567
kolay kolay unutulmayacak bir kış transfer dönemi geçiyoruz...
garry gitti. o bonservis ile zaten iyi oynasa da gönderilmesi mantıklıydı. ayrıca çok tahmin edilebilir bulduğumu ve bunun bi handikap yarattığını söylemiştik.
serdar, eren ile ilgili bi gelişme yok ve yakın zamanda da olmayacak gibi. uzun vadede güvenemeyeceğin isimler, istikrarsızlık abideleri adeta. kapı dışına konmalarında sıkıntı yok. fakat kontratlarından çıkabilir miyiz?
belhanda! otur oturduğun yerde, hiçbir yere gitmiyorsun.
maicon'cuğum duydum ki arap futbol dünyasında büyük yatırımlar yapılıyormuş, 3-5 seneye şl'nin yerini aşl* alacakmış öyle duydum. git bi bak derim abi.
ozan... stuttgart cephesi için müthiş ekleme. bonservis desen çıkış maddesi de düşünüldüğünde gayet makul. bi sonraki adım için bundesliga, çok iyi bi fikir*. hâl böyleyken haberi okuduğumdan beri niye içim içimi yiyor, bilemiyorum. sana galiba fazla tutuldum, seni bırakamıyorum. sanrım senin bu takımda bi şampiyonlukta başrol oynayıp ardından bi sezon daha şl oynadıktan sonra kırmızı güllerle veda edeceğimizi bekliyordum ama olmadı. yolun açık olsun. bizleri unutma arada yaz, olur mu?
şu an günlerden 16 ocak çarşamba ve artık transfer dönemini yarılamış bulunmaktayız. eksik olan mevkiler: stoper, santrafor (2) ve kanat. yani 4 transfer için 15 gün. bu noktada fatih hocam benim her şeyin en iyisini bilir düşüncesi dışında vazgeçtiğimiz oyuncuların 3 kupada sonuna kadar gitme hedefimizden vazgeçtiğimiz anlamına gelmediği konusunda kendimi ikna edemiyorum. çünkü, niye? niyesi şu, ne zaman gönderilen isimlerin yerini aynı transfer döneminde doldurabildik ki? hadi mevcut yönetimin üst üste yapamadıklarını bi kenara koyalım, yakın tarihimiz yokluğunu uzun süre aradığımız futbolcularla dolu değil mi?
transfer periyodu başladığında galatasaray'ın vasatlığı temsil eden oyuncularla yollarını ayrıma fikrinden dolayı çok ümitliydim. takım; yüksek iş ahlâkı ve çalışkanlığı ile tanınan, kaliteli olduğu gibi potansiyelli, profesyonel oyuncuları bünyesine katmak istediğini ve ardından da katacağını öngörmüştüm. fakat şu o kadar pozitif bakamıyorum. ayrıca biliyorum ki önceki sezon 29 gol atan ismi* kariyerinde 15 golü aşamamış biriyle "doldurmakta" sakınca görmeyen kişilerden doğru bi kadro planlaması nasıl, neden beklenebilir ki? sakince 1 şubat'ı beklemek lazım, olmadı -hocam'ın dediği gibi- 1 eylül'ü.
garry gitti. o bonservis ile zaten iyi oynasa da gönderilmesi mantıklıydı. ayrıca çok tahmin edilebilir bulduğumu ve bunun bi handikap yarattığını söylemiştik.
serdar, eren ile ilgili bi gelişme yok ve yakın zamanda da olmayacak gibi. uzun vadede güvenemeyeceğin isimler, istikrarsızlık abideleri adeta. kapı dışına konmalarında sıkıntı yok. fakat kontratlarından çıkabilir miyiz?
belhanda! otur oturduğun yerde, hiçbir yere gitmiyorsun.
maicon'cuğum duydum ki arap futbol dünyasında büyük yatırımlar yapılıyormuş, 3-5 seneye şl'nin yerini aşl* alacakmış öyle duydum. git bi bak derim abi.
ozan... stuttgart cephesi için müthiş ekleme. bonservis desen çıkış maddesi de düşünüldüğünde gayet makul. bi sonraki adım için bundesliga, çok iyi bi fikir*. hâl böyleyken haberi okuduğumdan beri niye içim içimi yiyor, bilemiyorum. sana galiba fazla tutuldum, seni bırakamıyorum. sanrım senin bu takımda bi şampiyonlukta başrol oynayıp ardından bi sezon daha şl oynadıktan sonra kırmızı güllerle veda edeceğimizi bekliyordum ama olmadı. yolun açık olsun. bizleri unutma arada yaz, olur mu?
şu an günlerden 16 ocak çarşamba ve artık transfer dönemini yarılamış bulunmaktayız. eksik olan mevkiler: stoper, santrafor (2) ve kanat. yani 4 transfer için 15 gün. bu noktada fatih hocam benim her şeyin en iyisini bilir düşüncesi dışında vazgeçtiğimiz oyuncuların 3 kupada sonuna kadar gitme hedefimizden vazgeçtiğimiz anlamına gelmediği konusunda kendimi ikna edemiyorum. çünkü, niye? niyesi şu, ne zaman gönderilen isimlerin yerini aynı transfer döneminde doldurabildik ki? hadi mevcut yönetimin üst üste yapamadıklarını bi kenara koyalım, yakın tarihimiz yokluğunu uzun süre aradığımız futbolcularla dolu değil mi?
transfer periyodu başladığında galatasaray'ın vasatlığı temsil eden oyuncularla yollarını ayrıma fikrinden dolayı çok ümitliydim. takım; yüksek iş ahlâkı ve çalışkanlığı ile tanınan, kaliteli olduğu gibi potansiyelli, profesyonel oyuncuları bünyesine katmak istediğini ve ardından da katacağını öngörmüştüm. fakat şu o kadar pozitif bakamıyorum. ayrıca biliyorum ki önceki sezon 29 gol atan ismi* kariyerinde 15 golü aşamamış biriyle "doldurmakta" sakınca görmeyen kişilerden doğru bi kadro planlaması nasıl, neden beklenebilir ki? sakince 1 şubat'ı beklemek lazım, olmadı -hocam'ın dediği gibi- 1 eylül'ü.