• 30
    3 milyon euro’ya morutan’ı satıp bilançoya artı yazdırıp bir yıl sonra 3’e geri alıp 4-5’e satacaktır.
    o arada becali’ye ödenecek 1 milyon euroluk bonus’tan da kurtulacaktır.
    ozan kabak satıldığında o dönem alınan bonservisin aynı transfer döneminde harcanması gibi bir zorunluluktan bahsediliyordu.
    he işte o zaman erden olsa ozan’ı zorunlu opsiyonla kiralar, gelirin büyük bölümünü 2019 yaz transfer dönemine bırakırdı.
    bunlar akıl işi, abdurrahim ile olmaz.
  • 48
    ağustos başında 15-20 bonservis istenen tanguy ndombele’yi kiralama bedeli olmadan, maaşının bir kısmını tottenham hotspur fc karşılayacak şekilde, satın alma opsiyonlu kiralamaktır.
    bir de 1 eylül günü sofyan amrabat transferi için aportta bekliyordu.
    eğer bir aksilik olsaydı şimdiye bize gelmiş olacaktı.

    edit: şunu da belirtmem lazım. çıtanın bu kadar yükselmesinin sebebi de kendisidir.
    çünkü en iyi ihtimalin peşinden gideceğiz demişti.
    çok da zorladı biliyorum ama artık ndombele ile yetineceğiz:)
  • 50
    varmış.
    aslında gözümüzün de önündeymiş. adam geldiğinden beri stratejisi baya baya barizmiş aslında. şöyle ki;

    biliyorsunuz erden bey maneviyata çok değer veren, hayatını resmen belirlediği belli manevi değerlere göre yaşayan bir insan. realist bir birey olarak çok anladığımı iddia edemeyeceğim bu olgu, kendisinin galatasaray içerisinde süre aldığı her dakikaya işlemiş durumda. deprem zamanı yaptıkları olsun, bu güne kadar oyuncularla ilgili söyledikleri olsun, her zaman belli bir çizgide oldu kendisi. genel hayata bakış açısını da aslında transferlere de yansıtmış bir isim erden timur. yaptığımız transferler ile ilgili bir karakter analizi muhabbeti var malum. aslında bu karakter analizinin anladığım kadarıyla en temel kıstası ise bildiğimiz başke bir kavram, floryanın suyu

    peki ne bu floryanın suyu? bu aslında kulübümüzün yıllardır geliştirdiği bir yetenek. belli zamanlarda o suyun kuraklıklarla boğuştuğu olsa bile, o su her zaman orada. o suyu içenler space jam filmindeki gibi birden özel güçlere sahip olsa da, aslında sonradan ortaya çıktığı gibi , sadece sıradan bir su bu floryanın suyu. ama içinde özel bir madde var. o da insanlara verilen değer ve hayatlarında daha önce hissetmedikleri aidiyet duygusunu ortaya çıkarıyor.

    zamanında fatih terim'in suya kattığı bu özel maddeyi, şimdi de erden timur boca ediyor.
    türkiye'ye gelen yabancı topçuların fatih terim'in baba figüründen, karizmasından etkilendikleri yadsınamaz bir gerçek. erden timur ise bunu okan hoca'nın da desteği ile, biraz daha farklı bir yolla, oyunculara değer göstererek, onların sevildiğini hissedilmesini sağlayarak yapıyor. ve bu sayede yolu buraya düşmez dediğimiz, düşse bile yatar dediğimiz her isim bu takıma ve bu armaya katkı sağlıyor. bakın size bir paralel evren senaryosu çizeyim erden bey'in aldığı oyuncularla ilgili. bu oyuncular galatasaraya gelmiş ve floryanın suyunu içmemiş olsalar ne olurdu;

