• 33
    bu şampiyonluk;

    11 eylül 2011 istanbul bb galatasaray maçı'nda, muslera'nın hatasıydı,

    18 eylül 2011 galatasaray samsunspor maçı'nda, melo'nun füzesiydi, sercan'ın topuk pasıydı,

    21 eylül 2011 karabükspor galatasaray maçı'nda, bünyamin gezer'in fernando muslera'ya gösterdiği kırmızı karttı,

    26 eylül 2011 galatasaray eskişehirspor maçı'nda gökhan zan'ın kafasıydı,

    2 ekim 2011 ankaragücü galatasray maçı'nda rajnoch'un attığı, galatasaray'ın lig tarindeki 3000. golü'ydü,

    16 ekim 2011 galatasaray bursaspor maçı'nda milan baros'un 82'de oyuna girip 86'da oyunun kaderini değiştirmesiydi,

    21 ekim 2011 antalyaspor galatasaray maçı'nda 90+'larda ali tandoğan'ın füzesini, muslera'nın inanılmaz kurtarışıydı,

    26 ekim 2011 galatasaray gaziantepspor maçında hakem abdullah yılmaz'ın bu takımın kaybederken de alkışlanabileceğini bizlere hatırlatmasıydı,

    30 ekim 2011 kayserispor galatasaray maçı'nda semih kaya'nın bizlere bir futbol maçında 3 puandan çok daha değerli şeyler kazanabileceğimizi hatırlatmasıydı,

    5 kasım 2011 galatasaray mersin idman yurdu maçı'nda johan elmander'in kaçırdığı gollerden sonra çimleri dövmesiydi,

    20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçı'nda muslera'nın yarattığı mucizeler bütünüydü,

    26 kasım 2011 galatasaray sivasspor maçı'ndan sonra, fatih terim'in söylediği, galatasaray yerde kalmaz'dı,

    3 aralık 2011 gençlerbirliği galatasaray maçı'nda, tribünlerde duran şampiyonluk şarkısı düşmesin dillerden pankartıydı,

    7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı'nda, galatasaray camiasının tek yürek olup maçı almasıydı,

    11 aralık 2011 trabzonspor galatasaray maçı'nda, eski evinde selçuk inan'ın frikiğiydi,

    16 aralık 2011 orduspor galatasaray maçı'nda milan baros'un uzun bir aradan sonra varını, yoğunu ortaya koymasıydı,

    21 aralık 2011 galatasaray manisaspor maçı'nda 8 numaralı efsane, cevad prekazi'nin geldiği o günde, 8 numaralı selçuk inan'ın attığı muhteşem frikik golüydü,

    3 ocak 2012 galatasaray istanbul bb maçı'nda emre çolak'ın bize en son hagi'den gördüğümüz güzellikteki golleri seyrettirmesiydi,

    7 ocak 2012 samsunspor galatasaray maçı'nda devreyi 2-0 mağlup kapatan galatasaray futbol takımına soyunma odasında imparator'un fırçasıydı,

    14 ocak 2012 galatasaray karabükspor maçı'nda johan elmander ve milan baros'un müthiş uyumlarıydı,

    22 ocak 2012 eskişehirspor galatasaray maçı'nda buz gibi hava ve oynadığımız buz gibi futboldu,

    25 ocak 2012 galatasaray ankaragücü maçı'nda takımın iyi oyunculara sahip olduğu kadar iyi bir yüreğe de sahip olduğunu göstermesiydi,

    28 ocak 2012 bursaspor galatasaray maçı'nda galatasaray futbol takımının kimsenin yenilmez olmadığını görmesiydi,

    1 şubat 2012 galatasaray antalyaspor maçı'nda ali sami yen'e karlar düşerken ömer çatkıç'ın maç sonu şovuydu,

    4 şubat 2012 gaziantepspor galatasaray maçı'nda 40 yıllık galatasaraylının yuvaya döndüm ben mesajı vermesiydi, 4. gününde takımı maça döndüren golü atmasıydı,

    11 şubat 2012 galatasaray kayserispor maçı'nda felipe melo'nun tek vuruşuydu,

    17 şubat mersin idman yurdu galatasaray maçı'nda takımın artık yediği şok gollere tepki gösterebilmesiydi,

    26 şubat 2012 galatasaray beşiktaş maçı'nda topu ite ite beşiktaş kalesine sokmamızdı,

    5 mart 2012 sivasspor galatasaray maçı'nda 77 numaranın füzesiydi, kaptanın ilk golüydü,

    10 mart 2012 galataasaray gençlerbirliği maçı'nda selçuk inan'ın bizi artık frikik olduğunda heyecanlanmamız gerektiğini sağ ayağıyla söylemesiydi,

    17 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçı'nda rakibi 70 dakika ceza sahasından çıkartmamamızdı,

    25 mart 2012 galatasaray trabzonspor maçı'nda mehmet batdal'ın altıpastan atamadığı goldü,

    31 mart 2012 galatasaray orduspor maçı'nda takım uyurken doğu üstten başlanan ''rerere rarara''ydı,

    8 nisan 2012 manisaspor galatasaray maçı'nda muslera'nın penaltısıydı,

    16 nisan 2012 beşiktaş galatasaray maçı'nda aydın'ın inanılmaz füzesiydi,

    22 nisan galatasaray fenerbahçe maçı'ndan sonra bütün stadın takımı ayakta alkışlamasıydı,

    28 nisan 2012 trabzonspor galatasaray maçı'nda selçuk'un buranın tek kralı benim demesiydi,

    2 mayıs 2012 galatasaray trabzonspor maçı'nda muslera'nın yine bizi hayata bağlayan inanılmaz kurtarışlarıydı,

    6 mayıs 2012 galatasaray beşiktaş maçı'nda ceza sahasının önünden frikik kazandığımızda herkesin penaltı olmuş gibi sevinmesiydi,

    12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı'nda johan elmander'in çatlak ayağıyla kaçan gole üzülmesiydi,

    bu şampiyonluk galatasaray'ın transferlere değil bileğine güvendiğinde neler yapabileceğini görmesiydi. bu takım kenetlenmesiydi, fatih terim'in şampiyonluk kutlamalarında şoförün platformda olmadığını görüp, onu içerden çağırtmasıydı. allah'ın adaletiydi bu şampiyonluk.
  • 51
    izlediğim en görkemli şampiyonluğumuz.

    kazanma serisi var 9 maç,
    comebackler var mı, var olmaz mı,
    derbi galibiyetleri var mı, var içeride dışarıda hem de,
    son olarak melo var mı, olmaz mı ilk senemiz,
    en hoca var mı, her şeyi başlatan adam var tabi,
    başkan iyi mi, son derece kuvvetli bir başkan var.
    ve tabi ki de 4-4-2 var mı, olmaz mı sonuna kadar var.

    eksiği yok şu şampiyonluğun. bağıra bağıra gelen bir şampiyonluk sonuç olarak.
  • 59
    2011-2012 sezonu, play-off sistemi olmasa muhtemelen fatih terim'in galatasaray'daki tüm dönemlerinde kazandığı en rahat şampiyonluk olacaktı. çünkü, 2021-2022 sezonunun tam tersi biçimde kolay gol buluyor, zor pozisyon veriyordu. zaten, en yakın rakibi olan fenerbahçe'ye 10 puan fark atmıştı. melo ve riera kavgası yaşanana kadar takımdaki en büyük dert fernando muslera'ya gol attırmaktı.*

    oynanan futbol, benim baştan sona izlediğim en dominant galatasaray futboluydu ve bunu birçok kez yazdım, fatih hoca o sezonki gibi futbolu düzenli olarak oynatsın bence dünyada çalıştıramayacağı hiçbir takım yok. ancak, nedense o fubolu oynatmayı denemek yerine, 2019 yılından beri giderek ızdırap haline gelen geriden oyun kuramama örnekleriyle dolu oldukça sıkıcı bir futbol izliyoruz.

    bugünlerde luyindama'yı beğenmiyoruz ama o sezon bir stoperimiz semih kaya'ydı. van aanholt'u beğemiyoruz ama sol bekimiz hakan balta'ydı. (hakan balta'nın 2009-2010 sezonunda sol bekte ne kadar felaket maçlar çıkardığını hatırlatmama gerek yok sanıyorum.) engin baytar ve emre çolak kariyer sezonunu, necati ateş futboldaki ikinci baharını yaşamıştı.

