592
galatasaray'ı sevme nedenlerimden birisi olarak gösterebilirim. çünkü galatasarayı sadece sporda yaptıklarıyla değil eğitim ve kültür alanında bu ülkeye katmış olduklarıyla da seviyorum. işte bunun nedeni mekteb-i sultanidir. yüzyıllardır bu topraklarda eğitimin en önemli kurumlarından biri olmuş ve hem osmanlı imparatorluğu'na hem de türkiye cıumhuriyeti'ne yıllarca her alanda hizmet vermiş bir kurumdan bahsediyorum.
1453 yılında yapılan bu okul osmanlı sarayına devlet adamı ve siyasetçi yetiştirmiş, savaş zamanlarında ocağa asker yollarmış, dünya savaşında cepheye asker gönderip mezun vermemiş oda yetmemiş binasını hastane olarak kullanarak devlete nice katkılar sunmuş bir mekteptir.
cumhuriyet ilan edildikten sonra yine önderimiz atatürk'ün yenilemesiyle beraber günümüze kadar ülkeye siyasetçi, yazar, şair, tiyatrocu ve daha bir çok büyük insanlar yetiştirerek bu devlete de katkılarını sunmuş bir kulüptür.
1905 yılına gelindiğinde de adını tüm dünyaya duyuracak ve türkiye'nin avrupadaki futbol kapısı olacak galatasaray'ı bünyesinden çıkartarak da adeta zirvede bırakmıştır. kısacası, eğitim, sanat, spor, hukuk gibi bir çok alanda bu memleketin topraklarına yüzyıllarca insanlar yetiştirmiş ve galatasarayı da bizlere hediye etmiştir.
bu kadar eski ve köklü bir eğitim kurumunun ne yazıkki günümüzde galatasaray sk'ya bir faydası yoktur. işte bu üzücü bir durum. kendilerini elit ve liseli olarak tanımlayan bu mektebin mezunları, liseli olmayanlara gereksizce tepeden bakıyor. bu kulüp içinde ve lisede ayrımcılığa ve daha kötüsü yancılığa sebep oluyor. dursun özbek'in ibra edilip mustafa cengiz'in ibra edilmemesi bunun net örneğidir. bunun adı yancılıktır. kardeşini yedirip içirip faturasını kulübe kesen adamın aklandığı yerde kulübün 5 lirasını kendi cebindeki 5 lira gibi gören cengiz'in aklanmaması maalesef üzücü ve saçma bir durumdur. keşke sevdiğim bu kurumun galatasaray'ın ayağındaki pranga olmak yerine galatasaray'ın sağlıklı ve doğru kararlar yetiştirmesine katkıda bulunsa diye insan demeden edemiyor.-
son olarak mekteb-i sultani onurumuzdur, liseci zihniyet sorunumuzdur.
1453 yılında yapılan bu okul osmanlı sarayına devlet adamı ve siyasetçi yetiştirmiş, savaş zamanlarında ocağa asker yollarmış, dünya savaşında cepheye asker gönderip mezun vermemiş oda yetmemiş binasını hastane olarak kullanarak devlete nice katkılar sunmuş bir mekteptir.
cumhuriyet ilan edildikten sonra yine önderimiz atatürk'ün yenilemesiyle beraber günümüze kadar ülkeye siyasetçi, yazar, şair, tiyatrocu ve daha bir çok büyük insanlar yetiştirerek bu devlete de katkılarını sunmuş bir kulüptür.
1905 yılına gelindiğinde de adını tüm dünyaya duyuracak ve türkiye'nin avrupadaki futbol kapısı olacak galatasaray'ı bünyesinden çıkartarak da adeta zirvede bırakmıştır. kısacası, eğitim, sanat, spor, hukuk gibi bir çok alanda bu memleketin topraklarına yüzyıllarca insanlar yetiştirmiş ve galatasarayı da bizlere hediye etmiştir.
bu kadar eski ve köklü bir eğitim kurumunun ne yazıkki günümüzde galatasaray sk'ya bir faydası yoktur. işte bu üzücü bir durum. kendilerini elit ve liseli olarak tanımlayan bu mektebin mezunları, liseli olmayanlara gereksizce tepeden bakıyor. bu kulüp içinde ve lisede ayrımcılığa ve daha kötüsü yancılığa sebep oluyor. dursun özbek'in ibra edilip mustafa cengiz'in ibra edilmemesi bunun net örneğidir. bunun adı yancılıktır. kardeşini yedirip içirip faturasını kulübe kesen adamın aklandığı yerde kulübün 5 lirasını kendi cebindeki 5 lira gibi gören cengiz'in aklanmaması maalesef üzücü ve saçma bir durumdur. keşke sevdiğim bu kurumun galatasaray'ın ayağındaki pranga olmak yerine galatasaray'ın sağlıklı ve doğru kararlar yetiştirmesine katkıda bulunsa diye insan demeden edemiyor.-
son olarak mekteb-i sultani onurumuzdur, liseci zihniyet sorunumuzdur.