fatih terim

gönderilmeden önce ligde oynadığı son 9 maçta bir galibiyet almıştı. en son kendi sahamizda rezil rüsva bir oyun sonucu giresunspora yenilmistik. kurduğu kadro ligde liderin 20 puan civarı gerisine düştü. kendi sahasında rezil fenerbahçe'ye yenildi, takım ligdeki en kotu sezonunu geçiriyordu, gelisecegiz diye konuşup konuşup sonra taraftarın gazını almak için gelisemezsek degisecegiz dedi. 4 yıllık teknik direktörlük görevi boyunca galatasaray'a onlarca transfer yaptırıp birkaç küçük sekans harici doğru düzgün bir oyun izletemedi. bu taraftar bu takım bu kulüp kendisine 3 yıl boyunca sabretti. kupa alsın diye değil bir oyun oturtsun diye bekledik ama beklediğimizin zerresini göremedik. galatasaray'dan her gidişinde arkasında toparlanması imkansıza yakın enkazlar bıraktı. kadro anlamında da enkaz bıraktığı oldu ama genel enkaz galatasaray taraftarının ayarlarıyla oynayıp bakın beni gönderdiler ben mağdurum mesajı vererek takımın yol alma hızını taraftarı manipüle ederek yavaşlatmak oldu. kendisini rahmetli babam gibi severim ama gerçekler bunlar. kendisinin bize öğrettiği gibi "aslolan galatasaray'dır." ahmet mehmet fatih değil. dolayısıyla gitme zamanı gelmişti ve gitti. bıraktığı kadronun kondisyonu yok, özgüveni yok, forveti yok, orta sahası yok, kazanma alışkanlığı yok, kazanma hırsı yok, kurtarıcısı yok. arda gibi bir adamı yeniden galatasaray'ın başına musallat etti, babel gibi bir adamı ne olursa olsun göndermedi ve oynatmaya devam etti. halil elli hata yaparken gık demedi de mustafa bir tane dışarıya top vurunca milyonlarca izleyici önünde sağı solu tekmeledi. ben kendisinin bu takımda fazla bile kaldığını düşünüyorum. maalesef artık olmuyordu. bugün yerine getirilen teknik direktörden isteğimiz bizi küme düşme potasından uzak tutmasiysa bu kendisinin ve kurduğu kadronun (enkazın) eseridir.

neye dayanılarak kendisine dilenildigini çözemiyorum. galatasaray fatih terimsiz de galatasaray olmaya alışmalı. hoca artık modern futbolun gereklerini yerine getiremiyor. eskiden beri zaafları vardı ama yaşlandıkça bu zaaflar inanılmaz göze batmaya ve bize zarar vermeye başladı.

gönderiliş biçimi yanlis olabilir ama onun müsebbibi de biz değiliz. onu gönderen ekip seçimde kendisinin desteklediği kendisi sayesinde o seçimi alan ekipti. burak elmasın bu tıynette bir insan olduğunu biz bilemesek de hoca biliyordu. buna rağmen destekledi çünkü fatih terim ünal aysal gibi, mustafa cengiz gibi adamlarla çalışmak istemez, kendi yanlislarini kendisine söyleyen adam istemez. yanlış yaptığında kendisine müdahale eden adam istemez. yönetebileceği adamlarla çalışmak ister. sonuçta da o yönetebileceğini düşündüğü adamlar kendisini cirkince gönderdi.

kendisini tabiki de özlüyoruz ancak galatasaray terimsiz de galatasaray olmayı öğrenmeye bir yerden başlamalı.