• 28
    bugün yazdığı yazının son bölümü;

    --- alıntı ---

    geriye doğru 20 yıl var.
    yani gelecek 20 yıl kimin daha kirli olduğu tartışmasıyla geçecek.
    tartışılacak da ne olacak?.. iki yıl sonra “yaptım yine yaparım” diyen “kahramanlar” bile çıkacak emin olun.
    çözüm ne mi?
    reçete 1) genel af.
    reçete 2) süper lig’in adını “bank asya” yapın olsun bitsin herkes cezalandırılsın. bank asya ikinci lig olur, aşağı doğru birer rütbe sökülür olur biter.
    itiraz eden didik didik araştırılacak deyin, görün bakın kimin itirazı var!
    --- alıntı ---

    bizim var ....... bizim var!!!
    sizin zoruna gider ama anamızın ak sütü gibi helal şampiyonluklarımız ve kupalarımız var!!!!
    federasyon başkanın kupayı alacakmış alsın bakalım neresine kadar alabilecek?
    sanada verelim uefa kupasını al!!! anca yeter sana!

    edit: bu arada genel af'ı papazın çayırında yapın. şike şike dü-şe-cek-si-niz!!!
  • 29
    enteresan bir kafası var bu arkadaşın. bazen öyle tespitler yapar ki insan şaşırıp kalır. bazen de öyle şeyler zırvalar ki insanı dinden imandan çıkarır. ayarsızdır. ya da ayarı başkasındadır bilemiyoruz tabi. ulusal bir gazetede bir şeyler zırvalamak için bile arkada hiç değilse 6 megaton şiddetiyle osurma kabiliyetiyle mücehhez bir götün bulunması gerektiği aşikar.
  • 31
    ''hakan şükür nerede?'' sorusunu ''onu bunu bırak da bu spor yorumculuğundan yılda 2 milyon dolar alanfenerbahçe'nin öz evladı rıdvan dilmen nerede'' sorusuyla cevaplamak istediğim yazar. hakan şükür spordan sorumlu bakan mı? o bakanı ezip mi konuşacak? kariyeri buna yeter ama hakan şükür ortada bir ton kanıt olsa da tek bir mektubun peşinden koşanlar gibi konuşup fırsatçılık yapmaz çünkü galatasaraylıdır. zaten senin gibilerin de istediği bu. önce ''konuşsun!'' dersiniz sonra ''hakan şükür'e ne oluyor kimden emir aldı?'' dersiniz. şu anda fenerbahçe'nin olduğu durumda galatasaray olsa rıdvan dilmen 2 günde bir %100 futbol yapıyordu. sen önce bunları bir sorgula. türkiye'nin 2 spor kanalından biri ve hatta ilki olan ntvspor şike olayıyla ilgili akşam kuşaklarında kendi önde gelen yorumcularıyla neden tek bir program yapamıyor, ''yenilsen de yensen de'' programı böyle bir zamanda yapılmaz da ne zaman yapılır ama sen bunları soramazsın da yazamazsın da. beşiktaşlı olmanıza rağmen spor medyası olarak aziz yıldırım tarafından öyle sindirilmişsiniz ki* hala korkunuzdan saçma sapan sorular sorup olayları başka yerlere çekmeye çalışırsınız. ama az kaldı iddianame açıklansın ben sen ve senin gibileri o zaman görürüm.
  • 34
    --- alıntı ---

    davalının şaşkını derdini mübaşire anlatırmış!.. davalı fenerbahçe.
    yargıç uefa!
    fenerbahçe’nin şampiyonlar ligi’nden “men edilmesinde” tff sadece “mübaşir” rolünde.
    evet mübaşir...
    uefa karar veriyor o tebliğ ediyor.
    kararı değiştirme, düzeltme yetkisi yok ki federasyon’un.
    * * *
    mehmet ali aydınlar’ın “yargıç kürsüsünde oturduğu” süper lig’den düşüp/düşmeme kararında(daha doğrusu kararın ertelenmesinde) hiç şikayeti yoktu fenerbahçe’nin.
    “doğru yaptı tff” diyordu.
    şimdi, tff’nin “yapmadığı” şey için “yanlış” diyor.
    * * *
    bütün bunların sebebi, futboldaki dinamizm ile hukuk sistemimizin “kaplumbağa modeli” arasındaki uçurum.
    haftada bir yenilenen futbolun, iddianamesi yarım sezon süren bir soruşturmaya dayanması, saygıyla beklemesi, kendini uydurması ne mümkün.
    hadi biz alışkınız baraj inşaatı kadar süren davalara, gözaltında vefat eden “şüphelilere”... bekleriz!
    lakin biz beklesek uefa beklemiyor.
    * * *
    o zaman davalı mübaşire saldırıyor, savcının taraf olmasından şüphe ediliyor, yargıç ceza veremiyor.
    dava duruşmaları medyada yapılıyordu; yavaş yavaş sokağa taşınıyor.
    işiniz yoksa sittin sene “kim temiz, kim kirli, kim haklı kim haksız” onu tartışın.
    fenerbahçe “şaşkın” da kimin aklı başında?
    şikeyi elimize yüzümüze bulaştırdığımız yetmiyor, şikeyi yakalamayı, cezasını vermeyi de elimize yüzümüze bulaştırdık sonunda.
    en kötü şikeden daha çok zarar verdi temizlenmek!
    ve verecek.

    --- alıntı ---

    gayet mantıklı bir yazı yazmış, olayın en derinine gayet basit bir şekilde inmiştir. ancak ben bu konuya ondan önce değinmişim ayıptır söylemesi ama sözlükte pek ilgi çekmedi yazdıklarım.

    http://gss.gs/749595
  • 36
    al işte şimdi ben ne deyim bu adam için. neyi ıspatlamaya çalışmış burada anlamadım. ulan iyi ki ünal aysal gibi bir başkanımız var ve bundan gurur duyuyoruz ve arkasındayız, diğer başkanlar gibi çamurun içinde değil bizim başkanımız.

    --- alıntı ---

    aysal’ın “u” dönüşü
    galatasaray başkanı ünal aysal, ister “u” dönüşü yapar, ister fenerbahçe için ağlar, kimse karışamaz.
    paşa gönlü bilir!
    lakin, benim üzüldüğüm bir nokta var!
    galatasaraylılar...
    * * *
    galatasaray yönetimi, “şike operasyonu”ndan vazife çıkarıp fenerbahçe’yi ve federasyonu, uefa’ya şikayet eder duruma geldiğinde, biz çıkıp “yapmayın etmeyin” demiştik de, bir sürü galatasaraylı bize hücum etmişti ya...
    şikecimiydik ne!..
    “doğru da olsa” siz söylemeyin, aculluk etmeyin diye yazdıkça, “rekabeti, düşmanlığa çevirmeyin” diye uyardıkça, başkanını referans veren bir sürü galatasaraylı “dürüstlük, temizlik, hak, hukuk” dersi vermeye kalkmıştı ya...
    aziz yıldırım’ın adamıydık herhalde!..
    maalesef, bugün aynı fikre geldi ünal bey de.
    “yanlış anlaşıldık” diyor.
    ne olacak şimdi o galatasaraylılar?
    * * *
    ne diyecekler sayın aysal’ın “bu bizim de başımıza gelebilirdi” cümlesine?
    nasıl yorum getirecekler sayın aysal’ın “ben fenerbahçe’nin düşmesini hiç ister miyim? tabii ki istemem” sözlerine?
    “fenerbahçe ikinci lig’de oynarsa bizim hiçbir şekilde menfaatimize olmaz” tespitini nasıl karşılayacaklar?
    resmen ortada kaldılar.
    ona yanarım.

    --- alıntı ---
  • 42
    okuyun okutun tadında bir yazı yazmış bugün

    --- alıntı ---

    inişteki kocaman

    bıktım artık her aykut kocaman yazısına “asalet, adalet, vefa, vicdan” falan gibi onun insani vasıflarını överek girmekten.
    ondan beklenmeyen açıklamaları, ona yakışmayan duruşları o kadar sıklaştı ki, aykut kocaman gibi bir şahsiyetle bağdaşmayacak eylemlerin yarattığı çelişkinin esprisi de kaçtı zaten.
    orduspor çatır çatır oynuyor, galibiyeti kaçırıyor, alex’siz fenerbahçe yaratmak için işe başlayan, ama alex olmadan maç bile kazanamayan fenerbahçe’nin teknik direktörü hakemden şikayetçi!..
    sahi bu alex 45 yaşına kadar oynayabilir mi?.. yoksa ne yapacak fenerbahçe?
    neyse...
    aykut hocamız inceden girişiyor hakeme/düzene/kadere:
    “güçler dengesi değişti”!
    yani?
    “eskiden güç bizdeydi, hakemler bize çalışırdı” mı demek istiyor?
    yahu, yeryüzünde bu kadar “özrü kabahatinden büyük” bir laf olabilir mi?
    nedir bu güçler dengesi?
    ne zaman kimin lehine çalışır?
    neden fenerbahçe’nin elini bırakmıştır?
    aykut kocaman’a kocaman fenerbahçe taraftarının gücü az mı gelmektedir?
    fenerbahçe her türlü başarısını güçler dengesinin lehine çalışması sayesinde mi kazanmıştır ki, tersine döndüğünde ordu’dan kuyruğu kıstırıp dönmektedir?
    saçma laflara saçma sorular uzar gider böyle...
    fenerbahçe’nin hocası, lafın nereye gideceğini düşünmeden konuşursa, esas görevini demeçle telafi etmeye çalışırsa, bizim sorduklarımızı boş verin; bir gün fenerbahçe taraftarı onu sorgulamaya başlar ki, eli kulağındadır.
    ben bıktım aykut kocaman’ın “nereden/nereye” geldiğini yazmaktan. ama bulunduğu yer saçmalık, beceriksizlik, ağlaklık kaldıracak bir yer değil... oynamayan takımın günahını hakeme yıkmak, değil aykut kocaman’a, bu alemin en şirret ve subjektif hocasına bile yakışacak bir şey değil.
    fenerbahçe öyle bir yer değil.

    “semih”perverler nerede ?
    semih’e küfür etmişler ve ayıp etmişler twitter denilen sosyal paylaşım ortamında!..
    hesabını kapatmış semih.
    haklıdır.
    ayıptır.
    biz ayıplıyoruz da...
    yıllarca semih’i fenerbahçe’nin santrforu yapmaya çalışan, bıkmadan usanmadan bunu yazan, yarattığı kamuoyu ile fenerbahçe’nin ve semih’in dengesini bozan meslektaşlar -açıkça yazayım en başta ömer üründül- semih işe yaramadığında ve fenerbahçe seyircisinden küfür işittiğinde neden ortada yoklar.

    en büyük sorun tuvalet
    hey gidi hey... orduspor maçından sonra en “anlamlı” ve “gerekli” demeci veren fenerbahçeli kim?
    kaleci volkan demirel!
    ve onun da dediği “otuz kişiye bir tane tuvalet olur mu”!..
    doğru... olmaz.
    fena halde can alıcı bir hadisedir bu. pisuar eksikliği çok önemlidir ve belki de bu sebepten puan kaybetmiştir fenerbahçe!
    bravo volkan.
    biçare fenerbahçe.

    --- alıntı ---

    http://spor.milliyet.com.tr/.../1485174/default.htm
  • 43
    bu kadar beyin tutulması görmedim, futbolu biz öldürüyormuşuz, fenerli kafası tam anlamı ile bu olsa gerek.

    --- alıntı ---
    yaşa galatasaray!
    inanılacak gibi değil ama, bunalımın en ağırı, en anlaşılmazı belki de en esrarengizi galatasaray’da...
    neden?..
    nesi eksik galatasaray’ın?
    hadi düşünelim:
    takım mı başaşağı?
    hoca mı fena?
    yoksa ezeli rakibi/ebedi dostu gibi “şike şaibe” işlerine mi bulaşmışlar?
    n’oluyor.
    tapeniz mi var beyler?
    mahpusunuz mu kodeste de bunalımdasınız?
    yoo.
    * * *
    o halde olanlar bile daha kenetlenmiş, daha olumlu, daha yapıcı. çare falan üretmeye çalışıyorlar.
    öyle olanlar bile “nasıl kurtarırız türk futbolu’nu ?” hesabı yapıyor-tabi en başta kendileri- siz “bana ne, bana ne” demektesiniz - keşke kendinizi düşünseniz!
    galatasaray büyük futbol organizmasının büyük bir parçası ve sorarlar sonra:
    sorun ne?
    yazayım nesi olduğunu galatasaray’ın!
    sadece yanlış zamanda yanlış insanlar oturuyor yönetim koltuklarında.
    * * *
    evet. sebep bu.
    hemen düzeltelim. o insanlar yanlışlığı, kişiliklerinden, savundukları prensipler yüzünden değil; sadece zamanlama yanlış.
    istediği kadar dürüst, istediği kadar etik, haklı, adaplı, doğru olsunlar, şu sırada galatasaray’ın başında olmamaları gerekir. olup da, fenerbahçe’yi köşeye sıkıştırmaya çalışmamaları gerekir, birbirleriyle kavga etmemeleri gerekir ve dibe vurmuş futbol atmosferinden son kalan oksijenleri müsrifçe tüketmemekleri gerekir.
    sıkmayacaksın boğazını futbolun , onu yönetenlerin, hatta rakibinin!
    sonunda size de nefes kalmaz.
    * * *
    dikkat edin; haksız/sebepsiz birbirleriyle kavga etmekte galatasaray’ın yöneticileri.
    “tff’ye gönderilen ihtarname yüzünden ikinci başkan ali dürüst ve yönetici sedat doğan arasında yaşanan kavgayla sarsılan cim-bom’da, bu kez de başkan yardımcısı adnan öztürk’ün bir panelde yaptığı açıklamalar gündeme bomba gibi düştü”.
    haber böyle.
    bitmiyor; komşu kulüplerle de papaz oluyor.
    bir gram destek ve onay yok taraftardan!!!
    bu atmosfer nefes alınmayacak hale geldiğinde, onlar gider işlerine güçlerine bakar ama biz, futbolcular, hocalar ve binlerce futbol emekçisi ile sevgilisi karaya vurmuş sazan gibi solungaçlarımızı parçalayarak yok olur gideriz.
    * * *
    müsaade etmeyeceğiz.
    aranızı da bozamazsınız, aramızı da!
    bırakın mesai arkadaşlarınızı, rakibinize bile sevgiyle, empatiyle yaklaşacaksınız.
    futbolun parselinde hepimizin tapusu var; yapıcı olacaksınız.
    berbat durumdan iyice berbat olmadan nasıl çıkacağımızı araştırıp anlatacaksınız.
    futbolun küçük sorumsuz oğlu değil galatasaray.
    dev gibi futbol ailesini yaşatmak ve yaşamakla görevli.
    gerekirse en dürüst, en doğru, en iyi prensiplere sahip yöneticilerini bile yeniden kullanmak üzere buzdolabına koyacak.
    mecbur!
    ölmekten/öldürmekten iyidir yaşamak.

    --- alıntı ---
  • 45
    bugün bir kez daha ''iyi ki ünal aysal başkan.'' dedirtmiş olan gazeteci. ne gerek varmış galatasaray'ın başında dürüst insanlar olmasına. allah belanızı versin hepinizin. şimdi mamalarınızı zamanında alamıyotrsunuz diye kudurmuşsunuz. beter olun sahibiniz dışarı çıkımcaya kadar * sahipsiz köpekler gibi dolanın ortalarda. ayrıca; allah kurtarsın...
  • 46
    --- alıntı ---

    emre’nin ‘dayısı’ kim?

    irkçılık ve ayrımcılık zehri” illaki “farklı” olanı aşağılamakla enjekte edilmez damarlara; bazı insanları “yüceltmek” ve “dokunulmaz kılmak” da aynı anlamdadır.
    racon böyle...
    önce “üstün” olacak, sonra “aşağılanan”!..
    bu memlekette “ırkçılık ve ayrımcılık” adına bir örnek arıyorsanız, emre’nin adrenaline bulanmış patavatsızlığından hepimize “ku klux klan kukuletası” dikmek yerine, emre ve benzeri futbolcuların etrafındaki “koruma kalkanına” bakmanız lazımdır.
    bariz ve derin ayrımcılık burada.
    * * *
    ya yapılmıştır ırkçılık, ki cezası bellidir.
    ya da yapılmamıştır. iftiradır. o zaman hesabını sormak lazımdır.
    meseleyi “hakaret” üst başlığında değerlendirip cezayı asgariye indirmek nedir?
    futbolda adı konmamış “genel af” gidişatının uzantısı sanmayın sakın. kuralların harfiyen uygulandığı vakalar da var.
    onu da geçtik...
    peki, beykoz 2. asliye hukuk mahkemesi’nin, emre belözoğlu ile didier zokora arasında yaşanan “diyaloğun içeriğiyle ilgili” haberlere yayın yasağı koyması...
    resmen “özel muamele” değil mi?
    * * *
    evet... “irkçılık ve ayrımcılık” var futbolda...
    “futbolcu ırkı” makbul!..
    “bazı futbolcular” daha makbul.
    bu işler fenerbahçe’yi de aşar federasyon’u da... çünkü, makbul arkadaşların “kerametleri kendilerinden menkul”!
    emre’nin sahada “bilmemne yaptığımın bilmemnesi” demesi ile tüyleri diken diken olan ve hepimizi şehvetle ırkçı/ayırımcı ilan edenlerin gücü/kalemi/meşrebi yetecek mi bakalım emre için yapılan “pozitif ayrımcılık” operasyonuna ilişmeye.

    ‘müzmin müdahil’ trabzonspor
    trabzonspor’un giderek artan ve ucu fenerbahçe’ye dokunan “her olaya müdahil olmak” hevesine gelince...
    futbolcular arasındaki kavgaya “tuzla koşup” boğazına kadar girer mi trabzonspor gibi koskoca kulüp?
    “fırsat bu fırsattır” mantığı ile trabzonspor başkanı çıkıp, “zaten emre beni dövmek istemişti” diye eski defterleri açar mı?
    inanılacak gibi değil...
    birisi çıkıp “emre, sadri şener’i dövmek için pusuya yatmıştı” dese, sadri şener’in “beni çoluk çocukla muhatap etmeyin” demesi gerekmez mi?
    biz mi bilmiyoruz, “muhatap” kavramı mı değişti artık?
    fenerbahçe’den bir taş koparmak için her olayda esip gürleyen trabzonspor, hem nefesinden hem de saygınlığından kaybediyor.

    --- alıntı ---

    klavyenize sağlık. *
  • 47
    kemalist bir fenerbahçelidir. kemalizme ve fenerbahçe'ye karşı olan herşeye karşıdır. emre ile ilgili 21 nisan 2012 tarihli yazısında cemaat karşıtlığı emre karşıtlığından üstün gelmiş ve harcanabilir emre'yi harcamıştır. alkışlanacak bir şey yok. ayrıca söz konusu yazının alt paragrafında bile trabzonspor'a ayar vermeyi ihmal etmemiştir.

    http://spor.milliyet.com.tr/.../1531033/default.htm
App Store'dan indirin Google Play'den alın