    - icardi : türkiye'ye gelmiş , ilk sezonunda wanda ile olan problemlerini çözememiş ve şu an arabistanda olurdu
    -zaniolo : en başından galatasaraya gelmez , romadan şu an west ham'a gitmiş olurdu.
    -mata : bütün sezon bir maça bile çıkmamış, emekli ikramiyesini yemiş , devre arası ilk uçakla gitmiş olurdu. şimdiki gibi her ilgilenilen oyuncuya elçilik yapmazdı adımıza.
    - boey-nelsson , sezon biter bitmez marcao gibi resti çekip takımdan cüzi miktarlara ayrılmış olurdu.

    bu adamların her birinin açıkçası olması beklenen sonuçları buydu arkadaşlar. bu farkı yaratan erden timur hayatında uyguladığı standartları bu adamlara işlemeyi başardı. bu adamlar değer verildiğini hissettiler, daha önce hayatlarında yaşamadıkları bir his tattılar ve bizim için aslında imkansız gözüken şeyler yaşattılar. şimdi bu sezon transferlirne bakalım;

    -angelino : kulübünden yapılan son açıklama, anglino sanki hayatı boyunca bu teklifi bekler gibiydi, başka bir takımla görüşmeyi bile kabul etmedi oldu.
    -zaha: kendisiyle ilgilenen diğer kulüplere göre çok daha cüzi şartlara kulübümüze geldi.

    sonrasında aldığımız isimler ise ziyech , ndombele ve sanchez. bu üç oyuncu için yazılan herşeyi okuyun. üçünün tek ortak noktası var. üç oyuncu için de söylenen tek şey, kendilerini bir yere ait hissetme ihtiyaçları var ve bu olursa sizin için olağanüstü işler yapabilirler. yani bu 3 oyuncunun da alınmasında en büyük etken erden timur'un bir bildiğinin olması. erden timur biliyor ki, bu adamlar icardi'nin , angelino'nun , zaniolo'nun içtikleri sudan bir yudum alırsa , onlar gibi çok ama çok fazla şeyi başarabilecek, eskiden oldukları canavarlara evrilebilecek adamlar. yani bu tamamen random gözüken transferlerin tamamı aslında bir plan dahilinde olmuş gibi gözüküyor. bizim de yapmamız gereken bu adamlara gerekli sevgiyi gösterip, o suyun iyi hazmedilmesini sağlamak.

    madem bir plan var, o zaman söylenecek tek şey var.

    plana güven.
  • 51
    varmış. geçen 343 youtube kanalındaki röportajını izledim, küçükken menajerlik oyunlarında normal sezon maçlarını arkadaşına oynatıyormuş kendisi sadece transfer sezonlarını oynuyormuş. ufak çaplı bir aydınlanma yaşadım. biz amele gibi oynadık bütün maçları. amele çocuğu olduğumuz için herhalde. kimseyi bu iş için kullanmak aklımıza gelmedi. transfer konusunda da ben icardi’yi bırak batşuayi’yi alalım, ziyech’i alma rashica’yı alalım diyordum. o da amelelik demek ki. vizyon sınırına takılıyoruz.
  • 10
    ligi 13. bitiren takımı ertesi sene şampiyon yapan durumdur. icardi, mertens, angelino, zaniolo, zaha ve torreira gibi türkiye’de kimsenin rüyasında bile göremeyeceği isimleri bir araya getirerek milletin algılarıyla oynamıştır. kolay sayılıyor şimdi bu işleri yapmak. türk kulüpleri hariç hiçbir talibi olmayan, en önemli özelliği “savunmaya yardım etmek” olan hücum oyuncusu rashica’yı alamadı diye yangıncı taraftarı ortaya çıkarmış. zaniolo daha bugün gidiyor, rashica çok istiyorsa bizi 2 gün daha bekleseydi biterdi zaten bu transfer. kimse ah vah etmesin. gedson gibi sene sonunda şampiyonluğumuzu izler uzaktan.
  • 2
    vardır. bildiği en iyi şey ise galatasaray'ın menfaatlerini korumak.