    yani, 2011-2012'deki gibi bir sistem olsa, yedlin dahil olmak üzere bence bugün beğenmediğimiz oyuncular bile daha verimli olurdu. keşke, o sezon bir anda olduğu gibi bu sezon* da takıma uymayan inadından vazgeçse de o sezonki gibi bir futbol oynatsa fatih hoca...
  • 56
    şampiyonluğun güzel futbolla geldiği sezon. deli gibi özlüyorum bu sezonu. iple çekerdim maçlarımızı. bir resital gibiydi adeta. kazansak da kaybetsek de daima oynadığı futbolla keyif veren bir takım...

    taraftara imza töreninde "yenilince bile 'helal olsun' denilecek bir takım yaratmaya çalışacağız” sözü verip bu sözü bütün bir sezon boyunca hakkıyla tutan o küllerinden yeniden doğmaya susamış fatih terim'i özledim.

    galatasaray'ın hakkını her yerde savunan, inkılapçı hamleler yapan, her demecinde insana bir şeyler öğreten, başkan ne diyecek acaba diye kendini dinlettiren, bir avrupalı'dan bile daha avrupalı ünal aysal'ı özledim.

    bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle 4-4-2 oynayan takımını tam anlamıyla 4-5-2 oynatan johan elmander'i özledim.

    savunmada adeta bir komutan edasıyla etten duvar ören, savunmaya liderlik eden, dosta güven, düşmana umutsuzluk veren kaptan tomas ujfalusi'yi özledim.

    küçük elli diye yaftalanmaya çalışılıp sezon boyu neredeyse clean sheet rekoru kıran ve süper ligde 21. yüzyılın kalecisi olmak için kendi adının efsanesini başlatan 25 yaşındaki fernando muslera'yı özledim.

    orta sahayı domine eden, adeta çiğ çiğ adam yiyerek topu kazandıktan sonra takımı hücuma çıkaran felipe melo'yu özledim.

    yağ gibi akarak hücuma çıkan, muz ortaları ceza sahasına ıskasız teslim eden emmanuel eboue'yi özledim.

    bizim kasap anadolu takımı futbolcularının hakkından gelen matador albert riera'yı özledim.

    her serbest vuruş kazandığımızda bizi penaltı kazanmışız gibi sevindiren ve başına geçtiği topu ağlara göndermesni bilen o zamanın xelçuk'u selçuk inan'ı özledim.

    daha 20 yaşında oynadığı futbolla geleceğin puyol'u olur bu çocuk dedirtecek kadar güven vererek oynayan semih kaya'yı özledim.

    2007-2008'deki etkili performansını bir kez daha ortaya koyan hakan balta'yı özledim.

    kariyer sezonlarını yaşayan engin baytar'ı, emre çolak'ı özledim.

    kadıköy'de direğe takılan milan baros'u, devre arasının ilaç transferi necati ateş'i özledim.

    muslera'yı yetiştiren claudio taffarel'i, hocayı asiste eden ümit davala'yı, takıma sinerji aşılayan hasan şaş'ı ve takıma her maç adeta 180 dk'lık kondisyon depolatan scott piri'yi özledim.

    sadece florya ile ilgilenen abdürrahim albayrak'ı özledim. takımın hakkını medyada yedirtmeyen ali dürüst'ü, adnan öztürk'ü özledim.

    geriye düşülen her maçta "nasılsa çeviririz birazdan" demeyi ve keyifle o geri dönüşü izlemeyi özledim. yenilsek de "aman kaç maçtır yenilmiyorduk zaten arada olur öyle" diyip geçmeyi özledim.

    rakiplerimizin kazansalar da kazandık demeye utanacakları kadar baskın futbol oynamamızı özledim.

    13-14 kişilik rotasyonla 3 günde bir galibiyet sevinci yaşamayı özledim.

    zaman bu hikayedeki herkesi karşı konulmaz bir sel gibi önüne katıp sürükledi. sinsi ve acımasız, hoyrat ve insafsız. her şey dün gibi. ama artık geri dönüş yok. öyle bir geçer zaman ki, ancak anılar kalır bu selden geriye.

    ama hep bu sezonu örnek almak gerek kendimize. ancak o zaman üstüne koyar ve ilerleme kaydedebiliriz.

    görüşürüz.
  • 60
    sıradan bir şampiyonluk değildi. galatasaray dominasyonunu 10 yıllık bir aradan sonra tekrar başlatan şampiyonluktu.

