• 46
    ekşi sözlük'ten "kent yorgunu" rumuzlu kullanıcının muhteşem anlatımıyla...

    --- alıntı ---
    2.eski güzel günlerini arayan sokak. maç önceleri ''sokakta toplanmanın'' trend olması sonucu özgünlüğünü yitirmeye başlayan, mazisini arayan, güzel sokak. önceleri; altın fıçıda, meydan pubda, çetinler birahanesinde, sarmaşıkta toplanılır, demlenilir mecidiyeköy'e çıkmayanlar ve beyoğlunu bırakmak istemeyenler de nevizade veya tarlabaşı bulvarının çevresinde takılır ordan maça gelirdi. aksaray vardı bir de, semt açıkhava pavyonuna dönmeden önce maç öncesi demlenmeye uygun 10 numara salaş birahanelere sahipti.

    daha sonra sokak modası başladı. bir anda nasıl başladı ve kitle sokağa nasıl kaydı hatırlamıyorum. düğmeye basılmış gibi birahanelerden sokağa doğru toplu bir göç yaşandı. yıllardır tribünü kovalayan, maç öncesi demlenmekten keyif alan, hafta içi göremediği dostlarını hafta sonu görüp hasret gideren, adabıyla içen, içmeyi bilen, herkes tarafından tanınan, bilinen, tribünü hakkını vererek efendi gibi adam gibi kovalayan, serserilikle tribüncülüğü birbirinden ayırmayı bilen yaş ortalaması belirli bir seviyenin üstünde tribün müdavimleri, özellikle birahanelerin monotonlaşmasını ve maç günleri uygulanan fiyat politikalarını eleştirerek meşale sokağa ve sokağın çevresinde bulunan toplanma mekanlarına kaydılar. köfteleriyle türkiye çapında ünlenen orjin köfte ve adem ustanın aşçılık yetenekleri, veli abinin kahvehanesinde alkol almayanların çay kahve batak üçgenine takılması, bahis hastalığının memleketi sarması sonucu elinde kuponlarla gezen insanların sokakta iddaa bayini hazır bulması, ataköy şarküteriden kayıntı yapmanın rahatlığı, birayı toplu halde alıp ucuza içme şansı, dahası muhabbetin açık havaya taşınması hatta zaman zaman veli abinin kahvehanesinin alt katında bulunan barakada mangal yakılması, bu eski kitle için sokağı çekici kıldı. o dönemlerde sokak yeni yeni hareketleniyor, az kişi tarafından biliniyor, tadı amatör maçlarla hafta içi oynanan tribün hedefinden uzak sadece gerçek galatasaraylıların kovaladığı tabela maçlarında çıkartılıyordu. muhabbet naif, alkol bol, sigara zula ve tribün kültürü için çok önemli olan maç öncesi mavraları 10 numaraydı. yeni besteler çıkıyor ve tribünde söyleniyordu.

    sokağın bu eski yıllarında derbilerde bile tribün raconuna göre hareket ediliyor, masum insanlara sataşılmıyor, yoldan geçen arabalar darp edilmiyor, sokak ortasında karaborsa yapılmıyor, galatasaray sevgisi tek amaç olarak belirlenip huzur korunuyordu.

    sonra eski güzel günler bitti. önce orjin köftenin önü kalabalıklaştı, sonra meşaleye kadar olan bölümün kaldırımları, şarkütelerin önü, sokağın içi dışı , otoparkın karşısı, apartman boşlukları ve ağaç altları doldu. eskiden tek bir ağacın altı doluydu, sokağın son ağacının altında, otoparkın karşında semtimizden beyoğlundan abilerimizle beraber takılırdık sonra biz abi olduk ama orda takılan adamların, kadınların bir tanesini bile tanımazken hepsini sokakta bulduk. sokak moda oldu.

    serserilik başladı, alkol almayı bilmeyen insanlar 3 biradan sonra kafayı bulup çevredeki evlere, arabalara zarar vermeye başladılar. eskiden gayet güzel anlaştığımız sokak sakinleri artık polis çağırır oldu. derbilerde hayatında bir defa bile mevzuya girmemiş, deplasmana gelmemiş, maç seçen adamlar içip içip tribün alemiyle ilgisi olmayan insanları ; ''sen fenerlimisin, beşiktaşlımısın'' diye yoldan çevirip döver oldu. bu tip hareketleri yapanlar fenerin ve beşiktaş'ın vurucu tayfası gelse ilk kaçacak kitleyi oluşturuyorlardı. facebook'a video eklemek, youtube'ye ''fenere opera'' videosu koymak, msn'de afiş yapmak, sokağın nerdeyse yarısını dolduran kızları tavlamak için içmeyi bilmeden içip sağa sola salça olanların çıkarttığı olaylarla yine biz uğraşıyorduk ve yine sokağın eski müdavimlerinin başı belaya giriyordu.

    son fener maçında yaşananlar, ekmek parası için kargoyla mal taşıyan motorcu çocuğu dövenler, alakasız insanlara şişe fırlatanlar, kapalı koridorlarına kusanlar, kendi stadının lavabosunu parçalayanlar, arabaların üstüne çıkıp dans eden kızlar, yaptıkları her hareketi fotolayıp facebook'a koyanlar, derbinin ruhunu galatasaray sevgisini hissetmeden bira kuyruğunda önüne geçen adama dalanlar, alkol keyfimizin içine edenler, sokakta fenere opera yapıp maçta bağırmayanlar, kadını - kızı- çoluk çocuğu rahatsız edenler, şehir dışından gelip elinde bir kamerayla etrafı çekerek ben holiganım havasına bürünenler ve niceleri sokağın artık bittiğini, meşale sokağın değişen taraftar profiline kurban gittiğini, internet üzerinden sosyalleşen iletişim ağlarına bağlı afiş imaj taraftarlığının, sigara dumanına bulanmış sirozlu ciğerlerimizi armağan ettiğimiz, ulan galatasaray meyhanelerini bitirdiğini ispatlamıştır.

    galatasaray lisesinin arkasında bulunan merdivenlerden başlayıp, uzun yıllar boyunca birahanelerle sürdürdüğümüz maç öncesi içme geleneğimiz sokakla ve sokağı keşfimizle güzel günler yaşattı bize ancak artık sokağında sonu geldi. samiyen'in son senesi, önümüzdeki sezon son defa samiyen'de olacağız ve sokağın arkasında bulunan otoparka, kırmızının karşısına veya kendimizin bile bilmediği ara sokaklara geçiş yapacağız. arada ağacın altına inip eş dostla muhabbete, kaynatmaya, vazgeçilmezimiz alkolümüze devam onun harici facebook taraftarlığı ve alkol masasından kalkamayacak kadar sarhoş olup mevzu yaparak, içerde takımı desteksiz bırakmak bize göre değil. sokağın tek kurtuluş yolu var, yeni stadın yapılması. metro bağlantısıyla ulaşım kolaylaşacak, 1-2 saat önceden gidip sokakta yine ağacın altında toplanıp biz bize kimseye salça olmadan içip maçımıza gidebiliriz. yeterki galatasaray'a gol olmasın.
    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın