araştırıp okumadan, bilmeden çamur atılmaya çalışılan; türkiye'nin en köklü eğitim kurumu.
atatürk'ün galatasaray lisesi'ni nutuk'ta lanetlediği söyleniyor mesela. bakalım ne demiş?
"hâlâ bugün, sultanî mektebinin salonlarını aleyhimizde konferans verdirmek için ecnebilere küşade bulunduranlar var, bu gibilere lânet..."
nutuk'ta geçen metin budur. ne deniyor burada, "(gbkz: galatasaray lisesinin salonlarını yabancılara, aleyhimizde konferans verdirmek için açtıranlara lanet)". mekteb-i sultani'yi mi eleştiriyor yoksa o dönem bu işi yapan kişileri mi? sorunun cevabı basit. o dönem mekteb-i sultani salonları bu işler için kullanan
kişileri lanetlediği ortada.
galatasaray lisesi'ni "
lanetleyen (!)" mustafa kemal atatürk'ün liseyi ziyaretlerine bakalım o zaman bir de.
---
alıntı ---
atatürk'ün galatasaray camiasıyla olan ilişkisi, galatasaray lisesi'ni 2 aralık 1930, 28 ocak 1932 ve 1 temmuz 1933 tarihlerindeki ziyaretleriyle somutlaşmıştır. çok yakın bir tarihte yitirdiğimiz ve bugün örneğine pek rastlanmayan "duayen" gazeteci metin toker' in sözleriyle,
"hiçbir lise atatürk'ten böyle bir ilgi görmemiştir...galatasaray, sadece 'türkiye'nin' batı' ya açılan penceresi' değil, atatürk devrimlerinin en önemlilerinden, belki de en önemlisi laisizmin kilometre taşlarından biri olmuştur.
nasıl harp akademisi, harbiye ve mülkiye sıradan eğitim müesseseleri sayılmazsa galatasaray da sıradan bir lise sayılamaz."
---
alıntı ---
atatürk'ün mekteb-i sultani'yi
ilk ziyareti:
---
alıntı ---
1930 yılında dünyanın ve türkiye'nin, siyasal ve toplumsal konjonktürü oldukça hareketlidir. atatürk 18 kasım'da bir yurt gezisine çıkar ve istanbul'a döndükten sonra bazı okulları ziyaret ve teftiş eder. devletin resmi yayın organı ayın tarihi mecmuası bu olayı şöyle anlatır (cilt 23-24, sayı 79-81, sayfa 6630-6631):
"3.12.1930; reisicumhur gazi hz. saat ikide otomobille saraydan hareket ederek sıra ile harp akademisi, mülkiye ve harbiye mekteplerini...buradan galatasaray lisesi'ni teşrif ettiler.(...) galatasaray lisesi'nde kütüphanenin hatıra defterini imzaladılar. daha sonra müdür odasında bir müddet oturarak mektebin vaziyeti umumiyesi ve talebenin durumu hakkında konuştular. imla, resim ve lisan derslerinde bulundular, mektep müdüründen uzun uzadıya izahat aldılar..."
---
alıntı ---
atamızın mekteb-i sultani'ye yaptığı
ikinci ziyaret:
---
alıntı ---
mustafa kemal, 28 ocak 1932 perşembe günü beyoğlu'nda otomobille çıktığı bir gezinti sırasında saat 16'da galatasaray lisesi'ni ikinci kez ziyaret ederek onurlandırmıştır. lisedeki tarihi tevfik fikret salonunda verilen bir müsamereyi izlemiş ve oyunda rol alan öğrencilere övgüler yöneltmiştir. niyazi ahmet banoğlu'nun "atatürk'ün istanbul'daki hayatı" adlı yapıtında bu ziyaret hakkında bilgi verilmektedir.
---
alıntı ---
atatürk'ün galatasaray lisesi'ni
üçüncü ve son ziyareti:
---
alıntı ---
atatürk'ün galatasaray lisesi'ne üçüncü gelişinin tarihi 1 temmuz 1933'tür. gazi bu gelişinde öğrencilerin tarih-coğrafya-yurt bilgisi grubundan geçirdikleri orta mektep bakalorya sınavlarına bizzat katılmış ve çeşitli sorular sormuştur. maiyetiyle (riyaseticümhur katibi hikmet (bayur), başyaver celal, yaver şükrü ve cevdet beyler ve muallim afet hanım) lise'ye gelen atatürk talebenin alkışları arasında müdürlük odasına çıkmış, burada müdür tevfik bey ve öğretmenlerle okul hakkında görüştükten sonra doğruca imtahan odasına girmiştir.
ilhan e. postacıoğlu'nun anılarından gazi'nin imtahan odasına girdiğinde sınavdaki öğrencinin bandırmalı ahmet olduğunu öğreniyoruz. ardından serbest fırka'nın kurucusu fethi okyar'ın oğlu osman (okyar) sınav odasına alınır. sınavdan çıkan osman okyar'a atatürk tarafından babasına selam söylendiği öğrenciler arasında hızla yayılır ve büyük bir memnuniyet uyandırır. atatürk'ün galatasaray lisesi öğrencilerine yönelttiği bazı sorular şunlardır: atilla'nın romalılar'la ilk harbi; sevr muahedesiyle, lozan muahedesi arasında ne gibi farklar vardır?; eti medeniyeti; devletçiliğin ve fertçiliğin mukayesesi; şimendifer siyasetimiz; malazgirt meydan muharebesi; din ve laiklik üzerine sorular; ispanya yarımadası; mudanya mütarekesi; bizanslılarla türklerin ilk temasları; referandum ve halk oylaması vb. sınavlar gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürmüş ve atatürk galatasaray lisesi'nden memnun kalarak ayrılmıştır. dönemin okul müdürü olan tevfik ararat o günün izlenimlerini şu sözlerle anlatır:
"1 temmuz 1933, galatasaray lisesi'nin yaşadığı en büyük gündür; o gün gazi hazretleri, müessemizde beş saat bir çeyrek saat kalmışlar, ve birinci devre tarih-coğrafya-yurtbilgisi mezuniyet imtahanlarına giren talebemizden dokuzunu imtahan etmek lütfunda bulunmuşlardır. galatasaray lisesi, bundan sonra, o unutulmaz günü her sene anmak ve tekrar yaşamak için aynı devrenin aynı imtihanlarını daima aynı güne koyacaktır."
---
alıntı ---
kaynak:
http://www.galatasaray.org/...es/tarih_ataturk.phpayrıca;
http://www.cumhuriyet.com.tr/medya.php?mn=63322http://galeri.uludagsozluk.com/...a-galatasaray-38580/galatasaray lisesi ile ilgili başka bir bilgi;
---
alıntı ---
ilk istiklal marşı
galatasaray lisesi kurtuluş savaşı sırasında da, tabii ki, aynı niteliğini korumuştu. 14 haziran 1922'de işgal istanbul'unda, claude farrere'in galatasaray lisesi'nde vereceği konferans için basılan ve günümüze kalan davetiye de, açılışta imparatorluk marşı (osmanlı) la marseillaise ile birlikte istiklal marşı'nın da çalınacağı yazılıdır. bu da istiklal marşı'nın istanbul'daki ilk çalınışıdır.
bu sırada okulun ders nazırı, yani fransız müdürü olan monsieur blanchong ise, ülkeleri işgal altında olan öğrencileriyle dayanışmasını göstermek için başından fesi eksik etmemektedir.
---
alıntı ---
http://www.milliyet.com.tr/.../yasam/ozgurluk.html---
alıntı ---
kayıtlara göre, 1912’de 60 mezun veren okuldan 1913’de 34, 1914’te 21, 1915’te 18, 1916’da 4, 1917’de 5 öğrenci ancak mezun olabilmiştir. mezuniyet sayılarının düşüklüğünün tek sebebi, art arda patlak veren savaşlar ve bu savaşlarda öğrencilerin büyük kısmının şehit düşmesiydi. vatan uğrunda şehit yada gazi olmak gayet tabiiydi; ancak bunların vaziyeti bambaşkaydı. çünkü, hepsi de 1909 ve 1914 “askeri mükellef kanunu” gereğince, askerlik vazifesinden ya muaf veya tecilli tutulmuş gençlerdi. (1917 ağustosundan itibaren, artan asker ihtiyacı nedeniyle mekteb-i sultani ve bazı idadilerin son sınıf öğrencilerine askerlik mecburiyeti getirilmiştir.) buna rağmen pek çok öğrenci bu imkanları kullanmamışlar ve gönüllü olarak vatan savunmasına katılmışlardır.
kaynak:
http://www.ataturkdevrimleri.com/...atasaray-lisesi.html ---
alıntı ---
bakıyorum da hakikaten fransız tohumu, vatan hainiymişiz...