138
lise 3'e gidiyorum. sene 2012. izmirspor ve altınordu'da yaklaşık 7 sene kadar lisanslı top oynadım. artık üniversiteye hazırlanıcam diye son sene devamlı banko kaptan misalı oynamak için eski arkadaşlarımın olduğu, yine izmirspor ve altınordu'dan toplama bir kulüp olan aktepeye gittim. selçuk inan gibi olabilirsin demişti hocam ilk hazırlık maçımdan sonra, fakat kafamda var sezon bitecek ve ben okul için futbolu bırakacaktım. 5 takımlı yerel lig grubundayız. ilk 7 maçı oynadık tamamı ilk 11. oynayanlar bilir, maçtan sonraki ilk idman maç konuşması yapar hoca bir 5-10 dakika. her maçtan sonra hoca diğerlerine beni anlatıyor; şu çocuk böyle yaptı şöyle yaptı siz oynamadınız falan diye. neyse ilk 7 maçı oynadık, grupta lideriz. arkamızdaki 2 takımla aramızda 2 puan var, onların puanı eşit. son maç da bu takımlardan biriyle oynuyoruz. ilk 2 şampiyona için play-off oynayacak. anlayacağınız biz berabere bile kalsak ikili averaj falan çıkıyoruz gruptan. final maçlarının tarihi bir açıklandı, bir baktık 17 aralık 2012. kaç hafta önceden izmir'den galatasaray-fenerbakçe maçına gitmek için izin aldığım tarihe maç koyuyorlar. bu fırsat elime geçmez dedim. arkadaşımla birlikte gideceğimiz için onu da yarı yolda bırakmış olmak istemedim. hocama dedem hasta bahanesi uydurdum. onun yanına gideceğimizi söyledim. gittiğim maç meşhur ağlama koreografisinin olduğu maçtı. sarı pankartımı tuttum izledim geldim. sonradan haberlerini aldım. bizimkiler 1-0 yenilmiş, diğer takım da yenince 3. olmuş bizim takım çıkamamışız gruptan. bunu takımdan bir arkadaşıma söylesem beni topluca linç etmek isteyebilirlerdi.* büyük yaş gruplarında da oynayacaktım o takımda fakat okul için bırakmam gerektiğinin farkındaydım ve bıraktım. jübilem yıllar sonra bile hafızalardan silinmeyecek kadar efsane oldu. çıkamadık gruptan ama olsun. galatasarayımın canı saolsun.