resim
Lincoln Cássio de Souza Soares
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:On Numara
Yaş:45
Boy:-
Uyruk:Brezilya
  • 2364
    galatasaraya 2007 - 08 sezonunda transfer oldu. transferinde anlaşma sağlandığı gün özhan canaydın bir açılıştaydı sanırım, çıkışta "avrupanın en büyük futbolcusu lincoln galatasarayda" diye seslenmişti taraftara, gülerek. merhum her zaman iyi niyetli olduğu için büyük ihtimalle adnan polatın mübalağalarına kurban olup bu açıklamayı yaptı zira adnan polatın olduğu yerde her zaman popülizm vardı. bu varsayım tabii.

    ilk sorunu hazırlık maçlarında forma giyemeyince çıktı. feldkampa gidip "beni niye oynatıyorsun" diye sormuş, feldkamptan da aceleci olmaması gerektiği cevabını almıştı.

    sezona çok iyi girdi ama kalli tarafından beşiktaş derbisi öncesi kralla beraber kadro dışı bırakıldı. sebebi de disiplin sorunları. lincolnün disiplin sorunları olduğu zaten malumdu, schalkedeki vukuatlarını biliyorduk lakin feldkampa tosladığında en ufak raydan çıkış buna yol açıyor işte. hakan şükür bu olay sonrasında "kırıldım, üzüldüm" diye açıklamalar yaparken; lincolnle ilgili "gitmek istediği ve konuşmalar sonrası ikna edildiği doğru" demişti. obje kim olursa olsun, disiplinsiz davranışta bulunursan cezasını çekersin ve bu disiplinsiz davranış "sana göre bana göre" değildir. kalli bir kurallar bütünü benimsemişti ve lincoln de hakan da buna uymadı. lincoln daha ilk vukuatının karşılığını aldığı anda hemen "gidiyorum" kafasına girdi. bu hareket bir sporcunun yapacağı hareket değil. sebebi belli, öyle pohpohlandı ki kendini takımın üzerinde gördü. taraftarın önyargıya dayalı ilgisini de görünce "ben buranın kralıyım, ne yapsam yanıma kar" düşüncesine girdi. bu, karakteri oturmadan buraya gelmiş yabancı oyuncularda çok sık rastladığımız bir sorun zaten.

    bu kadro dışı kalma meselesi bittikten sonra ardı ardına sakatlıklar ve bir türlü hazır olmama sorunu geldi. tam iyileşti derken "lincoln x deplasmanında da yok" haberleri çıkıyordu. bu ülke futbolu sert, orası doğru. lakin geldiği ülke de almanya. fizik gücü yerinde olmayan bir oyuncu orda top oynayamaz. burada ne cılız oyuncular, ne güçsüz oyuncular yıllarca top oynadılar da bu denli uzun sakatlık yaşamadılar. geri dönerdi, yedek oturursa ertesi hafta yine sakat. bu sakatlıklar tobias linderothun sakatlığı gibi de değil. o zamanları net hatırlamayabilirsiniz ama lincoln 2007 - 08 sezonunda ligdeki hiçbir derbi maçında forma giymedi. kupadaki fenerbahçe maçlarında oynamıştı galiba. çoğu deplasman olmak üzere kaçırdığı maçların da haddi hesabı yoktu. yeteneği sayesinde galatasaraya bazı maçları kazandırdı ancak bu disiplinsiz ve vurdumduymaz davranışlarını hafifletemez.

    bir diğer sorunu, gittiği tatilden, izinden geri dönmemesiydi. bunu kaldıran var belki ama ben bir galatasaray futbolcusunun, hele ki adı "hagi ve sneijder" ile aynı cümlede kullanılan bir galatasaray oyuncusunun bu hareketini yokmuş gibi sayamam. lincoln izne çıkar dönmez, tatile gider dönmez. sezon başı, ortası vs kampların hiçbirine neredeyse katılmamış, hep bir hafta+ rötar yapmış bir adam. frank rijkaardın "lincolnü bekliyorum. henüz görmedim ki hakkında karar vereyim." sözlerini hatırlıyorum. lincoln o sıralar brezilya sahillerinde plaj futbolu oynamaya çalışıyordu.

