faryd aly camilo mondragon...
yaşım gereği çok çok iyi hatırlamam taffarel dönemini. belki son dönemlerini biraz... bu yüzden galatasaray kalesinde görmüş olduğum en iyi kalecidir benim gözümde.
gidişinin ardından 3 yıl geçmesine rağmen hala daimi bir kaleci oturtamadı galatasaray kalesine. franco'su, sanctis'i, aykut'u, orkun'u... hiçbiri de onun kadar yüreğini koyamadı sahaya. hiçbiri, onun kadar sahiplenmedi o formayı.
hatırlar mısınız şampiyonlar ligi'ndeki efsane liverpool maçlarını? hatırlar mısınız 40 metreye top atışı yapabilen gerrard, hamann, xabi alonso üçlüsünü? ve hatırlar mısınız kalesini cengaverce savunan mondragon'u? ben unutamadım, unutamam da. o maçlarda çıkardıklarıyla bile efsanedir benim için.
gol olurdu, ben hemen kameranın mondragon'u göstermesini beklerdim. onun sevincini görmeden gaza gelemezdim çünkü. deli gibi bağırıp, taraftara doğru koştuğunu görmeden, mutlu olamazdım.
sevinçlerde herkesten çok sevinir, acılı anlarda herkesten çok paylaşırdı o acıyı mondi. çocuk gibi ağlardı zaman zaman. beni de hayran bırakırdı kocaman yüreğine.
galatasaray'dan ayrılana kadar, kariyeri boyunca toplamda 2 frikik golü yemişti mondragon. evet yalnızca 2. bunların birisi de zaten frikik ustası olan david beckham'a aitti.
böyle bir kalecinin, bir ingiltere'de, bir ispanya'da, şampiyonluğa oynayan bir takımda forma giyememiş olması, koca bir
underrated'lık örneğidir. kimse bana, mondragon, victor valdes'ten kötü kaleci demesin.
şimdi... yaptıkları hatalarla çok eleştirilen kalecilerimizi sürekli değiştirerek çözüm aramak yerine, böyle bir kaleciyi kaleci antrenörü yaparak, hem bu hatalar için daha geniş çaplı bir çalışma yapmış, hem de kocaman bir vefa örneği sergilemiş olmaz mıyız? çok mu şey istiyorum ki?
özledim be mondi. çok özledim hem de.