• 55
    diyor ki; "havuz yoksa, fenerbahçe aynı parayı veya daha fazlasını şezlongda bile kazanır. diğerleri asla."

    http://spor.milliyet.com.tr/.../1573639/default.htm

    yani fenerbahçe havuzdan ayrılsa da mali olarak zarar etmezmiş, ama biz edermişiz, çünkü fenerbahçe dünyanın en çok taraftara sahip, en zengin ve en büyük kulübü :(

    kel kafa.
  • 57
    --- alıntı ---

    ayıklayın pirincin taşını!
    buyurun ayıklayın şimdi pirincin taşını... aziz yıldırım çıktı, fenerbahçe’nin havuzdan ayrılacağını açıkladı!
    neden olmasın?
    kendi maçını kendi satar, bugünkünden fazla kazanır fenerbahçe.
    peki diğerleri ne yapar?
    o belli değil ama fenerbahçe’yi ve başkanı yıldırım’ı “egoist” hale getiren, onların bir yıllık süreçte yaptıkları...

    en başta galatasaray ve trabzonspor. empati hariç her şeyi yaptılar. sevgi hariç her duyguyu sergilediler.
    yoldaşlık falan sıfır.
    “kurtulsun hesaplaşırız” şövalyeliği söz konusu bile değil.
    düşünmediler; fenerbahçe futbol denilen sektördeki ortakları. lakin o ortak batınca hisseler ve gelirler kendilerine kalmayacak. yok olacak. kendi hisseleri de değer kaybedecek. kimse yalnız başına düşmeyecek uçuruma.

    zor durumdakini köşeye sıkıştırmak keyifli geldi.
    kimi kupayı almak için hem “ince” hem de “kaba” çalışmalar yaptı, kimi “avrupa’ya gidemeyeceğiz” evhamıyla fenerbahçe’yi ve aziz yıldırım’ı ateşe atmaya kalktı.
    şimdi...
    ateş herkesi sardı.

    o sırada yazıyorduk:
    “yapmayın, etmeyin önce parmaklıklar arkasındaki adama ayıp. sonra bir daha yerine konmayacak dostluk kırıntılarına yazık.”
    yanıt hep aynıydı:
    “fenerbahçe yandaşı, şike taraftarı”!..
    oysa bilmiyorlardı ki, “öldürmeyen şey güçlendirir”... her şeye rağmen ayakta kalan fenerbahçe ve hiçbir şeyi unutmayan başkanı gün gelir misillemeye girişir.

    buyurun söyleyin şimdi... kimmiş fenerbahçe taraftarı?..
    en kötü gününde fenerbahçe’ye bel altı vurmaya çalışıp spor tarihimizin gördüğü en büyük sarı-lacivert kenetlenmeyi yaratanlar ve sonunda “havuz” denilen geliri de kaybedecek olanlar mı, kavgadan fayda gelmez diyen mi?

    havuz yoksa, fenerbahçe aynı parayı veya daha fazlasını şezlongda bile kazanır. diğerleri asla.
    para da önemli değil.
    futbolumuzda “en büyük kavga” başlamış durumda.
    --- alıntı ---
  • 58
    "havuzdan çekilme gibi sözüm ona tehditlerle anadolu kulüplerine şantaj yapan, kendi kulübüne ve camiasına yıllarca silinemeyecek bir lekeyi sürme cüretini göstermiş ve güvenilirliğini bütünüyle kaybetmiş bir yöneticinin bu talihsiz ve son derece tehlikeli çabalarının türk sporunu daha fazla zarara uğratmasına izin vermeyeceğiz" diyen galatasaray spor kulubu kendisine cevap dahi vermeyecektir ama bizim cevabimiz belli;

    http://www.swfme.com/swfs/109229siklemiyoruz.swf
  • 59
    hıncal uluç'un kendisi hakkında çok doğru yorumlarda bulunduğu satılık kalem.

    --- alıntı ---

    ercan güven'i artık okumuyorum. türkiye çok iyi bir yazarını kaybetti. ercan güven'i bir yıldırım demirören'in gazetesinde yazıyor olması bir yandan bağladı bir yandan aziz yıldırım ve fenerbahçeliliği çok ön plana çıktı ve tarafsızlığını yitirdi. benim ne yazacağını bildiğim adamların yazılarını okumaya vaktim yok! katiyen itibar etmiyorum. çünkü bitti. 'ercan güven' diye bir yazar benim için yok. oysa en saygı duyarak en merakla okuduğum yazardı.

    hıncal uluç

    --- alıntı ---
  • 64
    --- alıntı ---

    “ne yapıyorsan yap, ama iyi yap” demişler. sahada olmasa da tribünde, centilmenlikte değilse de rezalette şampiyon fenerbahçe!

    tebrikler!.. daha ilk sekize girmeden avrupa’nın zirvesine çıktı fenerbahçe.
    tabi bazı “özel” seyircileri sayesinde.
    “en yaratıcı rezalette” bir numara.
    tribün terörüne “teknoloji” taşımakta uzak ara.
    uefa kurallarını baştan yazdıracaklar neredeyse!
    seyircisiz maçtan “seyircisiz maç cezası” çıkarmak ne demek?
    deha...
    “ne yapıyorsan yap, ama iyi yap” demişler.
    sahada olmasa da tribünde, centilmenlikte değilse de rezalette şampiyon fenerbahçe!
    *
    şaka bir yana, aslında sorumsuz ve lüzumsuz tribün tipinden kurtulmak için “tarihi bir fırsat” bu...
    ikinci sınıf sorunların halledilmesi için israf edilirse yazık olur.
    öyle uefa’dan nefret etmekle, şenes erzik’i günah keçisi ilan etmekle falan geçiştirilecek iş değil.
    “eski personel” tribün muhalefetini ve elebaşını tasfiye edip yerine yeni “bordrolu” adamlar yaratmak için bir fırsat hiç değil.
    en derininden hesaplaşma lazım.
    en sağlamından cesaret.
    parasını verip kombine alan, çoluğu çocuğu ile tribünü/ fenerium’u dolduran, bayrak sallayan, alkışlayan fenerbahçe sevgilisi taraftarın ve onlara karşı sorumlu olanların boyun borcudur.
    *
    tribün ve stat çevresi- anarşisi, ancak seyircinin ezici çoğunluğu izin vermediğinde, yöneticilerin potansiyel terörist beslemediğinde önlenebilir.
    yanlış anlaşılmasın. “izin vermemek” yapanın kolunu bükmek değil, kime zararı kime faydası var hesaplarına girmeden kınamaktır sadece.
    polis, güvenlik bir yere kadar.
    hatta polise karşı gelmenin şehveti, güvenliği madara etmenin hazzı, yeniyetmelerin motivasyonlarından biridir inanın.
    yani, çözecek olanlar, sorumlu yönetici ile hakiki seyirci.
    *
    adamın paraşütlü meşaleyi atacak sebebi ve uygun zemini olmamalı.
    atarsa, önce yakın çevresi tarafından aforoz edileceğini bilmeli... doğrudan başkan aforoz ederse, onun için şeref madalyası gibi.
    siyasi suçlu oluyor artık.
    kariyer yapıyor.
    şimdi nasıl?..
    bir gün gözaltı, kahraman olarak özgürlüğe dönüş ve sırtını sıvazlayıp, belki de cebine harçlık koyan geleceğin fenerbahçe başkanları ile kuzu gibi kalabalıklar var adamın karşısında!..
    gel de yapma.
    *
    nasıl kırılabilir bu zincir?
    fenerbahçe’ye kötülük yapanı “bana karşı eylem içinde” diye “onurlandırmayan” bir başkan lazım her şeyden önce...
    sonra, tribünle ve taraftarla ilişkisini “disiplin” üzerine kurmayan bir başkan.
    ve muhalif/yandaş demeden daha medeni tribün organizasyonlarına kapısını açan, onları kucaklayan, dinleyen, anlayan, bir başkan.
    tabi bir de hakkını gasp edeni dışlayan taraftar.
    *
    yani, uefa’nın bile ne ceza vereceğini şaşırdığı fenerbahçe’yi bu duruma getiren başkan mı?
    hayır. sadece o değil.
    başkan, önleyemeyen. ortam yaratan. yanlış teşhis koyup yanlış hamle yapan.
    onaylamasa da sesi çıkmayan taraftara ne demeli?
    *
    “hırsızın hiç mi suçu yok”!..
    çok bariz olduğu için söylemeye gerek yok, o kadar.
    fenerbahçe’nin şansını, taraftarın keyfini çalan “hırsızları” bulamayan, bulsa da yakasına yapışamayan, yapışsa araya hatır gönül koyan, zamanında ondan faydalanan, şimdi ondan korkan, susan veya katlanan, en sonunda rezalet şampiyonu olan “sistem” düşünsün.
    evet... bu bir “sistem”.
    ya değişecek ya da çoook “şampiyonluklara” gebe!

    --- alıntı ---
  • 65
    --- alıntı ---
    "bugün fenerbahçe’nin (olası) yarı finale çıkmasıyla tetiklenecek yeni rekabet düzleminde iskambil kağıdından kule gibi devrilebilir galatasaray.
    devrilirse kadıköy’den esen rüzgârı falan bahane etmesin kimse; devirenler, o kuleyi kuranlar olacaktır."
    --- alıntı ---

    drogba towers'a henüz çıkmamış anlaşılan. 12 mayıs 2013'te kadıköy'de açılışı var, tarafımdan davetlidir.
  • 67
    içindeki pisliği ağziyla siçan spor yazari...

    ------alinti--------
    elbette bir şampiyonluk kupası “alacağı” olduğundan emin trabzonspor...
    malı çalınmış duygusu içinde.
    o kadar ki; kupayı fenerbahçe’ye verenden de ligi tescil edenden de “acaba” diyenden de nefret ediyor karadeniz’in tektaşı.
    düşünsenize; sadece bu motivasyonla yönetim değiştirdi. nazik ve sakin karakterine aykırı olarak neredeyse futbol savaşı çıkaracak demeçler veren eski başkan hafif geldi.
    ilginçtir, taraftar “yeni” bir kupadan çok “eskiyi” istiyor.
    “fenerbahçe’den alınıp kulübe getirilmeli”...
    ***
    a’dan z’ye haklı olabilir trabzonspor.
    lakin haklı olmak, uefa fenerbahçe ve beşiktaş’a “ceza kararını” açıkladığından beri yaptığı hamlelerin, türk futbolu’nun selameti ve geleceği açısından uygun olduğu anlamına gelmez.
    hatta tehlikelidir.
    bu stratejinin haklı olduğunu iddia edemez hiç kimse.
    hhh
    öyle veya böyle mücadele etmişsin, her platformda “talebini” dile getirmişsin. baskı yapmışsın, kamuoyu yaratmışsın.
    olay avrupa futbolu’nun en yetkili kuruluna gelmiş ve senin taleplerin doğrultusunda ilerliyor.
    yeri ve zamanı mı tff’ye “kimseyi koruma” demenin?
    uefa’ya destek verir gibi isviçre’ye gitmenin yeri ve zamanı mı?
    ***
    ben kupamı almak için her şeyi yaparım demesin trabzonsporlular!..
    meselenin bir de “milli” yönü var.
    birkaç kulübümüz avrupa’dan men edilince sadece trabzonspor kupasına kavuşmayacak; aynı zamanda futbolumuzun uluslararası imajı yerle bir olacak.
    ne kolayca yabancı yıldız alabiliriz ondan sonra, ne hoca.
    olumsuzluk listesi uzar gider. trabzonspor’un eline geçen imkanların kurumasına kadar dayanır.
    fenerbahçe kapıya kilit vursa, beşiktaş uçurumdan yuvarlansa, trabzonspor nasıl para kazanacak?
    ***
    ayrıca, cezayı veren uefa olunca, ortada en basitinden de olsa “biz ve onlar” durumu var.
    evet... saçmadır, ama şu yerküredeki her dünyalının yüreğinde böyle bir duygu vardır.
    yabancıların verdiği ceza, ne kadar haklı olursa olsun bir “müstemleke” hissiyatı yaratmıyor mu acaba trabzonspor’da?
    iç işini halletmek için dış dünyadan destek alan ve onlara sarılanlara ait bir tür teslimiyetçilik duygusu yaratmıyor mu?
    ***
    diyelim ki, trabzonspor yönetimi isviçre’de çok iyi kulis yaptı, tff’nin elini kolunu bağladı, fenerbahçe ve beşiktaş bir güzel ceza aldı.
    ve kupa trabzonspor’da!..
    bitti mi?
    nasıl yaşayacağız biz bize bundan sonra?
    nasıl oynanacak fenerbahçe - trabzonspor maçları... hatta beşiktaş - trabzonspor karşılaşmaları?
    ***
    trabzonspor “kupasını istemekte” yerden göğe haklı olabilir. bu bir teknik ve hukuki meseledir.
    bugüne kadarki mücadelesi de takdir edilebilir trabzonspor’un.
    fakat uefa kararı açıklandıktan sonraki tutumu; çok ciddi bir stratejik hata...
    bırak olayı akışına. karışma. muhtemelen kupanı da alırsın, senin dışındaki kulüplerin saygısını da, sevgisini de.
    bu memlekette, bu futbolda, bu alemde fenerbahçe ve beşiktaş’ın ateşe atılmasına yardımcı olarak alınacak bir kupa, sahibine en basitinden uğursuz gelir.
    ------alinti--------
  • 69
    "niye vermediniz lan adamların kupasını, niye üstüne yattınız, niye şike yaptınız lan" demezler mi?

    "bu amına kodumun memleketinde millilik namına bir şey bıraktınız mı lan, milli olan her şeyin karnını deştiniz zaten" demezler mi?

    hani "alçaklar" için çok kullanılan bir aforizma var "alçakların son sığınağı vatanperverliktir" diye; gördüm ki 15.06.2013'de yazdığı yazıyla ercan güven o afırmayı doğrulamış.

    söz konusu yazı bir "ettim eyledim sıçtım guyladım" yazısı olduğundan içeriğindeki üstü kapalı tehditlere gülün geçin, osurasınız geldiyse salın geçin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın