580
türkiye'nin sayılı okullarından biri. bu okuldan son zamanlarda yetişen azgın çoğunluk taraftarı olduğumuz galatasaray'a zarar vermektedir. bunu her aklı başında taraftar idrak eder. rakip takım taraftarı da bu okuldan yola çıkarak bizi aşağılamak için fransız der. galatasaray lisesinin tarihi ne o azgın çoğunluk gibi ne de rakip taraftarın dediği gibi fransız okulu. okulun kuruluşunu 2.bayezid dönemi'ne ve gül baba'ya kadar götürmek mümkünse de resmi olarak sultan abdülaziz dönemi'nde mektebi sultani adıyla kurulmuştur. okul kurulurken bugünkü gibi lise olarak değil liseden sonraki yükseköğretim olarak tasarlanmıştır. fransız ihtilali sonrası fransa kültürünün dünyaya yön vermesi ve fransa ile yürütülen ilişkiler neticesinde okul fransız maarifine uygun bir şekilde yapılandırılmıştır. rakiplerin fransız demesi de buradan gelir. peki bu okulda yetişenler gerçekten ülkemize fransız mı kalıyordu? tabii ki hayır. birçok münevverin yetiştiği, ülkenin ilk futbol kulübünü kuranların okuduğu, 1.dünya harbi sırasında vatanı için şehid olan öğrencilerin mezun olamadığı bir okuldur galatasaray lisesi. birileri işgal güçleri ile maç yapıp kupa kazanmak ile övünürken galatasaray lisesi mensupları anadolu'ya silah kaçırmakta ve anadolu'ya geçmekteydi. 18 mart kahramanı ve milli mücadelenin önemli komutanlarından cevat çobanlı da galatasaray lisesi mezunuydu. cumhuriyet sonrası kulüp ile ilişkilerini koparmayan lise doksanlara kadar sakin bir çoğunluk iken doksanlı yıllarda gelen şampiyonluklar ve milenyuma uefa kupası ve süper kupa şampiyonluğu ile yapılan başlangıç sonrası pastayı paylaştırmak yerine kendileri yemek istemiş o zaman lise tarafına geçmeyen faruk süren'i başkanlıktan indirmiştir. sırf liseli diye galatasaray'ın dünya kulübü olmasına köstek olan başarısız özhan canaydın'ı defalarca seçtiler. rahmetlinin sağlık sorunları olmasa seçmeye devam edeceklerdi. adnan polat onlar için geçiş başkanıydı. sağolun başarılı bir yönetici kötü bir başkan olan adnan polat ekmeklerine yağ sürdü. sonra kendi adamları olan ünal aysal'ı getirdiler. aysal kendi çizgilerinden çıkınca onun yerine bir dedeyi getirdiler. d.a.ö. faciası sonrası emanetçi olarak koltuğu mustafa cengiz'e verdiler. mustafa cengiz beklediklerinden dişli çıkınca onu ibra komedisi ile indirmek istediler. ahir kelam böyle köklü ve zamanında iyi eğitim vermiş bir okulun mezunlarının zihniyetinin faşizan kafa yapısında olması günümüzde her alanda yaşanan kokuşmuşluğu da gözler önüne sermektedir.