    2011-12 galatasaray
    2012-13 galatasaray
    2013-14 fenerbahçe
    2014-15 galatasaray
    2015-16 beşiktaş
    2016-17 beşiktaş
    2017-18 galatasaray
    2018-19 galatasaray
    2019-20 başakşehir
    2020-21 beşiktaş
    2021-22 trabzonspor
    2022-23 galatasaray
    2023-24 galatasaray

    o sezondan bugüne kadar 7 kez galatasaray, 6 kez diğer hepsinin toplamı şampiyon olmuş. galatasaray’ın bir de 2020-21’de gol averajıyla elde edemediği bir şampiyonluk var. 8’e 5 de olabilirdi. büyük takımız gerçekten.
  • 50
    benim için yeri çok ayrı. o yıl üniversite sınavlarına hazırlanıyorum, ailevi problemler var falan filan. velhasılıkelam stresli günler geçiriyorum. lojmana taşındık o sene. tüm dairelerde lig tv bağlantısı var ama ben 2010-11 sezonundan dolayı o kadar mutsuzum ki “zaten sınav dönemi, maç falan izlemem sanırım” kafasındayım. derken çok hızlı gelişen yönetim değişimi, fatih hocanın gelişi, selçuk inan ve elmander’in transferi ile o kadar heyecanlanıyorum. altın bidon denilen melo geliyor ve o sene avrupa’nın en iyi defansif orta sahalarından katkılarından birini veriyor, muslera desen hakeza öyle. semih, emre çolak gibi iki genç çıkıyor takır takır oynuyor. tabii bu arada ben de her gün okuldan çıkıp dershaneye gidiyorum, maç olan günler eve erken geliyorum ve keyifle maçımı izliyorum. totemim de var tabii. maç günleri kütüphanede soru çözerken galatasaray marşları dinliyorum, çalışıp mola verdiğimde galatasaray sözlükteyim. stres olduğum yılı çekilebilir kılıyor bana takım.

    o kadar güvenilir bir takım vardı ki o dönem, top bizim yarı sahamıza geçtiğinde geometri kitaplarına dönerdim. bilirdim ki takım kolay kolay gol yemeyecek. *takım savunmasının bu kadar kaliteli yapıldığı bir sezonu daha ben hatırlamıyorum.

    işte bugünlere isyanım tam da bu yüzden. galatasaray’ın neler yapabileceğini bildiğimden şu dönemki futbolu görmek beni çok üzüyor. galatasaray’ın genlerinde zaten başarı var, bizim istediğimiz kaliteli bir futbolla, birbirine kenetlenmiş bir takımla alınacak başarı.

    ekleme: bu zamanlarda (bkz: timur arslan) isminde bir youtube hesabından videolar hazırlanırdı. hala daha 2-3 ayda bir girip videolarını izleyip tekrar duygulanırdım. nedense timur arslan hesabından bu videoları kaldırmış ama başka bir kişiden buldum, o dönemi hatırlamak isteyen olursa diye aşağı bırakıyorum.

    https://youtu.be/qRdfQplvpTQ

    edit:ekleme
  • 61
    24-25 sezonunda transfer döneminin kapanması ile birlikte kadroda skor üretecek icardi - osimhen haricinde kimse yok diyen galatasaray taraftarına bu sezonu hatırlatmak gerekiyor.

    kadroya bakıldığında ne saf bir golcü ne de kanattan skor katkısı verecek kimse yok gibi görünüyor. fakat bu dönemde takım öyle bir kompakt futbol oynadı, öyle büyük bir enerji ile rakip takımı boğdu ki selçuk-melo orta saha ikilisi bile 10'ar golün üzerine çıktı.

    yani futbolda skor, sadece skor yapan özellikte futbolcular sayesinde gelmiyor. birlikte oynama, taktiksel bütünlük ve yüksek enerjinin kaliteli isimlerle birleşmesiyle de aslında istediğiniz skorları elde ediyorsunuz. ki bu sezondan farklı olarak 24-25 sezonunda forvetimizde dünya çapında iki isim var.

