdiği yetmezmiş gibi, üstüne ligde en yakın rakibine 9 puan fark attı, hem de bir önceki seneye göre kadronun %90'ı değişmişken. başarılarını yazmaya gerek yok, derbilerdeki başarısı, uzun süre yenemediğimiz takımları yenmesi, dış sahada canavar kesilmemiz 2011/12 sezonundaki başarısı için net bir veridir.

    asıl takdir edilmesi gereken noktaya gelmek istiyorum ligin başlaması itibarı ile

    ---------------------------------muslera-------------------------

    eboue--------------semih*----------------ufja--------------------*******

    *********** melo---------------------selçuk-----*************

    --------------elmander------********************

    eldeki oyuncular belli, yabancı sınırlaması denen, ülke futbolunun en büyük dertlerinden birisi var üstelik, kalan dört mevki için, sadece bir (1) yabancı oyuncu kullanarak, kur kurabilirsen kadro.

    kimse kusura bakmasın, ne baros'un, ne aydın'ın, ne engin'in, ne emre'nin, ne sabri'nin, ne balta'nın, ne de necati'nin, ne zaman ne oynayacağı hiç ama hiç belli değil. ayrıca yukarıda yazılı kadrodaki yedi oyuncunun hepsi de takıma bu sene katılmış. transfer sezonunda fatih hoca istedi, alınmadı, alınamadı. o da her şeyden önce galatasaraylı olduğu için kadro içinden alternatifler yarattı.

    tekrar 2 mayıs 2012 galatasaray trabzonspor maçı'na dönecek olursak, herkes farkında takımın iyi oynamadığının da, o farkında değil mi sanıyorsunuz, oyuna girenlere bakın lütfen, aydın, sabri, baros. üçünün de tek ortak noktası, devamlılık ve istikrar sorunu. maç içinde aramızda konuşurken hoca müdahele et diyenler oldu, kiminle müdahele edeceksin ki, müdahelen sonucunda takım kötünün kötüsü de olabilir.

    şampiyonluk gitsin sikimde değil, büyük çoğunluğa göre ters gelebilir bu düşünce, gerçekten sikimde değil, hoca kaza bela şampiyon olamazsak sakın ama sakın bir yere gitme. 3 yıllık enkazın üstüne 2011/12 ilaç gibi geldi, ilk senende onbirin 10 oyuncusu değişmişken bizi normal ligde şampiyon yaptın, siktir et süper final ne olursa olsun.

    önümüzde çok şampiyonluklar, avrupa zaferleri var.
App Store'dan indirin Google Play'den alın