    2007 - 08 sezonunun ardından michael skibbeyle beraber başlayan güzel bir dönem vardı. lincoln her zamanki gibi kampa geç katılmıştı ama skibbe geniş bir toleransa sahip olduğundan ve lincolnün yeteneklerini bildiğinden bunu tolere etti. o bunu yaptı ama bunu yaptığı anda türk oyuncuların da kinlenmesine sebep oldu. (bkz: #1627498) lincoln bu gazla ilk devre muazzam top oynadı, hem avrupada hem türkiyede. hatta kaptan çıktığı bir hertha berlin maçında oynadığı akıl almaz oyunla herkesin takdirini kazandı. bu olaydan sonra tripkar türk kızlarının rol modeli -sevgilisi değil- arda turan ve maalesef sabri sarıoğlu gibi ismler ortaya bir "kaptanlık" meselesi attılar ve medyaya malzeme verdiler. adnan polat belki de başkanken yaptığı en doğru açıklamayı, "floryanın 5 kapısı var" açıklamasını yaptı da sular duruldu. ancak biraz bu işleri görmüş olan bilirdi ki en ufak bir kriz anında ilk yüklenilecek kişi lincolndü zira bu antipatiyi geldiği ilk sezonki tavırlarıyla kendisi yaratmıştı ve şansına ki takımda o dönem arda turan gibi, nedense çoğu fenerbahçeli olan "ağbileri" tarafından korunan bir trip makinesi vardı.

    her şeyi tetikleyense, kayserispor maçında gördüğü kırmızı kart oldu. tam hatırlamıyorum, sanırım öncesinde sakattı yine. uzun süre sonra dönüp maçın 28. dakikasında haksız bir kırmızı kart görmüştü. bütün o ilk yarıdaki muazzam oyun sonrasında söndü. çünkü lincoln küstü. zira kendisi haksız kırmızı kart gören ilk futbolcuydu. futbol tarihinde kadro dışı bırakılan ilk futbolcu olması gibi. o zaman da küsüp gitmek istemişti. zaten ne olsa küsüp gitmek istedi. neyse.

    skibbe geniş toleransının karşılığını sabotaj olarak alınca yerine bülent korkmaz geldi. bülent korkmazın adını ne zaman aklımdan geçirsem aklıma belözoğlu börek salonu karikatürü geliyor. kaptan, lincolnü hiç sevmezdi, daha gelmeden de bunu ayan beyan belli ediyordu. ancak skibbe gidince adnan polatın taraftara şirin görünmesi gerekiyordu. o da gitti bülenti getirdi. bülent korkmaz, deplasmanda 1 - 1 berabere kalınan hamburg maçında muhteşem bir teknik direktörlük örneği göstererek takımın en iyi futbolcusunu kenara çekmiş ve takımı iki golden tek başına eden nonda yerine iki gollük pas atan lincolnü çıkarmıştı. o maç sonrası lincoln küfür etti - etmedi tartışmaları aldı yürüdü. o dönem holiganlık yönetimde bir damar olduğu için haldun üstünel lincolnün üzerine yürümüştü "sen nasıl kaptana küfredersin" diye. hala o küfür edildi mi edilmedi mi belli değil gerçi.

    o sezon da ligi 5. bitirdik işte.

    2009 - 10 sezonu geldi, rijkaardla beraber 4 3 3 ve yeni umutlar da beraberinde geldi. bilin bakalım kim gelmedi? tabii ki lincoln. haftalarca haber alınamadı kendisinden. kontratlı oyuncumuz, bayağı bayağı sezon başı kampını neticesine takmadı. rijkaard iki üç kere kendisini beklediğini söyledi. beyimiz en sonunda sao pauloda plajlarda ıstakozdan hallice görüntülendi. plaj futbolu ya da voleybolu oynarken. zaten artık iş dayanılacak boyutu geçmişti. sezon başında sözleşmesi tek taraflı fesh edilip yollandı. 2010un şubatında da, palmeiras olması lazım, bir takıma gitti.

    toplam 2 sezon kaldı takımda. aldığı para o dönem için kimsenin o takımda hayal edemeyeceği bir paraydı. yarım sezon top oynadı. oynadığından çok küstü. küstüğünden çok kamplara katılmadı. sürekli sakattı. şımarıktı ve maç seçerdi. hagiyi bir yana koyuyorum zira ona sneijder bile belki yaklaşır; sneijderla aynı cümle içinde adının geçmesi, ancak tabanla tavan arsında kıyaslama babında olur, sneijderı tavan sayarsak kendisi tabanın biraz altında kalır. her yetenekli oyuncuya tapmak genlerimize işlemiş sanırım. no look pas attı diye ronaldinho muamelesi gördü adam. halbuki umut bulutun yarısı kadar sporcu değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın