resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 28426
    acaba bir dünya devini çalıştırsaydı neler yapardı diye düşündüğüm, türk futbol tarihinin en büyük efsanesi. milanı çalıştırdı evet ancak 2-3 sezon çalıştırsa ne olurdu, bundan bahsediyorum.

    dünya devlerini çalıştıracak kapasiteye sahipken galatasaray sevdasından dolayı türkiyede fenerbahçe, beşiktaş taraftarları gibi 70 iq ortalamasına sahip kitleler ile muhatap oluyor hocam.

    kendisini akrabalarımın, arkadaşlarımın birçoğundan daha fazla seviyorum, keşke bir gün karşılaşsam da sarılsam, elini öpsem.
  • 28429
    --- alıntı ---
    öncelikle şunu belirteyim 13 yaşındayken para biriktirip kombine sahibi olacak kadar temelden ve koyu beşiktaşlıyımdır. fatih terim’i de genel anlamda gerek zamanında mehmet ağar ilişkileri gerek kabadayı tavırları gibi bir sürü sebepten ötürü sevmem. ama gidip sayıp sövecek, hatta aşırıya kaçıp beddua okuyacak kadar da kendisini umursamam. benim için önemli olan beşiktaş’a olan sevgimdir.
    konuya dönersek; clubhouse uygulamasını bir yandan çalışırken ses olsun diye dinliyorum. en eğlendiğim odalar kesinlikle fenerbahçeli taraftarlarının çoğunluk olduğu yerler. ben hayatımda oradaki fenerliler kadar büyük fatih terim nefret ve kompleksine sahip bir güruh görmedim. kediler istemediği bir şey olduğunda ufak bir tıslar ya, adamlar fatih terim’in adını duyunca resmen tıslamaya başlıyorlar. bu sene yönetimler arasında yaşananlar öyle germiş ki taraftarları neyse ki kadıköy’deki maçta taraftar yoktu. özellikle bazı fenerliler tarafından çok ilginç bir nefrete sahip kendisi.
    --- alıntı ---

    kaynak: https://eksisozluk.com/entry/119964504

    dün ekşi'de debe yapmış entry.
  • 28431
    ünal aysal'a gönderiliş biçimindeki kızgınlığı nedeniyle laf dokundurmuş galatasaray teknik direktörü. ünal aysal'ı da fatih terim'i de severim ama sayın hocam unutma ki o süreç, her şey yolunda gittiği halde senin hem milli takımı hem de galatasaray'ı aynı anda çalıştırmak için ısrarla diretmen ve bu yüzden milli takım için gelen teklifi reddetmek yerine değerlendirmeye almandan sonra başladı.
  • 28434
    one gectigimiz bu macta skoru korumaya calismasi normal olan hocamiz. ancak bizim sorunumuz takim oyunu. bu gunku macta da bireysel performansla bulduk golu. cozum bulmasi gereken konu takim oyununu gelistirmek olmali, nitekim sahada savunmada ve hucumda hep belli isimler kendi cabalariyla birseyler yapma pesinde.
    (bkz: 27 şubat 2021 galatasaray bb erzurumspor maçı)
  • 28436
    kazanmaya devam ediyor. bu sezon bence galatasaray kariyerindeki ustalık sezonu oluyor. tabi 1. dönemi dahil etmiyorum. farkında değiliz ama bizi öyle bir kadro ile ilk yarı ayakta tuttu, sonra 6 haftalık aşırı zor periyotta cehennemden çıkardı. yarınki maçı rahatça izlememizi sağlıyor.

    ama tabiki nickaltı boş. kazara 2 puan bıraksak, adaletsizliği hakkında ufuk açıcı yazılar okurduk.

    'hoca sen torun sev'ciler' dertli, yorgun..

    (bkz: 27 şubat 2021 galatasaray bb erzurumspor maçı)
  • 28438
    lanet okudugumuz, hocanin yerden yere vuruldugu gectigimiz sezon pandemi arasi verilene kadar seyircili kadikoy galibiyeti dahil takim yine seri yapmisti. pandemi sonrasi donuste de covid rahatsizliklari, muslera ayak kirilmasi derken bence taktik ustu olaylar yaris disi kalmamiza sebep oldu. yoksa gecen yil da sampiyon olmak hic de uzak degildi. bu sezon ise gercekten cok buyuk oynuyor. takimin defans adina neredeyse problemi yok. bu durumu da koca ilk yariyi muslerasiz oynamaya ragmen basardik. hucumda da istedigi transferler ile hucum cesitliligimiz artinca doyulmaz bir noktaya gidiyor is muslerasi, mohamedi ve niceleriyle. yolun sonu sampiyonluk artik bu gun gun netlesiyor. emegine kuvvet hocam.
  • 28440
    (bkz: süper lig 2020-2021 sezonu)

    ligin ilk yarısında birçok maça felaket bir kadroyla çıkıp taş gibi top oynatan teknik direktör. şimdiyse bol alternatifli bir kadroya kötü bir futbol oynatmakta.

    en başta şunu söylemek isterim ki: ligin ilk yarısında gayet iyi top oynayıp tamamen şanssızlığımızdan dolayı puanlar kaybettiğimiz kayserispor, fatih karagümrük, antalyaspor ve konyaspor gibi maçlardan sonra skor taraftarlığı yapıp bugün 8'de 8 sonrası söylesene bize hoca takım niye oynamıyor diyenleri artniyetli buluyor, bu isimlerin fatih hoca ile kapatamadıkları hesaplarını yorumlarına objektiflikten uzak ve acımasızca yansıttıklarını düşünüyorum.

    gelgelelim son 7 resmi maçta oynadığımız futbol beni ciddi manada hayal kırıklığına uğratıyor.

    bu maçlarda 1-90 arası belli bir seviyenin üstünde top oynadığımız tek maçın 6 şubat 2021 fenerbahçe galatasaray maçı olduğunu düşünüyorum. diğer maçlara gelecek olursak;

    - 29 ocak 2021 gaziantep fk galatasaray maçı maçını kazanmamıza rağmen maçın başından sonuna kadar rakip bizden daha iyiydi.
    - 2 şubat 2021 galatasaray başakşehir maçı'nın ilk yarısında felaket kötü bir futbol oynadık, son dakikada gelen golle toparlanıp 2. yarıda vasatın biraz üstü bir futbolla sonuca gittik.
    - 10 şubat 2021 galatasaray alanyaspor maçı'nın ilk yarısında felaket, 2. yarısında efsane bir futbol oynadık.
    - 14 şubat 2021 galatasaray kasımpaşa maçı'nın ilk yarısında efsane, 2. yarısında felaket bir futbol oynadık.
    - 20 şubat 2021 alanyaspor galatasaray maçı'nın ilk 60 dakikasında efsane, son 35 dakikasında felaket bir futbol oynadık.
    - ve 27 şubat 2021 galatasaray bb erzurumspor maçı'nda ilk yarıda bence hiç fena değildik, son 10 dakikasında çok iyiydik. ama 2. yarıdaki oyunumuzu ancak çirkin kelimesiyle tanımlayabiliyorum.

    maçların büyük çoğunluğunda sadece 1 yarı top oynamışız, 2 tanesinde de baştan sona kötü oynamışız. şunu da belirtmek gerekir ki öne geçtiğimizde maçı kilitleyemedik (bu maçların istisnasız hepsinde öndeyken net pozisyonlar verdik).

    bu böyle devam etmez. bugünkü bb erzurumspor maçının 2. yarısı benim gözümde tam bir fecaatti. 2. yarıdaki şut sayıları 3'e 5, bu kesinlikle kabul edilemez. kendi evimizde bir yarıda bb erzurumspor'dan 5 şut yemek de kabul edilemez, kendi evimizde bir yarıda bb erzurumspor'a sadece 3 şut atabilmek de kabul edilemez. bu fatih hoca'nın da galatasaray'ın da karakterine aykırı bir durum.

    tabii bu futbola geçerli bahanelerimiz de var; hakemlerin kararları, konjönktürün galatasaray'a tamamen düşman oluşu, 2 haftadır çektiğimiz ciddi zemin sıkıntısı, saracchi, feghouli, oğulcan ve taylan gibi bazı çok önemli eksikler vs.

    ama bunlar benim gözümde yeterli sebepler değil. bu takım çok daha iyi oynayabilir. ve bence yakın zamanda çok daha iyi oynamaya başlayacağız da. ama nasıl ki takımımız toplamda 2 puan çıkarabildiği kayserispor, antalyaspor, fatih karagümrük ve konyaspor maçlarından sonra bence övgünün kralını hak ettiyse şimdi de çok ciddi eleştirileri hak ediyor.

    ben hocanın da bu durumun farkında olduğunu düşünüyorum. basın önünde her zaman olduğu gibi çok olumlu konuşacaktır ama kapalı kapılar ardında bu sorunu çözmek için gerekirse en sevdiği oyuncuları bile kesecektir ki kesmeli de. gerekirse henry onyekuru ve gedson carvalho fernandes yedek kalmalı ama bu takım yedeklerin yedekleriyle rakibini mahvettiği 28 kasım 2020 çaykur rizespor galatasaray maçı'ndaki oyununa geri dönmeli.

    allah hocanın yardımcısı olsun; ligin ilk yarısında o kadroyu o şanssızlıklara rağmen yarışta tutması, yaptırdığı taş gibi transferler ve kötü oynamamıza rağmen 8'de 8 yaptırması çok büyük işler. ama söz konusu fatih terim olunca insan daha fazlasını bekliyor*. özellikle saracchi-taylan-feghouli-oğulcan 4'lüsü ilk 11'e dönerse hocanın bu beklentilerimizi de fazlasıyla karşılayacağını, takıma ligin çok üstünde bir futbol oynatacağını düşünüyorum.

    son olarak (bkz: konsantrasyon) ve (bkz: hedef 23).
  • 28447
    galatasaray'in futbol aklidir.

    ancak mostafa mohamed ahmed transferi icin yonetime tesekkur edemeyen taraftarlarimizin burada fatih hocaya bu transfer icin tesekkur etmesi cok ilginc bir tesaduf olmus. cunku ayni taraftarlar mbaye diagne transferini de fatih hoca istemesine ragmen yonetiminin basarisizligi olarak gormektedirler.

    bence her iki transfer de basarilidir. mbaye diagne gelip 8 puan farktan sampiyon olmamiza vesile olmustur. mostafa mohammed de ayaginin tozuyla 5 gol atmistir ve insallah sene sonunda sampiyonluga da getirecektir.
  • 28448
    sahadaki takımın performansını 2011-12 ve 2012-13 sezonları performansına çekmesini umduğum hocamız. bunun için muslera, marcao, gedson, onyekuru, mostafa iskeleti gayet uygun profilde oyunculardan oluşuyor. babel-feg-belhanda üçlüsünden kurtulup yazın daha dinamik ve başarıya aç oyuncularla kadro takviyesi yapılıp sağlam bir yaz kampı yapılırsa eylül'deki avrupa maçlarını izlerken kanser olmayız.

    senelerdir avrupa'da çok silik oynuyoruz... en azından orta seviyedeki takımlara karşı iç sahada dominant bir oyun oynamamız gerekiyor. benim hocadan beklentim bu.
  • 28449
    uzun zamana yaydığım 10 çaylak entrymin bu son entrym ile birlikte üçünü ayırdığım hocamız. daha önce girdiğim iki entry de fatih hocayı eleştiren, avrupa kupalarındaki etkisizliğimizden dem vuran, sitem eden ve daha ileri gitmek istiyorsak yolları ayırmamız gerektiğini söyleyen entrylerdi. ancak ara transfer dönemi ile takıma katılan yeni oyuncularımızla birlikte takıma oynattığı bu derli toplu oyunu takdir etmemek için bakar kör olmak gerekir. bu oyun ve oyuncu grubu ile birlikte avrupa’da yeni başarıların gelebileceğini ümit ediyorum.

    her ne kadar bu entryler çaylak entrylerim olduğundan görünmeyecek olsa da son entrymi fatih hocama benim fikrimi değiştirdiği ve yeniden umut etmemi sağladığı için teşekküre ayırmak istedim. teşekkürler hocam, iyi ki varsın.

    edit: bu yazıyı yazdığımdan beri yüzümüz gülmedi. birkaç maçlık seriyle bir şeylerin değiştiğini düşünmüştüm ama hayır, iyi giden düzeni bile bozmakta üstümüze yok. iyi futbol bize haram oldu.
  • 28450
    kendisinin hoca olduğu yerde asla yeniçeriliğe izin vermeyen imparator.

