• 270
    sosyal medyadaki no name sikko fenomenler insanları birbirine düşürmeye, insanların heyecanını bastırmaya, kulüpçülük yapmaya devam ededursun gerçeğin bununla hiçbir ilgisi yok.

    18 haziran 2024 türkiye gürcistan maçı öncesinde de sırasında da sonunda da gerçek hayatta, sokakta, sahada böyle bir durum yok. tamam bir 2002 değil, o günleri geri dönmemek üzere toprağa gömdük ama dün dortmund mükemmeldi. arda'nın golünden sonra kameranın titremesinin sebebi kameraman değil. her golden sonra tribün ayağımızın altında zangır zangır sallanıyordu. futbolcuların maçın sonunda durduk yere gözleri dolmadı, kerem'in golünden sonra tüm takım kendini sahaya boş yere atmadı. 81bin kişilik stad hınca hınç, en üstteki tribünün en son koltuğuna kadar dolu. bunun en az 60bini türk kimsede ses kalmadı. gerçek hayatta sosyal medyaya göre bambaşka bir dünya yaşanıyor. kıyamet gibi ortam var, türkler turnuvanın %100 içinde.
  • 219
    grup aşamalarının tüm maçlarının gün ve saatleri aşağıdadır;

    14 haziran 2024 almanya iskoçya maçı saat:22.00

    15 haziran 2024 macaristan isviçre maçı saat:16.00
    15 haziran 2024 ispanya hırvatistan maçı saat:19.00
    15 haziran 2024 italya arnavutluk maçı saat:22.00

    16 haziran 2024 polonya hollanda maçı saat:16.00
    16 haziran 2024 slovenya danimarka maçı saat:19.00
    16 haziran 2024 sırbistan ingiltere maçı saat:22.00

    17 haziran 2024 romanya ukrayna maçı saat:16.00
    17 haziran 2024 belçika slovakya maçı saat:19.00
    17 haziran 2024 avusturya fransa maçı saat:22.00

    18 haziran 2024 türkiye gürcistan maçı saat:19.00
    18 haziran 2024 portekiz çekya maçı saat:22.00

    19 haziran 2024 hırvatistan arnavutluk maçı saat:16.00
    19 haziran 2024 almanya macaristan maçı saat:19.00
    19 haziran 2024 iskoçya isviçre maçı saat:22.00

    20 haziran 2024 slovenya sırbistan maçı saat:16.00
    20 haziran 2024 danimarka ingiltere maçı saat:19.00
    20 haziran 2024 ispanya italya maçı saat:22.00

    21 haziran 2024 slovakya ukrayna maçı saat:16.00
    21 haziran 2024 polonya avusturya maçı saat:19.00
    21 haziran 2024 hollanda fransa maçı saat:22.00

    22 haziran 2024 gürcistan çekya maçı saat:16.00
    22 haziran 2024 türkiye portekiz maçı saat:19.00
    22 haziran 2024 belçika romanya maçı saat:22.00

    23 haziran 2024 isviçre almanya maçı saat:22.00
    23 haziran 2024 iskoçya macaristan maçı saat:22.00

    24 haziran 2024 hırvatistan italya maçı saat:22.00
    24 haziran 2024 arnavutluk ispanya maçı saat:22.00

    25 haziran 2024 hollanda avusturya maçı saat:19.00
    25 haziran 2024 fransa polonya maçı saat:19.00
    25 haziran 2024 ingiltere slovenya maçı saat:22.00
    25 haziran 2024 danimarka sırbistan maçı saat:22.00

    26 haziran 2024 slovakya romanya maçı saat:19.00
    26 haziran 2024 ukrayna belçika maçı saat:19.00
    26 haziran 2024 çekya türkiye maçı saat:22.00
    26 haziran 2024 gürcistan portekiz maçı saat:22.00

    son on altı; 29-30 haziran, 1-2 temmuz,
    çeyrek finaller; 5-6 temmuz,
    yarı finaller; 9-10 temmuz,
    final; 14 temmuz tarihlerinde yapılacaktır.

    not: avrupa şampiyonasında üçüncülük maçı yapılmıyor.

    not: gruplar;
    a grubu: almanya, iskoçya, macaristan, isviçre
    b grubu: ispanya, hırvatistan, italya, arnavutluk
    c grubu: slovenya, danimarka, sırbistan, ingiltere
    d grubu: polonya, hollanda, avusturya, fransa
    e grubu: belçika, slovakya, romanya, ukrayna
    f grubu: türkiye, gürcistan, portekiz, çekya
  • 231
    turnuva öncesi bazı en'ler paylaşılmış.

    turnuvaya en çok oyuncu gönderen kulüpler; manchester city ve inter (13'er oyuncu),

    turnuvaya en çok oyuncu gönderen lig; premier lig (96 oyuncu),

    turnuvanın en yaşlı takımı; iskoçya (28,3)

    turnuvanın en yaşlı oyuncusu; pepe - portekiz (41 yıl 3 ay)

    turnuvanın en genç takımı; çekya (25,3)

    turnuvanın en genç oyuncusu; lamine yamal - ispanya (16 yıl 10 ay)

    turnuvada maç başı gol ortalaması en yüksek milli takım oyuncusu; lukaku - belçika (115 maçta 85 gol ve 0,74 ortalama)

    turnuvada en deneyimli milli takım; ortalama 45 milli maçla hırvatistan (modric 175, perisic 131, vida 105 ve kovacic 101 maçla ortalamayı yükselten tecrübeli isimler olmuş.)

    kaynak: the athletic
  • 312
    bizi şu anda rahatlatsa da en iyi üçüncülük olayı biraz haksızlık gibi geliyor. şöyle ki; son gün oynayanlar daha avantajlı. çünkü ihtiyacı olan skoru biliyorlar ve ona göre aksiyon alabiliyorlar. farklı gruptaki maçın sonucu seni etkiliyorsa bu durum oluyor maalesef.

    mesela 2'den fazla fark yememek yetiyor, bunu bilmek veya hatta iki takıma da yarıyorsa sözsüz de olsa maçı uygun skora bağlamak gibi durumlar olabilir. aslinda adalet için üçüncü maçların tümü aynı gün aynı saatte oynanmalı. ama iki maçın birini kaçırdık diye üzülürken 7 maç kaçırmak... olmaz işte.
  • 64
    sanırım brezilya 2014 ve güney afrika 2010'un ekonomik zararlarından haberimiz yok ülke olarak. turist durduk yere para getirip vermiyor; bunun için altyapı gerek ve onlarca kriter var. sadece stad yapımı değil; brezilya da stadyumlarının yarısını 0dan yapmadı ama çevre, renovasyon vs ekonomik olarak nasıl girdiğini, nasıl çıktığını okumanızı öneririm. can kayıpları da vardı.

    isteyen de istediğini düşünür. ağzınıza dolamışsınız bir vatan hainliği; ne demişler. kimde ne eksikse ondan bahseder ya..
  • 155
    turkiyeye verilmemesi cok da iyi olmustur. sen kalk 70 milyar euro gibi bir yatırım yapacaginin sozunu ver. kalkip bir de gelirlerin büyük bir cogunlugunu uefa'ya vereceğinin taahhutunu ver. 2 tane daha stad yapacaginin garantisini ver. bilmem kac kilometre otoyol yapacaginin garantisini ver. hala tas toprak hala beton asfalt. bi akillanamadik arkadas. soruyorum simdi, kaciniz bulundugu sehirde mac harici bir gunde stada kosu yapmaya gitti? kacinizin bulundugu sehirdeki stadda fitness center var? kaciniz bulundugu sehirdeki stadda sportif faaliyetlerden muzeden ivir zıvırdan yararlanmak icin aidat odeyerek hem kendine hem de sehrindeki stadin isletmesine katki sagliyor? cevap? sifir degil mi?

    baska sozum yok hakim bey. o kadar cok istiyordum ki verilmemesini. takip bile etmedim. arkadas almanlarin sunum dosyasini inceledim. turklerin sunum dosyasini inceledim. evet, turkiyenin dosyasi daha bi on numara. ama hep vaat hep vaat. bizimkilerin vaatleri ne kadar yerine getirdigini goren uefa aklin yolunu secmis. hatta ulkedeki vatandasi dusunmus bile diyebilirim. zira bu turnuva bize verilseydi, tek katkisi donemlik turizm, esnafin kazanmasi vs vs. lan senin ulkendeki stadlarda icki yasagi var. sen fan-zone'lari nasil olusturacaksin.

    kusura bakmayin da, avrupali fetö metö dinlemiyor. hak ve ozgurlukler anlaminda adamlarin kafasindaki tek sey: gazeteciler, akademisyenler, stk yoneticileri , sanatcilar hapse atiliyor. bu kadar basit! evet, senin gazetecin gizli bilgileri ifsa ederek vatana ihanet etmis ama adam buna bakmiyor. kalkip sen bu gazeteciyi iceri atmissin ona bakiyor. din adamini hapsetmissin buna bakiyor. o adamin neci kimci hain mi ajan mi olduguna bakmiyor.

    hassasiyetleri farkli. cunku onlarin ulkesindeki akademisyenler de gazeteciler de stk uyeleri de ahlakli adamlar. oyle zannediyorlar bizimkileri de.

    evet, dosyada hersey bizim lehimize ama hak ve ozgurlukler konusuna gelince almanya fersah fersah onde. o yuzden, sovenistligi birakalim da, birey olarak daha ne yapabiliriz ona bakalim. zaten adamlar super kupadir finaldir bize verdiler sirf susalim diye. persembenin gelisi carsambadan belliydi.
  • 125
    hala bellenmiş tarladan hallice zeminlerde süper lig maçları oynatılan ülkeye verilmemesi son derece doğal olan turnuva. bu ülkede düzenlenen futbol zirvesinde federasyon başkanı durduk yere referandumla alakalı olarak kürsüye çıkıp "inşallah evetli bir sabaha uyanırız." derken tutup da böyle büyük bir turnuvayı bu kadar rezil bir futbol iklimine vermelerini beklemek gerizekalılık olur.

    ırkçılık temalı mağduriyetler çıkarmaya hiç gerek yok beyler, iğneyi kendimize batırma vakti.

    https://www.youtube.com/watch?v=JMY-7fLELD8
  • 55
    türkiye’nin bu turnuvayı yani euro 2024’ü düzenlemesi ne kadar bize yarar sağlayabilir bilmiyorum açıkçası. durun kızmayın okuyun önce. baştan belirteyim uzun bir yazı yazacağım. (uyarı: alınmaca gücenmece yok. ek olarak bu entry herhangi bir politik düşünceye, ırka, ya da inanca hakaret amaçlı yazılmamıştır. )

    gelelim konuya. yani euro 2024 için türkiye’nin adaylığına. sözlükteki arkadaşlar eylül 2018 içerisinde sonuçlanacağını belirtmişlerdir. umarım bizim için hangisi hayırlıysa ve güzelse o olsun.

    biz ülke olarak şampiyona düzenleyebilir miyiz? evet tabi ki de. fakat bir de başka açılardan bakmak gerekecek. şöyle ki; bu turnuvaya insan ve vatandaş kalitesi olarak hazır mıyız? nasıl yani diye sorduğunuzu duyar gibiyim. şöyle ki yahu bizim memlekette 4 milyon ne olduğu belirsiz suriyeli’den başlayalım da bunlara ek olarak ıraklısı, afganı ve daha bir çok memleketten kaçanı ve göçeni ile türkiye bugün dünyanın mülteci çöplüğü durumundadır. birleşmiş milletlerin yayınlamış olduğu istatistik bunu doğrulamaktadır. (http://www.unhcr.org/56655f4e0.pdf)

    bizim memleket ortalaması da malum insani gelişmişlik olarak pek kaliteli değiliz. e bu şampiyonaya yani euro 2024’e hiç kimse arap, siyahi ve afgan görmeye veya takkeli ve burkalı yobaz görmeye gelmiyorlar ki kardeşim.

    biz burada kendi kararımızı vermek zorundayız. medeni dünyadan yana mı tarafız? yoksa orta doğu ülkesi olarak mı anılacağız?

    2018 yılı itibariyle hala bizim ülkemizi ve milletimizi araplarla ya da afganlarla karıştıran diğer uluslar ve ülkeler vardır.

    unutulmamalıdır ki bizde bu gidişle yaşam biçimi olarak bu çukura girmek üzereyiz. bu çizgi artık bu kadar nettir.

    anlatmak istediklerimi örneklerle açıklayayım;
    euro 2024 kapmasamında gaziantep şehrinde maçlar oynanacak. düşünün fransa ile isveç oynuyor. maç öncesi bu ülkelerin tv kanalları, basın grupları şehri tanıtmak istiyor. şehirlerimizin doğa ve tarihine elbette lafımız yok ama bir de estetik açıdan bakarsanız gaziantep’in savaş öncesi halepten pek bir farkı yok ki şuanda da halep olmuş durumda. burkalı kadınlar, ağızlarının salyaları akmış suriyeli sığınmacılar (hiç hümanistlik yapmayın canınızı yakarım). belki bu maçtan evvel bir kaç turist kadına tecavüz ya da taciz girişimi oluyor. bunlar hemen haber olacak. zaten dışarda olumsuz algıya sahip türkiye hem şehir çirkinliğiyle hem de gittikçe yobazlaşan orta doğu batağı haliyle daha kötü bir imaja sahip olacak ve bu şekilde hatırlanacaktır. normalde bu turnuvalar ülkelere uzun vadede para ve prestij sağlar. yani siz hem ülkenizin reklamını yapacaksınız, hem de uzun vadede yatırım çekip ekonomik bir kazanç sağlayacaksınız. bu maçlara sıradan insanların yanı sıra belki de batı asya, kafkasya, doğu akdeniz ve doğu avrupada daha etkin olmak isteyen airbus şirketinin genel müdürü (ceo) ve türkiye’nin alt yapısını bu bahaneyle incelemek isteyen, ağır makine araçları için kendilerine yer bakan volvo ve scania’nın ceoları maçı izleyenler arasında olacaktır. e doğru düzgün demiryoluna sahip olmayan, şehir yapısı çirkin olan, alt yapısı sadece turnuva için son dakikada türk tarzıyla uydurukça ve geçici olarak tasarlanmış bir iki şeyden ibaret olan, şehir yapısı suriye’den kaçmış araplardan oluşan ve ışid merkezi gibi görünen bir şehire kimse yatırım yapmaz. (adamlar araplara yatırım yapmak isteseler giderler mısır’a ya da lübnan’a yaparlardı. ya da bu tarz büyük organizasyonları bu ülkelerde düzenlerlerdi. zaten adı üstünde avrupa şampiyonası. ab üyeliğine aday ülkenin yaşam olarak, güvenlik ve şehirler bazında orta doğu ülkesilerine benzemesi bize hiçbir fayda sağlamaz.

    ayrıca bizim bir farkımız tenimizin nispeten beyaz olması, arapça gibi karmaşık görünen bir alfabe kullanmamamız ve genel olarak benzer dil ve kültüre sahip olmamamızdır. irkçılık falan diye bakmayın olay budur.)

    bizi bilmeyen bir ülkenin daha doğrusu yanlış bilen bir ülkenin örneğin uruguay tv kanalının maç bahanesiyle çekim yaptığını düşünün. yurt dışına gidenler bilir bazen bizi arap, iranlı veya afganlılarla karıştırıyorlar. ayrıca müslümanlığı bir çok yabancı ülke; kafa kesen, çarşaflarla gezen kadınların olduğu ve 4 kadınla evlenen erkenlerin olduğu kaba bir din olarak algılıyorlar. gaziantep veya konya, ya da kayseri, ya da istanbul şuanda bu durumdan pek de farklı değil malesef günümüzde.

    bir başka örnek ise; maç için gelecek turistler malum içki de içecekler sokaklarda, sevişeceklerde, kimileri de eş cinsel olacak bunların. konya şehrindeyiz. meydan da bir grup ingiliz içmeye başkadı (holigan değil) ellerinde bira şişeleri geziyorlar. alman çift tramwayda sevişmeye başladı, ayrıca eş cinsel hollandalılar samimice sokaktalar. (yabancı basında var. her her yerde hem de. sadece maç için gelmiyorlar. bu turnuvada ülkenin kültürünü, yaşamını, edebiyatını, doğasını, şehirlerini, tarihini ve ekonomik yapısını tanıtmak için de oradalar. önemli iş adamları ve yatırımcılarda oradalar.) şimdi bu örnekten yola çıkacak olursak sonuçta ne olur?

    1-) bizim insanımız pek modern olduğu için hiçbir şey yapmaz.

    2-) bir kısım ufacık (yersen) taşkınlık olursa kibarca uyarırlar.

    3-) orayı başlarına yıkarlar.

    sonuç? tabi ki 3 numaralı seçenek olacaktır. ne olursan ol yine gel demezler, semah dönüşü gibi evire çevire bizimkiler bir güzel o turistleri döverler. benzer örnekleri de daha önce yaşanmıştır. sonrasını da siz düşünün. özetle yani kültürel olarak hazır mıyız bu turnuvaya? daha önce hiç düzenlemedik. basketbola, şampiyonlar ligi finaline, uefa finaline ve diğer branşların organizasyonuna benzemez bu turnuvaların ağırlığı ve yoğunluğu.

    bunun farkında mıyız?

    yanlış anlamayın, konya’da da, bursa’da da, istanbul fatih ilçesinde de, ankara, trabzon ve kayseri’de de aynı manzara olacaktır. belki de kocaeli ve antalya’da bile olumsuzluklar olabilir.

    hadi diğerleri anadolu şehriydi gelelim avrupai istanbul’a yahu gidin fatih’e, gidin zeytinburnu’na, gidin esenyurt’a (atatürk olimpiyat stadına çok yakın) ortalık suriyeli sığınmacıdan, tarikatçılardan, arapça yazılardan ve ışid militanı kılıklı ne idüğü belirsiz tiplerden geçilmiyor ki içlerinde bizzat militan olanlarda mevcuttur. bu yerleri mi tanıtacaksınız siz?

    ya da bursa’da uludağ’a ne zaman gittiniz? çalışanlar bile suriye’li orada.

    ankara derseniz güya başkentiniz ama 2 hafta evvel yağan yağmurda denizi olmayan şehre deniz geldi resmen. (bakınız mamak)

    kocaeli derseniz türkiye’nin hava kirliliği en fazla olan şehridir. nereyi göstereceksiniz kocaeli’de yabancılara şehir dışına yapılan stadyumu mu? ya da trabzon’da turistlere nataşa diye bakılacağını mı? veya canına okudunuz doğasını mı göstereceksiniz?

    antalya’da plajlarda veya istanbul’da nargileyle 20 kişilik kafile halinde camış gibi yatan ve kadınları taciz eden suriyespor vs yerli barzospor ile mi ülkenizin prestijini kurtaracağız? şehir fark etmeksizin yerli/yabancı turist düdükleyen esnafımız ile mi türkiye’nin misafirperverliğini ve kültürünü anlatacağız?

    bu belirttiklerim abartı ya da yalansa yalan olduğunu belirtin. ama bunlar gerçeklerdir. belki dersiniz ki devlet önlem alacaktır. ama tahmin edersiniz ki bizimkilerin alacağı önlem o günü kurtarmak olacaktır ki (yapmak için yapmak, ekonomik işlevi önemli değil sadece gösteriş) gelelim buradan yola çıkarak 2. meseleye.

    şimdi turnuva düzenlenir yine de demiştik. fakat farklı bir bakış açısını birinci bölümde anlatmıştık. dediniz ki geçici tedbirlerle bir kısmı düzenlendi turnuva için tamam, turnuvayı da düzenledik bak işte nasıl düzenlenirmiş turnuva gör bunları eyyyy avrupa.

    açalım 2. meseleyi;

    2004’de yunanistan atina olimpiyatlarını düzenledi. sonrasında ise ekonomik krizle boğuşmakta ve neredeyse iflas etmek üzere. eğer ab olmasaydı muhtemelen iflas etmişti.

    2004 de portekiz avrupa futbol şampiyonasını düzenledi. bugün avrupa birliği içerisinde ekonomik kriz yaşayan bir başka ülke ki ab sayesinde ekonomisi ayakta durmaktadır.

    2010 da güney afrika dünya kupasını düzenledi. sonrasında ise halk aşırı vergilere isyan ederek ortalık kısa bir süre karıştı. paraları değer kaybetti ve bazı önemli şirketleri iflas etme noktasına geldi. (denel rooivalk şirketi savunma endrüstrisinde helikopter üreten ve geliştiren bir şirkettir. hatta türkiye saldırı helikopteri ihalesinde bu şirket ile italyan agusta westland şirketini finale bıraktı. denel rooivalk türkiye’nin tüm isteklerini kabul etmesine rağmen seçilmedi. çünkü iflas etmek üzereydi) ve dünya kupasını takip eden süreçte 22 yıldır iktidarda olan ve ırkçı apertheid rejimini sona erdiren nelson mandela’nın partisi african national congress, demokratik ittifak partisine seçimi kaybetti. yani ülkede beklenmedik ve sert bir değişim yaşandı.

    2012 yılında polonya-ukrayna ortaklığı ile avrupa futbol şampiyonası düzenlendi. iki ülke de yükü paylaştı. fakat turnuva sonrasında ukrayna mart 2014’de başlayan gösteriler sonucunda (evet rusya ile sorun fakat gösteriler kiev ve odessa’da ekonomik sebeplerle başladı) ukrayna kırım’ı rusya’ya kaybetti. yani kırım’ı rusya plesebit yoluyla ilhak etti. ve bugün ukrayna doğu bölgesi olan donbass’ı kontrol edememektedir.
    (http://tr.euronews.com/...-yasas-n-kabul-etti)

    gelelim 2014 dünya kupası ve olimpiyat oyunlarını peş peşe düzenleyen ülke olan brezilya’ya. brezilya’da rio şehrinde düzenlenen olimpiyatlar esnasında suç oranı şehirde 2 kat arttı. turistleri gündüz işlek caddelerde soydular, gasp ettiler ve öldürdüler. bunların basına yansımaları gecikmedi. ayrıca dünya kupası için alel acele yapmış oldukları uyduruk alt yapı hamleleri ve stadyumlar için yüklü miktarda borçlandılar ve bu altyapı hamlesinin de ekonomik bir karşılığı olmadığı için geçtiğimiz hafta brezilya’da kamyon ve tır şoförleri geniş çapta iş bırakma eylemine gittiler.
    (https://www.theguardian.com/...rs-offer-falls-flat)

    brezilya hala tam olarak sonlanamayan eylemler sonucunda ülkenin iç bölgelerine benzin ulaştırılamıyor, bazı yerlerde hayat durmuş durumda ve temel gıda maddeleri örneğin kuru fasulye kara borsa da 39 amerikan doları civarında.

    yahu bu organizasyon işi hep mi böyle berbat diyecekseniz gelelim olumlu örneklere;

    1998 fransa dünya kupası sonrasında ülkesinde artan spor yatırımları sonucunda yerli oyuncular yetiştirebildiler. turist sayısını paris 1999’da neredeyse iki katı artırmayı başardı. fransa’ya gelen yatırımlar ve para girişleri önemli ölçüde arttı. fransa’ya dünya kamuoyunda ki olumlu bakış oranı arttı.

    2002 güney kore ve japonya ortaklığıyla gerçekleştirilen dünya futbol şampiyonası sonrasında bu ülkelerde popüler olmayan futbola ilgi arttı. ve bu ülkelere önemli derecelerde yatırımcılar geldi. teknolojileri zaten ileri olan bu iki ülkenin prestijleri daha da arttı ve kültürel anlamda bugün ilgi duyulan ülkeler oldular. bakınız bizde bile güney kore dizilerine, koreceye ve japoncaya olan ilgi arttı. orasına burasına bunların garip alfabelerinin dövmesini kazıyanlar hala varlar. bu tüm batı dünyasında bu şekildedir. ek olarak gelişmiş 10 ülke içerisinde japonya 7. güney kore’de 10. durumdadır.

    2000 de gerçekleştirilen belçika-hollanda’nın ortak düzenlediği avrupa şampiyonası ve sydney olimpiyatlarını da es geçmemek gerek. avrupa şampiyonası sonrası zaten zengin olan bu iki ülke reklamlarını yapmışlardır ve prestijlerini artırmışlardır. buna bağlı olarak gelir elde etmişler ve turnuva sonrasında başarısız olan bu iki benelüx ülkesi alt yapı yatırımlarına yoğunlaşmıştır. buyrun örnek olarak bugün belçika. tahminen 4-6 yıl sonra hollanda nesil değişikliğiyle dünya futbolunda söz sahibi olan ülkelerden olacaktır.

    avustralya ise sydney olimpiyatlarıyla prestijini artıran (zaten prestijli) reklamını yapan bir ülke olmuştur. özellikle üniversite anlamında yeni kuşak gençlerin tercih ettiği memleket haline gelmiştir.

    2008 de olimpiyatları düzenleyen çin halk cumhuriyeti meşhur kominist çin, baskıcı çin, algısını değiştirmeyi başarmıştır. (ki hala koministtir kısmen de baskıcıdır). soğuk savaşın demir perdesi imajını yenmiştir. zaten yatırımcı çeken bu ülke prestijini artırıp, alt yapısını ekonomik işlevi için düzenlemiş ve buna bağlı olarak yeni ve kaliteli yatırımcıları ülkesine getirmiştir. ayrıca ülkede spora ilgi artmıştır. günümüzde astronomik rakamlarla gerçekleştirilen transferler futbol için örnektir. ek olarak çin kültürü ve diline dünya genelinde artış yaşanmıştır. üniversiteleri yabancı öğrenci çekim merkezi olmuştur.

    unutmadan geçmeyeyin 2006 da almanya dünya kupasını düzenledi. stadyumlarını yeniledi. alt yapısı ve prestiji zaten iyi olan almanya dünya kupası sonrası futbol alanında gelişim gücünü artırdı. 2006 için atılan bu adımlar neticesinde yeni nesil jenerasyonu ile brezilya’yı 2014 de panzer gibi ezdi geçti. lig kalitesini artırdı. ülke uluslararası prestijini korudu.

    2008 de ayrıca avusturya ve isviçre ortak olarak avrupa şampiyonasını düzenlediler. zaten zengin ve gelişmiş olan bu iki ülke turnuva sonrası prestij ve saygınlıklarını korudular. avusturya ve isviçre turnuva öncesi stadyumlarını düzenlediler ve futbol için alt yapılarını geliştirmek için adım attılar. son dönemde basel ve salzburg’un avrupa kupalarında ki etkinliği ve 2 gün evvel avusturya’nın almanya’yı 2-1 yenmesi ve isviçre’nin gelecek olan yeni kuşağı bu tohumların önemli fidanlarıdır.

    2012 yılında düzenlenen avrupa şampiyonasına ortak olan polonya, turnuva sonrası ekonomisi duman olan ukrayna’nın aksine iyi bir gelişim izlemiştir. ülke daha evvel planladığı bürokratik hantallığını azaltma konusunda dünya birincisi olmayı başarmış ve turnuva ile birlikte özellikle avrupa’nın ve bazı çin şirketlerinin (araba üretimi) merkezi haline gelmiştir. bizim izmir torbalı’dan kaçan opel polonya’ya gitmiştir. türkiye’ye yatırım yapmak isteyen geely polonya’yı tercih etmiştir. ayrıca ülke doğu bloku imajından da yavaş yavaş sıyrılmaya başlamıştır futbol alanında ise şimdilik bir iyileşme görülmemiştir fakat yeni tesislere sahiptir.

    2016 da fransa avrupa futbol şampiyonasını düzenlemiştir. turnuva sonrasında uluslararası prestijini korumuştur.

    2012 yılında londra/ingiltere’de olimpiyatlar düzenlenmiştir. ingiltere bu bahaneyle olimpik alt yapısını iyileştirmiştir. zaten iyi olan uluslarası prestijini korumuştur. bu prestij koruma meselesine şöyle bakın; coca cola bilinmesine rağmen sürekli reklam yayınlar. akılda kalmak ve her zaman bilinmek isterler. gelişmiş ülkelerde böyledir. bu sebeple bizimde düzenlemek istediğimiz turnuvaya almanya rakiptir.
    aslında almanya daha önce bu organizasyonu düzenlemiştir. normalde pek ihtiyacı da yoktur. ama kendisini tazelemek ve reklamını yapmak istemektedir. bu bahanelerle ekonomik ve politik etkinliklerini artırma peşindedir.

    2018 dünya kupası için ise rusya uzun süredir hazırlanıyor. muhtemelen eski demir perde imajını silmeye çalışacaklardır. fakat son dönemde olan ab-rusya politik gerginliği sonrası rusya hala diktatöryal olarak algılanmaktadır ki bu kısmen doğrudur. fakat rusya’nın asıl amacı güç gösterisi yapmak, yatırımcı çekmek ve çökmüş olan sscb gibi bir gücün yeni versiyonu olan rusya’nın da benzer bir güce sahip olduğunu anlatmak için bir süredir bu organizasyona hazırlandı. bir kaç sene evvel de soçi’de kış olimpiyatlarını düzenlemişti. eskiyen stadlarını da bu bahaneyle yeniledi.

    yani gelişmiş olan ülkeler ya da hedeflerini kalkınma olarak belirlemiş ülkeler bu turnuvaları düzenleme amaçlarını prestij, ekonomik ve politik karlılıklarını artırmak için yapmaktadırlar.

    fakat sadece turnuvayı düzenlemek için plansız hareket eden ülkeler nispeten kırılgan ekonomilere sahip olduklarından dolayı bu yükü kaldıramıyorlar ve ekonomik olarak çöküş yaşıyorlar. buna bağlı olarakta politik çöküş ya da kırılmalar yaşıyorlar.

    özetle sevgili dostlarım; bunun gibi büyük turnuvalar ülkeler için prestij, ekonomik ve politik hedeflerini gerçekleştirme gayesini taşımalıdır. olması gereken budur. sadece turnuva ya da organizasyon düzenlemek için bu turnuvalara talip olunmamalıdır. olumsuz sonuçları ve örnekleri yukarıda belirtilmiştir.

    peki türkiye olarak bizim ne yapmamız gereklidir?

    1-) şehirlerimizi belirli plana ve estetik anlayışına göre belirli bir planda düzenlemek (şehir planı:konut, cadde, sokak, park, bahçe) ve alt yapılarını (şehir içi ve dışı ulaşım, telekominikasyon, elektrik, su yakıt)
    mükemmel hale getirmek. bunun sonucuyla birlikte böyle turnuvalar için gelen yatırımcıları ve turistleri ülkemize kazandırmak. (örneğin; unutmayın ki kayseri’ye (ya da istanbul’a) kimse etli pide ve kebap yemeye gelmez. gelende bir günlük gelir ve gider. ya da kısa dönemli olur. )

    şehirlerimiz ve ülkenizin ulusal alt yapısı ulaşım bazında daha da gelişmiş ve işlevli olmalıdır. (demiryolu ve nitelikli kara yolu, deniz ve hava ulaşımı) doğal ve tarihi güzelliklerimiz korunup ön plana çıkarılmalıdır. (yani aspendosu mermerle kaplamamalı, tarihi camilerimizi camekan yapmamalı, uzungöl’ü betonlaştırmamalıyız.)
    tüm bunlara bağlı olarak şehirlerin genel görüntüsü plan ve estetiğe uygun olur ise bize yatırımcılar gelir. böylece harcadığımız paralar yani yatırımlar belirli bir sürede kendisini öder ve orta vadede ekonomik olarak halk ve devlet zenginleşir.

    2-) belki de en önemlisi ulusal hukuk ve ulusal güvenliğimiz. bunların uluslarası normlarda olması (uygulama olarak) ve güvenliğimizin de vatandaşlarımızın yarından endişe duymaması ile yatırımcılara güven vermesi olarak düşünmeliyiz.

    3-) insan kalitemizi yükseltmeli, bunun için medya, okul ve sosyal kurumlarımızı kullanmalıyız. çalışan insanlarımızı bile eğitebilecek bir yapı inşa etmeliyiz. insanlara saygıyı, demokrasiyi, basın özgürlüğünü, laik ve çağdaş değerleri, moderniteyi ama aynı zamanda bizim gerçek değer ve kültürlerimizi kendi vatandaşlarımıza hatırlatmalı ve bu değerleri benimsetmeliyiz.

    4-) ulus olarak kısa vadede sığınmacı, mülteci gibi sorunlarımızı (herkes evine) ve diğer toplumsal gerginliğe yol açacak politik sorunlarımızı mümkün olduğunca kalıcı bir biçimde çözmeliyiz. (pkk, fetö ve ışid gibi örgütlerin yok edilmesi ve bu yönde atışan adımlar)

    (not: unutmayalım türkiye’nin iş gücüne ihtiyacı yoktur. paraya yani yatırımcıya ihtiyacı vardır.)

