4616
gelişmemiş kitlelerin en büyük afyonlarından biri. ergenlikte falan olsam bu adamın söylediklerine sinirlenir, sağa sola iğrenç iğrenç şeyler yazar dururdum. şimdi sadece "ne söylemiş" diyerek dinleyip yaşantıma devam ediyorum.
kendimi fenerbahçe taraftarının yerine koyuyorum. iki takımın "benim futbol oynamakla pek işim yok, gel kupayı al güzel kardeşim", "aman estağfurullah, ben senden daha beter durumdayım buyur senin olsun" diye sahada gezindikleri bir finali bala göte olmasa da uyduruk bir golle kaybetmişsin. van persie, nani hatta perreira derken umutla başadığn sezonda elde birşey kalmamış. "hedefimiz kupa" gazının pompalanıp durduğu sezonda aslında takım kaliten için süpriz olmayacak bir turda hakem faciasıyla da olsa elenerek bir hayal kırıklığına maruz kalmışsın. işin en kötüsü beşiktaş'a şampiyonluk kaybetmişsin ki beşiktaş'a şampiyonluk kaybediyorsan işler gerçekten kötü gidiyor demektir. yıllardır uefa'ydı, şikeydi derken yaşadığın avrupa'dan uzak kalma olayını, mali kriterler yüzünden rakibine yaşatıp önümüzdeki sezon önünü açma fırsatı eline kadar gelmiş; rezil bir futbolla daha rezilbir futbola karşı kaybediyorsun.
bütün bunların üzerine başkanın çıkıyor, ikinci yarı daha iyiydik ama kazanamadık lafının üzerine yarım saat goygoy yapıyor. sapıtıp ergin ataman'a kadar getiriyor işi ki orda da "yarım dakika sokuyor yarım dakika çıkarıyor" gibi bomba bir gafa da imza atıyor. sen şampiyonluk, avrupa kupası falan beklerken yine iş dönüp dolaşıp 8-0'a, araya, emenike'ye falan geliyor. ne bileyim katlanması zor olurdu herhalde...
2008-2010 arası bir yerlerde bu sahneden çekilseydi, türk spor ortamının normale dönüşü için az da olsa bir umut olurdu belki. artık geldiği ve getirdiği nokta itibarı ile normal bir ortama dönülmeyecek kadar herşeyin içine etmiş gibi görünüyor malesef.
kendimi fenerbahçe taraftarının yerine koyuyorum. iki takımın "benim futbol oynamakla pek işim yok, gel kupayı al güzel kardeşim", "aman estağfurullah, ben senden daha beter durumdayım buyur senin olsun" diye sahada gezindikleri bir finali bala göte olmasa da uyduruk bir golle kaybetmişsin. van persie, nani hatta perreira derken umutla başadığn sezonda elde birşey kalmamış. "hedefimiz kupa" gazının pompalanıp durduğu sezonda aslında takım kaliten için süpriz olmayacak bir turda hakem faciasıyla da olsa elenerek bir hayal kırıklığına maruz kalmışsın. işin en kötüsü beşiktaş'a şampiyonluk kaybetmişsin ki beşiktaş'a şampiyonluk kaybediyorsan işler gerçekten kötü gidiyor demektir. yıllardır uefa'ydı, şikeydi derken yaşadığın avrupa'dan uzak kalma olayını, mali kriterler yüzünden rakibine yaşatıp önümüzdeki sezon önünü açma fırsatı eline kadar gelmiş; rezil bir futbolla daha rezilbir futbola karşı kaybediyorsun.
bütün bunların üzerine başkanın çıkıyor, ikinci yarı daha iyiydik ama kazanamadık lafının üzerine yarım saat goygoy yapıyor. sapıtıp ergin ataman'a kadar getiriyor işi ki orda da "yarım dakika sokuyor yarım dakika çıkarıyor" gibi bomba bir gafa da imza atıyor. sen şampiyonluk, avrupa kupası falan beklerken yine iş dönüp dolaşıp 8-0'a, araya, emenike'ye falan geliyor. ne bileyim katlanması zor olurdu herhalde...
2008-2010 arası bir yerlerde bu sahneden çekilseydi, türk spor ortamının normale dönüşü için az da olsa bir umut olurdu belki. artık geldiği ve getirdiği nokta itibarı ile normal bir ortama dönülmeyecek kadar herşeyin içine etmiş gibi görünüyor malesef.