    futbolcuları bir yana koydum insanların büyük bir bölümü koyduğu kaba göre şekillenir, ustasına göre performans sağlar.

    kendi lise hayatım geliyor aklıma. tek ilgi duyduğum ders tarih olduğu için ordan yola çıkıcam. 10.sınıfta tarih dersimize seval hoca giriyordu. kendisi sert, dominant, bilgili bir kadındı. yeri geldiğinde beni ve arkadaşlarımdan gram haz etmeyen okul idaresine karşı bizi koruyacak kadar adaletli bir kadındı. tarihi sevmeyen öğrencilere bile dersi pür dikkat dinletecek kadar iyi bir hocaydı. laubaliliği sevmezdi. kendisini fatih terim’e benzetiyorum. ikisi de bilgi, disiplin ve anaçlığı birleştirip alanlarında başarı sağlayan insanlar. kendiside hasta bir galatasaraylıydı. kendisiyle çok galatasaray muhabbeti yapmışızdır. okuyorsanız çok hürmetler hocam.

    11.sınıfta alan seçiminde sınıfın dağılmasına rağmen yine çoğu arkadaşımla aynı sınıftaydım. yine tarih hocamız sevgili engin hocamızı anıcam. dünyanın en tatlı, en sakin, en relax hocasıydı. okulun en sevilen hocalarından biriydi. ama otorite kuramıyordu belkide kurmak istemiyordu. arkadaşlarım dersinde genelde ya uyurlardı ya telefonla oynarlardı. ama asla engin hoca gibi birine saygısızlık yapmak istemedikleri için derste kıllatmazlardı. çok hatırlıyorum sadece engin hoca ve benim ders işleyip geri kalanın dinlemediği. 25 dakika ders işlerdi ama öyle bir anlatırdı ki hayatım boyunca yakaladığım en yüksek ortalamayı o sene yakaladım. kalan 15 dakika ikimiz karşılıklı oturup galatasaray muhabbeti yapardık. belhanda’yı sevmezdi canım hocam...
    uzun lafın kısası kendisini sergen yalçın’a benzetiyorum. kendisine odaklananlardan maksimum verimi alırdı. sınav haftası yaklaşınca sert olmayan naif bir konuşma yapardı en azından bu hafta biraz odaklanın diye. kendisine de çok hürmetler okuyorsa.

    ve geldim 12.sınıfa. sınıf öğretmenimiz olan, aynı zamanda tarihçi olan ismini vermek bile istemediğim kadın hocamıza. lise hayatım boyunca tarihten en düşük ortalama getirdiğim sene. bizi öğretmenler odasından ve idareden çok duyduğu için direkt üzerimizde otorite kurmaya çalıştı ama tam aksine antipati kazandı. sebepsiz yere yakın arkadaşlarımızdan birini disipline verdi. arkasında bizden haz etmeyen idare hazırda bekliyordu zaten. iyice kurulduk zaten anlattığı dersi dinlemeye çalışsak bile zaten zayıf olduğu için bir şey anlamıyorduk. dönem ortalarına geldiğimizde okul idaresi “zaten sınava girecekler, mezun olup kurtulucaz salalım bunları” diyip bizle uğraşmayı bıraktılar. bizde bunun farkında olup bu hocamıza mobbing uygulamaya başladık. belki yaptığımız yanlıştı ama o da çok doğru bir insan değildi. suratına karşı taklidini yapıp, dersi elimizden geldiğince kıllatırdık. kadını bıktırıp kendi çapımızda intikamı almıştık. bu hocamızı da erol bulut’a benzetiyorum. arkasındaki yönetim gücüne dayanarak kurmaya çalıştığı otorite patladı . bilgi eksikliği de ikisinin ortak yönlerinden biri.

    uzun lafın kısası bu tür olaylar hayatın her alanında oluyor. caner erkin’den nefret etsek de şuan bizim canımız ciğerimiz arda turan da yeniçerilikte bir markaydı. meydanı boş bulduğunda istediği gibi at koşturabilecek biri. ama bizim en büyük şansımız yeri geldiğince otoriter, yeri geldiğinde anaç olan bilgisine, geçmişine, başarılarına saygı duyduran imparatorumuz. fatih hoca, seval hoca gibi insanların yönettiği yerlerde başarı her zaman gelir. liderlik doğuştan gelir, sonradan kazanılmaz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın