1539
sadece futbol değil, ticaretin her alanında sınırlamanın 2 amacı olur.
1) yerli üreticiyi koruma ve destekleme
2) vasıfsız ve ucuz yabancı üreticinin pazarı ele geçirmesini engelleme
şimdi düşünelim. yabancı sınırı çok matah bir şey olsaydı 1923'ten bu yana son derece ağır bir şekilde uygulanan yabancı sınırı türkiye'yi avrupa'nın futboldaki en iyi ülkeleri arasına sokardı değil mi? 1959'da futbolu profesyonelleştirmeyi başardık. aradan geçen neredeyse 60 senede avrupa'da arada bir başarı sağlayan yegane türk futbol takımı galatasaray. (diğer "büyük" kulüplerimizin isimleri bile bilinmiyor) milli takımlar düzeyinde ise dünya kupasına ve avrupa şampiyonalarına 40 yılda bir katılabilen bir ülkeyiz. bu durumda "yabancı sınırlaması, hedeflenen amaca ulaşamamıştır" demek yanlış olmaz.
yabancıyı sınırlayarak başarı sağlayamayız. önemli olan yerli genç futbolcu üretimini teşvik etmek. hatta daha açık tabirle, takımları genç oyuncu yetiştirmeye zorlamak. burada dikkat edilmesi gereken nokta şu. mental, teknik ve fiziksel anlamda en üst seviye olan süper lig'de, yetersiz oyunculara sırf pasaportları nedeniyle ederlerinden fazla değer vermeyecek düzeni kurabilmek zorlu bir iş. (bkz: tarık çamdal) yani bizim sadece ve sadece genç türk futbolcuları korumamız, genç olmayan türk oyuncuları ise vahşi futbol arenasında kendi haline bırakmamız gerek.
benim yıllardır savunduğum şu:
"sahada yer alan 11. oyuncu, transfer tahtasının kapatıldığı gün 21 yaşından gün almamış, türk milli takımında oynama yeterliliği olan bir oyuncu olmak zorundadır."
şeklinde bir kural koyup yabancı sınırını tamamen serbest bırakmalıyız. (14 yabancı sınırı da kalkacak doğal olarak) bunun ne gibi artıları olur:
genç oyuncularımızın en üst seviyede forma giymelerini sağlayarak profesyonel yaşama (idman ve maç temposu, basınla ve halkla ilişkiler gibi) erken yaşlarda adapte olması başarılır.
sadece tüketmek üzerine şekillendirilen süper lig, her 2 senede bir 20'ye yakın oyuncu üretmek zorunda kalır.
pasaportundan ötürü inanılmaz kontratlara oynayan türk futbolcularla karşılaşmayız. (bkz: selçuk inan)
düzenli olarak oyuncu yetiştirilmesinden ötürü yurtdışındaki kulüplerin sürekli olarak dikkatlerini türkiye'deki genç oyuncular üzerinde yoğunlaştırmayı başarırız.
elbette 2018-2019 sezonundan itibaren bu kural uygulamaya konulamaz. ancak bildiğiniz üzere artık takımlarımız 21 kişilik maç kadrosu belirliyorlar. 1 yıllığına 10 yedek oyuncunun 2'sinin 21 yaş altında olması zorunluğu koyularak geçiş döneminin daha yumuşak geçmesi sağlanabilir.
sonuç olarak yabancı sınırının geri getirilmesi bizi bir adım bile ileri götürmez. örnek almamız gereken yabancı sınırının olmadığı ancak tabiri caizse leblebi gibi oyuncu üreten avrupa'nın 4 ligindeki sistem olmalıdır.
1) yerli üreticiyi koruma ve destekleme
2) vasıfsız ve ucuz yabancı üreticinin pazarı ele geçirmesini engelleme
şimdi düşünelim. yabancı sınırı çok matah bir şey olsaydı 1923'ten bu yana son derece ağır bir şekilde uygulanan yabancı sınırı türkiye'yi avrupa'nın futboldaki en iyi ülkeleri arasına sokardı değil mi? 1959'da futbolu profesyonelleştirmeyi başardık. aradan geçen neredeyse 60 senede avrupa'da arada bir başarı sağlayan yegane türk futbol takımı galatasaray. (diğer "büyük" kulüplerimizin isimleri bile bilinmiyor) milli takımlar düzeyinde ise dünya kupasına ve avrupa şampiyonalarına 40 yılda bir katılabilen bir ülkeyiz. bu durumda "yabancı sınırlaması, hedeflenen amaca ulaşamamıştır" demek yanlış olmaz.
yabancıyı sınırlayarak başarı sağlayamayız. önemli olan yerli genç futbolcu üretimini teşvik etmek. hatta daha açık tabirle, takımları genç oyuncu yetiştirmeye zorlamak. burada dikkat edilmesi gereken nokta şu. mental, teknik ve fiziksel anlamda en üst seviye olan süper lig'de, yetersiz oyunculara sırf pasaportları nedeniyle ederlerinden fazla değer vermeyecek düzeni kurabilmek zorlu bir iş. (bkz: tarık çamdal) yani bizim sadece ve sadece genç türk futbolcuları korumamız, genç olmayan türk oyuncuları ise vahşi futbol arenasında kendi haline bırakmamız gerek.
benim yıllardır savunduğum şu:
"sahada yer alan 11. oyuncu, transfer tahtasının kapatıldığı gün 21 yaşından gün almamış, türk milli takımında oynama yeterliliği olan bir oyuncu olmak zorundadır."
şeklinde bir kural koyup yabancı sınırını tamamen serbest bırakmalıyız. (14 yabancı sınırı da kalkacak doğal olarak) bunun ne gibi artıları olur:
genç oyuncularımızın en üst seviyede forma giymelerini sağlayarak profesyonel yaşama (idman ve maç temposu, basınla ve halkla ilişkiler gibi) erken yaşlarda adapte olması başarılır.
sadece tüketmek üzerine şekillendirilen süper lig, her 2 senede bir 20'ye yakın oyuncu üretmek zorunda kalır.
pasaportundan ötürü inanılmaz kontratlara oynayan türk futbolcularla karşılaşmayız. (bkz: selçuk inan)
düzenli olarak oyuncu yetiştirilmesinden ötürü yurtdışındaki kulüplerin sürekli olarak dikkatlerini türkiye'deki genç oyuncular üzerinde yoğunlaştırmayı başarırız.
elbette 2018-2019 sezonundan itibaren bu kural uygulamaya konulamaz. ancak bildiğiniz üzere artık takımlarımız 21 kişilik maç kadrosu belirliyorlar. 1 yıllığına 10 yedek oyuncunun 2'sinin 21 yaş altında olması zorunluğu koyularak geçiş döneminin daha yumuşak geçmesi sağlanabilir.
sonuç olarak yabancı sınırının geri getirilmesi bizi bir adım bile ileri götürmez. örnek almamız gereken yabancı sınırının olmadığı ancak tabiri caizse leblebi gibi oyuncu üreten avrupa'nın 4 ligindeki sistem olmalıdır.