*

  • 1
    türk insanında iş ahlakı ve çalışma düzeni her zaman bir nebze eksik olmuştur. arada tabii ki iş ahlakı olan insanlar vardır, lakin çoğu insanımızda işten nasıl kaytarırım, sigara molasını biraz uzatayım, babamın iş yerimi kendimi bu kadar paralıyım işi yetiştirmek için yarın yaparım gibi düşünceler mevcuttur. maalesef ki aynı durum galatasaraydaki türk oyuncularda da mevcuttur.

    biz galatasaray taraftarı olarak, ne olursa olsun tribüne gidiyoruz, gsbonus, gsmobile, gsbilyoner kullanıyoruz, ellimizden geldiğince gsstore'dan alışveriş yapıyoruz. peki bizim zor kazanarak verdiğimiz bu paralar nereye gidiyor? açık açık* söyleyeyim ben 400tl maaşla çalışıyorum, 49 tl internete, 49tl gsmobile'a ödüyorum, kredi kartımda sadece gsstore taksitleri var ayda yaklaşık 200tl civarı taksit ödüyorum... benim gibi olan da bir çok insan tanıyorum.

    ee bende bir taraftar olarak bir nevi müşteri olarak verdiğim paranın hakkını görmek istiyorum. ben milyon dolarla kazanmıyorum, aston martinle, jeeplerle gezmiyorum, sinema kapatacak bir bütçem yok, tatile gitmeye bile param yok.

    ama bizlerin parasını ödediği adamlar ne yapıyor, hocasına tavır alıyor, ben iş yerimde bırak patrona, kendi departmanımın müdürüne bile tavır alamam. benim ben ar-ge departmanını sevmedim, biraz gideyim pazarlamada çalışayım deme lüksüm var mı?
    ama benim parasını verdiğim oyuncum ben ortada oynamam sol kanada geçicem gibi bir şey söyleyebiliyor, ben müdürümün duyabileceği şekilde bu ay müdürümün son şansı diyebilir miyim? dersem beni o şirketten nasıl postalarlar biliyor musunuz?

    galatasaray futbolcusunda bu yok, iş ahlakı yok bir kere. o kadar milyon dolarlar alıp, istediğini yapamazsın, hocanın sana verdiği görevleri yapmak zorundasın. hele hele hocaya tavır alıp, onun arkasından asla konuşamazsın.

    o kadar milyon dolarlar alıp, senin cebindeki parayı ödeyen taraftarını düşünüp canını dişine takıp oynamak zorundasın arkadaşım. senin hoca beğenmeme, antreman beğenmeme lüksün olamaz. sen hocanın verdiği görevi layıkıyla yerine getirirsen kimse sana ağzını açıp bir gram laf söylemez. benim verdiğim parayla kendine arabalar, evler alırken iyi? peki ben ne olacağım, benim verdiğim paranın karşılığı ne olacak? biz taraftarlar kelek miyiz kulübümüze katkıda bulunalım diye canımızı dişimize takıyoruz da siz takmıyorsunuz?

    arda seni severim, iyi çocuksun, yeteneklisin ama kusura bakma sana verdiğim desteği ve parayı helal etmiyorum. sen hocanın verdiği görevi beğenmemezlik yapamazsın, solda daha iyiyim diye düşünürek sola kaçamazsın, sen aldığın o kadar paraya karşılık mutsuz olma hakkına sahip değilsin, senin yıllık aldığın parayı ben 937,5 yılda kazanıyorum! servet, hele sen yok musun servet, sana verdiğim parayı da helal etmiyorum, sen hocanın arkasından hocanın son şansı diye konuşamazsın, sen antremanda bir oyuncuya küfredemezsin, sen galatasaray futbolcusu olmayı bile hak etmiyorsun, gittiğin gün benim için çok mutlu bir gün olacak, mustafa sarp, kusura bakma seni severim, ama oynadığın futbolu sevmem, yetenekten yoksunsun yani galatasaray futbolcusu olmak için yetenekten fazlası gerekli, ama senin çabanı görüyorumi hırsını görüyorum, sana verdiğim parayı helal ediyorum, ama seni bu takıma getirenlerin hatalı olduğunu düşünüyorum. ayhan yıllarını verdin bu takıma elinden gelen herşeyi yaptın sana helal olsun herşey tam da yavaş yavaş miladını dolduruyor derken, kötünün iyisi olarak tekrar karşıma çıktın. barış, ah barış, vah barış, ayarsız enerji barış, futbol koşmak değildir, sen galatasaray takımında atlet filan ol bence. aykut, sana da hiç birşeyi helal etmiyorum, yıllardır yattığın yerden para yiyorsun bi kere de kendimi geliştireyim fazladan antreman yapayım, antreman çıkışı nezih hocaya söyleyeyim beni yan top çalıştırsın demedin.

    sizlerin takım arkadaşlarınıza karşı, taraftarınıza karşı yönetiminize karşı bir sorumluluğunuz var, nasıl ki benim kazandığım parayla aileme karşı, çalışma arkadaşlarıma karşı, müdürüme ve patronuma karşı sorumlu olduğum gibi. meslek ahlakından bihaber misiniz nesiniz?

    adnan sezgin'e bu yüzden kızamıyorum, bizden aldığı parayı hunharca harcamıyor, değerini biliyor, amma adnan sezgin tamam paramızın değerini biliyorsun da bu kadar da cimri olma be hoca, yap artık transferi takımın ihtiyacı var.

    son olarak unutmadan ekleyeyim, bu taraftar neden bu maçta üç kişi adına tezahürat yaptı? bir bakalım o üç kişi kimdir... milan baros, harry kewell ve lucas neill... şimdi bu üç kişiye bakalım, üçüde yabancı, senin benim arda gibi sevmiyor galatasarayı. ama adamlarda iş ahlakı var, maçı bırakmıyorlar, ellerinden geleni yapıyorlar. antremanlarda çalışıyorlar, hocanın arkasından konuşmuyorlar, kısaca adamlar sadece işini yapıyorlar, aldıkları paraların hakkını veriyorlar.

    kısaca çok uzatmadan galatasaraydaki türk futbolculardan biraz iş ahlakı, meslek ahlakı diliyorum, aldıkları paraların karşılığını vermelerini istiyorum, terbiyeli olmalarını, galatasaray futbolcularına yakışır hareket etmelerini diliyorum. atamız sporcunun zeki çevik ve ahlaklısını severmiş. bizimde oyuncularımızın öyle olmasını diliyorum.

    edit:imla ve ekleme
  • 4
    yerli yabancı farketmez ama bir dönem galatasaray ailesinin mensubu olmuş herhangi bir rakip futbolcu(birkaç istisna pislik hariç) işini en iyi şekilde yapar ve galatasaray'a golünü atar, kalesini savunur. öteki takımın şikeperver futbolcuları gibi atmamazlık yapmaz.

    (bkz: hasan kabze)
    (bkz: necati ateş)
    (bkz: bogdan stancu)
    (bkz: rigobert song)
  • 5
    son donemde bu konuda en ornek futbolcularimizdan biri herhalde muhammed kerem aktürkoğlu'dur. ilk geldigi sezon epey yedek kaldi yilmadi. sonrasinda marcao ile yasadigi tatsiz olayi kolayca atlatti. en onemlisi de cok kotu gecen 2021-22 sezonunda konsantrasyonunu hic kaybetmeden elinden gelenin en iyisini yapti ve takimi tasimaya calisti.
    (bkz: iş ahlakı)
    (bkz: profesyonellik)
  • 6
    arda turan haricindeki yerli oyuncularımızın hiçbirinde iş ahlakı düşüklüğüne dair bir emare göremiyorum. iş ahlakının zayıf olması demek "sakatım" deyip deplasmanlara gitmemek, kilo almak, rakiple mücadele etmeyip sahada yürümek, sevmediği arkadaşlarına pas atmamak, ortasahadan kazanılan frikikte doğrudan rakip kaleye şut çekip takımla dalga geçmek gibi eylemlerde bulunmakla olur çünkü.

    bu açıdan taylan da ömer bayram da berkan da barış alper de iş ahlakı yüksek isimler. sadece yetenekleri sınırlı olduğu için beklenen performansı veremiyorlar, iş ahlakları zayıf demek haksızlık olur. emre kılınç ve halil ise pek gayretli oyuncular değiller fakat onların da yukarıda saydığım biçimde bir ahlaksızlıkları olmadı. zaten yerli bir oyuncu böyle bir ahlaksızlık yaparsa taraftar tarafından anında paramparça ediliyor. yerli oyuncular böyle bir şeye kolay kolay cesaret edemiyorlar.

    dolayısıyla büyük takımlardaki iş ahlakı düşük oyuncular çoğunlukla yabancılardan çıkıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın