raskolnikov müthiş bir iman ağrısı çekmektedir. -zarifoğlu
o kadar komik argümanlarla eleştiriliyor, ithamlarda bulunuluyor ki kendisi hakkında, sanırsın fenerbahçe'nin ajanı, sanırsın pr takımı kurmuş da kendisini bir şekilde kamufle ediyor.
yoksa rodyon romanoviç mi kendisi hakikaten? cinayeti işleyip iman ağrısı mı çekiyor?
takım aç kalmıyormuş, idman sahası verilmiyormuş, suyu elektriği kesilmiyormuş. altı üstü maaşları 2 ay gecikmeyle alıyorlarmış.
niye beşiktaş'ı bırakmışmış zorluklarla mücadele edemeyecekse bırakıp gidebilirmişmiş.
ergin ataman bu şartlar çok zor güçlü kalamıyorumm!!! demiş gibi anlatmayalım olayları lütfen.
çünkü ben sevdiğim takımı,
yaşamak gibi,
halkım gibi sevdiğim takımı
-ki rotasyondaki en önemli uzunu yönetimin beceriksizliği yüzünden,
mişko'nun şerefsizliği yüzünden kaybederken (ne sözleşme bağladı be furki'ye!11)
bütün takım aylar bulan ödemelerin yapılmaması yüzünden,
-ki o zamanlar 2 ay geriden ödeme diye bir şey de yoktu :)- isyan bayrağı çekmişken;
"şu an galatasaray'dan ayrılmayacak tek kişi benim" demiş adamı,
nasıl anlatıyorsunuz öyle yav.
-nihilist bakkal kotan
*galatasaray koçu saygı gösteririm ama...
bir yabancı karikatürdü sanırım iki eleman konuşuyor, biri birine im not racist, but... diyordu öteki sssh! dont say "but". diyordu. o tarz bir şey tam hatırlayamadım şimdi. bu noktada ergin hocamın söylediklerini biraz iyi okumak lazım diye düşünüyorum.
o kadar güzel saygı gösteriyordun ki
sırf bunun için ofsaytlamadım seni.
-yok satan süreya
*dönelim beşiktaş'ı niye bırakmışmış. zorluklara gelemiyorsa galatasaray'ı da bıraksınmışmış. bu iki olay arasındaki farkı anlamak çok zor değil. ergin ataman'ın galatasaraylılığı kuşkusuz ağır basıyor.
mt koçluğuna dil uzatılmış. eh bu adamın hayalinin bir gün mt ile başarı yakalamak olduğunu, herkes cümle alem biliyordu zaten, neyse bunu da geç; bu adamın uzundan aldığı emirle galatasaray'ı satmak, yarı yolda bırakmak gibi bir niyeti yok. öyle olsa zaten şu an başımızda olmazdı. mt takvimi ile kulüp takvimi çakışmaz hikayesini de geçelim. takıma bağlı olmayan adam kafası rahat devam ederdi, bırakabilirdi.
ha ama turgay, basın toplantısında galatasaray'a saldırırken kendisi gülerek sözleşme imzalasaydı bak bu adam galatasaray'a bağlı değil derdim, derdik, denilirdi.
"takımı motive etmek için 'iki avans verdik' dedim. gayet masumane dedim. gerginliğe yol açtığımı kabul etmiyorum ama bunlar şayet fenerbahçe kulübü'nde ve camiasında bir sıkıntı yarattıysa, gerildiler ise ergin ataman olarak onlardan özür diliyorum."
öyle bir yerdeyim ki
ne karanfil ne kurbağa
bir yanım mavi yosun
dalgalanır sularda
dostum dostum
güzel dostum
bu ne beter çizgidir bu
bu ne çıldırtan denge
yaprak döker bir yanımız
bir yanımız bahar bahçe
bu benim değil, hasan hüseyin korkmazgil'in
hala günümüzde galatasaray mağlubiyetlerinin ya da ülke basketbolundaki bir sorunun 17 haziran'a bağlanabildiği, galatasaray'a saldırılsa; ergin ataman'ın suçlu ilan edileceği bir medya ortamında, kendisinin şu şiirin üstünde yer alan açıklamalarını aziz yıldırım'dan özür diledi, milli takıma yaranmak için yaptı olarak okumak, bence yanlış. ergin ataman burada bütün olayların sorumluluğunu alamayacağı için, kendisini savunmuştur benim nazarımda. büyük bir hata değil.
bir başka argümanda oyuncularını konsantre edememesi üzerine, bence bu da yanlış. zira ergin ataman kariyeri boyunca
* bunu çok başarılı bir şekilde yapmıştır.
nitekim dar rotasyonlu başarılarından bunu anlamak güç değil.
evet, galatasaray'da mali kriz ilk defa olmuyor. ama ilk defa kriz yönetilemiyor, yönetilemediği gibi bu süreç içerisinde taraftara yalan söylemeye varan hadsizlikler yapılıyor.
sedat incesu ve ekrem memnun'un da en az bu kadar abartı(!) bir durum yaşamadığını iddia etmek ise belki de en büyük hata. ergin ataman, sedat incesu ve ekrem memnun. ben galatasaraylıyım diyenden daha galatasaraylıdır, galatasaray'a hizmet için bağlıdır. her ne kadar öyküleri varoluşçu olsa da.
my baby shot me down, bang bang.
http://41.media.tumblr.com/...hxv1qbws91o1_500.jpg