galatasaray için fatih terim'in teknik direktörlük süreci bana göre bu akşam
* de facto olarak bitmiştir.
kadro hatalı, değişiklikler hatalı, oyuna müdahale zamanlamaları geç, 97 dk oynanıyor gol atman lazım falcao kenarda ısnıyor mustafa çıkıyor, hala babel oyunda. +7 dk rakip tek kale gol arıyor. bunların tamamı iyi antrene edilememe, taktikten yoksun oyun kurgusu. duran topta bile karagümrük çalışmış korner organizasyonu yapıyor. biz ne yapıyoruz? antrenmanlarda ne çalışıyor bu takım? bir tane organize hücum var mı? yeni gelen oyuncular ilk 3-4 hafta çılgın atıyor, bizim antrenmanları yedikten sonra formu düşüyor, bunu bir tek biz mi görüyoruz hocam taraftar olarak? sen de yıllardır en yakından izleyensin görmüyorum deme sakın? demezsin de... peki bu sıkıntıyı gördüğün halde bunu neden değiştiremiyorsun hocam? neden yapamıyorsun? antrenman teknikleri konusumda zayıf mısın? zayıfsan neden gerekli hamleleri yapmıyor kendini geliştirmiyorsun veya neden yeterli kalitede antrene edecek ekibi yıllardır kuramıyorsun? levent şahin, ümit davala ne kattılar aga takıma yıllardır yanında tutuyorsun? uysal adamlar ondan mı? hadi itiraf et.
bırakalım hakem tartışmayı. biz yıllardır hakemleri de arada kaynatarak yendik rakipleri. hakem de hakem demeyi bırakalım. bize yakışan çıkıp takır takır oynayıp sahanda rakibe nefes aldırmadan 3-4 atmak. son beş yıldır ben bunu hatırlamıyorum. öne geçiyoruz 3-0'da bile rahat değiliz, rakip gelip 2 tane sallıyor son beş dk. kanser oluyoruz izlerken.
her sene bahaneler transfer yapılmadı bilmem ne yapılmadı. bu sene de önceki seneler de ligin en favori kadrosu bir şekilde kuruldu. hoca transfer istiyorum dedi, yönetime üstü kapalı üstü açık giydirdi. iyi de aga sen ne yaptın? ne oynattın, ne izlettin bize? bizim olduğumuz yerde taraftar ümitsiz olamaz diyorsun. ocak dedin bekledik, az bi durun yazın kamp geçirek dedin bekledin, milli ara geçsin şöyle uçacaz dedin bekledik... ne desen tamam dedik, hocam dedik aman dedik, canım dedik. sen ne koydun be hocam ortaya? ne oynuyor takım? emre akbaba ne oynuyor da her hafta onbirde başlıyor? şener'i ne amaçla getirdin? elinden kolundan tutan yok 3-4 senedir izliyoruz ortada futbol yok, bu kadar zamanda takımı oturtup ezbere bas bas bağırarak futbol oynayan bir takım çıkarmalıydın ortaya. çıkmaması senin başarısızlığın hocam, kimseye bir şey demeye cüretin olmamalı. biz şimdiye 4 senedir senin çalıştırdığın takımla cl'de gruptan çıkan bir takım olmalıydık. şimdi ön elemeye kalsak acaba geçer miyiz diye düşüneceğiz. cl'de kuralara girsek ukrayna, polonya, romanya takımlarıyla eşleşsek deplasmanda fark yemesek sahamızda da 1'er puan alsak; 2-3 puanla bitiririz en azından 0 çekip fener gibi dalga geçilmesek diye bakıyoruz. sen vardın bu takım italtan, ingiliz, ispanyol hiç fark etmez deyip önüne gelene döşerken. o başarıda vardın da bu başarısızlıklarda neredesin? onu yaşattın teşekkür ettik; bunu da yaşatınca biz de iki kelam edelim ağzımızı açalım di mi?
bu dönem başarısızsın hocam, malesef istemezdik böyle olmasını. senin ben yoruldum artık yaşım, sağlığım, gücüm el vermiyor deyip, taraftar affetsin bırakacağım demen; bizim de aman bırakma diye kapında tezahürat yaparak vaz geçirmeye çalıştığımız bir emeklilik sahnesi hayal ettim senin için hep. tabi bu yıllarda değil, bi sekiz on yıl gider bu durum diyordum. bu hikaye böyle bitmeliydi benim hayalimde. ama şimdi kötü oynanan bir maç sonu bırakıyorum desen oh be daha fazla bıktırmadan bıraktı diyecek duruma geldik. olmuyor en ufak bir gelişme emaresi yok 4 senedir yok hocam. vallahi olmuyor, her hafta istekle heyecanla açıyoruz maçı; her hafta aynı lanet, mayhoş, bir şey anlamamış, neye uğradığını şaşırmış halimizle kapatıyoruz. bu yensek de aynı yenilsek de aynı. yensek de ortada futbol yok çünkü. yakışmıyor, galatasaray'a böyle olmak yakışmıyor. malesef sonumuz iyi olmayacak gibi.