161
sırayla başakşehir, beşiktaş, trabzon şampiyonluklarının tiyatrosunun devam ettiği sezon. ancak şu ana kadar ufak bir fark var; bu sefer orta hakemlerin nispeten daha adil yönettiği yani bilerek geri planda tutulduklarını ve var sistemi ile maç sonuçlarının etkilendiği görüyoruz. daha önceki sezonlarda hem orta hakem hem var’ın çifte standartlarıyla karmakarışık bir durum ortaya çıkıyordu.
mesela alper ulusoy sadece var olarak görev alıyor bu sene ve kritik maçlarda hep bu adam görevli. neden?.. 6 saniye kuralını uygulayan tarihi bir hakem olduğu için mi? bunun gibi başka hakem de var mı bilmiyorum. biz var hakemi sahada olmasın derken bunları kastetmemiştik…
beinsports’un var’a konu olan pozisyonları da ekranlarda açık bir çifte standartla göstermesi/göstermemesi izleyiciler açısından işin algı boyutu.
galatasaray’ın bariz pozisyonları kural dışı bir şekilde var’da incelenmiyorken, fb ve bjk’nin en ufak potansiyel pozisyonları var’da incelenip maç sonuçları etkileniyor ve böylece lig dizayn ediliyor.
bu sene de böyle bir yenilik getirilmiş.
ayrıca bedavadan var’a çağrılıp bir kere de kararının arkasında duran hakem görmedik. ingiltere’de, italya’da çok oluyor bu mesela. bunu da büyük ihtimal lehimize verilmesi gereken ama var’da izlenip verilmeyecek bir penaltıyla falan tecrübe ederiz…
bjk’nin ve fener’in puan kaybedeceği, momentumlarının düşeceği maçları var ile çözdüler. bu rakipler için 3 puandan fazlası anlamına geliyor, gelecek maçlarına da özgüven ve futbolcularının performans artışı olarak sirayet ediyor. bize de tam tersi yapıldığı için momentum, özgüven ve takım psikolojisi olumsuz etkileniyor. bunun en net örneği geçen sene. ligin ilk yarısının ortalarında 5 maç arka arkaya bariz bir şekilde doğrandık ve puan kayıplarıyla ligte dağıldık. aynı dönemde avrupa’da farklı bir psikoloji ve motivasyonla yenilgisiz gruptan çıkma yolunda çok iyi maçlar çıkartıyorduk. sonuçta ne oldu; biz terim’i ve oyuncu performanslarını haksızlıklardan daha çok konuştuk, daha çok gündem yaptık ve ortada camiaya ihanet eden bir yönetim de olunca tarihin en kötü sezonlarından birini yaşadık. bakın taylan, berkan, cicaldau, morutan bile bu kadar değersizleşmeyecekti belki. şuanda bjk’de muleka’sı, bilmemnesi, adını duymadığımız adamların güzellemesi yapılıyor sürekli. rakipler saçma sapan adamlarla bu şekilde maçlar ve momentum kazandıkça sanki çok iyiymiş gibi görünüyor ve burada kendi oyuncularımızı gömüp bu adamlara imrenenler hortluyor. bunun adı da “objektiflik”, “biz galatasarayız, en büyüğüz, kendimize bakarız” oluyor. maalesef o çizgi çoktan aşıldı. büyüklüğünü de adım adım almaya çalışıyorlar elinden saha dışı hesaplarla. tabuları yıkıp uyanık olmalıyız. yönetim de çıkıp tüm kritik maçlarda yapılanları sert bir şekilde ortaya dökmeli artık, gerekirse algısını da yapmalı ki yarışta kalabilelim.
uyanmazsak, “kendimize bakalımcı” olursak ligten de koparız, averajla şampiyonluk da kaybederiz. yersen…
mesela alper ulusoy sadece var olarak görev alıyor bu sene ve kritik maçlarda hep bu adam görevli. neden?.. 6 saniye kuralını uygulayan tarihi bir hakem olduğu için mi? bunun gibi başka hakem de var mı bilmiyorum. biz var hakemi sahada olmasın derken bunları kastetmemiştik…
beinsports’un var’a konu olan pozisyonları da ekranlarda açık bir çifte standartla göstermesi/göstermemesi izleyiciler açısından işin algı boyutu.
galatasaray’ın bariz pozisyonları kural dışı bir şekilde var’da incelenmiyorken, fb ve bjk’nin en ufak potansiyel pozisyonları var’da incelenip maç sonuçları etkileniyor ve böylece lig dizayn ediliyor.
bu sene de böyle bir yenilik getirilmiş.
ayrıca bedavadan var’a çağrılıp bir kere de kararının arkasında duran hakem görmedik. ingiltere’de, italya’da çok oluyor bu mesela. bunu da büyük ihtimal lehimize verilmesi gereken ama var’da izlenip verilmeyecek bir penaltıyla falan tecrübe ederiz…
bjk’nin ve fener’in puan kaybedeceği, momentumlarının düşeceği maçları var ile çözdüler. bu rakipler için 3 puandan fazlası anlamına geliyor, gelecek maçlarına da özgüven ve futbolcularının performans artışı olarak sirayet ediyor. bize de tam tersi yapıldığı için momentum, özgüven ve takım psikolojisi olumsuz etkileniyor. bunun en net örneği geçen sene. ligin ilk yarısının ortalarında 5 maç arka arkaya bariz bir şekilde doğrandık ve puan kayıplarıyla ligte dağıldık. aynı dönemde avrupa’da farklı bir psikoloji ve motivasyonla yenilgisiz gruptan çıkma yolunda çok iyi maçlar çıkartıyorduk. sonuçta ne oldu; biz terim’i ve oyuncu performanslarını haksızlıklardan daha çok konuştuk, daha çok gündem yaptık ve ortada camiaya ihanet eden bir yönetim de olunca tarihin en kötü sezonlarından birini yaşadık. bakın taylan, berkan, cicaldau, morutan bile bu kadar değersizleşmeyecekti belki. şuanda bjk’de muleka’sı, bilmemnesi, adını duymadığımız adamların güzellemesi yapılıyor sürekli. rakipler saçma sapan adamlarla bu şekilde maçlar ve momentum kazandıkça sanki çok iyiymiş gibi görünüyor ve burada kendi oyuncularımızı gömüp bu adamlara imrenenler hortluyor. bunun adı da “objektiflik”, “biz galatasarayız, en büyüğüz, kendimize bakarız” oluyor. maalesef o çizgi çoktan aşıldı. büyüklüğünü de adım adım almaya çalışıyorlar elinden saha dışı hesaplarla. tabuları yıkıp uyanık olmalıyız. yönetim de çıkıp tüm kritik maçlarda yapılanları sert bir şekilde ortaya dökmeli artık, gerekirse algısını da yapmalı ki yarışta kalabilelim.
uyanmazsak, “kendimize bakalımcı” olursak ligten de koparız, averajla şampiyonluk da kaybederiz. yersen…