    futbol, her zaman kağıt üstünde doğru ve mantıklı duran şeylerin sonuç verdiği bir oyun değil. geçen yıl sıfırdan kurduğu kadro rekorlarla eze eze şampiyon oldu. bu yıl da şimdiye kadar muazzam eklemeler yaptı, yapmaya da devam edecektir ama belki de şampiyon olamayacağız. onu zaman gösterecek.

    ben, icardi transferi ile birlikte transfer haberi işini saldım. icardi bizim hassas noktamız olduğu için o dönemde ciddi anlamda haberlerini bekliyordum. şimdi merkeze ekleme yapılacağı bariz zaten, bununla ilgili bir kaygım yok. bunun dışında önemli, yatıp kalkıp transfer takip edecek bir kadro da yok zaten elde. dolayısıyla icardi transferinden beri kafam çok rahat. sizin de öyle olsun.

    madem bu konuya girdik son bir şey daha söyleyeyim. bu ara görüyorum transfer haberi çıkan futbolcu başlıklarında ''x alacağınıza merkez alın, y alacağınıza orta saha alın.'' gibi cümleler. geçen yıl 6 milyona 26 yaşındaki torreira'yı indiren adam bilmiyor, yaz başından beri orta sahaya çok ciddi isimleri kovalayan adam bilmiyor merkeze oyuncu gerektiğini sen biliyorsun amk. salın az.
  • 13
    daha sahaya adım dahi atmamış, topa dokunmamış tete ve az buçuk zaha üzerinden aklınca dalga geçenlerin bilmediği şey.

    bir bekleyin, soluklanın. sen tete ve zaha'da neyi kötü gördün, rashica'dan daha az neyi yaptığını gördün de adamları gömüyorsun.

    rashica olmalıydı evet, alınmaması hayal kırıklığı ancak yeni gelen futbolcular üzerinden vurmak için önce bir izlemek lazım.

    bir an gelse de içimdekileri kussam diye beklenildiği o kadar belli ki! sırf şu başlığa ekşi sözlük'te yazılacak şeylerin karalanması bile şüphe çekiyor.
  • 49
    taylan, berkan, cicaldao üçlüsünü futbolcu sanan taraftarın anlayamayacağı konudur. bu taraftarın çoğu bu üçlüye layık, 3 yıllık planlamaya layık, ocağa kadar sabretmeye layık maalesef. torreira’lar, tete’ler, zaha’lar, icardi’ler, oliveira’lar, mertens’ler gelince şımardık.

    bu adam elini eteğini çekse ne sponsor buluruz ne futbolcu transfer ederiz. daha 3 dönem önce dursun özbek malı mülkü sattı yok pahasına, rahmetli mustafa cengiz ve erden timur kurtardı. şampiyonluğu, kırılan rekorları rakiplerin içinden geçmeyi geçtim.
  • 31
    orta saha transferi icin gercekten bu kadar beklemesinde bir bildiginin oldugunu umuyorum. sergio ramos gundemde bugunlerde umarim bunda da bir bildigi vardir. sampiyonlar ligi gelirini istedigi kadar kariyerli olsun 37-38 yasinda bir adama gommeyecegini en azindan tahmin ediyorum. bu takimin gercek ihtiyacinin orta saha oldugunu bildigini de dusunmek istiyorum.
  • 1
    sene başında ben dahil camia içi ve dışı pek çok eleştiriye maruz kaldıktan sonra bütün zorluklara göğüs germiş ve kriz anlarında vizyoner ve dirayetli bir liderlik sergilemiş olan erden timur'un artık hiçbir hamlesinin göz göre göre eleştiremeyeceğimiz noktaya gelmesiyle literatüre kazandırıldığını düşündüğüm vecize.

    (bkz: arsen zakharyan)
    (bkz: niccolo zaniolo)
  • 24
    ıcardiyi bonservisi ile türkiye'ye getirebilecek başka biri olabileceğini düşünmüyorum, şimdi gerçekleşti diye bize basit geliyor ama yapılan şey kelimenin tam anlamı ile imkansızı başarmaktır.

    ıyi bir galatasaraylıdır, öyle ki şahsi milyonlarını takıma dökmekten imtina etmecek kadar iyi.

    milota çok çok üzüldüm ama dur bakalım yarına kokusu çıkar.
  • 19
    taraftarın şirazesinin iyice kaydığını göstermektedir.

    herşeyden önce hakkında söylenenler en basit tabirle haksızlıktır. 13. olan takımı alıp icardi ve torreira gibi yıldızlarla donatan, bütün bu transferleri inanılmaz uygun maliyetlere yapan, takımın şampiyon olmasını sağlayan, bütün hedefi avrupa'dan kupa olarak belirleyen adama bunları diyenlerin utanma duygusunda sorun vardır.

    bu yaz gelenlere bakalım: icardi, yüzyılın çalımı zaha, bedavaya 25 milyonluk tete, yerli halil, kerem, yedek forvet bakambu... bunların yanında boey ve nelson takımda kaldı ve en az 2-3 yıldız daha yolda. ama bizim taraftar alev almış durumda. çünkü bir tarafların kalkması bunu gerektirir.

    rashica alınabilirdi, alınmaması hata olabilir, beşiktaş'a kaptırmak kötü oldu vs bunlarda sorun yok, sorun bunu hazmedemeyip adamın karakterine kadar varacak seviyesizlikte yorumlar yapılması.

    adamın bir bildiği vardır o da avrupa'da kupa kazanmak için en iyileri kadroya dahil etmek.
  • 29
    oyuncuyu muhtemelen becali'ye borusu ödemesi yapmamak için satış görünümlü bedelsiz kiralam yapan. ankaragucunun olası çark durumuna karşı da önlemleri alarak sözleşmeye madde ekleyen timur başkan. ankaragucu de oyuncuyu oynatır 10 milyon gibi bir bedele satarsa 4 milyon kar etmiş olur. bir sezon da oyuncudan yararlanmış olur. ek olarak, pendkspor ve eyupspor sahibi aynı diyorlardı, üstelik galatasaraylı. biz neden onlara oyuncu kiralamiyoruz. pendik bu sene ligde de kalamaz gibi...
  • 43
    eğer vecino transferiyle dönemi kapatacaksak maalesef sanıldığından azdır. vecino transferine şaşıranlar olmuş, bundan 3 gün önce galatasaray’da herhangi bir futbol aklının olmadığını söylemiş, hem ofsayt yemiş hem de özelden tepki çekmiştim. dolayısıyla vecino gibi saçma bir transfere bağışıklığım vardı açıkçası. pek de şaşırmadım. (bu arada vecino’nun hatalı transfer olduğunu düşünmekle birlikte söylendiği kadar kötü bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum.)

    (bkz: galatasaray'ın futbol aklı/#3709509)

    erden bey sürekli avrupa şampiyonluğundan bahsediyor ama kurduğu kadronun avrupa futboluna değil süper lig futboluna uygun olduğunu sanırım göremiyor. basit bir tabirle bu kadar statik, pas ve set oyununa dayalı takımın temposu avrupa’yla yarışamaz. bahsettiğim cl falan değil, uefa avrupa ligine düşsek dahi ilerleyeceğimizi sanmıyorum. yani söylemlerle icraatların bu kadar ters düşmesinin pek mantıkla açıklanabilir yönü yok.
  • 45
    bu 'bildiği' doğrultusunda 22-23 yaz transfer döneminde türkiye bağlantılı yusuf demir transferini bile basından gizleyebildiyse, ucl kadrolarının verildiği ana kadar bekliyorum. büyük yara almış görünüyor ama belki de ilacı cebinde bekliyordur.

    yaklaşık 16-17 saatlik daha sabır. sonrası zaten artık frenli mi frensiz mi bilmiyorum ama bir şekilde yokuş aşağı gideceğiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın