33
bal gibi de kulübün sahibi olan taraftardır. bu sahipliğe eleştirmeyen taraftar da dahildir.
şahıs şirketleriyle alakalı verilen örnek pek benzemese de aşağıdaki gibi çürütülecek bir durumdur bu;
ne güzel bir şirket kurmuşsun. facebook'ta binlerce takip edenin piyasada binlerce müşterin var. buraya kadar her şey tamam. senin bu şirket belli bir ürün üretiyor, misal futbol topu (futbolla alakalı olsun). senin bu ürettiğin futbol topu, tepildiği ilk halı saha maçı sonunda dikişleri patlatıp balon yapıyor olsun. bir müddet sonra bu ve buna benzer yüzlerce şikayet gelsin ürettiğin futbol topları ile alakalı facebook sayfana ya da şirket e-postana.
bu durumda şirket sahibi olarak sen ne yaparsın genç girişimci? çağırırsın üretim müdürünü, kalite kontrolcünü sorguya çekersin. her kimde ise hata işine son verirsin. üretimi baştan sona kontrol ettirir hatanın kaynağını bulup kaliteyi yakalamaya çalışırsın.
şimdi futbol topunun tek bir halı saha maçı sonrasında balon yaptığı yere geri dönüyorum. ürettiğin futbol topu balon yapıyor ama tek bir şikayet bile gelmiyor. günler aylar geçiyor sen üretime aynı şekilde devam ediyorsun fakat facebook sayfanda beğeniler gün geçtikçe azalıyor, müşteri portföyün gün geçtikçe daralıyor. sen diyorsun ki allah allah yahu siz müşteriler ne iş? hasbelkader öğreniyorsun durumu ve gerekeni yapıyorsun fakat iş işten çoktan geçmiş oluyor çünkü rakip firmalar senin portföyünden çıkan müşterileri çoktan bağlamışlar bile. sen de dımdızlak kalıyorsun ortada.
ticari hayatta sermayeyi cebinden koyar yatırımı sen yaparsın şirketin sahibi kağıt üstünde sen olursun ama hizmeti sunduğun kitle yani müşteri kitlen memnun olduğu müddetçe sen de var olursun. müşteri dolaylı yoldan senin şirketinin sahibi olmuş olur.
günümüzde futbol kulüpleri de buna benzemektedir. taraftar hem müşteridir hem de kulübün sahibi. mal ve hizmet aldığında müşteri, aldığı mal ve hizmetlerden doğan kaynaklarla futbol kulüplerine yatırım yapma imkanı tanıyarak da kulübün sahibi.
ek olarak, ne kadar çok reputasyonun varsa o kadar çok yatırımı kendine çekersin. bu reputasyonu kulüplere sağlayan da taraftarın ta kendisidir.
şahıs şirketleriyle alakalı verilen örnek pek benzemese de aşağıdaki gibi çürütülecek bir durumdur bu;
ne güzel bir şirket kurmuşsun. facebook'ta binlerce takip edenin piyasada binlerce müşterin var. buraya kadar her şey tamam. senin bu şirket belli bir ürün üretiyor, misal futbol topu (futbolla alakalı olsun). senin bu ürettiğin futbol topu, tepildiği ilk halı saha maçı sonunda dikişleri patlatıp balon yapıyor olsun. bir müddet sonra bu ve buna benzer yüzlerce şikayet gelsin ürettiğin futbol topları ile alakalı facebook sayfana ya da şirket e-postana.
bu durumda şirket sahibi olarak sen ne yaparsın genç girişimci? çağırırsın üretim müdürünü, kalite kontrolcünü sorguya çekersin. her kimde ise hata işine son verirsin. üretimi baştan sona kontrol ettirir hatanın kaynağını bulup kaliteyi yakalamaya çalışırsın.
şimdi futbol topunun tek bir halı saha maçı sonrasında balon yaptığı yere geri dönüyorum. ürettiğin futbol topu balon yapıyor ama tek bir şikayet bile gelmiyor. günler aylar geçiyor sen üretime aynı şekilde devam ediyorsun fakat facebook sayfanda beğeniler gün geçtikçe azalıyor, müşteri portföyün gün geçtikçe daralıyor. sen diyorsun ki allah allah yahu siz müşteriler ne iş? hasbelkader öğreniyorsun durumu ve gerekeni yapıyorsun fakat iş işten çoktan geçmiş oluyor çünkü rakip firmalar senin portföyünden çıkan müşterileri çoktan bağlamışlar bile. sen de dımdızlak kalıyorsun ortada.
ticari hayatta sermayeyi cebinden koyar yatırımı sen yaparsın şirketin sahibi kağıt üstünde sen olursun ama hizmeti sunduğun kitle yani müşteri kitlen memnun olduğu müddetçe sen de var olursun. müşteri dolaylı yoldan senin şirketinin sahibi olmuş olur.
günümüzde futbol kulüpleri de buna benzemektedir. taraftar hem müşteridir hem de kulübün sahibi. mal ve hizmet aldığında müşteri, aldığı mal ve hizmetlerden doğan kaynaklarla futbol kulüplerine yatırım yapma imkanı tanıyarak da kulübün sahibi.
ek olarak, ne kadar çok reputasyonun varsa o kadar çok yatırımı kendine çekersin. bu reputasyonu kulüplere sağlayan da taraftarın ta kendisidir.