34450
galatasaray'ın şu an içinde bulunduğu durumun belki de birinci sorumlusu olan eski teknik direktörümüz.
yukarıdaki görüşüm nedeniyle görevden alınması kararını çok doğru buluyorum. bu konuda yönetime tek eleştirim bu kararı çok geç almış olmalarıdır. takım kaybetmeye bu kadar alışmadan bu kararı alsalardı yeni gelen hocanın durumu kontrol altına alıp toparlaması daha kolay olacaktı. oysa bugün domenec torrent ve ekibi için işler hiç de kolay değil. son oynadığımız lig maçı (bkz: 20 ocak 2022 galatasaray kasımpaşa maçı) da gösterdi ki fizik kondisyon olarak zaten bitik olan oyuncularımız mental olarak da, motivasyon olarak da bitmiş durumdalar. kazanmayı unuttukları gibi normalde yapabilecekleri pek çok şeyi yapmaktan uzak görünüyorlar. rakibin oyunda kontrolü ele geçirdiği anlarda panik havasına girip acemice hatalar yapmaya başlıyorlar. ezcümle fatih hoca arkasında büyük bir enkaz bırakmış durumda ve bu enkazı toparlamak hiç kolay olmayacak. o nedenle taraftarların artık gerçekleri görüp yeni hocaya ve oyunculara tam destek vermesi gerekiyor. oyuncular mental olarak güçlenmeden ve özgüvenleri yerine gelmeden şu an içinde bulunduğumuz durumdan çıkamayız. bu dönemde oyuncular ve teknik heyet üzerinde taraftar baskısı olmamalı.
fatih terim'in başkan olma mevzusuna gelince, bunu önerenlere gerçekten hayret ediyorum. bu denklemi nasıl bir mantık dizgesi içinde kurduklarını çok merak ediyorum. fatih terim'in galatasaray'daki son dönemi de gösterdi ki hocayı teknik direktör olarak başarısız yapan özellik ya da huyları günümüz futbolunun başka pozisyonlarında da başarısız olmasına neden olacaktır.
ilk olarak, hoca iktidarı paylaşmayı bilmeyen birisi ve bulunduğu yerde her zaman tek adam olmak istiyor. futbol şubesi sorumlusu istememesi, başkanlarla sürekli kavga etmesi, hatta kulübede kendisine akıl verecek düzeyde bir yardımcı istememesi bile hep bu özelliği nedeniyle. oysa günümüzde futbol çok kompleks bir iş oldu ve ekip çalışması olmadan başarı imkansız. işin önemli boyutlarını o işi iyi bilen insanlara bırakmak ve onlarla birlikte çalışmak gerekiyor. fatih hocanın kariyerinin sonlarındaki en büyük hatası bence, egosunu yönetmeyi başaramaması ve iktidarı paylaşmayı öğrenememesi oldu. bunun sebebi de bence hocanın bir diğer özelliğinde gizli. hoca uzun zamandır kendisini araştırmaya ve öğrenmeye kapattı. ders alan değil ders veren olarak uzun yıllar futbolun içinde kalabileceğini düşündü ve maalesef yanıldı. günümüz futbolunu takip etmeyi uzun süredir bıraktığını düşünüyorum, çünkü bu takibi yapmış olsa ekip çalışması olmadan başarılı olamayacağını görebilirdi. son olarak, hocayı başarısızlığa götüren bir huyu da geçimsizliği oldu. hoca hep birileriyle ya da bir şeylerle kavgalı. tff'den kulüp başkanlarına yöneticilerden oyunculara ve hakemlere kadar sürekli olarak birileri ile kavga içerisinde. sürekli kavga içinde olunca başarı gelmiyor haliyle çünkü bazen kavga ettikleriniz size güçleri nispetinde zarar vermeye başlıyorlar (tff'nin son iki üç yıldır bizi doğraması örneğinde olduğu gibi) bazen de siz işinize konsantre olup doğru kararları veremiyorsunuz (geçen sezon sonunda ayağımıza gelen şampiyonluğu iki golle kaçırmamız örneğindeki gibi). şimdi burada durup düşünelim; iktidarı paylaşmayı bilmeyen, günümüz futbolunu takip etmeyen ve sürekli birileriyle kavga eden birisinin büyük bir futbol kulübünü yönetmesi mümkün müdür? tek adam olma ısrarı hepimizin malumu olan ve bu yaştan sonra bu özelliğinden vazgeçemeyeceğini bildiğimiz fatih terim'in galatasaray'da başkan olarak iyi bir performans ortaya koymasına ben şahsen pek ihtimal vermiyorum. olur da fatih hoca galatasaray'a başkan olursa aziz yıldırım türü bir başkan olur ancak. istenen bu ise söylenecek bir şey yok.