    5-) bunlara bağlı olarak türkiye, kendisinin yemek, kültür, edebiyat ve dil olarak tanıtımını yapmalı ve bu tip faaliyetler öncesi, sırasında ve sonrasında fuar ve tanıtım organizasyonlarını icra etmelidir. türkiye demek edebiyatıdır, kültürüdir, cumhuriyetidir ve tarihidir. bunlara bağlı olarak vizyonudur ve misyonudur.

    ayrıca ek olarak düzenlemekten vazgeçmiç olduğumuz formula 1, moto gp, dünya ralli şampiyonası ile katılmadığımız eurovision, atletizm de golden ve diamon league gibi organizasyonları da ülkemize getirmeliyiz. bunlar için gerekli alt yapıyı hazırlamalıyız. türkiye de stad sadece futbol sahası anlaşından ibaret olmamalıdır.

    6-) türkiye bu ekonomik ve politik hedeflerine bağlı olarak üniversitelerini ve okul kurumlarını bu amaç doğrultusunda yeniden yapılandırmalıdır.

    7-) politik hedef için bu tarz turnuvalar ülkemize prestij olarak döneceği unutulmamalıdır. uluslararası basın ile işbirliğiyle türkiye’nin modern, çağdaş ve aydınlık yüzü tanıtılmalı, kültürü, doğası, tarihi, dili ve edebiyatını bu tanıtım kampanyalarına dahil etmelidir.

    dolayısıyla elin arjantinlisi bizi arap ülkeleriyle karıştırmaz, 4 karı almadığımızı ve çölde yaşamadığımızı anlatmayı başarabiliriz. ayrıca her müslümanın kafa kesmediğini, her müslüman kadını burka giymediğini izah etmiş oluruz. islam dinine inanan insanların da pek modern olabileceğini anlatabiliriz.

    8-) spor alanı için zeki, çevik ve ahlaklılık ilkesini unutmadan sporcu, hakem, yönetici ve basın mensubu yetiştirmeli ayrıca mevcut durumdakiler için bunu teşvik etmeliyiz. bunlara uymayacakları dışlamalıyız.

    9-) tüm bu turnuva uluslararası organizasyonların asıl amacı ekonomik ve politik çıkar içi olduğu unutulmamalıdır. ülkenize yatırımcı ve para çekmeliyiz. gerekirse bazı kısa turlarla bu tarz turnuvalara gelenlere kısa zamanlı da olsa kktc, doğu anadolu, güney doğu anadolu ve karadeniz coğrafyaları turu düzenleme alt yapısını sağlamalıyız. böylece kktc diye ayrı bir ülke olduğunu, ermenileri kesmediğimizi tam tersi bizi kestiklerini ve ülkenin her yöresinin güvenli ve gelişmiş olduğunu belirtmeliyiz.

    bu hedeflerimize bağlı olarak gelişmiş diplomatik etkinliğimizi kullanmalıyız.

    ekonomik gelişmeye bağlı olarak tsk ve diğer emniyet güçleri modernize olacaktır. bu tarz turnuva veya uluslararası organizasyonlar teröre karşı olduğumuzu ışid, pkk, fetö gibi yapılarla mücadelemizi ve üstünlüğümüzü anlatmakta çok işe yarayacaktır. yani özetle ondan bundan fetöcüleri ya da diğer teröristleri iade edilmesine gerek kalmadan oluşturmuş olduğumuz yumuşak ve sert gücümüzü gelenlere açıklamış oluruz. (umarım o zamana kadar pkk’sı da fetösü de ve diğer ne olduğu belirsiz memleketi sömüren tarikatı ve garip cemaatlari de cehennemin dibine gider ve sonlanır.)

    sonuçta da ülkemizin uluslararası alanda prestiji artmış olacak, demokratik, hukuk, çağdaş laik bir devlet olduğumuzu, aynı zamanda halkın çoğunluğunun islam inancına mensup olup bunu başabildiğini, gelişmiş ve güvenilir bir ekonomisinin olduğunu, muazzam tarih, doğa ve kültürünün olduğunu anlatabileceğiz. ve zamanla ekonomik, politik ve spor alanında daha kalıcı prestijli bir memleket olabiliriz.

    olmamamız için bir neden yok. ama aynı zamanda olmamız için neden de çok. başta da kendimiz ve iç kamuoyumuzda ki kısır döngümüz.

    bu turnuva adaylığı bahanesiyle elim uyuşana kadar olması gerekenleri yazmış oldum. genelde bahsi geçen organizasyonlarda basınımız ve yetkililer sadece organizasyon ya da turnuna düzenlemek için düzenlemekten bahsediyorlar. eğer bu şekilde olursa zaten iyi olmayan ulusal ekonomimiz muazzam bir çöküşle dibe vuracaktır. çünkü bizde hedefler malesef günlük olmaktadır.

    eğer bu hedeflerimiz yoksa bu hedefler doğrultusunda yukarıda yazdıklarımın %20 sini bile 2024 avrupa futbol şampiyonası için yapamayacaksak bu turnuvayı almanın hiçbir mantığı yoktur.

    eğer bu hedeflerle olumlu anlamda ilerleyeceksek 2024 olmaz 2032 olsun. ama sonuçta ülkemizin reklamını yapacağı ve prestijini artıracağını buna bağlı olarakta ekonomisinin kuvvetli olduğu bir memleket görmek hepimizin isteği ve arzusudur.

