• 1
    başlığın aslı galatasaraylı futbolcuları eleştirebilmek için galatasarayda futbol oynamış olmak olacaktı ama 60 karakter kısıtlamasına takıldı. sözlükte bir kısım yazarların takındığı bu tutumu anlayabilmiş değilim ve anlayamayacağım sanırım. cem yılmazın dediği gibi takometre yok ya herkes bol keseden atıyor galatasaraylılık ölçülebilir bir duygu olmadığı için.

    öncelikle türk dil kurumu sözlüğünde eleştiri kelimesinin karşılığına bir bakalım.

    bir insanı, bir yapıtı, bir konuyu, doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek ereğiyle inceleme işi.

    iki türlü eleştiri vardır benim düşüncemde... yapıcı eleştiri ve yıkıcı eleştiri.

    yıkıcı eleştiri nedir? yıkıcı eleştiri bana göre sevmediğin bir insanı veya takımı küçültmek için kötü yönlerini ortaya çıkarmaktır kullandığın method önemli değil verdiğin bilginin doğruluğu önemli değildir.

    cassio lincoln'den bir örnek vereyim. cassio lincoln, kamplara zamanında gelmeyen, terbiyesiz, seviyesiz, rakibi küçük gören, paragöz, ****takım içi huzuru bozan bir futbolcudur.

    yıkıcı eleştirinin en güzel örneklerini de zaten meriç tunça, ercan saatçi vs.vs. kısaca neredeyse tüm medya bizim üzerimizde deniyor.

    yapıcı eleştiri ise, bir insanı veya takımı daha iyi olması için iyi ve kötü yönleri ortaya çıkartarak, farklı bir persfektiften gözlemleyip bildirmektir.

    misal giovanni dos santos her iki kanatta da oynayabilen, hızlı, çevik ama son vuruşlarını geliştirmesi gereken bir futbolcudur.

    veya osman tanburacının galatasaray hakkındaki yorumları diyebiliriz. belki doğru belki yanlış ama uslüp bakımından kendi perspektifinden yapıcı eleştiridir.

    bana göre eleştiri gelişimin en önemli basamaklarındandır, eksiklerini görebilip kapatabilmektir. şahsen günlük hayatımda bana yapıcı eleştiri yapan insanları çok severim ve takdir ederim. çünkü eksiklerimi bana söyleyebilmişlerdir ve ben bana yapılan eleştirilerle eksiklerimi giderebilmek için adımlara atmaya başlamışımdır.

    peki uzatmayalım konumuza dönelim.

    sözlükte şöyle ifadelerle karşılaşıyorum. x kişisi galatasaraya ne vermiş ki hakan şükürü eleştiriyor, arda turanı eleştiren yazarların galatasaraya ne verdiğini merak ediyorum, insanlar hasan şaşı eleştirmek için en az onun kadar galatasaraylı olması gerekli vs.vs. bunlardan her gün en az 8-9 örnek görebilirsiniz...

    bu mantıkta hareket edersek kimseyi eleştiremez, kimse hakkında yazı yazamayız. görüyorum insanlar birilerini savunmak için bu cümleleri kullanıyor, peki neden aynı cümleleri barış özbek için kullanmıyor? barış özbek öyle yada böyle bu takıma katkı sağlamadı mı? bu takıma birşeyler vermedi mi? illa birini eleştirebilmek için galatasarayda oynayıp o takıma eleştirdiğimiz kişiden daha fazla mı katkı yapmamız gerekiyor?

    öncelikle şunu belirteyim (bkz: #467805) böyle futbolcuları ben her yerde eleştirebilirim bu da benim en doğal hakkımdır.
    taraftarlarda en az onlar kadar takıma katkıda bulunuyor. düşünün galatasaray maçlarına bir kişinin bile gitmediğini, hiç kimsenin gsstoredan alışveriş yapmadığını gsmobile kullanmadığını gsbonus kullanmadığını... bu değirmenin suyu nerden gelecek?

    biz taraftarların metin oktay, fatih terim, hakan şükür, adnan polat, frank rijkaard, arda turan, ömer erdoğan, prates, felipe barış özbek dahil herkesi eleştirme hakkı vardır. kimse metin oktayın benden daha fazla galatasaraylı olduğunu iddia edemez benim kimseyi arda turan kadar hakan şükür kadar galatasaraylı olmadığını iddia edemeyeceğim gibi.

    eleştirinin önemli bir noktası vardır. benim taraftar olarak görevi takımımı her zaman desteklemek, elimden geldiğince takımımın lisanslı ürünlerini kullanmaktır. eğer ben görevimi yapıyorsam ve futbolcu yapmıyorsa ben kendimde o eleştiriyi yapma hakkını bulurum arkadaş. lakin! benim eleştirimde saygı çerçevesi içinde karalamadan, yapıcı olmalıdır.

    galatasaraya birşey vermek illa gol atmak asist yapmak kupa kaldırmak değildir. galatasaray bir gönül işidir. o duyguları ben gönlümde taşıyorsam her zaman her yerde destekliyorsam bende o takıma o futbolcular kadar değer vermişimdir.
    benim dedem galatasaraylıydı. babamı galatasaraylı yaptı, babamda beni galatasaraylı yaptı. bende kendi çocuğumu galatasaraylı yapacağım. sonuç olarak dedem bu takıma en az 3 taraftar kattı, aynı şekilde babamda öyle bende öyle yapacağım vs.vs demek istediğim bu takıma buradaki herkes birşeyler kattı ve katıyor. evet sen bunu okuyarak bana saygı gösteren renkdaşım, burda ben senden fazla galatasaraylıyım diyemem, sende ben senden daha fazla galatasaraylıyım diyemez tıpkı benim sana arda turan senden daha fazla galatasaraylı diyemeyeceğim gibi.

    konuyu uzatmadan; bir oyuncu teknik direktör başkan her kim olursa olsun, ey sen galatasaraylı arkadaşım, saygı çerçevesinde karalamadan yapıcı bir şekilde istediğin gibi eleştirebilirsin. bu senin en doğal hakkındır, eleştiri gelişimin bir basamağıdır. senin o takımda çıkıp oynaman ya da oynamaman önemli değil. eleştiri bizim nimetimizdir. bunu sonuna kadar okuyan sonsuz saygıyı hak eden arkadaşım, renkdaşım, hepimiz galatasaraylıyız, hepimiz bu takıma birşeyler veriyoruz. bir futbolcu milyon dolarlar alıyor diye senden benden önemli değildir. hatta ve hatta bizim kadar da önemli değildir.

    bunun bilincinde olmanı dilerim... şimdi birde bu entry'i bunun bilincinde olarak oku.
    (bkz: galatasaray in turk futbolcularindaki is ahlaki)
App Store'dan indirin Google Play'den alın