• 39401
    su (bkz: 5 aralık 2025 galatasaray samsunspor maçı)da atlatirsak, kadro acısından ligde (afrika kupası sikinti biraz) iyice rahatlarız.
    yunus formuna donecektir yavaş yavaş. keza ilkay'da öyle. sallai'nin cezası bitiyor. eren'in cezası 28 aralıkta bitecek (samsunspor, monaco, antalyaspor ve kasimpasa maclarını kadirmiş olacak. super kupa maçlarına yetişiyor). jacobs iyileşirse eger, eren donene kadar kazimcan ve jacobs ile idare edebiliriz.
    osimhen iyileşti. baris kendine geliyor.
    singo icin 23 aralık gibi doner deniliyor. afrika kupasına gönderilmez insallah.
    lemina'da toparladı. yinede cok zorlamamak lazım.

    afrika kupası;
    nijerya ve senegalin ilk maci 23 aralık, gabon ve fildisi sahilerinin ise 24 aralık. 1 hafta onceden gitmiş olsalar kampa, osimhen/jacobs/lemina samsunspor, monaco ve antalyaspor(deplasman) maclarını oynayabilirler. singo'nun sakatliktan donus tarihi net olmadıgı icin onun hakkında yazamıyorum.

    kart cezalilari;
    torreira ve osimhen kart sinirinde.
    osimhen deplasmandaki antalyaspor maçında sari kart görürse ligdeki evimizde oynayacagimiz son macta cezasını çekmiş olur. sonraki lig macimiz 18 ocak evimizde gaziantepspor maci. o maca donmuş olur. sadece super kupa maclarını kacirir. icardi'de bir zahmet bize evdeki kasimpasa macini kazandırsın!
    torreira mumkunse samsun maçında gorsun ki, sadece antalya deplasmanında (leminanin oynayacagini varsayarak) oynayamasın. lemina bizi antalyaspor maçında gotursun onun yokluğunda da torreira evimizdeki kasimpasa maçında!

    tabi afrika kupası kamp tarihleri daha erken tarihlerde olursa üstte yazdiğim senaryolar degisiklik gösterecektir.

    ilk defa oyuncularimizin (afrika kupasına gidecek) basarisiz olmasını istiyorum. evet bencillik gibi gorunuyor ama sakat donmelerinden korktuğum icin öyle söyledim.
  • 39404
    en çıldırtan tarafı maç içinde birçok defa bir rakibe 3 oyuncu birden basmaya gidiyorlar adam aradan bşr top atıyor 3'ü de düşüyor ve rakip bomboş atak yapıyor. 61. dakikada bizim sol bekte sara, kazımcan ve barış holse'ye basmaya kalktı adam bomboş arkadaşına verdi topu. bunu niye yapıyoruz anlamaıyorum bir türlü...

    (bkz: 5 aralık 2025 galatasaray samsunspor maçı)
  • 39412
    gol yemeye bile sabrı olmayan bir taraftar grubu var. yenen her golde şampiyonluk gitti diye ver yansın ediyor.

    o kıl yumağının etkileri bunlar, mahalle karısı gibi her aklına gelene yangın yapınca böyle oluyor işte. gol yiyorsun, tüm takım koca bir kazık oluveriyor bir anda. oyuncular ıslıklanıyor, homurtu başlıyor. destek azalıyor.

    okan oluyor bir anda her şey. ne takım kalıyor ne amaç.

    bu takımın işi çok zor. allah güç versin.
  • 39415
    ben kadro derinliği olarak yani sayısal olarak bir sorun olduğunu düşünmüyorum. sayısal olarak planlama doğru ama 13. 14. oyuncudan sonraki oyuncular hiç ama hiç katkı sunmuyor takıma.

    berkan, kaan, icardi... hiçbirisi fizik olarak galatasaray'ın mevcut durumuna uygun değil. ben özellikle berkan'ı çok savunan biriyim ama yok yani, olmuyor. 5 aralık 2025 galatasaray samsunspor maçında son dakikalarda oyuna girip de emre gibi bir adama fizik olarak yenilemezsin.
  • 39416
    2-0'dan sonra yine rehavet, son topları saçma tercihlerle ziyan etmek, lemina'sız rezil bir takım defansı, faydasız yedek kulübesi... olumsuzluklara başkaları da eklenebilir.

    yine de oynadığında ligde yenemeyeceği takım yok. az biraz akıllı olsa ilk golü yedikten sonra üçü atabilirdik.

    oyunu tutma konusundaki kronik problem yine hortladı. fark 2 olunca monaco maçına kaydı konsantrasyon bilemiyorum. güçlüyüz ama çok dengesiziz. umarım ocak ayından itibaren stabil bir duruma geçeriz.

    (bkz: 5 aralık 2025 galatasaray samsunspor maçı)
  • 39419
    96-2000 arası dominasyonda bile bugünkü kadar düşmanı olmayan takım. üç senelik şampiyonluk serisine avrupa başarısı da eklenince üstüne şampiyonluğun en favori takımı olup yarım takımla hakem rezaletiyle kadıköy
    'den çıkınca milleti tutuşturdu. ligin çok üzerinde bir kadro, uyumlu, birbirini tanıyan oyunculara sahip. üstelik zaha-ziyech- tete- zaniolo gibi tam olmamış ya da başarısız denemelerinden sonra muhteşem bir oyuncu olan sane'yi dahil etti. 10 günde 3 maçlik dönemlerde şakayı, eksiği eksik olmadan bir de basını, medyası, hakemi, tff'si derken her şeye rağmen doludizgin gidiyor. bu takımı düşürmek için artık silaha davranıyorlar. yönetimin koruması taraftarin sahip çıkması gereken takım.
  • 39420
    başarılı mazisinin üstüne son yıllarda kurduğu kadrolar ve elde ettiği yerel dominasyon rakiplerinin sinirlerini o kadar bozuyor ki; ekranlarda, sosyal medyada, sokakta kuş tayfanın kafayı iyice sıyırdığını görebilirsiniz. sürekli bir açıklama gereği, galatasaray kötüleme çabaları, belden aşağı saldırılar vs.

    bunlara cevap vermek veya kendini savunmaya çalışmak beyhude, bunlar anlamaz. galatasaray’ın doğranmadığı, kendilerinin kollanmadığı her maç bunlara göre hakem faciasıdır ve ağlamaları bitmez.

    yönetim evet aciz bir tavır sergiliyor ama bunlara cevap vermeye tenezzül etmemesi de hoşuma gidiyor. çünkü çileden çıkmış birini sallamadığında daha beter kendini kaybeder.

    her ne kadar fenerli yavşakları izlerken sinirlensem de, düştükleri durum bi taraftan keyiflendiriyor. çünkü ne yapsalar geride kalmaya devam ediyorlar.

    allah yanık organlarınıza krem çalmayı nasip etmesin.

    tanım yapmak gerekirse; monaco maçından da başarıyla dönersek önemli bir dönemeci ufak sıyrıklarla atlatacak olan takımımızdır.
  • 39421
    24-25 sezonunda ocak-mart döneminde girdiği buhrana benzer bir döneme bu sezon kasım-aralık aylarında giren takım.

    o dönem pek hatırlanmıyor ancak o dönemde de takımda ciddi fiziksel problemler vardı. önce başakşehir maçında sara'yı kaybettik, formunun zirvesindeydi. bir süre oynamadı, döndükten sonra da eski performansına dönemedi. eylül-aralık döneminin yıldızı yunus'un önce performansı düştü yorgunluktan, devamında da bir sakatlık yaşadı. o da yine o dönemde önemli bir eksikti ve biz sallai-barış kanatlarıyla üretimde çok zorlanmıştık. bunların üstüne harika bir ilk devre oynayan mertens'in pili bitmiş ve ocak sonrası tabir-i caizse telsiz kapatmıştı. tabii ki bu noktada kasım ayında sezonu kapatan icardi'yi de hatırlamak lazım. haliyle korkunç bir 3 ay geçirmiş, 8 puan farktan 3 puana kadar düşmüştük. avrupa'da da hiç beklemediğimiz kadar erken havlu atmıştık.

    bu sezon aslında rotasyonu da genişlettik, gerçekten 15-16 kişilik kaliteli bir havuz oluşturduk ancak bu sefer de olağanüstü bir sakatlık rüzgarına yakalandık. sakatlıktan kaybetmediğimiz futbolculardan da kart cezaları, bahis cezaları gibi sebeplerle mahrum kaldık. bir anda kendimizi arda ünyay ve kazımcan karataş izlerken bulduk. üstüne bir de eylül ayından beri bizim ligde sıkıntı yaşamamıza neden olan bir şampiyonlar ligi faktörü var. kafalar zaten oradaydı, daralan rotasyon sonrası iyice herkes kendini oraya saklamaya başladı. zaten bu süreçte de yine puan farkı 6'dan 1'e kadar indi.

    umarım en kısa zamanda eksiklerimiz geri döner ve ligde şöyle okan hocanın alıştırdığı galibiyet serilerinden biriyle yerimizi sağlamlaştırırız. zira gerçekten bunalımlı bir dönemden geçiyoruz.

