233
durum şu ana dek vahim. geçen sezonun sonunda oynadığımız iç karartıcı futbol ortadaydı.
üzerinden 2 ay geçti, keyifle dinlenilerek geçirilmiş 2 ay.
bu süreçte eksikler 40 defa belirlenip, takım yoğrulmaya hazır bir hamur misali hocaya emanet edilebilirdi.
ancak, yine ve yine verilen sözler tutulamadı, tabii ki transferler yaz kampına yetiştirilemedi.
en büyük transfer prandellioldu, az kalsın kampa transferi geçtim hocasız giriş yapıyorduk.
onun dışında takıma adam akıllı tekoyuncu dahil edildi: olcan adın. allah'ı var o da çok sağlam transfer oldu.
şimdi bundan sonraki süreç ne kadar hızlı işleyecek bilemiyorum ancak yapılması şart olan transferler bana kalırsa şu şekilde:
eldeki yabancılardan dany, ontivero, amrabat ve eboue'ye ne olursa olsun teşekkür edilmeli ve yalnızca muslera, melo, chedjou, telles, wesley, bruma tutulmalı. yani mevcut kadrodan 6 yabancı ile yola devam kararı alınmalı.
bunun hemen ardından afedersiniz ama sezon içinde birbirimizi sikmememiz adına yabancı bir forvet, hem de parçalayacak bir forvet ilk olarak takıma kazandırılmalı.
ondan sonra kullanılacak olan o son yabancı hakkı da tamamen mister prandelli'ye bırakılmalı. ister stoper, ister sağ bek, ister orta saha, isterse de kanat alsın.
yapılabilecek yerli transferlere gelince: isim vermiyorum ancak alternatif olması açısından ne olursa olsun gelecek vaadeden bir sağ bek ve de en az 2011-2012 sezonundaki engin baytar kadar katkı verebilecek bir orta saha, yeri geldiğinde kanat vs oynayabilecek yaratıcı ve dinamik bir oyuncu takıma kazandırılmalı. bu işi artık çok iyi anladık ki emre çolak ve aydınla falan olmayacak.
tüm bu yukarıda söylediklerime ek olarak;
- yedek kaleci problemimizi en sonunda çözdüğümüze inanıyorum. sinan bolat alınabilecek en iyi alternatifti. ümit milli olmuş adam 700 bin euro alırken, aslan sinan tabii ki 1.3 alacak. bundan daha doğal bir şey olamaz. futbolcular aptal değiller, her oyuncu oynadığı takımda kimin ne aldığını bilir ve en büyük huzursuzluklar da bundan doğar. haftalardır eleştire eleştire bitiremediğiniz burak ile selçuk'un aldığı paralar da takım içindeki huzuru sağlamanın yollarından biridir. o kadar kazanmayı hak ediyorlar mı haketmiyorlar mı sorusuna gelince herkesin yorumu kendine, ancak bu iyileştirme yapılması zorunlu olan bir iyileştirmedir.
üzerinden 2 ay geçti, keyifle dinlenilerek geçirilmiş 2 ay.
bu süreçte eksikler 40 defa belirlenip, takım yoğrulmaya hazır bir hamur misali hocaya emanet edilebilirdi.
ancak, yine ve yine verilen sözler tutulamadı, tabii ki transferler yaz kampına yetiştirilemedi.
en büyük transfer prandellioldu, az kalsın kampa transferi geçtim hocasız giriş yapıyorduk.
onun dışında takıma adam akıllı tekoyuncu dahil edildi: olcan adın. allah'ı var o da çok sağlam transfer oldu.
şimdi bundan sonraki süreç ne kadar hızlı işleyecek bilemiyorum ancak yapılması şart olan transferler bana kalırsa şu şekilde:
eldeki yabancılardan dany, ontivero, amrabat ve eboue'ye ne olursa olsun teşekkür edilmeli ve yalnızca muslera, melo, chedjou, telles, wesley, bruma tutulmalı. yani mevcut kadrodan 6 yabancı ile yola devam kararı alınmalı.
bunun hemen ardından afedersiniz ama sezon içinde birbirimizi sikmememiz adına yabancı bir forvet, hem de parçalayacak bir forvet ilk olarak takıma kazandırılmalı.
ondan sonra kullanılacak olan o son yabancı hakkı da tamamen mister prandelli'ye bırakılmalı. ister stoper, ister sağ bek, ister orta saha, isterse de kanat alsın.
yapılabilecek yerli transferlere gelince: isim vermiyorum ancak alternatif olması açısından ne olursa olsun gelecek vaadeden bir sağ bek ve de en az 2011-2012 sezonundaki engin baytar kadar katkı verebilecek bir orta saha, yeri geldiğinde kanat vs oynayabilecek yaratıcı ve dinamik bir oyuncu takıma kazandırılmalı. bu işi artık çok iyi anladık ki emre çolak ve aydınla falan olmayacak.
tüm bu yukarıda söylediklerime ek olarak;
- yedek kaleci problemimizi en sonunda çözdüğümüze inanıyorum. sinan bolat alınabilecek en iyi alternatifti. ümit milli olmuş adam 700 bin euro alırken, aslan sinan tabii ki 1.3 alacak. bundan daha doğal bir şey olamaz. futbolcular aptal değiller, her oyuncu oynadığı takımda kimin ne aldığını bilir ve en büyük huzursuzluklar da bundan doğar. haftalardır eleştire eleştire bitiremediğiniz burak ile selçuk'un aldığı paralar da takım içindeki huzuru sağlamanın yollarından biridir. o kadar kazanmayı hak ediyorlar mı haketmiyorlar mı sorusuna gelince herkesin yorumu kendine, ancak bu iyileştirme yapılması zorunlu olan bir iyileştirmedir.