    sadece bu kısa manas destanıyla pek de dile getirilmeyen gerçekleri yazmak istedim. umarım bu kadar uzun yazdım diye sövmezsiniz :)))

    okuyanlara ve okumayan dostlarıma selamlarımı iletirim. teşekkürlerimi sunarım.
  • 143
    yanı başında savaş olan gaziantep'in güvenliğini, trabzon ve konya'nın kültürel hoşgörüsünü, istanbul'un ulaşım rahatlığını nasıl anlatacaksın adamlara? alkol tüketenlerin "mahalle baskısı" altında olduğu, 22:00'den sonra bira dahi satın alınamayan ülkede özgürce eğlenebileceklerine nasıl inandıracaksın? paypal, wikipedia, booking'in yasak olduğu bir ortamda, kazıklamak için turist avına çıkan taksiler ve tıklım tıklım toplu taşıma araçlarıyla tatillerini rahatça organize edebileceklerini nasıl iddia edeceksin?

    son yıllarda turist olarak dahi ülkemize vatandaşlarını göndermeyen avrupa ülkelerinden ev sahipliğini yapmayı talep ettiğimiz ve doğal olarak reddedildiğimiz turnuva.
  • 185
    grup kura torbalarını çok adil bir şekilde planlandığını anladığımız turnuva. elemelerde yapılan başarıyla ölçülüyor. tek adil olmayan taraf ise bu eleme gruplarının zorluk kolaylık durumları. o kadar da olsun canım.

    bütün tv kanallarında potlarla ilgili ciddi bir şekilde bilgi kirliliği vardı. araştırdım, mevzuyu çözdüm. sıralama şöyle yapılıyormuş.

    eleme gruplarını lider bitiren 10 takım ilk 10 sıraya yazılıyor.

    aldıkları puanlara göre kendi içerisinde sıralanıyor.

    sonra 2. bitiren 10 takım bunların altına yazılıp onlar da kendi içerisinde aldıkları puana göre sıralanıyor. yani herhangi bir grup lideri herhangi bir grup ikincisinden daha iyi sıralamada olacak.

    bu 20 takım sıralandıktan sonra uero 2024 toplam 6 gruplu olduğu için her torbada 6 takım olmak zorunda. avrupa elemelerine ev sahipliği yapan almanya ve son şampiyon italya (bundan emin değilim) ilk torbaya koyulduktan sonra geri kalan 4 takım az önceki kendi içlerindeki sıralamada en yüksek puanı alan 4 takım oluyor.

    bizim 2.torbada olcağımız kesin gibi. tüm gruplara baktım. 1.torba takımları sürpriz olmazsa şöyle olur.

    1-almanya
    2-portekiz
    3-fransa
    4-ispanya
    5-belçika
    6-ingiltere

    ——————ikinci torba———————
    1-slovenya
    2-macaristan
    3-türkiye
    4-isviçre & romanya
    5-arnavutluk (son grup lideri)
    6-iskoçya (grup 2.si)
    ————————————————-
  • 246
    a milli futbol takımımızın f grubunda 1. olmamak şartıyla gruptan çıktığı her türlü varyasyonda almanya ile finale kadar karşılaşmayacağı turnuva. *

    1. olursa da çeyrek finalde karşılaşması muhtemel.

    benim tahminim çeyrek finalde bir portekiz - almanya macı olabilecegi yönde.

    turnuvanin acilis maci olan 14 haziran 2024 almanya iskoçya maçını izledim. uzun zamandir ilk kez milli takimimiz haricinde bir milli mac izledim. acikcasi pek uefa sampiyonasi gibi bir mac degildi. zaten almanya icin a grubu hazirlik grubu gibi birsey.

    2. yari biraz disiplinden kopmasalar 8-9 tane atarlardi. nagelssman da biraz turnuvayi dusundurerek degisiklikler yapti.

    ıyi ki karsilasmadik bunlarla gruplarda. yoksa bizim takimdan cok umitli olmamakla beraber iskoçya kadar bile varlik gosteremeyebilirdik.
  • 198
    dörder takımdan altı grup oluşacak. hesaplamam yanlış değilse bu altı grubun dört tanesinin üçüncüleri de bir üst tura devam edecek.

    almanya ile karşılaşmadığımız sürece neredeyse ev sahibi statüsünde oynayacağız maçları. köln, gelsenkirchen, berlin... almanya bile gelse ev sahibi gibi olabileceğimiz bir turnuva ve gruplarda bir galibiyet alıp, diğer iki maçta farklı yenilmezsek gruptan çıkarız. torba morba çok da önemli değil.
  • 232
    çekya, isviçre, avusturya, macaristan gibi alt seviye görülen milli takımların aynı anda en güçlü olduğu turnuva bu olabilir. yani turnuvadaki takımların genel tabanı önceki turnuvalara göre çok daha yüksek şu an.

    örneği avusturya yarı final falan görürse şaşırmayacağım.

    hırvatistan, danimarka, belçika gibi favorilere çok ters gelebilecek takımlar da var. son yılların en yüksek sayıda iyi takımın olduğu turnuva bu olabilir.
  • 61
    organizasyon kesinlikle turkiye'ye verilmemesi gerekmektedir. bunu soyleyen insan vatan haini degil vatanini milletini taniyan, bilen insandir.

    rusya da duzenlenen son dunya kupasini moskova da gecirmis biri olarak soyluyorum. bu tarz organizasyonlarin turkiye de yapilma ihtimali yoktur arkadaslar.

    kizil meydan da arjantinlilier, perulular, almanlar obek obek toplanip toplanip ulke marslarini soylediler, rahat rahat gezdiler dolastilar, polisin p' si yoktu. taskinligin t' si yoktu. hirsizlik yoktu. fahis fiyatlar yoktu.

    turkiye de musluman mahallesinde salyangoz satilmaz, taksim meydaninda arjantin marsi soylenmez, elinde bira sokakta gezemessin.

    ben ulkemi taniyorum, biliyorum diger ulke vatandaslarinin bizi bu sekilde bilmesini istemiyorum.

    bu mu simdi vatan hainligi ?
App Store'dan indirin Google Play'den alın