    o efsane kadroyu hatırlayalım:

    ------------------------muslera-------------------------
    eboue-------semih-------ujfalusi------riera
    engin--------melo---------selçuk--------emre ç.
    -------------elmander------necati-------------
  • 46
    allah'ın adaletinin en bariz göstergesi olan sezon. sen türlü dalaverelerle, yalakalıklarla ligde kal, üstüne bi de senin kodamanların süper final diye bi saçmalık getirsin daha kolay şampiyon ol diye ancak ezeli rakibin son maçta berabere kalarak senin evinde elinden şampiyonluğu alsın.

    küfür gibi aq.

    allah'ın adaleti tecelli etti mi öyle güzel ediyor ki.

    dünya durdukça unutulmayacak, galatasaray tarihinin en efsane sezonudur. bütün kollamalara karşı herkesin kafasına vura vura şampiyon olunmuştur.
  • 62
    sezona başlayan kadro ile bitirilen kadronun hiçbir alakası yoktu bu sezonun.

    ilk maçımız olan 11 eylül 2011 istanbul bb spor galatasaray maçında sahaya çıkan kadro hiç oturmamış, alışkanlık kazanmamış bir kadroydu, neredeyse kimse kendi bölgesinde oynamıyordu.

    11 eylül 2011 istanbul bb spor galatasaray maçı kadrosu:

    ----------------------muslera-------------------------
    ujfalusi-------gökhan zan-------servet çetin------çağlar birinci
    -------------melo---------sabri sarıoğlu-----------
    --------------------selçuk inan-------------
    -kazım----------------------------------------eboue
    ----------------------baros-------------

    sezon içinde kadroyu oturtana kadar ilk 11 haftada tam 6 maçta puan kaybetmiştik, 6 farklı dizilişle oynamış ve durmadan denemeler yapmıştık. elmander-sercan, elmander tek forvet, baros tek forvet gibi denemeler yapmıştık. bu sezon başarılı olmamızı sağlayan 4-4-2 elmas ilk fenerbahçe maçında fatih hoca'nın birden emre çolak'ı orta saha başlatıp alex'i kitletme rolünü vermesiyle başladı ve 11 maçlık mağlup olmama serimiz devam etti. o zaman için müthiş bir şeydi üst üste 9 maç falan kazandık.

    sezonu bitiren ve en iyi kadromuz da böyleydi:

    ------------------------muslera-------------------------
    eboue-------semih-------ujfalusi------h.balta
    ---------------melo---------selçuk--------
    ------engin--------------------------emre çolak-------
    -------------elmander------necati-------------

    galatasaray tarihinin en iyi futbol oynayan takımlarından biriydi bu kadro ve 34 maçta 69 gol ile bitirdi ligi, maç başı 2.03 gol ortalaması ile oynadık. çok az yiyip kapattık açığı ama yine de skor üretme konusunda ekstra adam bulsak bile zorlandığımız dönemler oldu. o sezon da net şekilde sezon içinde nasıl gol atacağız fikri aklıma geliyordu ama takım bir şekilde çoğunlukla çözüm üretiyordu.

    galatasaray'ı müthiş şekilde hissettiğim, fenerbahçe süper final maçında hüngür hüngür ağladığımız bir sezon, en çok zevk aldığım, takım oturduktan sonra izlemekten en çok zevk aldığım sezon bu sezon. 12-13 kadrosu daha kaliteliydi ama 11-12 galatasaray oyunuyla hiç alakası olmayan bir oyun oynuyorduk, 11-12 kadrosuyla avrupada oynayabilmek, avrupa takımlarını nasıl bayılttığını görmek isterdim. 12-13 kadrosu da tatmin etse de benim hayallerim hep 11-12 ana kadrosuyla oynamakta kaldı.

    sıfırdan kurulmuş bir takım olan bu kadroya yapılan neredeyse her ekleme müthişti. eboue-ujfa-melo-selçuk-engin-muslera-elmander-devre arası necati neredeyse ıska geçilen transfer yoktu. riera başta tutmamış öteki sezon ise sol beke geçince müthiş performans vermişti yine. keşke şu kalitede futbol oynayabilen bir galatasaray'ı tekrar izleyebilsek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın