15299
9 nisan 2018 gençlerbirliği galatasaray maçındaki mağlubiyetin bir numaralı sorumlusu olan galatasaray'ın en büyük efsanesi. normalde teknik direktörlere şunu yapması hataydı demeyi sevmem. sonuçta teknik direktörlerin kafalarında bir plan oluyor, ona uygun tercihler yapmaya çalışıyorlar. çoğu da futbolu bizden daha iyi biliyor, bizim düşünmediğimiz şeyleri düşünebilirler. hele ki fatih hoca'nın futbolu bizden çok daha iyi bildiği konusunda kimsenin şüphesi yoktur sanırım. tabii ki her zaman bu düşünceler sonuca yansıyacak diye bir şey yok, farklı düşünüyorduysak bunu belirtmek ve eleştirmek de okey ama bilinçli bir taraftarın her zaman teknik direktörü anlamaya çalışması da gerekir diye düşünüyorum.
ancak bugünkü maçta fatih hoca'nın yaptığı eren-belhanda değişikliğinin çok net bir hata olduğunu düşünüyorum. bunun sebebi de çok basit: sivas ve kasımpaşa deplasmanlarında aynı planı deneyip, sonuç alamadığımızı görmüş olmak. ikinci yarının başındaki rodrigues feghouli kanat değişikliği bence doğru bir hamleydi, kalabalık içinde pozisyon bulmakta zorlansak da rakip ceza sahasına yığmaya başlamıştık oyunu. ilk yarı kötü maç çıkaran belhanda da biraz hareketlenmişti. kenardan bol bol orta yaptığımız doğru, ama orta sahadan biri çıkıp eren oyuna girerse o orta fırsatlarını hazırlayan pas trafiğini sürdüremeyeceğimizi ve ereni etkili kullanamayacağımızı sanırım birçok taraftar düşünmüştür maçı izlerken. bunu da kolayca düşünebilmemizi sağlayan şey aynısını daha önce iki deplasmanda denemiş ve sonuçları görmüş olmamız. ama fatih hoca maalesef aynı şeyi tekrar denedi ve aynı sonucu yine aldık. tabii ki son dakikada yenen gol fatih hoca'nın suçu değil, ama bu maç bu oyunla 0-0 da bitse ben dahil, hatta muhtemelen fatih hoca dahil birçok galatasaraylı yine sinirli ve hayal kırıklığına uğramış olurduk diye düşünüyorum. son gol sadece berbat bir maça tüy dikti.
"the definition of insanity is doing the same thing over and over and expecting different results" diye bir söz vardır. türkçeye, "deliliğin tanımı aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir" diye çevirebiliriz. "delilikle dahilik arasında ince bir çizgi vardır" diye de bir söz vardır bildiğiniz üzere. maçtan sonra yatışmayan bir sinirle kendimi böyle bir düşünce akışının içinde buldum, paylaşmak istedim. fatih hoca bence delilikle dahilik arasında giden bir adam, inanılmaz başarıları yakalayıp inanılmaz hatalara düşebilmesi de bundan. inatçı bir karakter. kafasındaki düşüncelerden, hedeflerinden kolay kolay vazgeçmiyor ama bu inadı bazen pahalıya da patlayabiliyor. biz de onu zaten böyle seviyoruz ya, neyse. bugün bu inat bizim için pahalıya patladı, belki de şampiyonluğa mal olacak. bu sezonki kadromuzun özellikle de ndiaye'nin gidişinden sonra önemli eksikleri olduğu hepimizin malumu. bu şartlarda son 6 haftada şampiyonluğu alacaksak fatih hoca'nın deliliğine değil, daha önce defalarca gördüğümüz dehasına çok ihtiyacımız var.
ancak bugünkü maçta fatih hoca'nın yaptığı eren-belhanda değişikliğinin çok net bir hata olduğunu düşünüyorum. bunun sebebi de çok basit: sivas ve kasımpaşa deplasmanlarında aynı planı deneyip, sonuç alamadığımızı görmüş olmak. ikinci yarının başındaki rodrigues feghouli kanat değişikliği bence doğru bir hamleydi, kalabalık içinde pozisyon bulmakta zorlansak da rakip ceza sahasına yığmaya başlamıştık oyunu. ilk yarı kötü maç çıkaran belhanda da biraz hareketlenmişti. kenardan bol bol orta yaptığımız doğru, ama orta sahadan biri çıkıp eren oyuna girerse o orta fırsatlarını hazırlayan pas trafiğini sürdüremeyeceğimizi ve ereni etkili kullanamayacağımızı sanırım birçok taraftar düşünmüştür maçı izlerken. bunu da kolayca düşünebilmemizi sağlayan şey aynısını daha önce iki deplasmanda denemiş ve sonuçları görmüş olmamız. ama fatih hoca maalesef aynı şeyi tekrar denedi ve aynı sonucu yine aldık. tabii ki son dakikada yenen gol fatih hoca'nın suçu değil, ama bu maç bu oyunla 0-0 da bitse ben dahil, hatta muhtemelen fatih hoca dahil birçok galatasaraylı yine sinirli ve hayal kırıklığına uğramış olurduk diye düşünüyorum. son gol sadece berbat bir maça tüy dikti.
"the definition of insanity is doing the same thing over and over and expecting different results" diye bir söz vardır. türkçeye, "deliliğin tanımı aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir" diye çevirebiliriz. "delilikle dahilik arasında ince bir çizgi vardır" diye de bir söz vardır bildiğiniz üzere. maçtan sonra yatışmayan bir sinirle kendimi böyle bir düşünce akışının içinde buldum, paylaşmak istedim. fatih hoca bence delilikle dahilik arasında giden bir adam, inanılmaz başarıları yakalayıp inanılmaz hatalara düşebilmesi de bundan. inatçı bir karakter. kafasındaki düşüncelerden, hedeflerinden kolay kolay vazgeçmiyor ama bu inadı bazen pahalıya da patlayabiliyor. biz de onu zaten böyle seviyoruz ya, neyse. bugün bu inat bizim için pahalıya patladı, belki de şampiyonluğa mal olacak. bu sezonki kadromuzun özellikle de ndiaye'nin gidişinden sonra önemli eksikleri olduğu hepimizin malumu. bu şartlarda son 6 haftada şampiyonluğu alacaksak fatih hoca'nın deliliğine değil, daha önce defalarca gördüğümüz dehasına çok ihtiyacımız var.
