39421
24-25 sezonunda ocak-mart döneminde girdiği buhrana benzer bir döneme bu sezon kasım-aralık aylarında giren takım.
o dönem pek hatırlanmıyor ancak o dönemde de takımda ciddi fiziksel problemler vardı. önce başakşehir maçında sara'yı kaybettik, formunun zirvesindeydi. bir süre oynamadı, döndükten sonra da eski performansına dönemedi. eylül-aralık döneminin yıldızı yunus'un önce performansı düştü yorgunluktan, devamında da bir sakatlık yaşadı. o da yine o dönemde önemli bir eksikti ve biz sallai-barış kanatlarıyla üretimde çok zorlanmıştık. bunların üstüne harika bir ilk devre oynayan mertens'in pili bitmiş ve ocak sonrası tabir-i caizse telsiz kapatmıştı. tabii ki bu noktada kasım ayında sezonu kapatan icardi'yi de hatırlamak lazım. haliyle korkunç bir 3 ay geçirmiş, 8 puan farktan 3 puana kadar düşmüştük. avrupa'da da hiç beklemediğimiz kadar erken havlu atmıştık.
bu sezon aslında rotasyonu da genişlettik, gerçekten 15-16 kişilik kaliteli bir havuz oluşturduk ancak bu sefer de olağanüstü bir sakatlık rüzgarına yakalandık. sakatlıktan kaybetmediğimiz futbolculardan da kart cezaları, bahis cezaları gibi sebeplerle mahrum kaldık. bir anda kendimizi arda ünyay ve kazımcan karataş izlerken bulduk. üstüne bir de eylül ayından beri bizim ligde sıkıntı yaşamamıza neden olan bir şampiyonlar ligi faktörü var. kafalar zaten oradaydı, daralan rotasyon sonrası iyice herkes kendini oraya saklamaya başladı. zaten bu süreçte de yine puan farkı 6'dan 1'e kadar indi.
umarım en kısa zamanda eksiklerimiz geri döner ve ligde şöyle okan hocanın alıştırdığı galibiyet serilerinden biriyle yerimizi sağlamlaştırırız. zira gerçekten bunalımlı bir dönemden geçiyoruz.
işin en kritik noktası da şu: tam da böyle bir dönemde şampiyonlar ligi'nde bizim için belirleyici bir deplasmana çıkacağız. zaten sırf bu eksikler nedeniyle rahat yeneceğimiz bir takıma içerde yenildik, şimdi daha kritik bir monaco deplasmanı var. allah yardımcımız olsun.
o dönem pek hatırlanmıyor ancak o dönemde de takımda ciddi fiziksel problemler vardı. önce başakşehir maçında sara'yı kaybettik, formunun zirvesindeydi. bir süre oynamadı, döndükten sonra da eski performansına dönemedi. eylül-aralık döneminin yıldızı yunus'un önce performansı düştü yorgunluktan, devamında da bir sakatlık yaşadı. o da yine o dönemde önemli bir eksikti ve biz sallai-barış kanatlarıyla üretimde çok zorlanmıştık. bunların üstüne harika bir ilk devre oynayan mertens'in pili bitmiş ve ocak sonrası tabir-i caizse telsiz kapatmıştı. tabii ki bu noktada kasım ayında sezonu kapatan icardi'yi de hatırlamak lazım. haliyle korkunç bir 3 ay geçirmiş, 8 puan farktan 3 puana kadar düşmüştük. avrupa'da da hiç beklemediğimiz kadar erken havlu atmıştık.
bu sezon aslında rotasyonu da genişlettik, gerçekten 15-16 kişilik kaliteli bir havuz oluşturduk ancak bu sefer de olağanüstü bir sakatlık rüzgarına yakalandık. sakatlıktan kaybetmediğimiz futbolculardan da kart cezaları, bahis cezaları gibi sebeplerle mahrum kaldık. bir anda kendimizi arda ünyay ve kazımcan karataş izlerken bulduk. üstüne bir de eylül ayından beri bizim ligde sıkıntı yaşamamıza neden olan bir şampiyonlar ligi faktörü var. kafalar zaten oradaydı, daralan rotasyon sonrası iyice herkes kendini oraya saklamaya başladı. zaten bu süreçte de yine puan farkı 6'dan 1'e kadar indi.
umarım en kısa zamanda eksiklerimiz geri döner ve ligde şöyle okan hocanın alıştırdığı galibiyet serilerinden biriyle yerimizi sağlamlaştırırız. zira gerçekten bunalımlı bir dönemden geçiyoruz.
işin en kritik noktası da şu: tam da böyle bir dönemde şampiyonlar ligi'nde bizim için belirleyici bir deplasmana çıkacağız. zaten sırf bu eksikler nedeniyle rahat yeneceğimiz bir takıma içerde yenildik, şimdi daha kritik bir monaco deplasmanı var. allah yardımcımız olsun.

