• 23291
    (bkz: #2777787)
    (bkz: #2779977)
    (bkz: #2791257)

    biz bunları yazarak anlattık, çizgiyle anlattık. anlattık da anlattık.

    galatasaray eğer ki bu beklerle oynamaya devam edecekse, ki öyle duruyor, 3’lü savunma ya da marcao’nun sol bek olduğu 4-4-2’den başka bir şey paklamaz dedik.

    neden 3’lü savunma? çünkü savunma zaafiyetin olan çok oyuncun var.

    ufak not: 3’lü savunma defansif, çift forvet hücum dizilimleri değildir. dizilim senin oyun felsefeni belirlemez. 3’lü savunmayla dünyanın en hücumcu takımı, çift forvetle dünyanın en defansif takımı olabilirsiniz.

    ilk olarak beklerin... nagatomo tamam eh işte ama şener, emre, sol bek oynadığında ömer ve tabi ki emeklilikte yaşa takılan mariano. rakipler için birer maden senin iki bekin. bunların savunma zaafiyetini kapatmak için çift stoper önündeki nzonzi bir yere kadar seni götürse de bir noktadan sonra o “bile” beceremiyor. luyindama maç içinde ne zaman mariano’nun kademesine girse direkt ve hızlı çıkan hemen her rakip pozisyona giriyor.

    luyindama’nın dünyanın en iyi stoperi olması bile bunu engelleyemiyor. luyindama her kademeye girdiğinde marcao biraz daha ortaya kayıyor ve ters kanatta mini bir konya ovası oluşuyor.

    velhasılkelam, ikinci olarak; marcao demişken... rakibinin sırtında orta sahaya kadar gitmeye bayılıyor bu kardeşimiz. hücumu seviyor, öne çıkmayı seviyor. ama öne çıkıp geçildiğinde ya biz pozisyon yiyoruz, ya da marcao kart yiyor. çift stoperin önünde de nzonzi nispeten geri dönüşlerde yavaş kaldığı için rakibin pozisyon bulması kaçınılmaz oluyor.

    bu arada nzonzi olmasa muhtemelen küme düşme hattındaydık. neden saçma sapan eleştirilere maruz kalıyor anlamak mümkün değil.

    şimdi öncelikli bu iki zaafiyetinden kurtulmak için ne yapıyorsun? üçüncü bir stoper ekliyorsun. luyindama sağ kanat bekinin kademesine yine giriyor, ama bu sefer arkada iki stoper+geriye dönmekte olan lemina/nzonzi kalıyor. pozisyon verme olasılığımız bayağı bi düşüyor. marcao’nun ileri çıkışlarına hem izin veriyorsun hem de yarattığı zaafiyetleri yine yukarıda saydığım üç kişi sayesinde tolore edebiliyorsun. hatta yeri geliyor hem marcao hem luyindama’nın ileri çıkışlarını tolore edebiliyorsun.

    böyle bir dizilişte ortadaki stoperin oyun kurulumunda ve rakip karşılamada daha geri planda kalıp, ana görevini arkayı süpürmek olarak verdiğinde de ahmet çalık gibi yetersiz bir stoperin bile hatasız oynayabiliyor.

    peki, bu üçlünün önünde nzonzi mi, lemina mı? lemina dün* çok iyiydi. ama bence, yine de özellikle rekabet seviyesi yüksek karşılaşmalarda nzonzi. nzonzi’yi arkaya atıp lemina’dan öndeki serbest iki orta sahanın defansif zaafiyetlerini kapatma sorumluluğunu üstünden aldığımızda, lemina ileride çok daha önemli bir hücum silahına dönüşecektir.

    ama lig maçlarında ömer-seri-lemina üçlüsünü görmeyi de çok isterim. bu üçlüden hepsinin de box-to-box oynaması kaydıyla tabi ki. dünkü gibi lemina’nın stoperlerin önünde konumlanmasındansa üç 8 numara görmek daha heyecan verici oluyor.

    bu üç hareketli orta sahanın yanlarına sürekli gidip gelecek bir emre taşdemir-nagatomo ikilisini koyduğumuzda öndeki serbest adem ve arayan falcao hayvan gibi, tekrar ediyorum hayvan gibi pozisyon bulacaktır.

    nzonzi’nin stoper oynama konusu. orta sahayı domine etme ihtimali benim iştahımı daha çok kabartsa da, mantıksız değil. denemekten zarar geleceğini düşünmüyorum.

    marcao’nun ve luyindama’nın çok daha rahat ileri çıkacak olması rakibin dengesini nasıl bozuyor dün birçok kez gördük, üstüne ikinci golümüz de bu şekilde geldi.

    bu arada ikinci gol demişken, şöyle organize gol görmeyi çok özlemişiz.

    dünkü dizilimde kızacak, eleştirecek hiçbir konu yoktu ki başarı da geldi zaten. oyun tatmin etti mi? tabi ki hayır. ama akmasa da damladı işte. abartılacak da gömülecek de bir şey yoktu.

    oyuncu tercihlerinde kızacak bir şey var mıydı? nagatomo olmadığı için mariano tercihine bir şey diyemiyoruz ancak feghouli... gerek yoktu. fena oynamadı ama yine de gerek yoktu.

    ısrar edilmesi gerekiyor bu dizilişte. ilk kez kullanıldığı psg maçından birkaç gün önce leipzig maçında gördüklerimi aktarmıştım. neredeyse aynısını uygulayıp gücümüz yeterince güzel de top oynamıştık o karşılaşmada. keza içerdeki real madrid maçında da, ikinci yarıda saçma sapan bir kararla bu dizilişten vazgeçene kadar fena top oynamamıştık.

    bu yüzden ısrar edilmesi gerekiyor. zaten o psg maçından sonra neden vazgeçildi gerçekten akıl sır ermiyor. en çok da buna kızıyorum zaten. dün hocanın da dediği gibi, inşallah bu bir başlangıçtır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın