adam işini yapmaya çalışırken saçma sapan şeylerle uğraşmak zorunda kalıyor. takım parasını alamıyor, antrenman yapacak oyuncular çıkmıyor, üstüne bir de içeride kazanmak zorunda olduğu maç öncesi 2 değerli oyuncusu hastalanıyor, maçı da kaybediyor. üzülüyor haliyle. adam winner çünkü. elimden gelen bu demiyor. hep zafer hep başarı hedefliyor.
ama anlayanı yok, dinleyeni yok amk. yok işte. resmen tek başına çırpınıyor, didiniyor. çekip gittiğinde de avrupa'da kalbur üstü bir takımdan rahat rahat teklif alacak bir kariyeri, bir ismi var kendisinin ama gitmiyor adam. gitmek istemiyor, mücadele ediyor. kazanmak, kazanmak, kazanmak istiyor her şeye rağmen. ama dedik ya, yalnız kalıyor işte.
çok yalnız bir adam. yalnız şubenin yalnız adamlarından, tıpkı
ekrem memnun gibi.
orda taraftar ile ergin hocayı başbaşa bırakanlar kim peki? nerde bu yöneticiler? nerde sorumlular? herifler para bile bulamıyor ki, umurlarında değil heriflerin. her şeyi tek başına halletmek zorunda bırakılmış bir adama mı yıkacağız yani bütün ihaleyi?
ömrü boyunca, basketbolda kupa almayı rüyasında görmeyi dahi tatmamış taraftara bu adam şampiyonluklar
* euroleague'de başarılar yaşattı, yaşatıyor. peki siz biliyor musunuz acaba bu adamın parası da takır takır ödeniyor mu acaba? ne için bu çırpınışlar, mücadeleler, zaferler, mağlubiyetler vs.?
çok başka sorunlar var. çok başka... biz de yalnız bırakırsak, o da dayanamayacak gidecek. gittiğinde de göreceksiniz, anlayacaksınız asıl sorunları ama o zaman da iş işten geçmiş olacak. gs sadece futbol kulübüdür diyenler de vardır burda kesin, siz okumasaydınız keşke amk.
ben tek başına, naçizane seninleyim hocam. seninleyim ekrem memnun.
seninleyim galatasaray...
