• 56
    şampiyonluğun güzel futbolla geldiği sezon. deli gibi özlüyorum bu sezonu. iple çekerdim maçlarımızı. bir resital gibiydi adeta. kazansak da kaybetsek de daima oynadığı futbolla keyif veren bir takım...

    taraftara imza töreninde "yenilince bile 'helal olsun' denilecek bir takım yaratmaya çalışacağız” sözü verip bu sözü bütün bir sezon boyunca hakkıyla tutan o küllerinden yeniden doğmaya susamış fatih terim'i özledim.

    galatasaray'ın hakkını her yerde savunan, inkılapçı hamleler yapan, her demecinde insana bir şeyler öğreten, başkan ne diyecek acaba diye kendini dinlettiren, bir avrupalı'dan bile daha avrupalı ünal aysal'ı özledim.

    bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle 4-4-2 oynayan takımını tam anlamıyla 4-5-2 oynatan johan elmander'i özledim.

    savunmada adeta bir komutan edasıyla etten duvar ören, savunmaya liderlik eden, dosta güven, düşmana umutsuzluk veren kaptan tomas ujfalusi'yi özledim.

    küçük elli diye yaftalanmaya çalışılıp sezon boyu neredeyse clean sheet rekoru kıran ve süper ligde 21. yüzyılın kalecisi olmak için kendi adının efsanesini başlatan 25 yaşındaki fernando muslera'yı özledim.

    orta sahayı domine eden, adeta çiğ çiğ adam yiyerek topu kazandıktan sonra takımı hücuma çıkaran felipe melo'yu özledim.

    yağ gibi akarak hücuma çıkan, muz ortaları ceza sahasına ıskasız teslim eden emmanuel eboue'yi özledim.

    bizim kasap anadolu takımı futbolcularının hakkından gelen matador albert riera'yı özledim.

    her serbest vuruş kazandığımızda bizi penaltı kazanmışız gibi sevindiren ve başına geçtiği topu ağlara göndermesni bilen o zamanın xelçuk'u selçuk inan'ı özledim.

    daha 20 yaşında oynadığı futbolla geleceğin puyol'u olur bu çocuk dedirtecek kadar güven vererek oynayan semih kaya'yı özledim.

    2007-2008'deki etkili performansını bir kez daha ortaya koyan hakan balta'yı özledim.

    kariyer sezonlarını yaşayan engin baytar'ı, emre çolak'ı özledim.

    kadıköy'de direğe takılan milan baros'u, devre arasının ilaç transferi necati ateş'i özledim.

    muslera'yı yetiştiren claudio taffarel'i, hocayı asiste eden ümit davala'yı, takıma sinerji aşılayan hasan şaş'ı ve takıma her maç adeta 180 dk'lık kondisyon depolatan scott piri'yi özledim.

    sadece florya ile ilgilenen abdürrahim albayrak'ı özledim. takımın hakkını medyada yedirtmeyen ali dürüst'ü, adnan öztürk'ü özledim.

    geriye düşülen her maçta "nasılsa çeviririz birazdan" demeyi ve keyifle o geri dönüşü izlemeyi özledim. yenilsek de "aman kaç maçtır yenilmiyorduk zaten arada olur öyle" diyip geçmeyi özledim.

    rakiplerimizin kazansalar da kazandık demeye utanacakları kadar baskın futbol oynamamızı özledim.

    13-14 kişilik rotasyonla 3 günde bir galibiyet sevinci yaşamayı özledim.

    zaman bu hikayedeki herkesi karşı konulmaz bir sel gibi önüne katıp sürükledi. sinsi ve acımasız, hoyrat ve insafsız. her şey dün gibi. ama artık geri dönüş yok. öyle bir geçer zaman ki, ancak anılar kalır bu selden geriye.

    ama hep bu sezonu örnek almak gerek kendimize. ancak o zaman üstüne koyar ve ilerleme kaydedebiliriz.

    görüşürüz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın