4-4-2

özellikle şampiyonlar ligi seviyesinde, görece sizden daha kuvvetli takımlara karşı kontrolü bir oyun formasyonu ve kompakt bir anlayış ile sahada olmanız gerekir. buna hep boks müsabakalarından örnek veririm; önce kendini savunacaksın, rakibini tartacak, açıklarını kollayacak ve en uygun zamanda darbeyi indereceksin. 2001-2002 sezonunda, elinde üst düzey bir kadro olmamasına rağmen doğru oyun planı ile mircea lucescu bunu çok iyi yapıyordu. ki zaten doğru oyun da, sıradan oyuncuların çoğunlukta olduğu bir kadroyla olsa bile galatasaray'ın şampiyonlar ligi'ndeki en parlak dönemlerini yaşamasını sağlamıştı. şampiyonlar ligi arenası, 'biz galatasaray'ız, rakibe bakmadan kendi oyunumuzu oynarız' diyebileceğiniz bir yer değil. işte, bunu dediğiniz için içerde, real madrid bile olsa 6 gol yersiniz, bundan kaçış yok. sizden çok daha yüksek bütçeli takımlara karşı dirençli bir oyun ortaya koymanız gerekirken onlardan daha az bir koşu mesafesiyle hiç bir yere gelemezsiniz. her şeyden önce, şampiyonlar ligi'ne özel bir oyun formasyonu ve yine buns uygun bir oyun planı belirlenmesi gerekir. alan kontrolü için bu seviyede 4-4-2 nin yan formasyonu olan sahte 9 lu bir 4-4-2 nin doğru ve şu an ki kadro yapısına en uygun dizilim olduğunu düşünüyorum.

------------------------------muslera-------------------------------

-----linnes-----luyindama-------marcao------yuto------

-----feghouli----fransergio-----seri----belhanda------

-----------------------------------------------babel-------------------

---------------------deep lying forward---------------------------

merkez orta sahada yer alan fransergio, braga forması giyen, 1.87 boyunda çift yönlü bir oyuncu. santrafor için ise 25 gol ve üzerinde atacak onun haricinde suya sabuna pek dokunmayacak bir hedef santrafordan ziyade, gerekirse 14-15 atacak ancak çevresini de oynatacak, top saklayacak, al ver yapacak bir isim isterdim. bunun için de osijek forması giyen mirko mariç oldukça iyi bir tercih olabilirdi.