1622
hakkında 41 yazı yazmışım daha önce. istesem bana geri dönüşü kötü olur diye kaldırabilirdim. ama kaldırmayacağım, yazdıklarımın da arkasındayım. o zaman, böyle yazmışın diye açığımı kollayacaklar için yol yakınken kendimi ihbar edeyim.
acaip saldırmışım, avrupa şampiyonu takımın başından, 40.000 galatasaray'lı gitme diye ağladığında, o büyük zaferin madalyasını tek başına cebine koyup kaçtığında. hagi'ye öğrencim dediğinde kızmışım. gidip döneceğini yazmışım, çünkü kastlarını götüremediğini, erman toroğlu, mehmet ağar gibileri yerine müfit'le giderse başaramayacağını, gidişinin şebeke işi olduğunu yazmışım. kibir içinde iş adamlarına başarı formüllerini satarken, geri döndüğünde lucescu'nun biletini keserken, onca transferi yapıp takımı leş gibi bırakırken, mehmet erollo'yu devşirip, o çok iyi yaptığı yeni futbolcu çıkarma işini rafa kaldırırken, yazdıkça yazmışım.
şimdi yazacaklarım o yazdıklarımdan pişman olduğum için değil. beni bilen bilir, fatih terim'i sevmem ama konu galatasaray olunca ömür boyu takımın başında olmasını istediğim tek adamdır. yani ben kısaca galatasaray'ın başında olmadığı zaman fatih terim'den, fatih terim varken de başka mecralar da macera arayanlardan da nefret ederim.
hele şimdi, terim değişmiş, şeffaflaşmış, daha bir babacan olmuş, karizmasının üstüne koymuş, galatasaraylılığını pekiştirmiş ve beklemeye gerek olmadan yazabilirim ki galatasaray'ı itin götünden çıkarmış grande'ye tezahürat yapmak için gün sayıyorum.
fatih terim hoca değildir, hoca olmasına gerek yoktur. galatasaray'a da hoca falan lazım değildir zaten. fatih terim hoca olsa, arda turan bu takımda bu sene olmayacaktı. hoca fatih terim'in arda'nın kalışıyla gidişiyle ne işi olabilir? fatih terim sadece hoca olsa selçuk inan, her takım da oynayabilecekken ,avrupa ligi bile oynamayacak olan galatasaray'a gelmeyecekti.
galatasaray'a hoca lazım değil, lazım olsaydı geçen yıl reykart vardı takımın başında ve de aynı zamanda barcelona'nın kondüsyonerleri. takım 1-0 öne geçtiğinde yatıyordu. fatih terim hoca olsa takımın son iki sene içerisinde en çok forma giymiş orta sahası, 16 numarayı şutlamazdı. fatih terim hoca olsaydı, kırık dökük takımla avrupa kupasını aldıktan sonra, dünyanın en büyük takımı milan'dan 5 maç sonra gönderilmezdi.
neyse, eğrisi doğrusuna geldi, takım rezalet geçen sezonlardan sonra tek ve gerçek sahibine teslim edildi. koca galatasaray'ı düştüğü bunalımdan çıkaracak tek adam, arena'da takımın başında çıkmayı hak eden biricik terim unutulup gitmekte olan o büyük günleri bizlere tekrar yaşatacağına en ufak bir şüphem yoktur.
imaparatore, sen benim için, galatasaray'ın başındayken her şeyin üstündesin, yazdığım yazıların çoğu sitemden di, insan sevdiğine sitem koyar. senin 1974 yılında ilk çıktığın maçta vardım, galatasaray'ın başında son çıktığın jübilende de. bundan sonra ömrümüz ne kadar vefa ederse, sonuç ne olursa olsun sen takımın başında sahaya çık, ben de çocukluk günlerime geri döneyim,''imparator fatih terim'' diye bağırayım.
sakın gitme, baltaları gömdüğüm yerden çıkarttırma sementa. galatasaraylılıktandı bunca savaş, yürüyedur grande terim.
acaip saldırmışım, avrupa şampiyonu takımın başından, 40.000 galatasaray'lı gitme diye ağladığında, o büyük zaferin madalyasını tek başına cebine koyup kaçtığında. hagi'ye öğrencim dediğinde kızmışım. gidip döneceğini yazmışım, çünkü kastlarını götüremediğini, erman toroğlu, mehmet ağar gibileri yerine müfit'le giderse başaramayacağını, gidişinin şebeke işi olduğunu yazmışım. kibir içinde iş adamlarına başarı formüllerini satarken, geri döndüğünde lucescu'nun biletini keserken, onca transferi yapıp takımı leş gibi bırakırken, mehmet erollo'yu devşirip, o çok iyi yaptığı yeni futbolcu çıkarma işini rafa kaldırırken, yazdıkça yazmışım.
şimdi yazacaklarım o yazdıklarımdan pişman olduğum için değil. beni bilen bilir, fatih terim'i sevmem ama konu galatasaray olunca ömür boyu takımın başında olmasını istediğim tek adamdır. yani ben kısaca galatasaray'ın başında olmadığı zaman fatih terim'den, fatih terim varken de başka mecralar da macera arayanlardan da nefret ederim.
hele şimdi, terim değişmiş, şeffaflaşmış, daha bir babacan olmuş, karizmasının üstüne koymuş, galatasaraylılığını pekiştirmiş ve beklemeye gerek olmadan yazabilirim ki galatasaray'ı itin götünden çıkarmış grande'ye tezahürat yapmak için gün sayıyorum.
fatih terim hoca değildir, hoca olmasına gerek yoktur. galatasaray'a da hoca falan lazım değildir zaten. fatih terim hoca olsa, arda turan bu takımda bu sene olmayacaktı. hoca fatih terim'in arda'nın kalışıyla gidişiyle ne işi olabilir? fatih terim sadece hoca olsa selçuk inan, her takım da oynayabilecekken ,avrupa ligi bile oynamayacak olan galatasaray'a gelmeyecekti.
galatasaray'a hoca lazım değil, lazım olsaydı geçen yıl reykart vardı takımın başında ve de aynı zamanda barcelona'nın kondüsyonerleri. takım 1-0 öne geçtiğinde yatıyordu. fatih terim hoca olsa takımın son iki sene içerisinde en çok forma giymiş orta sahası, 16 numarayı şutlamazdı. fatih terim hoca olsaydı, kırık dökük takımla avrupa kupasını aldıktan sonra, dünyanın en büyük takımı milan'dan 5 maç sonra gönderilmezdi.
neyse, eğrisi doğrusuna geldi, takım rezalet geçen sezonlardan sonra tek ve gerçek sahibine teslim edildi. koca galatasaray'ı düştüğü bunalımdan çıkaracak tek adam, arena'da takımın başında çıkmayı hak eden biricik terim unutulup gitmekte olan o büyük günleri bizlere tekrar yaşatacağına en ufak bir şüphem yoktur.
imaparatore, sen benim için, galatasaray'ın başındayken her şeyin üstündesin, yazdığım yazıların çoğu sitemden di, insan sevdiğine sitem koyar. senin 1974 yılında ilk çıktığın maçta vardım, galatasaray'ın başında son çıktığın jübilende de. bundan sonra ömrümüz ne kadar vefa ederse, sonuç ne olursa olsun sen takımın başında sahaya çık, ben de çocukluk günlerime geri döneyim,''imparator fatih terim'' diye bağırayım.
sakın gitme, baltaları gömdüğüm yerden çıkarttırma sementa. galatasaraylılıktandı bunca savaş, yürüyedur grande terim.