2573
su testisi su yolunda kırılır üzerine bir şeyler daha yazmalıyım;
kendisini eskiden okurdum, lise ve sonraki bir iki yıl boyunca en sevdiğim yazarlardan biriydi. her konuyu bildiğini sanırdım, oysaki her konuyu çok az bilirmiş sonradan anladım, futbolu ise zaten bilmiyor.
ancak defne joey foster ile ilgili yazdığı yazıda, kendisinin de sonradan o cümle hariç yazıdaki her cümlenin arkasındayım diyerek pişmanlığını belirttiği üzere su testisi su yolunda kırılır cümlesi hariç her cümlesine sonuna kadar katılıyorum.
olayı özetlersek defne joey evliyken ve 6 aylık bir çocuğu varken barda içip bir adamla bardan çıkıp adamın evine gitmiş ve orada ölmüştü. hıncal uluç da evli bir kadın barda bir erkekle içip sarhoş olup onun evine gitmemeli dedi.
ilişkiler konusunda da pek bir şey bilmeyen hıncal uluç'un ilişkilere dair nadir doğru tespitlerinden biriydi. defne joey ve kocası açık ilişki yaşıyorlarsa bilemem, tercihtir. ama benim ilişki tanımıma göre bu, bir kadının ya da erkeğin yapmaması gereken bir şeydir, sanmıyorum ki bir kadın ya da erkek de sevgilisine gerçekten arzu dolu ve aşıksa onun böyle bir şey yapmasını normal karşılaşın. o yüzden o konudaki defne joey eleştirisini anlıyorum bu kadın eşini aldattı ve ben bir aldatma hikayesinin öznesine saygı duymuyorum dedi. tıpkı bizim haklı olarak akit isimli paçavranın uzak doğu'da ölen patronuna ya da fesli deli kadir'e saygı duymamamız gibi. biz de onların ölümünü sert şekilde yorumlamıştık. ama olay hıncal'ın anlattığı gibiyse ben kendisi ile aynı fikirdeyim. defne joey oraya gitmemeli dahası o adamla barda sarhoş olmamalıydı. sonuçta bu yazı sebebiyle bugün bu başlıkta dahi hıncal'ın ölümü nasıl kutlanıyorsa hıncal'ın da defne joey için benzer şeyleri yazmasını ben anlayabiliyorum. zaten tersi bir erkeğin başına gelse onun için benzer şeyler daha fazla yazar tarafından yazılırdı.
edit: bu arada öyle inançlı biri de değilimdir, yani ahlaken, dinen yanlış demiyorum. o kısımlar beni hiç ilgilendirmez. ben kendi ilişki tanımıma, kadın ve erkeğin doğasına göre bir ilişki içerisinde böyle bir şey yanlış diyorum. yoksa çok eşlilerdir, açık ilişkidir vs. zaten hıncal uluç'un da böyle bir yazı yazarken bu ihtimalleri de belirtmesi ve bence, bana göre bu aldatmaktır falan demesi gerekiyordu bence. yoksa kocasına göre aldatmak olmayabilir bu. ama kocasının da röportajını okumuştum, açık ilişki falan demiyordu, karıma güvenirim falan diyordu. hicbir şeyin önemi yok, önemli olan ölmüş olması diyordu. diğer erkek de aramızda duygusal bir yakınlık oldu demişti tabii. yine de aldatma olmayabilir kocasına göre ya da bunu okuyan kişilerin ilişki anlayışıma göre. ben benim tanımıma göre barda içmesi zaten aldatmadır diyorum. diğer yanda burada şu soru sorulabilir, tasası sana mi düştü be adam? ancak tıpkı diğer gereksiz yazılar yazanlar gibi hıncal uluç da magazin yazardı ve bu olay o sırada baya gündem olunca hıncal da kendi fikirlerini yazmıştı.
yine de kamuoyuna bir yazı sunarken su testisi su yolunda kırılır tanımını kullanmak akit'in her gün yediğinin lacivertidir ve o cümleyi yazmaması gerekirdi rahmetli uluç'un. yoksa bu olayı magazinsel olarak ele alıp da bu bana göre aldatmaktır demekte bence bir sakınca yok.
kendisini eskiden okurdum, lise ve sonraki bir iki yıl boyunca en sevdiğim yazarlardan biriydi. her konuyu bildiğini sanırdım, oysaki her konuyu çok az bilirmiş sonradan anladım, futbolu ise zaten bilmiyor.
ancak defne joey foster ile ilgili yazdığı yazıda, kendisinin de sonradan o cümle hariç yazıdaki her cümlenin arkasındayım diyerek pişmanlığını belirttiği üzere su testisi su yolunda kırılır cümlesi hariç her cümlesine sonuna kadar katılıyorum.
olayı özetlersek defne joey evliyken ve 6 aylık bir çocuğu varken barda içip bir adamla bardan çıkıp adamın evine gitmiş ve orada ölmüştü. hıncal uluç da evli bir kadın barda bir erkekle içip sarhoş olup onun evine gitmemeli dedi.
ilişkiler konusunda da pek bir şey bilmeyen hıncal uluç'un ilişkilere dair nadir doğru tespitlerinden biriydi. defne joey ve kocası açık ilişki yaşıyorlarsa bilemem, tercihtir. ama benim ilişki tanımıma göre bu, bir kadının ya da erkeğin yapmaması gereken bir şeydir, sanmıyorum ki bir kadın ya da erkek de sevgilisine gerçekten arzu dolu ve aşıksa onun böyle bir şey yapmasını normal karşılaşın. o yüzden o konudaki defne joey eleştirisini anlıyorum bu kadın eşini aldattı ve ben bir aldatma hikayesinin öznesine saygı duymuyorum dedi. tıpkı bizim haklı olarak akit isimli paçavranın uzak doğu'da ölen patronuna ya da fesli deli kadir'e saygı duymamamız gibi. biz de onların ölümünü sert şekilde yorumlamıştık. ama olay hıncal'ın anlattığı gibiyse ben kendisi ile aynı fikirdeyim. defne joey oraya gitmemeli dahası o adamla barda sarhoş olmamalıydı. sonuçta bu yazı sebebiyle bugün bu başlıkta dahi hıncal'ın ölümü nasıl kutlanıyorsa hıncal'ın da defne joey için benzer şeyleri yazmasını ben anlayabiliyorum. zaten tersi bir erkeğin başına gelse onun için benzer şeyler daha fazla yazar tarafından yazılırdı.
edit: bu arada öyle inançlı biri de değilimdir, yani ahlaken, dinen yanlış demiyorum. o kısımlar beni hiç ilgilendirmez. ben kendi ilişki tanımıma, kadın ve erkeğin doğasına göre bir ilişki içerisinde böyle bir şey yanlış diyorum. yoksa çok eşlilerdir, açık ilişkidir vs. zaten hıncal uluç'un da böyle bir yazı yazarken bu ihtimalleri de belirtmesi ve bence, bana göre bu aldatmaktır falan demesi gerekiyordu bence. yoksa kocasına göre aldatmak olmayabilir bu. ama kocasının da röportajını okumuştum, açık ilişki falan demiyordu, karıma güvenirim falan diyordu. hicbir şeyin önemi yok, önemli olan ölmüş olması diyordu. diğer erkek de aramızda duygusal bir yakınlık oldu demişti tabii. yine de aldatma olmayabilir kocasına göre ya da bunu okuyan kişilerin ilişki anlayışıma göre. ben benim tanımıma göre barda içmesi zaten aldatmadır diyorum. diğer yanda burada şu soru sorulabilir, tasası sana mi düştü be adam? ancak tıpkı diğer gereksiz yazılar yazanlar gibi hıncal uluç da magazin yazardı ve bu olay o sırada baya gündem olunca hıncal da kendi fikirlerini yazmıştı.
yine de kamuoyuna bir yazı sunarken su testisi su yolunda kırılır tanımını kullanmak akit'in her gün yediğinin lacivertidir ve o cümleyi yazmaması gerekirdi rahmetli uluç'un. yoksa bu olayı magazinsel olarak ele alıp da bu bana göre aldatmaktır demekte bence bir sakınca yok.