    işin en kritik noktası da şu: tam da böyle bir dönemde şampiyonlar ligi'nde bizim için belirleyici bir deplasmana çıkacağız. zaten sırf bu eksikler nedeniyle rahat yeneceğimiz bir takıma içerde yenildik, şimdi daha kritik bir monaco deplasmanı var. allah yardımcımız olsun.
  • 39422
    çok sıkıntılı ve zor süreci fena geçmeyen takım.

    takımın as rotasyonunun neredeyse komple sakat olduğu ve bu dönemin sezonun en sert fikstürüne denk geldiği periyodu -puan farkı azalmış olsa da- ligde lider kalarak, avrupa'da da bir bonus fire harici yola devam ederek geçiriyoruz.

    lig arasında kesinlikle takviye yapılacağına inanarak daha kötüsü olmaz diyorum.
  • 39423
    takım maçları biraz önemsesin, sağ beki sol beki olmasın, osimhen, ilkay, yunus, lemina daha tam hazır olmamışken kadıköy'de fener'e, içeride konferans ligi lideri samsunspor'a top yüzü göstermeyen takım.
    ama işte sıkıntı burada hem fenere hem samsun'a öne geçtikten sonra o istekten gram eser kalmıyor, oyuncular kendini koruma moduna alıyor.
    bu durum rakibi iştahlandırıp baskı yememize neden oluyor.
    bu hocalık birşey değil, oyuncuların kendi çözmesi gereken bir durum.
    yorgunluk da olabilir. şampiyonlar ligi bittiğinde bu takımın kolay kolay puan kaybedeceğini düşünmüyorum.
  • 39424
    galatasaray yüzünü avrupaya dönmeli. bu memleketteki insan profiline kendini açıklama ya da takımı savunma refleksini bırakmalı.

    sabah köşedeki fırından bir poğaça bir çay alıp kahvaltıyı geçiştirmiş. mide yanması yaşayarak tıklım tıklım dolu metrobüse binip işine gitmiş. az kazandığı, rahat olmadığı iş yerinde 10 saatten fazla çalışıp aynı yolu dönüyor. mutsuz, geçinemeyen, ruhsuz evinde adam maçını izliyor.

    bu adam hiçbir şekilde mutlu olamaz. insanlar yoksulluktan, gerginlikten, umutsuzluktan ölmüş. futbol dışında ilgilendiği bir alan bile yok. tek zevki tuttuğu takımın başarısı, rakibinin ölüp yok olması. bu adamın nefret ettiği takım sürekli şampiyonluk yaşıyor. bundan akılcı bir yorum beklenebilir mi?

    galatasaray kendi işine bakmalı. barça, liverpool, ajax, dortmund, ve real madrid gibi avrupa takımı olmalı. memlekette yaşayan mutsuz insanları bir kenara bırakmalı.
  • 39425
    şimdi elimizde üst üste maç oynayamayan adamlar var; lemina, jacobs, yunus, singo, hatta davinson, osimhen, ilkay, kaan.

    bu durum pozitif taraftan bakarsak ne anlama geliyor : doğal rotasyonu bol olan bir takımız. yani okan hocanın geniş kadrodan korkması için hiç bir gerekçe yok.

    boş bıraktığımız 4 yabancı kontenjanını asker ağırlıklı genç oyuncularla doldurmuş olsa, bu doğal rotasyon ( sakatlık - ceza ) nedeniyle zaten her oyuncuya düzgün süreler verebilecek.

    yukarıda sayılan oyuncular haftada 1 maç oyuncuları. onda bile sakatlanma riskleri mevcut. avrupa da 10 maç, ztk'da rahat 6-8 maç, süper kupa 2 maç + 34 lig haftası. en az 50 maç cepte. hatta oyuncular milli takımlarda da 8-10 maç ayrıca yapıyorlar.

    o yüzden 11 yıldır şampiyon olamayan, 18 yıldır şampiyonlar ligi geliri olmayan ezikler kadar geniş kadro kuramamak kabul edilebilir bir şey değil.

    her sene kasım-mart arası aynı teraneyi yaşayıp, ders almamakta ayrı bir saflık. bu dönem tek devre iyi oynayıp, maçların ikinci yarıları idare ediyoruz. adam akıllı kurulacak geniş ve iyi bir kadro ile ilk yarılarında 1-0, 2-0 önde olduğumuz maçları tırnak yiyerek bitirmeyiz. maçı rahat rahat 3 e 4 e taşırız.

    işte bayern böyle olunur. sadece bu geniş kadroyu kursaydık, usg maçında resmen ilk 24 ü, fb maçında ise fiilen şampiyonluğu almış olurduk.
App Store'dan indirin Google Play'den alın