özellikle şu son 2 aylık dönemde, 18-19 sezonunun ilk devresinde ve 19-20 sezonunun ilk devresinde oldukça kötü (hatta dönem dönem korkunç) futbol oynattı/oynatıyor. ama özellikle hocanın bırakması durumunda halefine nasıl bir kadro bırakacağı konusunda öyle söylemler görüyorum ki hocanın bahsettiğim dönemlerde oynattığı futboldan bile daha korkunç.
bahsettiğim söylem hocanın geleceği karanlık bir takım oluşturduğu, halefine felaket bir kadro bırakacağı söylemi. şu söylem gerçekten oldukça uzak ki, bizim şampiyonlar ligi şampiyonluğuna uzak olduğumuz kadar uzak
*.
gelecek sezon 3 kiralığımızın (mohamed, onyekuru, halil) bonservisini alırsak ki alacağız gibi duruyor, takımın geleceğinin aydınlık olmasını sağlayacak 20'ye yakın oyuncumuz olmuş olacak. bu sayacağım oyuncuların kalitesine sözlüğün %90'ı da kefil;
kale : muslera (genç değil ama 3 sene daha bizimle)-okan
stoper : marcao-luyindama-emin
bek : omar-yedlin
merkez orta saha: taylan-emre kılınç-bartuğ
kanatlar: yunus-kerem-oğulcan-onyekuru
forvet: halil-mohamed
16 tane oyuncu saydım, bartuğ ve yunus da dahil bu oyuncuların hepsinin kadromuzda rahatça yer bulabilecek seviyede futbolcu olduğu söyleniyor. şu saydığım oyuncuların yaş ortalaması muslera hariç 24 civarı.
bu 16 oyunculuk gruba kadromuzdaki 4-5 tane tecrübeli oyuncuyu da ekleyip (feghouli-donk-babel-arda-falcao mesela) transferde 4-5 tane daha genç oyuncu getirince (ki fatih hoca'nın son 3 transfer dönemindeki listesi hep gençlerden oluşuyor, en yaşlısı 20'li yaşlarının ortalarında) elimizde 25-26 kişilik yaş ortalaması düşük ve potansiyeli yüksek bir kadro oluyor.
muslera-omar-yedlin 3'lüsü ve 5 tane tecrübeli oyuncu hariç 30'una yakın hiçbir oyuncu bulunmayan 26 kişilik bir kadrodan bahsediyorum. fatih terim 4. döneminde hiçbir şey yapmadıysa bile bunu yapıyor. kadroya genç ve potansiyelli oyuncuları ekliyor ve bunu yaparken kulübe scout ekibi kullanma alışkanlığı kazandırıyor. bu alışkanlık türkiye'de daha önce pek görülmüş bir şey değil maalesef. o yüzden de bu oldukça değerli bir kazanım aslında.
sadede gelecek olursak fatih hoca'nın gençlere yeterince güvenmediğine yönelik eleştirilere çoğunlukla katılıyorum. ama hem "takımda bir sürü genç yetenek var, fatih hoca kullanmıyor" diyip hem de "fatih hoca enkaz bırakacak" demek çok tuhaf.
madem gençleri fatih hoca değerlendiremiyor, hoca gider ve bazılarımızın istediği gibi bir hoca gelirse o hoca tamamı fatih hoca döneminde kulübe kazandırılan bu gençleri güzelce değerlendirir ve geleceğimiz son derece parlak olur.
ha eğer ki fatih hoca gittiği anda yukarıda saydığım oyuncular çöp ilan edilecekse, ki
üçüncü fatih terim dönemi'nin sonrasında yapılmışlığı var, o zaman da zaten şu an bu takım neden 1. sırada değil demenin bir anlamı yok. zaten çöplerle oynuyoruz demektir (!)
kısacası bazıları artık bir karar vermeli;
- ya
fatih terim ve ekibi gayet iyi oyuncuları kulübe kazandırıyor, onları yeterince değerlendiremiyor.
- ya da
fatih terim ve ekibi transferde rezil, bu rezil transferlerle de ligde şampiyon olmak mümkün değil.
örneğin mohamed'in son 2 aydaki performans düşüklüğü nedeniyle hocayı eleştiren biri aynı hocanın mohamed'i 2.5 sene takip ettirip ısrarla istemesinin de hakkını verebilmeli. eleştiri kültürünün olayı budur. her fırsatta bu kültüre sahip olduğunu dile getiren bir kişinin olumsuz eleştiriyi yaparken olumlu eleştiriyi atlamaması gerekir.
sırf hocaya sallamak için hem hoca döneminde kadromuza kattığımız sürüyle genç sayıp "hoca bunları kullanamıyor" diyip hem de "hoca felaket, geleceği karanlık bir kadro bıraktı" denilirse bunun adı eleştiri olmuyor maalesef, başka bir şey oluyor.