7216
dünyanın en büyük tribün oluşumu.
hatta sanırım dünyada eşi benzeri olmayan bir tribün oluşumu. türkiye'deki diğer kitleselleşebilmiş, hemen her şehirde taraftarı olan kulüplerde bile bu ayarda bir organizasyon şeması yoktur.
hemen hemen ultraslan ile aynı zamanlarda bu tarz bir işe girişen fenerbahçe tribünlerinde neredeyse 15 senedir kazan kaynayıp duruyor. beşiktaş'ta daha ziyade çarşı ve şehir dışındaki taraftar ayrımı vardı. 2008'de "as kadro"nun kendini emekli etme kararı, gezi parkı olayları ve inönü stadı'nın yıkılıp tekrar yapılması sürecinde orada da farklı bir düzen ortaya çıktı. trabzonspor taraftarlığı zaten trabzonlu olma ortak paydasından geldiği için ekstra bir organizasyona ihtiyaç olmuyor. göztepe, karşıyaka, ankaragücü tarzı örnekler daha az kitleselleşse de onlar da benzer bir ortak paydada buluşuyor.
galatasaray'ın en taraftarın sikinde olmayan takımı bugün gitsin dünyanın en ücra köşesinde bir maça çıkacak olsun. havaalanı kapısıında elinde bir buket çiçekle karşılayan birileri olur. o birilerinin ya da o birilerini oraya toplayan birilerinin de illa ki ultraslan'dan bir telefon uzakta olduğu isim ya da isimler olur. öyle güçlü ve büyük bir organizasyondan bahsediyoruz.
bunu iyi niyetle, iyi şeyler için kullanırsan çok büyük ve güçlü bir organizasyon olur.
kötü niyetle, kötü şeyler için kullanırsan başka bir şey olur. yasadışı işler için kullanırsan adı mafya olur.
ergin ataman gibi başkalarının ıslak rüyası olan bir koçu kendi sahasına korumayla da getirtebilirsin, lig sonuncusuna karşı rezil bir oyunla kaybedip yarışta geriye düşen takımı şampiyonluğa da koşturabilirsin.
tabi bu dönem türkiye'sinde, böyle bir gücü elinde tutuyorsan da her daim diken üstünde olursun. var olmak için belli tavizler vermeye bir yerde mecbur olursun. şahsi kanaatimce eleştirilecek bir konudan ziyade bir mecburiyet.
bütün bunları alt alta koyunca, aşırı reaktif olmamaları bence günün sonunda zarardan çok fayda getirmektedir.
bu elbete eleştiri kültürüne karşı durmak demek değildir. ama böyle bir teşkilata sahipken bu işleri yapmak her ne kadar "dağı taşı inletir" gibi gelse de imkansızdır.
hatta sanırım dünyada eşi benzeri olmayan bir tribün oluşumu. türkiye'deki diğer kitleselleşebilmiş, hemen her şehirde taraftarı olan kulüplerde bile bu ayarda bir organizasyon şeması yoktur.
hemen hemen ultraslan ile aynı zamanlarda bu tarz bir işe girişen fenerbahçe tribünlerinde neredeyse 15 senedir kazan kaynayıp duruyor. beşiktaş'ta daha ziyade çarşı ve şehir dışındaki taraftar ayrımı vardı. 2008'de "as kadro"nun kendini emekli etme kararı, gezi parkı olayları ve inönü stadı'nın yıkılıp tekrar yapılması sürecinde orada da farklı bir düzen ortaya çıktı. trabzonspor taraftarlığı zaten trabzonlu olma ortak paydasından geldiği için ekstra bir organizasyona ihtiyaç olmuyor. göztepe, karşıyaka, ankaragücü tarzı örnekler daha az kitleselleşse de onlar da benzer bir ortak paydada buluşuyor.
galatasaray'ın en taraftarın sikinde olmayan takımı bugün gitsin dünyanın en ücra köşesinde bir maça çıkacak olsun. havaalanı kapısıında elinde bir buket çiçekle karşılayan birileri olur. o birilerinin ya da o birilerini oraya toplayan birilerinin de illa ki ultraslan'dan bir telefon uzakta olduğu isim ya da isimler olur. öyle güçlü ve büyük bir organizasyondan bahsediyoruz.
bunu iyi niyetle, iyi şeyler için kullanırsan çok büyük ve güçlü bir organizasyon olur.
kötü niyetle, kötü şeyler için kullanırsan başka bir şey olur. yasadışı işler için kullanırsan adı mafya olur.
ergin ataman gibi başkalarının ıslak rüyası olan bir koçu kendi sahasına korumayla da getirtebilirsin, lig sonuncusuna karşı rezil bir oyunla kaybedip yarışta geriye düşen takımı şampiyonluğa da koşturabilirsin.
tabi bu dönem türkiye'sinde, böyle bir gücü elinde tutuyorsan da her daim diken üstünde olursun. var olmak için belli tavizler vermeye bir yerde mecbur olursun. şahsi kanaatimce eleştirilecek bir konudan ziyade bir mecburiyet.
bütün bunları alt alta koyunca, aşırı reaktif olmamaları bence günün sonunda zarardan çok fayda getirmektedir.
bu elbete eleştiri kültürüne karşı durmak demek değildir. ama böyle bir teşkilata sahipken bu işleri yapmak her ne kadar "dağı taşı inletir" gibi gelse de imkansızdır.
