• 27
    eğer bunun tersi şampiyonluğu kaybettiğin an yıkılmaksa bu vasata alışmak kadar tehlikeli bir durum. fatih terim çok kuvvetli bir figür olduğu için sabit kalıyor. ama demin dediğim kaybetmekten aşırı korkan bir yapı farklı takımlarda kendi ölçeklerinde aşırı bir sirkülasyona sebep oluyor. bu sene ligde hocaların ömrü ortalama 3 ay falan. siz bu kadar sirkülasyonun içerisinde diğerleri de aynı yolu tercih ettiği için başarılı olursunuz.

    daha önce de söyledim eğer beşiktaş gelecek sene benzeri bir senaryoyu beklerse haksızlık yapar. hadi bu iddiamı bir örnek olarak alalım. çünkü bu sene yaptıkları şey aslında bir anomali, kabul edelim bunu. ligin sonunda sakatlıklardan iyi çekmiş olsalar da sonuna gelene kadar sakatlık ve korona belası çok yakalarına yapışmadı. attıkları zarlar (örnek joseph, aboubakar) tuttu. bununla da beraber işlediğinde kuvvetli bir oyun bulup iyi bir hava yakaladılar. bu kadar uzun ama sıkıştırılmış bir sezonda bu yaşadıkları merkez alınabilecek bir senaryo olamaz. diyelim gelecek yıl benzeri bir durumla lige girdiler ve bu sefer olmadı. ne olacak sergen gönderilmeli mi, o zaman? aman şampiyonluktan daha alt bir durumdayız deyip sirkülasyon çemberine mi girmeliler.

    bir başka örnek ise şampiyon olduktan sonra bunun şehveti ve kaybetme korkusuyla genişleyen kaynakları kısa süreli (1 veya 2 yıllık) yatırımlara çevirmek ne kadar mantıklı.

    hadi fenerbahçeden bir örnek vereyim şimdi de. (son yıllarda fatih terim olduğu için ve fatih hoca öyle veya böyle bir sabit olabildiği için bizden örnek vermiyorum yoksa bu örnekleri bize yormak zor değil.) cocu'yla yola başladılar. hadi fenerbahçe'nin alışık olamayacağı bir durumda bitti ilk yarı ve cocu'yu gönderdin. kabul edilebilir bir durum. ama şampiyonluk dışı her senaryoda sirkülasyona çemberine girdiğin için cocuyla beraber kaç tane hoca değiştirip kaç tane oyuncu gelip gitti? bu doğru mu? ya da es kaza bu sene şampiyon olmuş olsalardı bu anlattıklarım doğru olacak mıydı?

    bir örnek daha veresim var ama uzun yazmayım sadece takım ismi vereyim anlayın. kayserispor...

    bu yüzden buradaki denge önemli. şampiyonluğu kaybetmenin üzüntüsüyle vasat seviciliği bir tutmak bu dengeyi bozar bence. ya da oyuncu profillerine ve cv'lerine bakmak da bunu bozar. (burada kriter koymada da problemlerimiz var. ya uçuyoruz ya da çok düşüyoruz.) ya da yapılanmadan korkmak da bunu bozacaktır. (her yapılanma şampiyonlukla sonuçlanacak diye bir kural da olamaz.) yani bizim kriterleri çok doğru koyup bu kriterler çerçevesinde bir dengeyi gözetmemiz lazım. böylelikle ne vasat seviciliğe düşersiniz ne de kaybetme korkusuyla sirkülasyon çemberine.

    edit: bir şeyi unutmuşum hemen ekleyeyim. bazı tanımlarımız da uyuşmuyor buradaki yazılarda. burada uyuşmayan sokakta da uyuşmaz. buna çözüm bulmak gerek. bununla beraber parçalar üzerine konuşmakla bütünü konuşmak arasında da problem yaşıyoruz. bizim kadromuz kümülatif olarak iyi bir kadar hem de baya iyi. ama bu durum sezona 6 numarasız başladığımız gerçeğini değiştirmiyor. azalan marjinal fayda kavramına dikkat edilmesi lazım. 4 tane dünya klası santraforunuz olması evet bir artıdır ama kulağa geldiği kadar büyük bir artı değildir. geçen yazdım buraya da not olsun. hazır edit konudan iyice sapıyorum zaten... retrospektif bakıştan da kaçınmanızı öneririm. örneğin taylan çok iyi performans verdi bu sene değil mi? bu sene başından planlanan bir şey olsa dahi 1,5 adamla (etabo'yu yarım sayıyorum çok sınırlı bir rolü oynayabildiği için) o bölgede başlamak yanlıştı. zamanında yaptığınız yanlışların gözükmemesi veya düşük ihtimallerin tutması ne hatalarınızı ne de riskli kararlarınızı değiştirmez. (yazar burada iyice uzatacak olsa beşiktaş'ın joseph ve aboubakar transferlerine güvenmesini eleştirecek.)
App Store'dan indirin Google Play'den alın