yukarıdaki görüşüm nedeniyle görevden alınması kararını çok doğru buluyorum. bu konuda yönetime tek eleştirim bu kararı çok geç almış olmalarıdır. takım kaybetmeye bu kadar alışmadan bu kararı alsalardı yeni gelen hocanın durumu kontrol altına alıp toparlaması daha kolay olacaktı. oysa bugün domenec torrent ve ekibi için işler hiç de kolay değil. son oynadığımız lig maçı (bkz: 20 ocak 2022 galatasaray kasımpaşa maçı) da gösterdi ki fizik kondisyon olarak zaten bitik olan oyuncularımız mental olarak da, motivasyon olarak da bitmiş durumdalar. kazanmayı unuttukları gibi normalde yapabilecekleri pek çok şeyi yapmaktan uzak görünüyorlar. rakibin oyunda kontrolü ele geçirdiği anlarda panik havasına girip acemice hatalar yapmaya başlıyorlar. ezcümle fatih hoca arkasında büyük bir enkaz bırakmış durumda ve bu enkazı toparlamak hiç kolay olmayacak. o nedenle taraftarların artık gerçekleri görüp yeni hocaya ve oyunculara tam destek vermesi gerekiyor. oyuncular mental olarak güçlenmeden ve özgüvenleri yerine gelmeden şu an içinde bulunduğumuz durumdan çıkamayız. bu dönemde oyuncular ve teknik heyet üzerinde taraftar baskısı olmamalı.
fatih terim'in başkan olma mevzusuna gelince, bunu önerenlere gerçekten hayret ediyorum. bu denklemi nasıl bir mantık dizgesi içinde kurduklarını çok merak ediyorum. fatih terim'in galatasaray'daki son dönemi de gösterdi ki hocayı teknik direktör olarak başarısız yapan özellik ya da huyları günümüz futbolunun başka pozisyonlarında da başarısız olmasına neden olacaktır.
ilk olarak, hoca iktidarı paylaşmayı bilmeyen birisi ve bulunduğu yerde her zaman tek adam olmak istiyor. futbol şubesi sorumlusu istememesi, başkanlarla sürekli kavga etmesi, hatta kulübede kendisine akıl verecek düzeyde bir yardımcı istememesi bile hep bu özelliği nedeniyle. oysa günümüzde futbol çok kompleks bir iş oldu ve ekip çalışması olmadan başarı imkansız. işin önemli boyutlarını o işi iyi bilen insanlara bırakmak ve onlarla birlikte çalışmak gerekiyor. fatih hocanın kariyerinin sonlarındaki en büyük hatası bence, egosunu yönetmeyi başaramaması ve iktidarı paylaşmayı öğrenememesi oldu. bunun sebebi de bence hocanın bir diğer özelliğinde gizli. hoca uzun zamandır kendisini araştırmaya ve öğrenmeye kapattı. ders alan değil ders veren olarak uzun yıllar futbolun içinde kalabileceğini düşündü ve maalesef yanıldı. günümüz futbolunu takip etmeyi uzun süredir bıraktığını düşünüyorum, çünkü bu takibi yapmış olsa ekip çalışması olmadan başarılı olamayacağını görebilirdi. son olarak, hocayı başarısızlığa götüren bir huyu da geçimsizliği oldu. hoca hep birileriyle ya da bir şeylerle kavgalı. tff'den kulüp başkanlarına yöneticilerden oyunculara ve hakemlere kadar sürekli olarak birileri ile kavga içerisinde. sürekli kavga içinde olunca başarı gelmiyor haliyle çünkü bazen kavga ettikleriniz size güçleri nispetinde zarar vermeye başlıyorlar (tff'nin son iki üç yıldır bizi doğraması örneğinde olduğu gibi) bazen de siz işinize konsantre olup doğru kararları veremiyorsunuz (geçen sezon sonunda ayağımıza gelen şampiyonluğu iki golle kaçırmamız örneğindeki gibi). şimdi burada durup düşünelim; iktidarı paylaşmayı bilmeyen, günümüz futbolunu takip etmeyen ve sürekli birileriyle kavga eden birisinin büyük bir futbol kulübünü yönetmesi mümkün müdür? tek adam olma ısrarı hepimizin malumu olan ve bu yaştan sonra bu özelliğinden vazgeçemeyeceğini bildiğimiz fatih terim'in galatasaray'da başkan olarak iyi bir performans ortaya koymasına ben şahsen pek ihtimal vermiyorum. olur da fatih hoca galatasaray'a başkan olursa aziz yıldırım türü bir başkan olur ancak. istenen bu ise söylenecek bir şey yok.